17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMI Başbakan, iş dünyası temsilcileriyle görüştü Başbakan Binali Yıldırım, iş dünyası temsilcileriyle Dolmabahçe Çalışma ofisinde bir araya geldi. Yaklaşık 5 saat süren dün akşamki toplantıya Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Eko nomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin yanı sıra diğer ilgili bakanlar da katıldı. 45 kişinin yer aldığı toplantının amacı, güncel ekonomik konuları istişare etmek, görüş ve önerilerini almaktı. 16 [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY Pazar 6 Kasım 2016 Gazeteciliğin onurlu portreleri Mecaz, deyim falan değil, gerçeğin ta kendisi: Murat (Sabuncu) haberle yatıp kalkar. İyi habercilik ile vefa duygusu, onda etkileyici bir terkiple iç içedir. Ona son mesajım ne tuhaf bir önseziymiş. Geçen haftaki pazar yazısını tamamlayıp göndermiştim. Murat da hiç ıskalamadığı “eline sağlık” telefonunu etmiş. Bir ara nereden estiyse artık, “Ne kadar çetin bir dönemde gazete yapıp yönettiğinizin farkındayım” diye yazdım. Yanıt şöyleydi: “Bütün derdimiz çocuklarımızın başının dik gezmesi dostum. Bir eksik eleştiri olursa çekinme lütfen.” HHH Güray Abi (Öz) gazetede komşum. Odaları kalın camdan bir panel ayırıyor. Büromuz buraya taşınırken hissettim. Onunla komşuluk, yazılarındaki damıtılmış, bilge üsluba yaklaşmak demek olacaktı. Henüz doğru dürüst yerleşmemişken; ilk günden başını uzattı. İzlediği TV’nin, çalışmama engel olup olmadığını sordu. Zarif bir sükunetle. HHH Musa Kart’ın iletişim biçimi, çizgisine doğrudan yansımıştır: Cömert, canlı, bir o kadar da güçlü. Özeti şudur ki; onun çizgileri, kendisine bakanla doğrudan ilişki kurar. Bir anda canlanıp sayfadan fırlayacak duygusu bırakacak kadar. Bir çizerin tutuklanması yeterince sür reel bir durum da. Yine de bir soru eşlik etmekte: Bu kadar canlı durmasa, doğrudan bakmasa bu sürreel durum gerçekleşir miydi? Kim bilir. HHH Dış politika yazıları, olabilecek en doğru zaman kesitinde yön çiziyordu. Son haftalarda eklenen yeni görevi, yayın danışmanlığı tam fark yaratmaya başlamıştı ki. Mesleğimizin uluslararası alanda da saygın isminin başına, düşünülüp taşınılsa zor bulunacak hayli tuhaf bir şey geldi. Kadri Gürsel, çok yıllar önce kendisini kaçırıp rehin almış terör örgütü PKK’ye üye olmamakla birlikte müzahir olmakla suçlandı. Buna en çok yeminli düşmanları sevindi. Karmaşık bir alanı sözcükleriyle berraklaştırmasına hiddetlenenler. HHH Aradığım vakit, telefonu “En sevdiği miz müvekkilemiz, buyrun” diye açardı. Bu esprili hitabı, kalın ve ciddi bir ses tonundan duymak, beni güldürürdü. Fatih Belediyesi’nin imar kararı aldı ğı ortaklığı yazdım diye hapis cezasıyla yargılandım Belgelerim sağlamdı. Ama Bülent Utku sayesinde beraat ettim. Hukuk birikimi, pratiği ve sevimli öfkesiyle harmanlanmış savunmasını izlemek zenginleştiriciydi. Öğrenmenin yaşı yok: Tutuklananın avukatı olması, insanın içini bir başka burkuyormuş. Uruguay’a gidip Eduardo Galeano’nun yazdığı kahveyi arayıp bulan inadı, içime su serpiyor. HHH Meğer çok güzel gitar çalıyormuş. Bir pazar günü, büroya Hikmet Abi’yle uğramasa öğrenemezmişiz. Odada gördüğü gitarı eline aldı, dünyanın en basit işini yapıyormuş gibi birkaç akora ustaca bastı. Kulaklarımıza dolan Doğan Canku’nun benzersiz parçasıydı: “Güneşin Alevden Saçları” Onu bilişim alanındaki yazılarından tanıyanlar için duyurmuş olayım. Hakan Kara gizli bir müzisyen. HHH Evet, üzüntüyle iç içe girmiş öfkemizi tarif çok kolay değil. Ama biliyor musunuz, Turhan Günay’ın bütün dünyasının edebiyat olduğununu söylemek hem edebiyata, hem de Kitap ekimizin yönetmenine haksızlık. Tez zamanda çıksın da o demir kapının ardından; edebiyatın iktidar, iktidarın da edebiyatla derdinin tarihini ve derinliğini bize yine en iyi o anlatsın. HHH Ve Mustafa Kemal Güngör ve Önder Çelik. Hukukumuz, tanışıklığımızın kısıtlı olması, yaşatılan haksızlığın, adaletsizliğin derinliğini, gülünçlüğünü hissetmeme engel değil. Ortak Cumhuriyet tarihinin şemsiyesi altından hepinize, hepimize geçmiş olsun. Tutuklanan: Gazeteciliğe adanmış ömürlerdir. Maalesef aynı meslek adı altında anıldığımız beslemelerin, kafayı kaldırıp soramadığı soruları soranlardır. Haklılığın gücüdür. Bu gücün en etkili silahı olan mizah duygusudur. Hukuku gerçekten savunan çizgidir. Maaşlarını hak etmek için güne her sabah yalan üretmek üzere uyananların tanışmadığı haysiyetli yaşama çizgisidir. BİR TAKTİK OLARAK DEHŞET Cumhuriyet’in kurucu değerlerini temsil eden gazetemizi hedef alan son hamleler, asıl büyük bir fotoğrafın parçası. Özellikle 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’ndan bu yana geçen bir haftalık dönemde gerçekleşen icraatı, “okuyabileceğimiz” bir ortak payda var: Toplumda dehşet duygusunu artırarak, moral bozmak, toplanmaya çalışılan gücü kırmak, mücadele arzusunu öldürmek ve yalnızlaştırmak. Arka arkaya dalgalar halinde gelen ve şiddet tonu içeren bu hamleler, umudu direnci ve eleştiriyi toptan imha etmeyi hedefliyor. Korku, güçlü ve insani bir duygu. Ama bu dehşet dalgalarının yol açtığı toplumsal yılgınlığın, ileride çok daha büyük üzüntüler duyacağımız, ülkenin var oluşuyla ilgili sorunlara yol açmasını istemiyorsak, ne yapılacağı da belli. Korkuya teslim olmamak, yan yana durmak, dayanışmayı büyütmek. Havayolunu tercih eden yolcu sayısı ekim ayında 15 milyon 989 bine geriledi. Dış hat yolcusu yüzde 13.6 azaldı Havayolu yolcu sayısı 10 ayda 149.5 milyon oldu. Ekim ayında 16 milyon, 10 aylık süreçte ise 149 milyon 424 bin yolcu havayolunu tercih etti. Türkiye geneli havalimanlarına iniş kalkış yapan uçak trafiği, bir önceki yılın ekim ayına göre, iç hatlarda yüzde 10.2 artışla 80 bin 269, dış hatlarda yüzde 11.3 azalışla 52 bin 543 oldu. Türkiye hava sahasında ekimde yüzde 7.1 artışla ile 34 bin 313 üstgeçiş uçak trafiği gerçekleşti. 2016 yılı ekim ayı itibarıyla; iç hat yolcu trafiği yüzde 8 artışla 9 milyon 38 bin 28 olurken, dış hat yolcu trafiği yüzde 13.6 azalışla 6 milyon 913 bin 178 oldu. Ekimde havayolunu tercih eden yolcu sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre toplamda yüzde 2.6 azalışla 15 milyon 989 bin olarak gerçekleşti. 10 ayda 150 milyon Bu yılın 10 ayında hizmet verilen toplam uçak trafiği (üstgeçişler dahil) yüzde 0.5 artışla 1 milyon 557 bin 835’e, toplam yolcu trafiği (direkt transit dahil) yüzde 4.8 azalışla 149 milyon 424 bin 890 olurken, yük trafiği de yüzde 5.5 azalışla 2 milyon 495 bin 874 ton oldu. l Ekonomi Servisi Otomobile iki ayda yüzde 20 zam geldi Döviz kurlarının artmasının da etkisiyle son iki ayda otomobil fiyatlarının yüzde 1520 oranında arttığını dile getiren Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Araç firmaları gereksiz yaptıkları zammı geri çekmemeleri halinde araçlarımızı şimdilik yenilemeyeceğiz. Bu yapılan fırsatçılıktır. Bu arada esnaf ticari araçlarını değiştirmek için acele etmesin. 2019 Haziran sonuna kadar süre var” dedi. ÖTV kanunundaki değişikliğin otomobil satanlar için büyük bir belirsizliğe neden olduğunu da söyleyen Palandöken, “Bir yandan 150 bin otomobil stoku bulunurken diğer taraftan fiyatlardaki artış beklentisi firmaları da şaşırttı. Bu belirsiz dönemde esnafımıza acele etmemelerini, belirsizliğin ortadan kalkmasını beklemelerini tavsiye ediyoruz. Çünkü herkese yeteri kadar araç stokta var” şeklinde konuştu. l Ekonomi Servisi Çukurova’da hayat pamuk ipliğine bağlı Sayıları 24’ü bulan fabrikaların yerinde yellerin estiği Adana’da, akademisyenler pamuk ekimine dikkat çekmek için sanat da dahil pek çok yolu deniyor AYŞEGÜL BAŞAR Gerek ülke gerek bölge ekonomisinde bir süre öncesine kadar önemli bir yere sahip olan pamuğun Çukurova ve Adana bölgesinde ekiminin azalması, ekonomistler kadar öğrenci ve akademisyenlerin de ilgisini çekti. 80’li yıllarda 2.5 milyon dekarlık bir üretim alanına sahip pamuğun bugün yalnız 250 bin civarıda bir alanda ekiliyor olması bölgede ciddi ekonomik sıkıntı yaratırken ithalatın artmasıyla da başka sorunları tetikledi. İki yakayı bağladılar Geçen hafta Adana’da birbirini takip eden ‘5. ATHİB Dokuma Kumaş Tasarım Yarışması’ ile ‘Türkiye İnovasyon Haftası’ kapsamında gerçekleştirilen etkinliklerde sergilenen dikkat çeken projelerden bir tanesi “Çukurova’da Hayat Pamuk İpliğine Bağlıdır” başlıklı sanat eseri oldu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGÜ) ve Mersin Üniversitesi akademisyenleri ve öğrencilerinin kolektif emeği olan çalışmayla, bölge için hayati önem taşıyan ancak son zamanlarda ihmal edilen bir ürün olan pamuğun önemi sanat yoluyla anlatıldı. Doğal ve Yapay Çevrede Lif Sanatı etkinliği üzerine dersler de veren Proje Yönetmeni, MSGÜ GSF Tekstil ve Moda Tasarımı Bölüm Başkanı Prof. Kemal Can projenin ayrıntısını Ziraat Mühendisleri Odası’nın verilerine göre Çukurova ile simgeleşmiş ve ‘beyaz altın’ olarak bilinen pamuk, 80’li yıllarda bölgede 2.5 milyon dekarda üretilirken günümüzde 250300 bin dekara kadar düştü. 2003’te Türkiye pamuk tüketiminde ithalatın oranı yüzde 37 iken bugün yüzde 49.1’e kadar yükseldi. 2015 verilerine bakıldığında fiyat, devlet desteklemesi düşüldükten sonra 2.15 TL seviyelerinde olması gerekirken 1.751.96 civarına geriledi. Cumhuriyet’in fabrikaları bir bir kapanıyor Cumhuriyet döneminin başlarında Anadolu’da 24 fabrikanın bulunduğunu anımsatan AKİB Koordinatör Başkanı Zeki Kıvanç, “Adana bölgesi, Cumhuriyet’in ilk yıllarında fabrikaları ile sanayileşmeye öncülük etti ama günümüzde arzu edilen noktada değil. Cumhuriyet’in ilk fabrikaları çırçır, dokuma fabrikaları bu bölgede kuruldu. Ancak bugün baktığımızda çok iyi noktada olduğumuzu söyleyemeyiz. Bölgemizin kendisini yeniden yapılandırmaya ihtiyacı var. Özelde bölgemizde, makro anlamında ülkemizin kalkınması ancak potansiyelin doğru kazanılmasıyla mümkündür” dedi. Cumhuriyet’e anlattı. Prof. Can, “‘Çukurova’da Hayat Pamuk İpliğine Bağlıdır’ başlıklı proje, tarihi Taşköprü’nün yanında, Seyhan nehrinin iki yakasındaki parklarda kompoze edilmiş pamuk balyalarından başlayarak iki yakayı birbirine bağlayan pamuk ipliğinden oluşmaktadır. Gerçekleştirdiğimiz proje, ana malzemesi başta olmak üzere her anlamda Çukurova coğrafyası, kültürü, sosyolojisi, ekonomisi ile doğrudan ilişkilidir. Bu proje bir Çukurova projesidir. Başka yerde uygulanamaz. Uygulanmaya kalkılırsa özünü kaybeder, anlamsızlaşır, proje çöker” dedi. l ADANA Geçinebilmek için 4 bin 252 lira gerekiyor MemurSen açlık ve yoksulluk sınırını açıkla dı. Memur Sendikaları Konfederasyonu (MemurSen) tarafından her ay dü zenli olarak yapılan açlıkyoksulluk araştırmasına göre eylül ayında Türkiye’deki 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 1.492,743TL, yoksulluk sınırı da 4.252,398TL olarak tespit edildi. Yapılan araştırmaya göre eylülde ağustosa göre gıda madde fiyatlarında ortalama yüzde 0.25’lik bir artış yaşandı. Eylülde göze çarpan en büyük artışlar yüzde 23.72’la salatalık, yüzde 14.96 fındık içi, yüzde 10.80 marul, yüzde 10.28 kabak, yüzde 8.78 patlıcan, yüzde 7.41 artışla nohutta belirlendi. Giyimde arttı Eylülde giyim fiyatlarında ortalama yüzde 0.45’lik bir artış gözlendi. Giyim madde fiyatlarında ağustosa göre en göze çarpan değişimlerin yüzde 6.87 artışla çocuk eşofmanı, yüzde 6.19 artışla erkek sweatshirti, yüzde 4.07 artışla çocuk sweatshirti, yüzde 3.49 ar tışla çocuk çorabı madde fiyatları oldu. Ulaşım madde fiyatlarında yüz de 1.55’lik bir artış olduğu belirlendi. Ağustos ayına göre en göze çarpan değişimin yüzde 6.81 artışla, LPG dolum ücreti, yüzde 6.77 artışla mazot fiyatlarında olduğu gözlendi. Bununla birlikte ulaşım madde fiyatlarında yüzde 0.13 azalışla uçak bileti ücreti madde fiyatında düşüş olduğu tespit edildi. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle