02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 29 Kasım 2016 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Türkİş, TÜİK’in geçen yıl ekonomi 9 verdiği asgari ücrete razı Türkİş, geçen yıl büyük pazarlıklar sonucu oluşan 1300 liralık asgari ücretin bu yıl 1600 liraya yükseltilmesini istiyor. Oysa asgari geçim maliyeti bir işçi için 1750 lira Yaklaşık 6 milyon işçinin bir ay boyunca geçimini sağlamaya çalıştığı as gari ücretin 2017 yılında ne ka dar olacağı aralık ayında belli olacak. Asgari ücretin belirlen diği komisyon da işçileri Türk İş temsil ediyor. Türkİş Başka nı Ergün Atalay, MUSTAFA ÇAKIR 1600 lirayı kabul edeceklerini açıkladı. An cak Türkİş’in aç lık ve yoksulluk araştırmasına göre, bekâr bir işçinin yapma sı gereken asgari harcama tuta rı aylık 1750 lira. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ilk top lantısını gelecek hafta yapması bekleniyor. Geçen yıl seçim vaadi ne deniyle hükümet asgari ücre ti 300 lira zam yaparak 1300 li raya çıkarmıştı. Oysa devletin resmi kurumu TÜİK bir işçinin geçim maliyetini aylık 1600 lira olarak belirlemişti. Buna karşın asgari ücret 1300 lirada kaldı. Hükümetten gelen ilk açıklamalar dikkate alındığında gelecek yıl için artışın daha sınırlı olması bekleniyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işçileri Türkİş temsil ediyor. Türkİş Başkanı Ergün Atalay geçen günlerde yaptığı açıklamada, “Asgari ücrette bu yıl yapılacak artış, geçen yılın gerisinde kalmamalı. Bizim bu düşüncemizi TÜİK’in geçen yıl komisyona sunduğu bir işçinin net yaşam maliyeti rakamı da destekler nitelikte. Devletin kurumuna göre, tek bir işçinin yaşama maliyeti geçen yıl net 1600 liraydı. Bu rakam bu yıl en az yüzde 10 artacak ama biz asgari ücrette 2017 için bu rakama imza atmaya hazırız. Bu işi fazla uzatmaya gerek yok, bize TÜİK’in geçen yıl komisyona sunduğu net 1600 lirayı versinler bu iş bitsin” demişti. Bir kişi 1750 TL Atalay, 2017 için 1600 lirayı kabul edeceklerini açıkladı ancak Türkİş’in dün yayımladığı kasım ayı açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasında bekâr bir işçinin yaşamak için yapması gereken asgari harcama tutarı aylık net 1750.31 lira olarak hesaplandı. Araştırmada, “Aile durumu dikkate alınmadan sadece bir kişinin yapması gereken harcama tutarı ile mevcut asgari ücret arasındaki fark ücretli çalışanların geçim koşullarını yansıtan önemli bir gösterge olmaktadır” denildi. Türkİş’in araştırmasında, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken ay lık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 1416.83 lira; gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamaların toplam tutarı ise 4 bin 615.10 lira olarak belirlendi. Kasım itibarıyla aylık gıda harcaması tutarı bir önceki aya göre 12 lira attı. Aylık yaşam maliyetindeki bir aylık artış da 38 lira oldu. Mühendise 3.500 lira SGK ile Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) arasındaki protokol gereğince, her yıl ilk işe giriş bildirgesinde baz alınacak asgari brüt ücret belirleniyor. TMMOB 2017 için asgari ücreti brüt 3 bin 500 lira olarak belirledi. l ANKARA Asgari ücretin düşüklüğü ücretin kaç simit yaptığı hesabına yola açıyor. 4 çocuktan biri yoksul TİSK’ten ‘dolar kıtlığı’ uyarısı TİSK’e göre yakın dönemde dünyada en çok konuşulan kavramların başında dolar kıtlığı gelecek. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), tarafından hazırlanan Kasım Ayı Ekonomi Bülteni’nde, yakın dönemde, dünya ekonomisinde, en çok konuşulacak kavramların başında “dolar kıtlığı”nın geleceği belirtildi. Bültende, tüm ekonomilerde olduğu gibi, Türkiye’de de belirsizliklerin arttığı bu durumun da yatırım iklimini olumsuz etkilediği belirtildi. TİSK, özellikle eylül döneminde yüzde 11.3’e yükselen işsizlik oranının, hem 2017 yılı işsizlik hedefine, hem de istihdambüyüme ilişkisi göz önüne alındığında hedef büyüme oranına ulaşmanın zor olacağına işaret ettiğini kaydetti. Son bir ayda ulusal parası en hızlı değer yitiren ülkenin yüzde 7.44 ile Türkiye olduğuna dikkat çekilen bültende, bütçe açığının eylülde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 19.9, ekimde de 2015 yılı Ekim ayına göre yüzde 101.4 oranında arttığı ifade edildi. l Ekonomi Servisi Yurttaş 18 ay taksidi seçti Borçların yeniden yapılandırılmasını öngören düzenleme ile toplam 77.6 milyar lira yapılandırıldı. Maliye Bakanı Naci Ağbal, “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Yasa”nın sonuçlarına ilişkin toplantı düzenledi. Ağbal’ın verdiği bilgiler özetle şöyle: n 8 milyon 527 bin 452 başvuru dilekçesi alındı. Bu başvuruların 4 milyon 382 bin 606’sı internetten, 4 milyon 144 bin 846’sı bizzat vergi dairesine gelerek veya posta yoluyla yapıldı. n 4.8 milyon yurttaş talepte bulundu. 4.8 milyar lira Kurumlar, 15.5 milyar lira KDV, 1.8 milyar lira ÖTV yapılandırıldı. n YURTKUR öğrenim ve harçlardan borçlu 311 bin kişi başvurdu. n 166 spor kulübü 552 milyon lira için başvurdu. n 1148 belediye başvurdu. Belediyelerin 3.6 milyar liralık borcu yapılandırıldı. l ANKARA En üstteki yüzde 20’lik dilimin gelirin yaklaşık yarısına sahip olduğu ülkede, çalıştığı halde yoksul olanların oranı da yüzde 15 iken yaşlılarda yüzde 19 ŞEHRİBAN KIRAÇ En alt gelirin grubundakiler toplam gelirden aldıklar pay yüzde 6. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Türkiye’de çocukların dörtte birinin yoksul olduğu gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. OECD’nin güncellediği Gelir Eşitsizliği Raporu’na göre yoksulluk oranı yüzde 17.2 olan Türkiye’de, 18 yaş altı çocukların yüzde 25.3’ü yoksul. Oran, 1825 yaş arası gençlerde yüzde 14.1 iken, 2665 yaş arası yetişkinlerde 12.9 olarak belirlendi. Yaşlılarda yoksulluk oranı yüzde 18.9, çalıştığı halde yoksul olanların oranı yüzde 15.6 oldu. Gelirin yarısı zengine ‘Türkiye yavaş büyüyecek’ Ekonomik Kalkınma ve İş 4.5’ten yüzde 3.2’ye revize etbirliği Örgütü (OECD) ve mişti. Bu tahminin tutması ise ABD’li yatırım bankası Morgan zor görünüyor. Stanley, Türkiye’nin bu yıl daha önce tahmin ettiklerinden Kur riski daha yavaş büyümesini bek OECD, Türkiye ekonomisi lediklerini açıkladılar. OECD, nin önünde jeopolitik engel Türkiye için 2016 büyüme bek ler ve belirsiz siyasi şartlardan lentisini yüzde 2.9’a indirir kaynaklanan zorluklar olduğu ken, Morgan Stanley de yüzde nu belirtti. Kurumun 15 Tem 2.5’e çekti. Hükümet Orta Va muz’daki 2016 büyüme tahmi deli Program’da (OVP) 2016 ni yüzde 3.9’du. büyüme beklentisini yüzde Morgan Stanley de Türki ye için büyüme oranını 20162018 için yüzde 2.5’e çekti. ABD’li banka, gelecek beş ayda dış açık ve fiyatların negatif yönde hareket edeceğini ve bu durumun büyüme üzerinde baskı oluşturacağını ifade etti. AB ile ilişkilerin de orta vadede önemli bir siyasi risk olduğunu vurguladı. Doların yüksek seyri de Türkiye’de büyüme için risk oluşturuyor. l Ekonomi Servisi Rapora göre 2014 itibarıyla, nüfusun en altta yer alan yüzde 10’luk dilimi toplam gelirin yüzde 2.3’ünü, en altta yer alan yüzde 20’lik dilimi toplam gelirin yüzde 6.1’ini, en altta yer alan yüzde 40’lık bölümü toplam gelirin 16.8’ini elde ederken, üstte yer alan yüzde 40’lık dilim toplam gelirden yüzde 67.9, üstte yer alan yüzde 20’lik dilim toplam gelirden yüzde 45.9 ve en üstte yer alan yüzde 10’luk dilim, toplam gelirin yüzde 30 pay alıyor. Türkiye’de gelir eşitsizliğinin 2010’dan beri 2 puana yakın azaldığına işaret eden raporda Şili, Macaristan ve Türkiye’de emek gelirlerinin yılda yüzde 46’lık yükselişinden en fazla düşük gelirli hanehalklarının yararlandığı ifade edildi. l Ekonomi Servisi İşi gücü bıraktık kura bakıyoruz Adnan Dalgakıran: 2016 için kuru 3 TL olarak öngörmüştük. Ama artık tahmin yürütmüyoruz. Hükümetimizin öngöremediğini ben nasıl göreyim Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, kurdaki oynaklığın en istenmeyen durum olduğunu belirterek, “2016 için kuru 3 TL olarak öngörmüştük. Ama artık tahmin yürütmüyoruz. Hükümetimizin öngöremediğini ben nasıl göreyim” dedi. Kur yükselişinin tüm sektörler için büyük sıkıntı olduğunu anlatarak, “2017’de ne olacağını bilemiyoruz. Hadi bütçe yap, fiyat ver. Şimdi 45 ayrı senaryo ile çalışıyoruz. Düşse ayrı, çıksa ayrı. Biz artık işi gücü bırakıp ekonomist gibi kurların ne olacağına bakıyoruz. Artık maliyet analizi yapamıyoruz. Cambaza döndük” diye konuştu. Dalgakıran, MAİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kutlu Karavelioğlu ve yönetim kurulu üyeleri Sevda Kayhan Yılmaz ile Zeynep Erkunt Armağan’ın da katıldığı toplantıda yeni bir tanıtım atağına başladıklarını ve sembollerinin de “Büyüme makinesi” olacağını açıkladı. Türkiye’nin Makinecile ri olarak tüm dünyada bilinen güçlü bir marka olmak için çalıştıklarını ifade eden Dalgakıran, “Biz Türkiye’nin Makinecileri olarak dünya mal ticaretinin daraldığı bir dönemde ihracat artışımızı sürdürerek bu başarı hikâyesinin ilk cümlesini yazdık” açıklamasını yaptı. Makine sektörünün 35 milyar dolar büyüklüğe sahip olduğunu, 15 milyar dolarlık ihracat ve 25 milyar dolarlık ithalat yapıldığını ifade eden Dalgakıran, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumdan kurtul ması için ithal makine yeri ne yerli ürün kullanma sı gerekiyor. Özel sek törün yatırımlarının artırılması gerekiyor. Yatırım iklimi ve in san kalitesi yoksa, gökten pa ra da yağ sa başarılı olma şan sı olmaz” dedi. l Ekono mi Ser visi Adnan Dalgakıran Krizlerle baskıcı rejim kıskacında... Günlük yaşamın koşturmacaları içinde, başlıklarına, spotlarına şöye bir bakıp okuduysanız, dünkü gazetemizde yayımlanan sevgili Kokut Boratav hocamızın söyleşisini, satır aralarını da atlamadan, birey ve örgütlülüklerimiz adına dersler çıkarmaya çalışarak, satır altlarını çizerek, lütfen bir daha, bir daha okumanızı dilerim. “Krizler halkın örgütsüz olduğu yerlerde baskıcı rejimleri güçlendirir” tezi, kuşkusuz hepimiz için bilinen, en azından yadsınmayan bir gerçeklik... Sorunun günümüzde bizi en yaşamsal ilgilendireni, ülkemizde bilimsel söylemle “otoriterleşme”, sokağın diliyle “diktatörleşme”nin, çağımız için öngörülmemiş, en bulaşıcı salgın hastalıklar ölçeğinde bir hız ve yaygınlıkta, evrensel insan hakları, hukuk devleti düzenleri, demokratik gelişmeleri yok edici içerik kazanmış olması... Günlük yaşamın olumsuz gelişmelerinin bireysel, toplumsal boyutlarının paniği, öfkesi, çaresizlik içinde.. ancak açıklanması kolay olmayan abukluklar, çarpıklıklara dönüştüğünde, magazin boyutlu olarak medya gündemimizde öne çıkıyor... Dün sabahın magazinleşmiş haberi, denizden bir cesedin çıkarılışı sahnesini görebilmek, yetmez selfi fotoğraf çekimi ile ölümsüzleştirmek için olay yerine toplanan insan kalabalığına görevli polislerin şaşkınlıkla verdikleri öfkeli tepkiydi... Tamam, ülkesinin, çocuklarının geleceği için kaygı duyan, biraz olsun toplumsal duyarlılığı olan her bireyin, “krizlerin halkın örgütsüz olduğu yerlerde baskıcı rejimleri güçlendireceğini” bildiğini yadsımıyoruz da.. Nasıl oluyor da baskıcı rejimden sorumlu olanların, kendilerinin doğrudan sorumlu oldukları krizleri dahi otoriter rejime geçişin yeni büyük etkin adımları için çok başarılı kullanmalarına bu kadar seyirci kalabiliyoruz? HHH 14 yıllık İktidarlarının kutsal ortaklığında, sadece silahlı terör örgütü oluşturabilme, TSK’ye, polise sızma boyutlarıyla değil, tüm kamu kurumlarının en güçlü, en etkin hukuksuz kitlesel ele geçirilmesindeki gerçeklerin hesaplaşılmasının yapılması zorunluluğu yokmuş gibi... Darbe girişiminden birinci dereceden sorumlu İktidar erkinin, zaten yıllardır ezilmiş demokratik muhalefet güçleri ile birlikte, Meclis’in, yargının tüm kamu kurumlarının işleyişlerine tümden el koyabilmesi silahına dönüştürülebiliyor. 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişimi, ülkemizdeki tüm demokratik hak arayışları, kurumlarının, örgütlülüklerinin, haksız, hukuksuz, hukuk devleti işleyişindeki tüm hakların gasp edilebilmesinde, zaten çok yetersiz hukuk devleti işleyişinin araçlarının, hukukun çiğnendiği KHK’lerle de yetinilmiyor... Dünden bugüne nasıl, nerelere evrileceği kestirilemeyen buyruklara, Saray dayatmalarına, kamu erkinden sorumlu kurumların iradesi, kararlarının söz konusu olmayacağı icraatlar, gerçekler olarak karşımıza çıkıyor... Dün sabahın son açıklamalarında Başbakan, MHP ile anlaşılmış olarak, KHK’lerin kaldırılması sonrası bir başkanlık rejimi referandumu oylaması sözü vermedi mi? Aynı haber akışı içinde artık canlı yayın sıralamasını kaçırdığımız Cumhurbaşkanlığı’nın açıklamasında, AB’ye meydan okuması içeriğinde de olmak üzere, KHK’lerin süresi uzatılarak da referandum uygulamasının yapılacağı ilanı yok muydu? Bütün deneyimlerimiz bugüne kadar Cumhurbaşkanlığı söylemlerinin kaçınılmaz uygulanacağı gerçeğine uyumlu olduğuna göre, AKP liderliği adına idama ilişkin verilmiş sözlerin anlamına güvenilebilir mi ki?.. Boratav Hoca’nın bize verdiği dersuyarıya dönersek, bu olup bitenlerde en büyük sorumluluk bizde değil mi? İslamcı faşizme geçişin kritik eşiğinde, Cumhuriyet değerlerini savunmada bile ortak muhalefet cephesinde buluşamayacaksak asıl suç bizde değil mi? Ülker iki dev markayı Ferrero’ya sattı İtalyan çikolata üreticisi Ferrero International. United Biscuits’in bazı varlıklarını satın almak için Pladis ile anlaşmaya vardı. Ferrero, United Biscuits’e ait olan Belçikalı kurabiye üreticileri Delacre ve Delichoc ile Fransa ve Belçika’daki iki büskivi fabrikasını satın alacak. İtalyan şirketin satın alma için ödeyeceği bedel ise açıklanmadı. Bu ay belirli markaları tek tek satma yolunda strateji geliştiren Pladis’in, ilk adım olarak 130 milyon Avro cirolu Delacre için Ferrero ile el sıkıştığı belirtilmişti. Haberde Fransız Rekabet Kurulu’na başvuran ikilinin aralıkta satışı tamamlaması beklendiği bilgisi yer almıştı. United Biscuits, 2014 yılında Yıldız Holding’a bağlı Pladis tarafından satın alınmıştı. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle