24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR 16 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Ordu’da yine heykele saldırı Ordu’nun Altınordu ilçesinde, kentin yöresel türküsü olan “Tabya başında üç kız yan yana” türküsünden esinlenilerek yapılan ve açık havada sergilenen üç kadın heykelinden biri, başı gövdesinden ayrılarak tah rip edildi. Ordu’nun ‘Büyükşehir Belediyesi’ statüsüne alınmasından önce kentte seyir terası konumundaki bir açık alana yerleştirilen heykel, zaman zaman üzerine yazılar yazılarak tahrip edilmişti. Söz konusu hey keller üç yıl önce belediye tarafından heykeltıraşlara temizletilerek tekrar yerine yerleştirildi. Yine tahrip edilmeye devam edilen heykellerden birine kadın figürünün baş kısmı kırılarak zarar verildi. l DHA kultur@cumhuriyet.com.tr Salı 22 Kasım 2016 ‘Geleceğimizi karartamazlar...’İstanbul Kitap Fuarı’yla beraber sona eren sanat fuarı Artist2016’da yaşanan sansür olayını, eserlerini fuardan geri çeken sanatçı Özgür Korkmazgil anlattı 35’incisi önceki gün son bulan Uluslararası İstanbul Kitap nana kadar inisiyatif kullanarak yapıtı geçici olarak kaldırmış” açıklamasını yaptı. Olan bite Fuarı’na paralel düzenlenen ni polisin kaldırılması ya da +18 sanat fuarı Artist2016’da kapsamında sergilenmesini iste eserleri sergilenen ressam Özgür Korkmazgil’in “Sizi Çok Formsuz Gördüm” ser EZGİ ATABİLEN diği yapıtın sahibi ressam Özgür Korkmazgil’den dinledik: “Sekiz gündür o eserler fuar gisinde gösterilen bir resmine sansür da sergilenmekte. Hafta içinde polis uygulandığı haberlerini gazetemizin lere kimi izleyiciler ‘orada müsteh Kültür sayfasında okumuştunuz. TÜ cen bir şeyler var’ diye şikâyette bu YAP yetkilileri “Biz kaldırmadık, po lunmuşlar. Polis kendi inisiyatifiy lis müdahale edince le, ya +18 ibaresi ile sergileyeceksi sergi küratörü Rah niz ya da kaldıracaksınız diye TÜYAP mi Öğdül karar alı ve küratör Rahmi Öğdül’e bildirimde bulunmuş. Ben daha önce “18+” isimli ve konseptli sergi yapmış bir sanatçı olarak, bu duyarlılığı zaten taşıyorum. Gelen bildirimin hemen sonrasında eserlerimden bazılarının kaldırılmış olduğunu öğrendim. Kavramından koparılıp; bütünlüğü bozulduğu için, 4 parçadan oluşan yerleştirmemi söz konusu sergiden ve fuardan geri çektim. Küratör Rahmi Öğdül ve TÜYAP Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal’ın duruma doğru yaklaşımları beni ayrıca sevindirmiştir...” “Bu baskılar bizim her yerden geri adım atmamızı sağlamak icin yapılıyor, biliyoruz... Bu yerleştirmeyle bugün kadının parçalanmışlığını, metalaştırılmış bedenini ve toplumu yeniden yaratabilme gücünün elinden alınışını irdeliyorum... Bütün kadınların sorununa işaret etmeye çalışan bir sanat eseri nasıl müstehcen olabilir?... Sanatı istemiyorlar belli ki... Fakat bu baskının sonu yok üstelik, orası bir sanat fuarı... Her türlü sansürün geleceğimizi ciddi oranda kararttığını da biliyoruz. Buna izin vermeyeceğiz... Çünkü sanat hayatın kendisidir!” Kitap ve sanat fuarını 621 bin ziyaretçi gezdi TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliğiyle düzenlenen 35. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı ve TÜYAP’ın düzenlediği ARTİST 2016 / 26. Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı, önceki akşam rekor sayıya ulaşarak 621 bin kişinin ziyaretiyle sona erdi. Fuarları ziyaret eden ziyaretçi sayısı geçen yıla oranla yüzde 11.3’lük bir artış gösterdi. Belki de bir Dostlar Tiyatrosu’nun “Güneşin rüzgâr her şeyi SofrasındaNâzım ile Brecht” adlı oyununda, Genco Erkal’ın dikkatle seçerek birbiri değiştirecek içine ördüğü dizeler Fazıl Say, Zülfü Livaneli, Cem Karaca, Tarık Öcal, Edip Akbayram, Timur Selçuk ve Pera Müzesi’nde açılan ‘Balkanlardan Gelen de Kurt Weill, Hans Eisler’in Soğuk Hava’ adlı sergi iklim krizine dikkat çekiyor müzikleriyle daha da güçleniyor. İklim değişikliği mücadelesi verilmedikçe yaşadığımız şu çatışmalı günleri belki de bir rüzgâr temizleyecek, bizim üstesinden gelemedi ‘Güneşin Sofrasında’ ğimiz bu dünya haline iklim dur diyecek! İklim değişikliğine müdahale edilmezse açlık ve bulaşıcı hastalıkların yakında sınırları kaldıracağını söylemek yanlış olmaz. Pera Müzesi’nde açı buluşalım Genco Erkal ve Tülay Günal, Kenter Tiyatrosu’nda bir araya geldiler lan “Balkanlardan Gelen Soğuk Hava” sergisi sanatsal felsefesi ni iklim sorununa oturtuyor. 7 Mayıs’a dek sürecek sergi, Ar navutluk, BosnaHersek, Bul garistan, Hırvatistan, Karadağ, Kosova, Romanya, Sırbistan ve Slovenya’dan çağdaş sanatçıla rın eserlerine yer veriyor. Balkanlar hem siyasi hem ik lim çağrışımları yapıyor bize.... Sergideki video, fo gınlarından kalan küller toğraf, çizim ve yerleştir ve ruh halleri var... meler sosyal, politik ve Lübliyana Müzesi ve kültürel işlerden oluşu Galerileri’nde sanat yö yor. Ancak, sergi sanat netmeni olarak çalışan felsefesini iklim üzerinden şekillendiriyor. As CEREN ÇIPLAK Alenka Gregori ile Ali Akay’ın küratörlüğün lında sergideki tüm yapıt de düzenlenen serginin lar iklimin yarattığı yapıtlar. Bu rüzgâr üzerinden kurulan te iklim hem coğrafik hem siyasi... ması aynı zamanda kışın gelişi Balkanlardan gelen bu yapıtlar ne işaret eden “Balkanlardan ge da onların çektikleri acılar, yan len soğuk hava dalgası” söylemi Kiril Prashkov’un yapıtı. ne gönderme yapıyor. Ali Akay, “Sergi, siyasi ve insan olmaktan çok doğa ve iklim üzerine bir sergi. Belki 30 sene sonra suyumuz kalmayacak, açlık olacak. Bugün savaştan kaçanlar bu kez açlıktan kaçacaklar. Son dönemde hangi siyasi kanattan olursanız olun Dubai’leşen bir İstanbul arzusu olduğunu görürsünüz. Dubai’leşen İstanbul’a belki de bir rüzgâr engel olacak” diyor. ‘Işık Denizinde Bir Gezgin’ Pera Müzesi’nde “Félix Ziem: Işık Denizinde Bir Gezgin” sergisi de açıldı. Sergide 19. yüzyıl resmine damgasını vuran ve çoğunlukla deniz ve kentin iç içe geçtiği İstanbul ve Venedik’i konu alan yağlıboyalarıyla tanınan Ziem’in eserleri yer alıyor. Küratörlüğünü Lucienne Del’Furia ve Frédéric Hitzel’in üstlendiği sergide Ziem’in, izlenimci ressamlarla üslupsal ilişkilerini yansı Felix Ziem’in yapıtı. Dostlar Tiyatrosu, 18. İstanbul Tiyatro Festivali’nin açılış gösterisi olan “Nâzım ile Brecht – Biraz da Aziz Nesin”den sonra, bir kez daha buluşturdu Nâzım ile Brecht’i. Yaz aylarında Kadıköy Lisesi bahçesindeki Mahmut Muhtar Paşa Konağı’nda ve şimdi de Kenter Tiyatrosu’nda, “Güneşin Sofrasında” iki büyük ozan bir araya geldiler. Bu kez, Aziz Nesin usta onları izliyor ve kuşkusuz aynı coşkuyla paylaşıyor savaşa, sömürüye, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, şiddete dair söylenen her sözü... Sistemi eleştirmek Nâzım ile Brecht’in duyarlı, acıtan, gülümseten ve her daim düşündüren dizeleri Genco Erkal ve Tülay Günal’ın ince oyunculukları, birbirini tamamlayan yorumlarıyla ulaşıyor seyirciye. Her iki ozan da; biri buralardan, diğeri oralardan nasıl da ustalıkla seslendirmişler eleştirilerini ve insanlığa, insanca yaşama olan inançlarını. Evet, kulak kesilerek dinlediğimiz, izlediğimiz yaman bir siyasal ve toplumsal eleştiri yumağı “Güneşin Sofrasında.” Her tür baskının böylesine tırmanışta olduğu bir dönemde sahne – seyirci ilişkisi kaçınılmaz olarak daha da güçleniyor. Hele de böylesi kaotik ortamlarda tiyatronun misyonu ne kadar da önemli... Bir kez daha görüyoruz ki tiyatro sahnesi yaşama dair tartışmaların ya pıldığı özgür alanlar olmak durumunda... Dostlar Tiyatrosu yıllardır bu yolda yürüyor sağlam adımlarla... Oyunda, Genco Erkal’ın dikkatle seçerek birbiri içine ördüğü dizeler Fazıl Say, Zülfü Livaneli, Cem Karaca, Tarık Öcal, Edip Akbayram, Timur Selçuk ve de Kurt Weill, Hans Eisler’in müzikleriyle daha da güçleniyor. Müzik yönetimi Yiğit Özatalay’a ait. Deniz Doğangün ve Çağdaş Engin diğer genç müzisyenler. Bu arada, Hakan Özipek’in ışık ve özellikle de Melih Tatlıcan’ın video tasarımlarının şiirlerle çok iyi uyum sağladığını belirtmek isterim. Özlem Kaya’nın giysi tasarımları özenli... Hesaplaşmalar Nâzım Hikmet “Yarısı buradaysa kalbimin/yarısı Çin’dedir, doktor...” diyerek başlıyor söze ve devam ediyor dünyayı, insanı, savaşı, aşkı, hasreti, adaleti, adaletsizliği, tümüyle yaşamı sorgulayarak... Ve daha nice hesaplaşmalar sürüp gidiyor. İnsanı sarsan, düşündüren, dünden bugünlere taşıyan onca anlamlı söz, onca sağ lam akış ve bir derin dil ustalığı ve de tadına doyulmayan oyunculuklar... Su gibi akıyor sözler, müzikler... Bir yerde isyanını haykırıyor sanki Nâzım Hikmet: “Akrep gibisin kardeşim (...) Koyun gibisin kardeşim/gocuklu celep kaldırınca sopasını/ sürüye katılıverirsin hemen/ve adeta mağrur koşarsın salhaneye...” Ve bir başka yerden Bertolt Brecht sesleniyor: “Ne olur olağan demeyin her gün olup bitene...” Aklımıza kazınan tüm dizeleri Tülay Günal ve Genco Erkal’dan farklı tatlar alarak bir kez daha dinliyoruz, özümsüyoruz belki biraz buruk gülümsüyoruz ve düşünüyoruz, isyan ediyoruz... Soruyor Brecht, “Nasıl bir çağ bu böyle?” diye... Onun sözlerini, faşizmin tırmanışta olduğu ülkelerde yaşanmakta olan şiddetle birebir örtüşen şiirlerini kendi duruşumuzu da sorgulayarak takip ediyoruz. O da tıpkı Nâzım gibi ama belki biraz daha sivri; sistemi eleştiriyor, adaletsizliğe isyan ediyor, hukuku sorguluyor. “Halkın Ekmeği”nden sesleniyor: ”Bozuk adalet yeter artık! Acemi ellerde yoğrulan iyi pişmemiş adalet yeter! Yeter... dura dura bayatlayan adalet yeter!” Ve yine de bir umutla dönüyoruz yüzümüzü “Güneşi İçenlerin Türküsü”ne: “Akın var güneşe akın! Güneşi zaptedeceğiz, güneşin zaptı yakın!” tan yağlıboyaları ile Kırım Savaşı döneminde İstanbul’da gerçekleştirdiği desen çalışmaları öne çıkı Amerikan Müzik Ödülleri’nde Trump protestolarıyor. Grafit ve tüy kalemle yaptı ğı desenlerde, kentin canlı bölgelerini yansıtan sokaklar, kocaman öküzlerin çektiği arabalar, köpek Cumartesi gecesi sahiplerini bulan Amerikan Müzik Ödülleri (AMA) Orijinal şarkıdaki No war sözleri yerini No Trump’a bırakmıştı. Süpermodel Sanatçısı Arina Grande olurken, En İyi Erkek Pop/Rock Sanatçısı Justin ler, Boğaz ve Haliç sularında ka son günlerde ABD’nin seçilmiş başkanı Chrissy Teigen’ın “S..tiğimin seçimi” Bieber, En İyi Kadın Pop/Rock Sanatçısı yıp giden kayıklar betimleniyor. Donald Trump’a karşı yönelen öfkenin sözleri canlı yayında biplenirken, Mark ise Selena Gomez oldu. Soul/R&B Desenlerinde manzaralarına yan yankılandığı bir başka platforma dönüştü. Cuban ve oyuncu Idine Menzel başkanlık kategorisinde aynı ödüller Chris Brown sıyan kalabalıklar hızlı çizimlerle, Gece boyunca çeşitli şekillerde süren yemin törenine davet edilmediklerine ve Rihanna’ya giderken, En İyi Alternatif biraz bulanık bazen de siyah leke protestoları başlatan Punk rock grubu dair espriler yaptılar. Gecenin sunucuları Sanatçı ödülü Twenty One Pilots’a verildi. ler olarak betimlenirken, ışıkgöl Green Day oldu. Grup canlı olarak Jay Pharoah ve Gigi Hadid ise Trump Rap/HipHop kategorrisinde verilen ge oyunlarıyla sağladığı ışıl ışıl su seslendirdiği Bang Bang adlı parçalarına taklitleriye gecenin protest havasını üç ödülü de (En İyi SanatçıAlbüm yansımaları, göz kamaştıran gök 1982 tarihli bir MDC şarkısı olan Born sürdürdüler. Şarkı) Drake’in alması gecenin ilginç ler, puslu görüntüler ise ressamın tuvallerinin temelini oluşturuyor. Sergi, 29 Ocak’a kadar izlenebilecek. To Run’dan bir bölümü hafif değiştirip monte ederek “Trump’a hayır, KKK’ye hayır, faşist ABD’ye hayır” diye haykırdı. Bieber ve Drake’e 3 ödül Bu yıl 44. kez verilen ödüllerde Yılın notlarındandı. Benzer bir başarıyı Pop/ Rock kategorisinde üç ödül alan Justin Bieber da tekrarladı. l Kültür Servisi Yılın Sanatçısı Arina Grande seçildi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle