17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Alman ordusunda İslamcı alarmı büyüdü Almanya’da karşı casusluk servisinin orduya 20 İslamcının sızdığını ortaya çıkarmasının ardından 60 potansiyel vakanın daha soruşturulduğu açıklandı. Hükümet Temmuz 2017’den itibaren tüm askeri birimlere kabul için güvenlik soruşturması getirecek. Pazar 6 Kasım 2016 [email protected] Erdoğan’dan Akıncı’ya ‘garanti’ mesajı Kıbrıs müzakerelerinin yarın İsviçre’ye taşınması öncesi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Kıbrıs Türk lideri Mustafa Akıncı’yı ağırladı. Erdoğan’ın adada iki kesimliiki toplum lu yapının hukuken güvence altına alınması ve garantörlük sisteminin korunmasının önemini vurguladığı öğrenildi. TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 15 ABD iki gün sonra başkanını seçiyor. Ama Clinton ve Trump’ın skandalları hem ABD halkında hem ABD’de son kozlardünyada bezginlikyarattı Gelecek dört yıl boyunca ABD’ye yön verecek, dolayısıyla dünyanın gidişatını etkileyecek lider, iki gün sonra belli olacak. 2008’de ilk siyah başkanını seçen ABD halkı, bu kez siyasi geçmişi olmayan milyarder bir işadamı ve ünlü televizyon simasi ile ABD tarihinin ilk kadın başkan adayı olan “kurt” bir siyasetçi arasında seçim yapacak. Demokrat Parti adayı Hillary Clinton ile rakibi Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump seçmeni ikna etmek için son kozlarını oynuyor. Trump’ın belden aşağı söylemi ve hakkındaki cinsel taciz suçlamaları, Clinton’ın bitmeyen eposta skandalı ve vakıf yolsuzlukları, iki adayın birbirini çok sert eleştirmesinin damga vurduğu kampanyaya Dışişleri Bakanı John Kerry bile “ABD’nin dünyadaki itibarı açısından utanç verici” tepkisini göstermişti. Seçimi FBI belirler mi? Haziran 2015’te aday adaylığını açıkladığı zaman başkanlık için çok az şans verilen Trump, özellikle Müslümanlar ve göçmenlerle ilgili açıklamalarıyla büyük tepki çekti. Dışişleri Bakanıyken resmi yazışmalarını ken Obama’dan ifade özgürlüğü vurgusu ABD Başkanı Barack Obama, Demokrat Parti’nin Kuzey Karolina’daki mitingi sırasında başkan adayı Hillary Clinton’a destek konuşması yaptığı sırada bir Trump destekçisi ortalığı karıştırdı. Obama, Trump’ın başkanlık niteliklerine sahip olmadığını söylerken kalabalık arasından biri Trump’a destek pankartı kaldırdı. Bunun üzerine Trump destekçisini yuhalayan kalabalığa Obama müdahale etti. Demokrat kitleye birkaç kez “durun” diye seslenen Obama, “Herkes otursun ve beni dinlesin. Salonda kendi adayını destekleyen yaşlı bir centilmen var. Her şeyden önce ifade özgürlüğüne saygı duyulan bir ülkede yaşıyoruz. Bu centilmen, orduya hizmet etmiş de olabilir ve buna saygı duymamız gerek. Yaşına da saygı duymamız gerek. Yuhalamayı bırakın. Oy kullanın” dedi. di evinde kurdurduğu bir sunucuyu kullanarak kişisel eposta adresi üzerinden yaptığı ortaya çıkan Clinton, FBI’ın ilk soruşturmasından, yargılanmasına gerek olmadığı yönünde kararla kurtulmasına rağmen seçime sayılı gün kala FBI’ın yeniden soruşturma açtığını açıklamasıyla zorda kaldı. FBI Başkanı seçime müdahale etmekle suçlansa da Clinton da ilk kez anketlerde Trump’ın kendisini geçtiğini gördü. WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange’ın sızdırdığı kampanya şefi John Podesta’ya ait epostalar da Clinton için bir başka darbe oldu. Suriye’de güvenli bölge ABD Dışişleri Bakanı pozisyonundayken Libya ve Suriye savaşlarının müsebbibi olarak görülen Clinton, TV düellolarında kritik dış politika açıklamaları yaptı. “Başkan seçilirse Suriye li Kürtleri silahlandıracağını” söyleyerek Ankara’nın tepkisini çeken Clinton, diğer yandan siviller için güvenli bölge gerekçesiyle Suriye’nin kuzeyinde “uçuşa yasak bölge” oluşturulmasını savunarak Ankara’nın tezine destek verdi. Demokrat aday Cumhuriyetçi rakibini ulusal güvenliğe tehdit olarak da gösterdi. Trump’ın Rusya sevgisi Trump ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i ABD Başkanı Barack Obama’dan “çok daha iyi bir lider” olarak tanımladı ve seçimi kazanırsa “Putin ile iyi ilişkiler kuracağını” belirten Clinton’ın “uçuşa yasak bölge” istemesini eleştirip Demokrat adayın Suriye ile ilgili planlarının Üçüncü Dünya Savaşı çıkartacağı uyarısı yaptı. Clinton ve Trump, önceki gün seçmeni her iki tarafa da meylettiğinden “swing state” (salıncak eyalet) diye nitelenen seçimin kaderini belirleyebilecek eyaletlerden Ohio ve Pensilvanya’da miting düzenledi. İki aday yine birbirini sert dille eleştirdi. Siyah seçmenin desteğini garantilemiş gözüken Clinton, Ohio mitingini ünlü rapçi JayZ ve ünlü şarkıcı eşi Beyonce’ın konseriyle noktaladı. Şeyh Şammar: Iraklılık bilincinin farkında değiller G. Kore liderine istifa baskısı Güney Kore, devlet başkanının bir tarikat liderinin kızı olan yakın arkadaşını devlet işlerine karıştırdığının ortaya çıkmasıyla patlak veren skandal nedeniyle durulmuyor. Dün başkent Seul’de on binler Devlet Başkanı Park Geunhye’nin istifasını talep etti. Polisin geniş güvenlik önlemleri aldığı Gwanghwamun Meydanı’ndaki gösteriye katılanların sayısı 100 bini geçti. Kabinede değişikliğe giden, danışmanlarının istifasını isteyen, savcıların gerekli görmesi durumunda hakkında doğrudan soruşturma açılmasına da izin vereceğini belirterek kamuoyundan özür dileyen Park yine de tepkileri yatıştırmayı başaramadı. Anketlere göre Park’a halk desteği yüzde 5’e düştü. Fas’ta protesto krala yöneldi Fas’ta Muhsin Fikri (31) isimli bir balık satıcısının tezgâhına el konulmasına karşı çıkarken bir çöp kamyonunun sıkıştırıcısı tarafından ezilerek öldürülmesine yönelik protestolar bir haftadır durulmuyor. Fikri’nin memleketi olan Berberi bölgesindeki gösteriler başkent Rabat’a sıçradı. Önceki gün Fas’ın kuzeyinde binlerce kişinin krallık için kullanılan terimle “Mahzen bizi öldürüyor” sloganı atması, “Bu, ezilen tüm Faslıların meselesi”, “Yolsuz sistemle mücadele etmeliyiz” diye bağırması dikkat çekti. Koalisyondaki en önemli Sünni aşiretin Şammar “Türk hükümetinin Sünni Türk veliahtı Ahmed Şammar, Ankara’dakile menleri Irak hükümetinden daha fazla rin Iraklılık bilincini bilmediğini savundu desteklediğini düşünmüyorum” dedi Bağdat’ta Iraklılar Musul cephesinden adım adım ilerle ma hakları tartışılıyor. Türk hükümeti de Sünnilerin koru me haberlerini heyecanla takip yucusu olduğu görüşünü dile ediyor. Bir “ulusal birlik” ruhu getiriyor. Sizce de öyle mi? nun bulunduğunu söylesek ye Herhangi birinin Irak politi ridir. Salt Irak nüfusunun yüzde kaları hakkında buradan onay 65 gibi ezici çoğunluğunu oluştu almadan konuşmasını güçlü bi ran Şiiler de değil. Benim izleni çimde reddederiz. İran, Türki mim, Batı medyasındaki mezhep ye, Suudi Arabistan Irak’ta etki çi okumaların aksine, IŞİD’in yarattığı meydan okumanın insanları “birleştirdiği” yolunda. Böylesi bir ortamda Sünnilerin nab Bağdat’ta görüştüğümüz Ahmed Şammar, İran’ın çok zekice davrandığına dikkat çekti. li olmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanınız yakın tarihe bakarak konuşuyor, ama daha uzak tarihe gidersek İmam Ali Kufe’de zını tutmak için en önemli aşi büyük liderdi ve Türkiye’nin retlerden Şammarların Irak kolunun veliahtıyla görüştüm. IŞİD’i Musul, Telafer ve Sincar gibi bölgelerden temizlemeye girişmiş uluslararası koalisyonun parçası olan Şammar aşiretinin “veliahtı” Ahmed el Şammar, merkezi hükümetle koordinasyonu, Irak’ın birliğini devam ettirme kararlılığını vurguladı. n IŞİD’le savaşan Sünni güçlerin durumu ne? Haşdi Şaabi için Neynova’da 15 bin milislik bir güç belirlendi. Sünni aşiretler olarak bizim payımız 2500, 900’ü Şammarlardan. Irak ordusu ve peşmergenin kurtardığı yerleri kontrol altına alıyoruz. Rabia bölgesi, Sincar’da (Şengal) Ezidilerle ittifak ediyoruz, Baaç gibi yerler ile Suriye sınırını kontrol altına alacağız. n Irak’ın iki bölgeli federal yapısının üçe çıka rılması tartışması var. Sünniler için üçüncü bölgeye nasıl bakıyorsunuz? Büyük engeller var. Irak üçe ayrılırsa savaş başlar ve ne zaman biter bilemeyiz. Kürt federal bölgesi var ve Kürtlerin kendi içlerindeki sorunlar bitmiyor. Şiiler içinde de farklı gruplar var ve hükümete etki etmeye çalışıyorlar. Ama hep birlikte federal şemsiye altında tek savaştığımız IŞİD. Ülkeyi tamamen kont rol edip IŞİD’i Irak’tan attığımızda bakacağız. Merkezi hükümetin politikalarını desteklemek daha iyidir. İnsanlar yaşadıkları yerlere döndüğünde hangisinin daha hayırlı olduğuna karar verir. Bugünse Kürt bölgesine kaçmış Ezidi yahut Şebaklara ne istediklerini soramayız. n Türkiye’de Musul ve Halep’e uzanan bölgenin Osmanlı’dan kal toprakları Irak’ın parçasıydı. Tarihe geri dönmenin faydası nedir? “Musul Musullularındır, Tel Afer, Tel Aferlilerindir” deniliyor. Güzel, fakat bu politikaya önce siz uyacaksınız. Sünnilerin hamiliğine gelince... Iraklılık fikrinden bakmazsak büyük sorun yaratılır. Türk hükümeti vatandaşı hayrına başarılı politikalar izlesin. Bazı ülkeler mezhepçilik fikrinden konuşabilir, ama bu Iraklılık bilincini bilmemelerindendir. n Türkiye sınıra asker yığmış durumda. Musul’un kurtarılışında rol oynamak istiyor ve Başika’da askeri varlık var. Şii milisler Tel Afer’e girerse Sünnileri destekleyeceğini söylüyor. Bir müdahale olursa ne olur? Ben Türk hükümetinin Sünni Türkmenleri bizim hükümetimizden daha fazla desteklediğini düşünmüyorum. Bağdat, tüm Iraklılar için anne gibidir. İnsan annesini reddedebilir mi? Başka bir anne istiyoruz denilirse o nasıl bir anne olur sizce? n İran da Şiileri desteklemiyor mu? Eğer Türkiye Sünnileri kaygıları için ŞİİLER SÜNNİLERDEN ÇOK DAHA FAZLA ÇEKTİ n Irak’ta mezhepçilik sorunu yok mu? Sünniler ezilmiyor mu? yorsunuz IŞİD liderleri Kaide kökenli. O dönemde Kaide çok fazla insan destekliyorsa, İran’ın Şiileri çok daha fazla desteklemesi gerekirdi. Ama Şiiler çok daha büyük kayıplar yaşamasına rağmen İranlılar öyle yapmadı. İran Irak’taki durumu ulemayla ilişkilerini Erdoğan’ın MusulTel Afer’in koru öldürdü. 2007’den sonra Tel Afer’de de kullanarak çok daha zekice belirler. yucusu olduğu söylemi doğru oldu kontrol Şia’nın eline geçti. Şii gençle Bu zekâya saygı duymamız, hesaba kat ğundan değil, fakat buraların Sün ri bazı Sünni aileleri hedef aldıkların mamız gerekiyor. nilerinin meydan okumalarla karşı da ise Şii liderler buna geçit vermedi. n Musul’daki Nuceyfi güçleri için karşıya olmadığını da söyleyemeyiz. Aynı durumda Sünni liderler de ben ne düşünüyorsunuz? İşlevleri nedir? Biz bu SünniŞii sorununun nedeni zeri tavır aldı. Bu durum 2014’te IŞİD Kendileri Haşdi’ye dahil değil. Et ni biliyoruz. Bundan iki taraf da kay işgaline dek sürdü. Ben Sünniyim. hil Nuceyfi’nin maaşları ve lojistiği betti. 2004’te Kaide, Şii Tel Aferlileri katletti. Ben Sünnilere mensubum ve biz bunu teslim etmeliyiz. Ve bili Lakin Tel Afer’de Şia’ya olanlar Sünnilere olanlardan çok daha fazlasıdır. Doğrusunu söylememiz gerekir. Türkiye’den gelir. Iraklı diyemeyiz. Herkes onları gayet iyi tanır ve haklarında bir şey söylemeye gerek yok. SÜRECEK [email protected] Sonun başlangıcı… Geçen yıl Contemporary İstanbul’da bir İran fokusu vardı. 700 sanatçıyı barındıran sergi odağa İranlı sanatçıları yerleştirmişti... “İran’ın Aydınlık Kadınları” adlı bölümde, yönetmen Muhsin Makhmalbaf’ın kızı Hana Makhmalbaf’ın da bir tanıtımı vardı. “Ülkemi bir saat içinde, bir el çantasıyla terk ettim” diyordu Makhmalbaf bu tanıtımda, “Her şeyimi geride bıraktım ve objelere bağlanmamak gerektiğini bu sayede öğrendim.” Kaligrafiden esinlenen İran’ın modern resim yorumcularına ve Makhmalbaf gibi “ayaklarının altından zemin kaydığı için vatanlarından gitmek zorunda kalan kadınlara” ayrılan bölümleri gezerken çok etkilenmiş, “İran’a bakarken bir kez daha Türkiye’yi düşünmeden kendinizi alamıyorsunuz. İran, her zaman olduğu gibi Cİ’da önümüze bir ayna koyuyor” diye yazmıştım. Bu yılki Cİ açılışına gericilerin yaptıkları saldırıyla, “o ayna”yı hatırladım. İran’da İslam devrimi gelirken çağdaşlığın tüm simgelerine bayrak açan yobazlar da bir sinemaya saldırıp içinde seyircileriyle beraber yakmışlardı… “Rex yangını” diye tarihe geçen sinema yangınından 6 ay sonra İslam devrimi ilan edilmişti… Yeni Türkiye iklimi “Eski Türkiye”nin süratle derdest edildiği şu günlerde, Cİ gibi tanınmış bir uluslararası sanat etkinliğini 20 kişilik yobaz güruhunun hedef alması ve büyük bir şovla saldırması; sanatçıyı eserini çekmeye zorlayacak denli korkutması, gözdağı vermesi, herkesin terörist diye toplanıp götürüldüğü bir ortamda saldırganların serbest bırakılması, bunların tepeden “biz demokrasi ve laikliği (bildiğimiz gibi) yeniden yorumluyoruz!” fetvalarının verildiği sırada yaşanması bir rastlantı olamaz. Otobüsteki “uçan tekme” örneğinde gördüğümüz gibi bu artık kendisini vahşet ve şiddetle dayatan bir “yeni Türkiye” iklimidir. Bu “yeni Türkiye iklimi” nedeniyle geçen yıl 700 sanatçının katıldığı “çağdaş sanat etkinliğine”, bu yıl yalnız 520 sanatçı gelmiş. Eskiden herkesin katılmaya can attığı İstanbul Çağdaş Sanat Fuarı’nın katılımcılarında bir yıl içinde üçte birlik bir düşüş var. Gelenler de zor ikna edilmişler. Bu dehşet atmosferini yaşayan ve soluyanlar gelecek yıl artık hiç gelmez. Bu yolun sonu, Türkiye’yi çağdaş dünyadan koparan bir yalnızlığa itmektir. Dün 9 yazarımız, üç gün önce 9 muhalefet milletvekili tutuklandı. Dünya Türkiye’de bu yaşananları dehşetle izliyor. Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck bunu en üst düzeyde ifade etti. Sırf Gauck mu? Dehşete düşen düşene. Avrupa Parlamentosu Başkanı Schultz, yaşananları “korkunç” diye tanımladı. Almanya, Fransa, İtalya, Norveç dışişleri bakanları ve AB Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, mitralyet gibi birbiri ardına “çok endişeliyiz” açıklamaları yayımladılar. ‘Türkiye tekin değil’ mesajı “Çok endişeliyiz” de ne? Büyük devletlerin ekim devriminde kenara çekilip “pek endişelendik!” demelerine benziyor, diyebilirsiniz. Diplomatik dilde bundan fazlasını söyleyemezler. Ama zincirleme tepkinin verdiği global bir mesaj var. O da Türkiye’nin artık tekin bir ülke olmadığı ve bir kırılma noktasında bulunmasıdır. Büyük başkentler kırılmayı not etmiş, freni patlamış kamyon gibi Türkiye’nin nereye toslayacağının belli olmadığını kayda geçmiş, bundan duyulan derin kaygıyı açıklamışlardır. Bu global mesajın ekonomi, iş, kültür, turizm dünyasındaki kümülatif etkisi kaçınılmaz olacaktır. Avrupa’nın en büyük yayın şirketlerinden Axel Springer’in şimdi şu sırada “gelişmelerin endişe verici” olduğunu söyleyerek Türkiye’den çekileceğini açıklaması bir tesadüf olarak algılanamaz. Beyoğlu’nda, Bağdat Caddesi’nde art arda kapanan dükkânların; kapılarını bir daha açmamak üzere kapatan köklü “Pandeli Restoran”ın örnekleri, bulaşıcı bir virüs gibi “seri kepenk kapatma kararları” ile sisteme girmiştir. Dünyadan yalıtılıyor, adım adım dışlanıyoruz. “On Küçük Zenci”nin (Bknz. 5 Kasım, Sağnak) sonunu yaşamak istemiyorsak, son kaleleri ne pahasına olursa olsun korumak zorundayız. IŞİD’in bombaları kaçan sivilleri vurdu Irak’ta17 Ekim’de başlayan Musul’u IŞİD’den kurtarma operasyonunda kaçan sivillerin sayısı 31 bini bulurken, dün Musul’un güneyindeki Havice’den kamyona doluşup kaçan aileleri IŞİD’in yola yerleştirdiği bombalar vurdu. Biri polis, kalanı sivil 18 kişi öldü. Irak güçleri, Musul’un güneyinde IŞİD’in çok sayıda infaz gerçekleştirdiği Hamam el Alil kasabasını ele geçirdi ve merkeze Irak bayrağı çekti. C MY B nilgun@
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle