02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 29 Kasım 2016 12 Yok hükmünde demokrasi Daha uzun bir yazı başlığı mümkün olsaydı şöyle bir başlık okuyacaktınız: “Yok hükmünde demokrasi... Yok hükmünde basın özgürlüğü... Yok hükmünde düşünce özgürlüğü... Yok hükmünde laiklik... Yok hükmünde insan hakları... Yok hükmünde kadın hakları...” Başlık böyle sürüp gidecekti... Yani siz başlığı böyle okuyun, ben de Tırmık’a devam edeyim. Avrupa Parlamentosu kurulduğundan beri çok az rastlanan bir çoğunlukla Türkiye ile müzakerelerin dondurulmasını tavsiye etti. Bu tavsiye tek tek AB ülkelerinde ve özellikle Avrupa Konseyi’nde kabul edilir mi, bilemem. Falcılığa gerek yok. Göreceğiz. Konunun bence en iyi uzmanı Cengiz Aktar arkadaşım olup biteni, önünü arkasını ve ille de geleceğini enine boyuna inceledi. Meraklıysanız Birikim Dergisi’nin son sayısında bulabilirsiniz. İnternet Gazetesi T24 de aynı yazıyı aktardı. Oradan da bulabilirsiniz. Aktar ilginç bir noktanın altını çizdi. Aynen aktarıyorum: “…AB pazarı 2015’te 61.607 milyar Avro’yla Türkiye’nin ihracatının yüzde 44’ünü oluşturuyordu. Birlik Türkiye’nin açık ara bir numaralı ithalat ve ihracat ortağı, toplam doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının hem stok hem yıllık bazda yüzde 6570’inin kaynağıdır…” Bu kısa alıntı bile çok şey anlatıyor. Ancak konunun ekonomik yanıyla sınırlı bir değerlendirme... HHH Ama gelin konunun bir başka ve kanımca ötekilerden daha da önemli yanını sorgulayalım. Soralım: Avrupa Parlamentosu bu kararı niye aldı? Türkiye, Avrupa Birliği’nin ekonomik anayasası olan Maastricht Kriterleri’ne aykırı davrandığı için mi? Serbest piyasa ekonomisinden sapıp devletçi, bir ekonomiye filan geçtiği için mi? İhale Yasası gibi birkaç konuda “Bizim takımı kayıramayız” diyerek AB’den gelen uyarıları kulak ardı etme dışında AKP iktidarının Maastricht Kriterleri’ne aykırı bir adımını duyan varsa beri gelsin... Ama unutulmasın, AB’nin bir anayasası daha var: Kopenhag Kriterleri... O kriterlerde idam cezasının adı bile edilemez. Edene kapıyı gösterirler. O kriterlerde darbe yapmaya kalkışanlara en ağır (evet, en ağır) cezalar verilir. Ama sadece darbe yapmaya kalkışanlar; bu bağışlanmaz demokrasi suçuna fiilen karışanlar cezalandırılır... O kriterlerde darbeyi bahane edip, “Allahın lütfu” sayıp, ülkenin bütün demokratlarına, sosyalistlerine, devrimcilerine, iktidar muhaliflerine porselen dükkânına girmiş fil örneği saldırıp hapishaneleri tıklım tıklım dolduranlara; darbecilere bir zamanlar “selam vermiş” olanları bile işsiz aşsız, geleceksiz bırakanlara; okulları imam hatip “mektepleri”ne çevirenlere; gazeteleri kapatmak için kolları sıvayıp, gazetecileri mapus damına tıkanlara önce yumuşak bir dille “Kopenhag Kriterleri”ni hatırlatırlar. Kös dinleyenleri biraz daha sert uyarırlar. Sonra?.. Sonrasını bugün yaşıyoruz. Cumhurumun başkanı Tayyip Erdoğan, onun hık deyicilerinden AB Bakanı Ömer Çelik yağıp gürlediler. “Bu karar bizim için yok hükmündedir” buyurdular. “Yok hükmünde” dediklerinde “Demokrasi de, özgürlükler de, laiklik de bizim için yok hükmündedir” demekte olduklarının farkında mıdırlar dersiniz? Soruyu oylarınıza sunuyorum... MERSİN “Cumhuriyet Eylem bittiOkuyorum” desteğe devam CHP Mersin İl Başkanlığı’nın, gazetemizin yazar ve yöneticilerinin serbest bırakılması için başlattığı “Cumhuriyet Okuyorum” etkinlikleri, önceden planlanan takvim uyarınca üç hafta sonunda tamamlandı. Eylem takvimi sona erdi ancak Cumhuriyet okurları ve CHP İl Başkanlığı destek etkinliklerini çeşitlendirerek sürdürecek. Bu kapsamda Cumhuriyet Okuyorum etkinliği kentin dört bir yanına yayılacak. l ABİDİN YAĞMUR/ MERSİN haber EDİTÖR: TAMER KAYAŞ TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ #cumhuriyethalatutukluTvTuwetyiutöktnleuert’dyicaaizlhaearrsilmHaitrzıaimçgıiznAÇILDI “FETÖ/PDY ile PKK/KCK terör ör yazar ve yöneticileri için Twitter’da gütlerine üye olmamakla birlik #cumhuriyethalatutuklu etiketiyle te örgüt adına suç işledikleri” iddiasıy paylaşımlar yapıldı. Kullanıcılar devam la 25 gündür tutuklu olan gazetemiz eden tutukluluğa, “Cumhuriyet gaze tesinin 10 yöneticisi ve yazarı, sadece gazetecilik yaptıkları için 24 gündür cezaevinde”, “Kadri Gürsel, Murat ve diğerleri hâlâ tutsak. Unutma yın”, “Doğruları yazmak terör suçu değildir”, “ Unutma, unutturma”, “ Farkında misiniz (!) UNUTMA ve unutturmayın” ifadeleriyle tepki gösterdi. Hepsi dimdik ayaktaCHP’li Tanal Silivri’de gazetemiz yönetici ve yazarlarıyla görüştü: OĞUZ GÜVEN CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal Silivri Cezaevi’nde 25 gündür tutuklu olan gazetemiz yönetici ve yazarlarıyla görüştü. Cezaevindeki 10 arkadaşımızla görüşen Tanal, “Hepsi dimdik ayakta, moralleri iyi. İçerideki arkadaşların sorun ettikleri sorun sadece kitap verilmemesi. Bu durum yasalara aykırıdır” diye konuştu. Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, Tanal aracılığıyla, “Ben kendim için bir şey istemiyorum. Burada gökyüzünü 36 parça tel örgüden görüyorum. Geceleri, her bir parçada Türkiye’nin umut lu ve mutlu günleri ni umut ve hayal edip seyrederek uyuyo rum. Türkiye’nin Av rupa Birliği’nden dış lanmaması gerekir. Bu durum hukuksal ve ekonomik açıdan Mahmut Tanal ülkeye zarar verir” mesajını iletti. Çizeri miz Musa Kart da Silivri’den “Dolup taşan cezaevleri yetmez oldu. Şimdi de gelişmiş demokrasilerle aramıza duvar çekerek dev bir hapishane in şa ediyorlar. Tabelayı da hazırlamış lar: Türkiye Kapalı Ceza İnfaz Kuru mu...” mesajını paylaştı. Silivri Cezaevi’nde yazar ve yöneticilerimizi dün ziyaret eden CHP’li Tanal, Cumhuriyet yazarlarına kitap verilmemesinin suç olduğunu belirtti. Tanal’dan Roma örneği Tanal, “İtalya’nın başkenti Roma’da cezaevlerini ziyaret ettik. Orada daha insanlar cezaevine girmeden, kapısına iki kitap bırakıyorlar. Cezaevlerinin amacı buraya giren kişiyi topluma yeniden kazandırmaktır. Kişinin toplumla bağlarını koparmamak ve bağlarını güçlendirmek, geliştirmektir. O kitapları vermeyerek cezaevinin amacından uzaklaştırmış oluyorsun. Bu yasaya aykırıdır. Ceza İn faz Kanunu’nun ruhuna, amacına aykırıdır. Üstelik Silivri Cezaevi’ndeki kitaplar güncel değil” dedi. Mektup yasağı Arkadaşlarımıza mektup yollama ve alma yasağı uygulandığına dikkat çeken Tanal şöyle devam etti: “Cumhuriyet yazarları FETÖ’cü, PKK’li değil. Tutuklama fezlekesinde bunu söylüyorlar. Büyük bir tezat bu. Cumhuriyet yazarlarına hak mahrumiyeti veriyorsun. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın genelgesine de aykırı. Çünkü genelgede FETÖ terör örgütünden yargılanan kişilerin dışarıdan mektup alıp veremeyeceği belirtiliyor. Cumhuriyet yazarlarını ise ‘Tetör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etmekle’ suçluyorsun ama üye olmadığı halde FETÖ kuralları uyguluyorsun. Yasaya aykırı bu...” Savunma hakkı ihlal ediliyor Arkadaşlarımıza uygulanan avukat sınırlaması, gardiyan eşliğinde görüşme ve görüşmelerin kaydedilmesinin savunma hakkına aykırı olduğuna dikkat çeken Tanal, “Avukat ile müvekkili arasına kimse giremez. Bu hukuk dışı uygulamaya hemen son verilmeli” diye konuştu. l Haber Merkezi ‘Bize eğilmek yakışmaz’tS‘aTaheörklrpikgyKieüşuiotlri’lakdyu ‘Anayasal düzeni zorla değiştirmek’ suçlamasıyla 7 yıl 8 aydır Edirne Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi’nde bulunan 71 yaşındaki Sarp Kuray, cezasının tamamlanmasının ardından tahliye oldu. Gözyaşlarına boğulan Kuray, “Bizi hiçbir kuvvet ne zorbalık, ne batakçı gericilik eğdiremez. Dik girdik, dik çıkıyoruz” dedi. Sarp Kuray, ‘tek kişilik örgüt’ olarak anılan 16 Haziran örgütünü kurduğu ve örgüt adına öldürme, yaralama ve bombalama gibi çok sayıda eylemin talimatını verdiği gerekçesiyle çarptırıldığı 20 yıl hapis cezasının infazını tamamladı. Kuray’ı cezaevi çıkışında ailesi, yakınları ve CHP’li milletvekilleri Fikri Sağlar, Ali Şeker, Eren Erdem, Orhan Sarıbal’ın da aralarında bulunduğu 100 kişilik bir grup karşıladı. ‘Dik girdik dik çıkıyoruz’ Kendisini karşılamaya gelenlere tek tek sarılan Kuray, gelenlere te CHP’li vekiller Demirtaş ile görüştü Cezaevi önüne gelen CHP milletvekilleri Sarp Kuray ile sohbet ederek geçmiş olsun dilediğinde bulundu. Daha sonra Sağlar ve beraberindeki vekiller tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Hakkâri Milletvekili Abdullah Zeydan’ı ziyaret etmek için cezaevine girdi. l İSTANBUL/Cumhuriyet şekkür ederek, “Bundan 8 yıl evvel Ankara’da sevgili arkadaşlarım beni uğurlarken, onlara bir söz vermiştim. ‘Ömrüm olursa bu cezaevinden devrimci çıkacağım’ dedim. Size layık çıktığımı bilmenizi isterim. Ben 68 başkaldırısının bir ayağıyla Deniz Harp Okulu, bir ayağı DevGenç’te yetişmiş bir insanım. Bize eğilmek bükülmek yakışmaz. Bizi hiçbir kuvvet ne zorbalık, ne batakçı gericilik eğdiremez. Dik girdik, dik çıkıyoruz. Geldiğiniz için hepinize teşekkür ederiz” diye konuştu. ‘Mutluyuz’ Telefonla görüştüğümüz Kuray’ın gazeteci kızı Zeynep Kuray, “Babam çıkar çıkmaz felç geçiren bir arkadaşını ziyarete gitti. Sağlık durumu çok iyi. Mutluyuz” dedi. ‘Asla yaşanmamalıydı’IPI Başkanı JOHN YEArwood’dan KADRİ Gürsel’e mektup MURAT SABUNCU ‘36 tel parça örgüden gökyüzü’ CMsmtbldBdüuavaeByiBriadkeliiurlrjeeulyruekghukiarluşrymöpomeineamüyu.bğaömıçarryndaHknlmn.asigyouiur’eğrhaln2loğçiYulüematkgçeşuidh5alkzmydötrbıaTı:ar.dueiammauaeynnniia“ğBdyrrkkanyyBıeintnaalrueeuzNlıoauseTıytardılrmagnktkığmeomrülnaaıvmsgöuşGıadöarkgdeyaeçuklömkrraaaidaaarllgüamneatiasknniyzzv.ürlcyiigntvıdme.eeteşniMsıeoŞTdöenlu2titt’ıoyanerürğeisvekuıez0mmhummloinraeyıka,crns1ykam1anreoğeüsr.iiailyi.luymtçalyoirŞGzya.nsakKa,ımieüSGiıeslonrielmedıaFlhangn’yaeuemndbEenüçbadbüadetbtdiTiuceaşyniimltaluirrkuÖ3uileülliadepıblnğAşşe.ç6Yrlatk”ke’veecieüıcaısnvçyaoimemmuprnürlylereıomıi.md’uş,aiymnomepirBoFamhrpsürlpukçoauErunteeiaşnylratareTlottraia.o,süÖt. MUSA KART ‘KTİnaüfparkzaiylKıeCureuzmau’ Ç“ŞmiTDniümşıozrainakldzuaieeidyplddreuaiteimvyraKaaogşiazcrarepılçMnlalaıiğeşrlucı.ıkmyesCTealziaaeşrabeKziedlekaaeverltdaİltmnety’eıifrnğoıvaidikzyCbmareKHairtheusPmhasir’llauzeaeiıpjmrTrzlşlieaasuoömh.aly.da.rı”lşnauele.:ar: Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Başkanı John Yearwood, gazetemize düzenlenen operasyon kapsamında tutuklu bulunan gazetemiz yayın danışmanı, yazarımız ve IPI Türkiye Ulusal Komitesi Başkanı Kadri Gürsel’e hitaben bir mektup kaleme aldı. Yaerwood mektubunda, “Dünyanın dört bir yanındaki bizim gibi gazetecilerin yaptığı gibi, sadece gazetecilik yaptığın için, senin tutukluluğun da asla yaşanmamalıydı” diye yazdı. “Sevgili Kadri, Hamburg’da buluştuğumuz o gün sanki dün gibi. Türkiye’deki basın özgürlüğüne dair endişelerini ve korkularını anlatırkenki tutkunu çok iyi anımsıyorum. Ancak toplantımız bitip de evine döndüğünde, korkularının böylesine gerçekleşebileceği aklımın ucundan geçmezdi. Dünyanın dört bir yanındaki bizim gibi gazetecilerin yaptığı gibi, sadece gazetecilik yaptığın için, senin tutukluluğun da asla yaşanmamalıydı. Tür kiye’deki yetkililer doğruyu yapıp seni bir an önce serbest bırakmalı! Uluslararası Basın Ensitütüsü’nün (IPI) senin özgürlüğünü sağlamak için dünya çapında gösterdiği çabaları görsen çok memnun olurdun. IPI’daki tüm çalışanlar, New York’tan Londra’ya, Johennesburg’dan Oslo’ya, Tokyo’dan Buenos Aires’e kadar sayısız özgür basın savunucusu, bu hedefe odaklanmış durumda. Hepimiz aynı hedef için çalışıyoruz: Senin, Murat’ın ve Türkiye’deki tüm tutuklu gazetecilerin özgürlüğü ve bir an önce ailelerine kavuşması için. Aileler konusuna gelecek olursak, gözaltına alınmanın ardından İstanbul’a geldiğimi belki duymuşsundur. İstanbul’dayken, evinizi ziyaret ettim ve çok değerli eşin Nazire ile de görüştüm. Karşımda seninle gurur duyan inanılmaz güçlü bir kadın buldum. Onun bir an önce eve dönmeni istediğinden ve se ni çok özlediğinden şüphen olmasın. Ayrıca Cumhuriyet’te senin birkaç meslektaşınla da görüştüm. Onlar da mesai arkadaşlarının serbest bırakılması için canla başla çalışıyorlar. Gazetenin önündeki eylemlerden, hukuki çabalarına kadar kendilerini nasıl bu işe adadıklarını gördüğümde, hayran kaldım. Bu çabalar gerçekten beni derinden etkiledi. Kadri, dünya bunları izliyor ve senin davanla birlikte Türkiye’deki tüm tutuklu gazeteciler sorununun çözüme kavuşması için umut ediyor, dua ediyor. Seninle, IPI’daki arkadaşların ve meslektaşlarınla birlikte daha önce bu yollardan geçtik. Gazetecilik, gerçekten de, bir suç değildir! İstanbul’da ya da gelecek yılki Hamburg Dünya Kongresi’nde, özgür bir adam olarak seninle bir kez daha kucaklaşmayı bekliyorum. Güçlü kal arkadaşım, John Yearwood / IPI Başkanı” OLCAYTO’YA SAYGI GÜNÜ ‘Özgürlüğü korumak giderek zorlaşıyor’ Doğuş Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto için Saygı Günü düzenledi. Etkinliğin“Gazeteciliğin Dünü Bugünü” başlıklı panelinde konuşan Doğuş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hamide Zafer, demokrasinin yerleşmesinde, ifade özgürlüğünün sağlanmasında basının çok önemli bir yerinin olduğunu vurgulayarak “Basın özgürlüğünü korumak her geçen gün zorlaşıyor” dedi. Olcayto da “Türkiye’de siyasetçilerin demokrasiye tahammülleri yok” diye konuştu. Gazeteci yazar Altan Öymen de “Eskiden de gazeteciler tutuklanırdı. Ama nasıl? Kesin hüküm gelirse o zaman tutuklanabilirdi. Bu gidiş çok kötü bir gidiş” diye konuştu. l İSTANBUL C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle