02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 29 Kasım 2016 haber 4 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ZARİFE SELÇUK ‘Derhal istifa et’ ‘İnsan nasıl Castro olur?? ’ Önce inanç dolu bir gözlemden çıkmıştı yola: “Daha iyi bir dünya mümkündür”. Sonra da mümkünü geçekleştirmek için 81 yoldaşıyla birlikte devrimi başlatmış, küçük yoksul ada ülkesinde insanların daha onurlu, daha eşitlikçi bir yaşamın savaşımını verdikleri dönemin önderi olmuştu. Elli yıl boyunca, çağımızın en büyük emperyalisti ABD’nin suikastlarına, silahlı saldırılarına, kahredici ambargosuna karşı direnmiş, diz çökmemiş, “bir defasında yenilsek bile toparlanıp yine savaşır ve kazanırız” diyerek, bütün daha iyi bir dünyaya inananların umudu olmuştu. Fidel Castro’ydu adı. Ve 20. yüzyılın bu son büyük devrimcisi, ümit ışığı Fidel Castro geçen gün, teslim olmayanların yenilmeyeceklerini kanıtlayıp mazlumlarda umut ışıklarını parlattığı 90 yıllık yaşamını noktaladı. HHH İnsan nasıl Castro olur? Fransız fotoğrafçısı ve belgesel filmcisi Chris Marker’in 1961 yılında kendisine sorduğu bu soruyu Castro, “Cuba Si” belgeselinde şöyle yanıtlıyordu: Fransa’da her yıl birçok Danton ve Robespierre doğuyor. Ama tarihin kendilerine ihtiyaç duyduğu anda doğanlar Danton ve Robespierre oluyorlar. Küba’da da her yıl bir sürü Castro doğuyor, ona ihtiyaç duyulduğu anda doğanlar da Castro oluyor. Halkının kendisine seslendiği adıyla Fidel, gerçekte, Simon Bolivar’lardan, Jose Marti’lerden Mustafa Kemal’lerden süzülerek geliyor ve gerektiği zamanda tarihle randevusuna yetişiyordu. Fidel Castro’nun tarihle randevusu çetin bir buluşmaydı. ABD emperyalizmi burnunun dibindeki küçük ve yoksul adada, kendisinin yarattığından daha değişik ve daha güzel sosyalist bir dünyanın oluşturulmasına izin veremezdi. Koca ABD de bütün ağırlığıyla abandı Küba’nın üstüne. Domuzlar Körfezi çıkartmasıyla küçük adayı istilayı denedi, başaramadı, yenildi. Sonra bütün ekonomik siyasal gücüyle müttefikleriyle, yarım yüzyıl süren ambargoyu uygulamaya başladı. Kübalılar, 1959 2008 arasındaki Fidel Castro’lu yılları, mağrur, başı dik ama yoksul olarak yaşadılar. Bir, tek ürün ülkesinin, ambargo koşulları altında bırakın yeni ve daha güzel bir dünyayı yaratması bir yana, ayakta kalması bile mucizeydi. Fidel de Küba halkı da, mucizeyi başardılar, kimi alanlarda daha güzel bir dünyanın kazanımlarını yaşama geçirdiler. Eğitim, tıp, sağlık hizmetlerinde herkesi hayran bırakan başarılara imza attılar, dünyanın nefesini tutarak izlediği çabalarıyla insanlık için bir umut ışığı yaktılar. HHH 1969’da, Akşam gazetesine Paris’ten yazıp gönderdiğim Fidel Castro ile ilgili bir yazı yüzünden İstanbul’a dönüşümde, ağır ceza mahkemesinde yargılandım. Savcı o zamanki TCK’nin 141 142. maddelerinden mahkumiyetimi istiyordu. Bir duruşmada, mahkeme başkanı yazımı, hâkim stajyerine okutuyor, genç arkadaşın Che’nin adını telaffuz edememesi üzerine de müdahale ediyordu: Che Guevara... Guevara! Biraz sonra stayer arkadaş bu kez de “ekmekçi sınıfı” diyerek tekleyecek, Başkan bir kez daha müdahale edecekti: Ekmekçi değil evladım! Emekçi, emekçi! Aman yarabbi bunlar da yargıç olacaklar! O an beraat edeceğimi hissettim. Olaydan on yıl sonra, 1979 Asya Afrika Konferansı’na katılmak için gittiğim Addis Ababa’da kentin tek doğru dürüst otelinde verilen resepsiyonda Fidel Castro’nun salona girdiğini uzaktan görünce “Hey Fidel!” diye seslenip korumalarıyla itişip kakışarak, yanına gidecek ve kimsenin müdahalesine fırsat vermeden konuşacaktım: Senin hakkında yazdığı yazı dolayısıyla ağır cezada yargılanan bir Türk gazetecisi olarak elini sıkmak istedim. Sonra da elini hararetle sıkacaktım. O sırada yanımda bulunan Barış Derneği Genel Sekreteri Enis Coşkun da atılacaktı: Ben de onun o davadaki avukatıyım. Fidel’in yanından ayrıldıktan sonra Enis’e takılacaktım. Şimdi sen Fidel’e saygıdan, sağ elini aylarca yıkamazsın! Artık bütün daha iyi bir dünyaya inananların önderi, dostu Fidel yok! Güle güle Fidel! Bize bıraktığın umut için sonsuz teşekkürler!.. Kardeş Kılıçdaroğlu ölüm orucuna başlıyor! CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kardeşi Celal Kılıçdaroğlu, AKP’nin FETÖ’yle mücadelesine destek vermek için 4 gün önce Söke’den başladığı yürüyüşünü tamamladı. Günler öncesinde 7 bin kişiyle yürüyüşünü tamamlayacağını ilan eden Kılıçdaroğlu, bitiş noktasına geldiğinde yanında sadece 15 kişi vardı. Didim’de bir grup CHP’li tarafından tepkiyle karşılanan Kılıçdaroğlu, “Didim Belediyesi ile FETÖ arasındaki bağlantının çözülmesi ve Didim Belediyesi’nin bu ilişki ile ilgili hesap vermesi için ölüm orucuna başlayacağım” dedi. Didim Adliyesi’ne giden Kılıçdaroğlu, suç duyurusu dilekçesini verdi. l Haber Merkezi Yarkadaş, Cumhuriyet’in manşetten duyurduğu skandal mektupla ilgili yaptığı çağrıda, İBB Başkanı Topbaş’ı ‘acilen istifaya’ davet etti CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Cumhuriyet’in 26 Kasım 2016 günü manşetten “Arsaları zorla ALDIRTTILAR” başlığıyla duyurduğu skandal mektupla ilgili İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a “istifa çağrısı” yaptı. Yarkadaş, “Bir işadamı ülkenin en büyük şehrinin belediye başkanına mektup yazıyor ve siz söylediniz ben aldım diyor. Bağışlanan 18 arsadan 3’ü İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın Büyükçekmece Güzelce’de Sevda Sokak’ta yer alan villasına komşu durumda. Bu, benzeri görülmemiş bir skandaldır. Kadir Topbaş konuyla ilgili bir açıklama yapıp görevinden derhal istifa etmelidir. Konuyla ilgili savcılıkların da harekete geçmesi gerekmektedir” dedi. Mektupta neler yazıyordu? Hattat Holding’in Maslak’ta yarım kalan “Diamond of İstanbul” projesi için İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile holdingin yönetim kurulu başkanı Mehmet Hattat arasında imzalanan protokol, büyük tartışma yaratacak skandalı da ortaya çıkardı. Protokole göre Hattat Holding, İBB’ye 18 arsa bağışlamış; buna karşılık daha önce mühürlenen milyar dolarlık projesi için onay almıştı. Hattat’ın bağışladığı 3 arsanın konumu ise dikkat çekiyordu. Bu 3 arsa, İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın Kumburgaz’daki villasının hemen arkasında yer alıyordu. İşte işadamı Hattat 1 ay önce İBB’ye yazdığı 2 sayfalık mektupta Topbaş’ın villasının arkasında yer alan arsalarla ilgili tarihe geçecek itiraflarda bulundu: Yarkadaş: Tuz koktu! Skandal hakkında dün bir basın açıklaması yapan CHP İstanbul Milletvekili Yarkadaş, “Bu rezaletten sonra Kadir Topbaş’ın o koltukta oturmaması gerekir” ifadesini kullandı. CHP’li Yarkadaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu mektup tuzun koktuğunun göstergesidir. Bir işadamı ülkenin en büyük şehrinin belediye baş kanına mektup yazıyor ve siz söylediniz ben aldım diyor. Bağışlanan 18 arsadan 3’ü İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın Büyükçekmece Güzelce’de Sevda Sokak’ta yer alan villasına komşu durumda. Bu benzeri görülmemiş bir skandaldır. 7.5 ay önce gündeme taşıdım. Bakanlıklara talimat verilsin, konu araştırılsın dedim. Tek bir adım atılmadı. Ta ki işadamının mektubu ortaya çıkana kadar. Bu olay skandal boyutunu da aşmış, rezalete dönüşmüştür. Kadir Topbaş konuyla ilgili bir açıklama yapıp görevinden derhal istifa etmelidir. Konuyla ilgili savcılıkların da harekete geçmesi gerekmektedir. Mektup aynı zamanda bir suç duyurusu niteliğindedir.” l Haber Merkezi “Milyonlarca dolar bedel ile şahsıma zorla aldırdığınız Sayın Başkanımızın Kumburgaz’daki evinin yanındaki bu imarlı arsaları protokole aykırı olarak neden dini tesis alanına çevirdiniz? Yarın sormayacaklar mı; 7 sene bu inşaata (Diamond of İstanbul) yapılaşma vermeyip mühürlü tuttun da Sayın Başkan’ın evinin yanındaki arsaları ve diğer gayrimenkulleri aldıktan sonra mı avan proje tasdik ettin” diye soran Mehmet Hattat, projesine ruhsat verilmediği takdirde Kadir Topbaş dahil olmak üzere İBB yetkililerini tazminat davalarıyla tehdit etti. Hattat’ın mektubu üzerine Diamond of İstanbul projesiyle ilgili teklif Ulaştırma Müdürlüğü’ne iade edildi. ‘Siyasi şantaj yapıyorlar’ Twitter hesabından, Başbakan Binali Yıldırım’ın “Referanduma gidilirse OHAL kalkar” açıklamasını yorumlayan Yarkadaş, “Bunun adı şantajdır” dedi. Saray’ın, Yıldırım’ın koltuğunun elinden alınmasının hazırlıklarını yaptığını anımsatan Yarkadaş, şunları kaydetti: “OHAL’in sürmesi için mantıklı hiçbir gerekçe yoktur. OHAL derhal kaldırılmalı, Türkiye olağan hale döndürülmelidir. Ancak, iktidar bunu yapacak güçten yoksundur. OHAL’in sürmesini Saray istemektedir. OHAL’in kaldırılması şu an şantaj malzemesine dönüştürülmüştür. Yıldırım, referanduma gidildiği takdirde OHAL’in kaldırılacağına ilişkin mesaj veriyor ama sanırım başına ne geleceğinden habersiz... Referanduma gidilirse, bu sürecin Berat Albayrak’ın Başbakanlığı koordinasyonunda yürütülmesi planlanıyor. Yıldırım’a tavsiyem, bizi Saray’a boyun eğdirmeye çalışacağına, koltuğunu damada kaptırmamanın yolunu ara.” l İSTANBUL/ Cumhuriyet ‘Suçu CHP’ye atıyorlar’ CHP’li Bingöl, Kayseri Hacılar’da CHP İlçe Başkanlığı’nın yakılmasıyla ilgili olarak tutuklanan zanlının, olayı CHP’ye yıkmak için özel olarak seçildiğini söyledi İKLİM ÖNGEL CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, Kayseri Hacılar ilçesinde CHP ilçe binasının kundaklanmasının CHP’nin üzerine atılmak istendiğini belirterek, “Kundaklamayı üzerine alan şahıs ‘Ben CHP’nin sandık görevlisiydim. Genel Başkan hükümete destek olmadığı için kundaklama eylemini yaptım’ diyor. Bu kişi 30 Mart seçimlerinde sandık görevine gitmemiş biri. Bu kişi, saldırının CHP’li biri tarafından yapıldığı algısı yaratmak için bilinçli olarak seçilmiş” dedi. Kayseri Hacılar’da CHP İlçe Başkanlığı binasının kundaklanmasının detaylarına ilişkin bilgi veren Bingöl, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik şehit cenazelerinde yapılanlarla, Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’ın vurulmasını anımsatarak, “Daha önce de örgütlerimize ve partililerimize saldırılar oldu. İstanbul’da Avcılar ve Maltepe belediyelerimize, Bursa Osmangazi’de ilçe temsilciliğimize saldırı girişimlerini yaşadık. Tüm bunların ardından şimdi de Hacılar’da çirkin bir saldırıyla karşı karşıyayız” dedi. Bingöl, Emniyet’ten yapılan açıklama ve kamera görüntülerinin saldırıyı birden fazla kişinin gerçekleştirdiğini ortaya koyduğunu kaydetti. ‘Senaryo olduğu belli’ Şahsın ifadesinde alkollü olduğunu söylediğine dikkat çeken Bingöl, “5 litrelik benzin aldığını ve saldırıyı tek başına yaptığını anlatıyor. Alkollü birinin böyle düzenli şekilde ayrıtılarıyla ifade etmesi dahi bunun senaryo olduğunu gösteriyor” diye konuştu. Zanlı tutuklandı Gözaltına alınan 24 yaşındaki işsiz Nazmi A’nın 6 ayrı suçtan sabıkasının olduğu belirlendi. Polisteki ifadesinin ardından sağlık kontrolünden geçirilen zanlı, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. lANKARA ‘Fidel’i unutturmayacağız’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Küba devriminin lideri Fidel Castro’nun yaşamını yitirmesi dolayısıyla, Küba’nın Ankara Büyükelçiliği’ne taziye ziyaretinde bulundu. Kılıçdaroğlu’nu büyükelçiliğe gelişinde, Büyükelçi Alberto Gonzalez Casals karşıladı. Casals’a başsağlığı dileklerini ileten Kılıçdaroğlu, Castro için oluşturulan salona geçerek taziye defterini imzaladı. Kılıçdaroğlu, deftere “Fidel Castro, tarih yazan lider. Halkı nın özgürlüğü ve bağımsızlığı için mücadele eden lider. Mustafa Kemal Atatürk’ü esin kaynağı olarak gören lider. Tarih, onu unutmayacak. Bizler de hep anımsayacak ve unutturmayacağız. Onu, saygıyla, sonsuzluğa uğurluyoruz” ifadelerini yazdı. Kılıçdaroğlu, taziye defterini imzaladıktan sonra, büyükelçilikteki Fidel Castro fotoğraflarını inceledi. Kılıçdaroğlu fotoğraflar hakkında Casals’dan bilgi aldı. l ANKARA/ Cumhuriyet CHP CENAZE İÇİN KÜBA’YA GİDİYOR CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, İstanbul milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli milletvekili Tahsin Tarhan, Küba lideri Fidel Castro’nun 4 Aralık’ta Santiago’da düzenlenecek cenaze törenine katılacak. ERGENEKON DAVASI ‘Yetkisizlik’ kararına itiraz Yargıtay’ın bozulmasına karar verdiği Ergenekon davası kararının, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nce yetkisizlik kararı verilerek Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine iti raz edildi. Emekli Al bay Levent Göktaş’ın da aralarında bulun duğu 6 tutuksuz sanı ğın avukatı Hüseyin Ersöz, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunduğu itiraz dilekçesinde yetkisizlik ka Hüseyin Ersöz rarından dönülmesini, talebin karara bağlanması için dilekçelerinin bir üst mahkeme olan İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etti. ‘AYM açıkça anlattı’ Avukat Ersöz, 6 sayfalık dilekçesinde yetkisizlik kararının hukuka ve kanuna aykırı olduğunu belirtti. Dilekçede, “Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin bozma ilamında, Ankara Ağır Ceza Mahkemeleri’nde ve Anayasa Mahkemesi’nde hangi sanıkların yargılanacağı hususu açıkça ifade edilmiştir. Yargıtay’ın bozma ilamı sonrasında dava dosyasında yaklaşık 7 ay süreyle hiçbir işlem yapılmamış, duruşma günü belirlenmemiş, sanıklar ve avukatlarının beyanları alınmaksızın Cumhuriyet Savcılığı’ndan yetki konusunda mütalaa talep edilmiştir. Karar bu yönüyle de kanuna ve usule aykırıdır” denildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle