02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 30 Kasım 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ‘Kendimiz için değil ülke için kaygılıyız’ CHP’li milletvekilleri Silivri Cezaevi’nde, tutuklu yazar ve yöneticilerimizle görüştü CHP milletvekilleri Musa Çam, Mehmet Tüm, Mahmut Tanal, Eren Erdem, Orhan Sarıbal, Fikri Sağlar ve Ali Şeker Silivri’de tu tuklu yazar, çizer ve yöneticilerimizi ziyaret etti. Görüşmelerindeki izlenim lerini aktaran Çam, moral durumları nın çok iyi olduğunu be lirterek, “Rejim değişik liğine adım adım gidilir ken genel anlamda bir yol temizliğinin yapıldı ğını, bu yol temizliğinde İKLİM ÖNGEL en büyük engellerden birinin de Cumhuriyet ga zetesini susturmak, orta dan kaldırmak, yazarlarını, çizerleri ni ve okuyucalarını sindirmenin temel bir hedef olduğunu biliyorlar” dedi. Çam, arkadaşlarımızın, “Cumhuri yet gazetesi kurulduğundan beri dev letten, siyasi iktidarlardan ve serma yeden bağımsız bir yayın politikasını kendisine şiar edindi ve bugüne ka dar da bu ilkelerinden asla ödün ver medi. Hiçbir siyasi iktidarın arka bah çesi olmadı. Yaşadığımız bu süreç te Cumhuriyet gazetesini kuşatmak, susturmak ve itibarsızlaştırmak için ellerinden gelen yapılmıştır. Bizler bu nedenle buradayız. Dışarıda bulunan ve gazeteyi her gün büyük bir emek sarf ederek çıkartan arkadaşlarımız, devraldıkları bayrağı en iyi şekilde götüreceklerdir, Cumhuriyet’in temel ilkelerine yaraşır ve yakışır bir gazete çıkarmaya devam edeceklerdir” me sajını aktardı. Herkese selamlar, Evet, burada rahatımız yerinde değil, keyfimiz de öyle ama moralimiz pek iyi, pek güzel. Bazı yoksunluklar, sıkıntılar olsa da esas olan kafamızın rahatlığı, sağlığı... O da gayet iyidir. Bedenimizi dört duvar arasına hapsetseler de aklımızı, fikrimizi, umutlarımızı hapsedemiyorlar. Bu da onlara dert olsun. Yakında görüşmek dileğiyle. Akın Atalay Tahir Elçi’nin ölüm yıldönümü... Faili meçhul. Aynı Hrant gibi... Yüreğim yanıyor... Birkaç koğuş ötede Ahmet Türk 74 yaşında kalp piliyle kalıyor. Barışı söyleyemiyor... Üzülüyorum... Aslı Erdoğan, Necmiye Alpay, yazarlar, gazeteciler tutuklu... Boğazım düğümleniyor. Ama yine de ülkemin aydınlık geleceğinde “güneşin sofrasında, dostların arasında” omuz omuza dostça barış içinde bir ülke hayal edip gülüyorum. Murat Sabuncu Bizim için uğraş veren, mücadele eden tüm milletvekillerimize, tüm avukat dostlarımıza, bizim için yazılarıyla, çizgileriyle destek olan tüm gazeteci dostlarımıza sonsuz teşekkürler. Hep birlikte mücadelemiz sürecek. Sevgiler, saygılar hepinize. Mustafa Kemal Güngör Sevgili Erdem, sana bir kravat borcum var, çıkar çıkmaz bir kutu kravatın hazır olacak. Ankara’daki arkadaşlara sevgi. Turhan Günay Sevgili Erdem, Yazılarını okuyoruz. Çok eğleniyoruz. Sevgi selam. Hakan Kara En büyük sıkıntı kitap Yazar ve yöneticilerimizin yaşadıkları genel sıkıntıları anlatan Çam, en önemli sorunun kitap, mektup ve yayın yasağı olduğunu belirtti. Avukatlarla haftada bir gün, bir saat gibi uzun aralıklarla kısa süreli görüşmelerin ve bu görüşmeler sırasında bir görevli ile kamera bulunmasının hukuksuzluğunu vurguladı. Ailelerle görüşmelerin de sınırlı ve cam arkasından telefonla yapıldığını belirten Çam, arkadaşlarımızın buna “Bu bahaneyle otosansür ve otokontrol sağlanmakta” dediğini belirtti. Çok selam. Gazeteler için teşekkürler. Güray Öz Tüm arkadaşlar, tüm yurtsever ve demokratlar tüm dayanışmanız için teşekkürler. Çözüm omuz omuza mücadeleden geçiyor. Bülent Utku Sevgili Erdem, tanıdık mekândan en içten sevgilerimi yolluyorum. En kısa zamanda birlikte olmayı (dışarıda tabii) umuyorum. Yazın bize bu konuda güç verdi (Tam çözemesek de :) Kadri Gürsel Sevgili Erdem, verdiğin tüm önerileri dikkatle uyguluyorum. Sevgiler. Önder Çelik Selvi Kılıçdaroğlu, tutuklu yazar ve yöneticilerimizin eşleriyle BULUŞTU Köşeler boş kalmasın Okur Temsilcimiz Güray Öz’ün, daha önceki tutuklu gazetecilerin yazılarını yazabildiğini ancak kendilerine bu hakkın verilmediğini söylediğini ifade eden Çam, Öz’ün, “Benim köşemi takip eden yazan çizen insanlar var, şimdi ise köşe boş. Okur temsilcisi olarak yurttaşlarımıza kulak vermem, yanıt vermem gerekir. Bunlar engellenmemeli ve bizim okurlarımızla ilişkimiz kesilmemeli. Köşeler boş çıkmamalı” dediğini aktardı. Özgürlük ne zaman? Mehmet Tüm, tutuklu arkadaşlarımızın hükümete sorulmasını istediği soruları şöyle sıraladı: “Bizlerle birlikte tutuklu bulunan 142 gazeteci arkadaşımız ne zaman özgürlüklerine kavuşacak, gazetecileri, yazarları, bilim adamları cezaevlerinde çürüyen bir ülke olmanın ayıbını ne zaman kaldıracaksınız? Sayın Cumhurbaşkanı AB’ye her kızdığında “Biz Kopenhag Kriterleri’nin adını Ankara kriterleri koyar yolumuza devam ederiz” diyor, Ankara kriteri dediğiniz kriterlerde bilim adamı, düşünür, aydınları baskı altına almak cezaevlerine atmak mı var, bu kriterleri örnek alan hangi çağdaş ülkeler var, hükümet bunları kamuoyuna açıklayabilir mi?” Selvi Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet gazetesinin yazar ve yöneticilerinin tutuklanmasına ilişkin “Bugünleri elbirliği ile dayanaşarak aşacağız” dedi. Güzel günler göreceğiz İçeride olsak da devam Tüm, Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu’nun da kendisine anlattıklarını şöyle aktardı: “Gazetecilik yaptığımız için cezaevindeyiz. Kendi adımıza değil, ülkemiz adına kaygılıyız. Bizi en çok Türkiye’nin durumu ilgilendiriyor. Bugüne dek demokrasinin yerleşmesi için elimizden geleni yapmaya çalıştık. Bu çabamızı içeride de dışarıda da sürdüreceğiz, baskı bizi bu yoldan asla geri döndüremez.” ‘OHAL öncesi daha rahattı’ Çam, “Birlikte kalanlar dışında iletişimleri yok. En azından havalandırmada görüşebilmeleri gerekir. Bu haktan da mahrumlar” dedi. Can Dündar ve Erdem Gül ziyaretlerinden örnek veren Çam, “OHAL öncesindeki görüşmelerde daha rahattık. Şimdi bir cezaevi temsilcisi yan tarafa oturarak konuşmaları dinliyor” dedi. l ANKARA SİBEL BAHÇETEPE CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu, 26 gündür Silivri Cezaevi’nde tutuklu olan gazetemizin 10 yazar ve yöneticisinin eşleriyle kahvaltıda bir araya geldi. Selvi Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet gazetesinin yazar ve yöneticilerinin tutuklanmasına ilişkin “Bugünleri elbirliği ile dayanaşarak aşacağız. Güzel günler, güneşli günler göreceğiz” dedi. Cağaloğlu’ndaki Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Lokali’nde dün gerçekleşen buluşmaya, gazetemiz İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay’ın eşi Adalet Dinamit, Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu’nun eşi Eylem Sabuncu, Yayın Danışmanımız Kadri Gürsel’in eşi Nazire Gürsel, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Önder Çelik’in eşi Semra Çelik, okur temsilcimiz Güray Öz’ün eşi Çağlayan Öz, yazarımız Hakan Kara’nın eşi Sinem Kara, çizerimiz Musa Kart’ın eşi Sevinç Kart, Cumhuriyet Kitap Genel Yayın Yönetmeni Turhan Günay’ın kızı Elif Günay ile eski genel yayın yönetmenimiz Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar katıldı. Selvi Kılıçdaroğlu’na CHP Parti Meclisi Üyesi Canan Kaftancıoğlu, CHP İstanbul İl Başkan Yardımcıları avukat Seher Demirel Tosun, avukat Zeynep Gönenç Parmaksızoğlu ve Şahanım Meter eşlik etti. Selvi Kılıçdaroğlu, 40 yılı aşkın süredir Cumhuriyet okuduğunu belirterek, Cumhuriyet gazetesinin okul olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, gazetemiz yazar ve yöneticilerinin tutuklanmasına ilişkin şunları söyledi: “Söylenecek çok şey var. Aslında hep de söyleniyor. Önemli olan bu söylemlerden sonuç almak. Cumhuriyet’in benim için özel bir yeri var. Çocukluğumdan bu yana okuduğum, çocuklarımın da okumayazma ile birlikte okuduğu bir gazete. Cumhuriyet gazetesinin gerçekten okul olduğuna inanıyorum. Şöyle bir bakın gazete tarihine, birçok kişinin muhakkak yolu Cumhuriyet’ten geçmiştir. Cumhuriyet’in yol göstericiliği olmuştur. Her OHAL döneminde, Cumhuriyet gazetesine bir çelme takılır ama son olanlar çok farklı birşey. Cumhuriyet’in yayın politikasından ötürü insanlar sorgulanıyor. Buna kimsenin hakkı yok, buna okuyucusu karar verir. Bütün bunlar üzücü. Ama umudumuzu yitirmiyoruz, bugünleri de elbirliği ve dayanışma ile aşacağız. Güzel günler, güneşli günler göreceğiz.” l İSTANBUL haber 11 Fidel ölür; sen uçuşu hatırla* Tamam; silahlı mücadelenin hiçbir türüne, hiçbir şartta asla sempati besleme; Özgürlüğü hiçbir sistemde herhangi bir hukuk çerçevesine sığdırama; Onu inatla ve illa ve ısrarla sadece kuş kanadındaki haliyle gerçekten var say; Her türlü iktidarın, nihayetinde zehirli olduğundan adın kadar emin ol; Ama Fidel’i sevmek ya da sevmemek meselesinde; Fidel’i sevmekten yana dur. İlla sosyalist ya da komünist olduğundan değil... Gerilla muhabbetine hayranlıktan hiç değil... Hele hele romantik solculuktan asla değil... Sadece; Allanıp pullanmış bir yoksulluğun zenginlik diye pazarlandığı bu koca kapitalist dünyada; Rengini insanın en saf halinden alan soylu bir yoksulluğu, zenginlik olarak kayda geçirmekte direnen bir sistemi; Eksileriyle, çıkmazlarıyla ama yine de inatla kurup sürdürebildiği için. Şu anda yaşadığın ülkede; “Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir” sözünü kalleşçe gasp edip hileli bir söylemle kendi diktasına yontan; “Millet ne istiyorsa bu ülkede o olur” bahanesiyle idam cezasını cahil bir barbarlıkla geri getirmeye çalışan; Küçük kız çocuklarını tecavüzcüleriyle evlendirmenin önünü açacak rezil bir yasayı örf ve âdetleri bahane ede ede cansiperane savunan; Laikliği fiilen rafa kaldırıp ülkeye temelden hesapçı bir dini eğitimi dayatan; Beşeri hukuku hiçe sayıp dini hukuku kerteriz almaktan yana olduğunu saklamayan bir iktidarın; Alenen karşıdevrim yaptığı şu günlerde... Aklı ancak Küba’daki diktatörlükle Türkiye’deki diktatörlüğü karşılaştıracak kadar olanlar; Yıkık dökük evlerde yaşayan... Ayda ancak 20 dolar kazanan... İnternet kullanması yasak olan... Dış dünyada yaşananlardan bihaber bırakılan; Sofrasını çeşit çeşit yiyeceklerle donatamayan... Dolabında bir sürü giyecek bulunamayan... Eşcinselliğe iyi gözle bakılmayan; Turistik yerlerde sokakları fahişelerden geçilmeyen Küba’da; Devlet tarafından tutsak alınmış bir halka yapılan sosyalist zulümden istedikleri kadar lanetle bahsededursunlar; Asla parayla satılmayan mükemmel sağlık hizmetlerini; Herkesin kafasını sokabileceği bir evi olmasını; Az çeşitle beslenmelerini ama açlıktan ya da bakımsızlıktan asla ölmemelerini; Herkese tanınan eşit ve parasız eğitim haklarını; Sokaktaki sınırsız dansı ve müziği ve neşeyi; O yıkık ama dirençli yoksul hayatı küçümsemekte istedikleri kadar ısrar etsinler... Artılarla eksiler birbirinden çıkarıldığında elde kalanın değerini; Bu değerin, eksileri artıya çevirebilmek için sistemin kendini geliştirmesinde nasıl pozitif bir rol oynayabileceğini hiç hesaba katmasınlar; Sağın yıkıcı ve mutlak galibiyetine inatla direnen küçücük bir adaya burun kıvırarak baksınlar ve Fidel ölünce sosyalizm de ölür sansınlar; Ölünün arkasından istedikleri kadar sövüp saysınlar. Boş ver. Fidel ölür; sen uçuşu hatırla. * Şair Füruh Ferruhzat’ın mısralarından çağrışımla; “Kuş ölür, sen uçuşu hatırla”. Server Tanilli özlemle anıldı Sosyoloji, siyaset bilimi, Anayasa hoca sı, Aydınlanma mücadele sinin en önemli isimlerin den ve aynı zamanda ga zetemizin eski yazarı Prof. Dr. Server Tanilli, ölümü nün 5. yılında Karacaah met Mezarlığı’nda anıldı. Törene Tanilli’nin aile Server Tanili si ve sevenleri katıldı. Tanilli’nin oğlu Bülent Tanilli, anmaya gelen Server Tanilli dostları na ve sevenlerine, ailesi adına teşekkür ede rek, “Sevgili Babam Server Tanilli ve kadim dostumuz sevgili Bülent Tanör, ışıklar için de rahat uyuyunuz!” dedi. Gazetemizin yöne tici ve yazarlarının haksız yere tutuklandığı na değinen Tanilli, “Devlet iktidarının hukuk la sınırlandırılması ve özgürlüklerin korunma sını gerçekten etkili kılacak en önemli araç ve güvencelerden biri yargı denetimidir; yar gı ise bağımsız olduğu zaman görevini yerine getirebilir. Yargıcın, hiçbir etki ve baskı altın da kalmadan; hukuk, kanun ve vicdanından başka kimseden ve hiçbir makamdan emir, talimat ve tavsiye almadan işlevini yapması, birey ve toplum için yaşamsaldır” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle