17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 21 Kasım 2016 söyleşi KEMAL GÖKTAŞ [email protected] TASARIM: zarife selçuk 11 zor soru ‘Cesaret etseler CHP’den tutuklama yapacaklar’ CHP’li Erdoğdu: Başarılı olurlarsa sırada CHP, liberaller, MHP’nin muhalifleri, TOBB ve TÜSİAD var. Türk ve Kürt çocuklarını birbirine kırdırarak bir yere varamayız. Kim bunu istiyorsa vatan hainidir CHP Parti Meclisi üyesi ve milletvekili Aykut Erdoğdu’nun CNN Türk’te katıldığı bir programda AKP’li Ayhan Oğan’la tartışırken yumruğunu masaya vurup dağıtması geçen haftanın en çok konuşulan konularından biri oldu. Erdoğdu’nun “şiddet”li hareketi sosyal medyada büyük destek gördü. Bu durum elbette ülkenin içinde bulunduğu gerilimin ne aşamaya geldiğinin de endişe verici bir göstergesiydi. Bir süredir CHP etrafında bir demokrasi cephesi kurulmasını öneren Erdoğdu’nun özellikle yeni bir darbe girişiminden ve iç savaş olasılığından bahsetmesi de yumruğa verilen desteğin siyasal ve sosyopsikolojik dayanaklarına işaret ediyordu. Erdoğdu’yla yumruğu, Türkiye’yi bekleyen tehlikeleri ve çözüm önerilerini konuştuk... n CNN Türk’teki programda masaya vurduğunuz yumruk çok tartışıldı. Eleştirilmesi beklenen bu görüntü, çok destek gördü parti tabanında. Sizce bu destek nasıl bir sosyal psikolojiden kaynaklanıyor? Bu yumruk, insanların içinde biriktirdiği öfkenin simgeleşmiş bir hali olarak ortaya çıktı. AKP hükümetinin devleti işgal ettikten sonra, hukuksuz devlet baskısına karşı bir halk tepkisinin simgesi olarak anlaşıldı. Bu yüzden de sosyal medyada bir başkaldırının, bir isyanın, bir direnme hakkının, halkın hükümete verdiği bir uyarının simgesi haline geldi. Toplum gerilmiş bir yay gibi, barut fıçısı gibi. Bu barut fıçısına şu an itibarıyla da fitiller döşeniyor. Bu barut fıçısı aslında bir başka darbe sürecinin de hazırlayıcısı olabilir. Bu darbe süreci bildiğimiz, alıştığımız, tecrübe ettiğimizden çok farklı olabilir. n Kim yapabilir bu darbeyi? Türkiye’nin mevcut durumunu daha da kötüleştirerek bütün halkı çaresiz bırakmak isteyecek herkes yapabilir. Bunun içinde dışardan ve içerden bir sürü dinamik olabilir. Ama sonuçta bunun farkında olarak veya olmayarak uygulayıcısı Cumhurbaşkanı ve AKP yöneticileridir. Türkiye şu an itibarıyla etnik ve kimlik kökenli bir iç savaş ortamına doğru sürükleniyor. Halkımızın birlikte yaşama iradesi son derece azaldı. Bizim bin yıllık ortak tarihimizde bu kadar tehlikeli dönemler çok az olmuştur. Memleket bir fetret devriyle karşı karşıya kalabilir. Vatanın bütünlüğü, halkın bağımsızlığı bu göstergeler itibarıyla tehlike altındadır. İşte bu yüzden biz demokrasi cephesinde bütün muhaliflerin bir araya gelerek öncelikle bu beka problemini birlikte aşmamız gerektiğine inanıyorum. Asgaride buluşmak gerek n Cumhuriyet gazetesine yapılanları nereye koyuyorsunuz? Türkiye’de ne zaman siyasal baskıyla hukuk cinayeti işleniyor olsa, konu mankeni olarak Cumhuriyet gazetesini kullanırlar. Ergenekon davasında da Cumhuriyet basıldı, FETÖ’de de... Çünkü Cumhuriyet, onların nefret ettiği aydınlığı, çağdaşlığı, Atatürk cumhuriyetini temsil eden bir gazete. Bu baskıların Cumhuriyet’i yıldıracağını düşünmüyorum. Cumhuriyet gazetesine yapılan bu saldırı aynı zamanda halkın bağımsızlığına ve bilgi alma hakkına yapılan saldırıdır. Gazetecinin habercilik faaliyetlerinden suç çıkarmak basın özgürlüğünü yok etmektir. n Cumhuriyet, CHP’ye yönelmek isteyen iktidar için bir basamak mı olacak? Bütün muhalifler terörist sayılıyor, şeytanlaştırılıyor. AKP bunu yaparak kendi ellerini yıkıyor. Bu sadece CHP’ye yönelmek değil, bu aynı zamanda TOBB’a, TÜSİAD’a, işçi sendikalarına yönelmektir. CHP, bu faşizm sürecinin önemli kalelerinden biri. CHP düşmediği için daha bunlara yönelmiyorlar. Onun için CHP düşmeyecek. Bedel ödemeye hazır olarak bütün mücadelemizi vereceğiz. n CHP’nin bir direnişe öncülük etmesi gerektiğini söylüyorsunuz. Hatta mahalle komitelerinden bile bahsediyorsunuz. Türkiye devletini gasp etmiş, çekirdek oyu yüzde 10’a dayanan bir hükümetin faşizmi ile karşı karşıya NECATİ Musul’a giderken SAVAŞ Diyarbakır’dan olma riskimiz var Televizyonda canlı yayında ‘Yeter artık’ diye isyan ederek bir anda muhalif kesimden herkesin sesi olan CHP Parti Meclisi üyesi ve İstanbul milletvekili Aykut Erdoğdu, arkadaşımız Kemal Göktaş’ın sorularını yanıtladı. yız. Bu tablodan rahatsız olan ülkücüler, Kürtler, muhafazakârlar var, solcular, laikler ve Aleviler var. Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin beka problemi vardır. Bu beka problemi sadece Türklerin değil, herkesin problemidir. Kürtler de muhafazakârlar da rezervlerinden kurtulmalıdır. ‘Değerlerinden vazgeçsinler’ demiyoruz ama asgaride buluşmak gerekir. Tam demokrasi, adalet, hukuk ekseninde birleşebileceğimiz bir çizgide buluşabiliriz. Önümüzde çok tehlikeli bir rejim tehdidi var, referandum süreci ile işleyen. Bu, tam bir diktatörlüktür, saltanattır, padişahlıktır, geriye gidiştir. CHP bütün muhalif güçleri konsolide edip bu devlet faşizmine karşı ortak bir mücadeleye çekebilecek tek yapı. Ama bunu hep birlikte yapabiliriz. Parası olan para verecek, zamanı olan emek verecek. Mesela üniversiteli öğrenciler bir mahalleye gidecek, anlatacak. Bu çocukların örgütlenmesi için, öğle yemekleri için, broşürlerin basılması için para nereden gelecek? Bir işadamı bunu karşılayacak. Referandum ilk sınav olacak. Ondan sonra adalet, hukuk içinde herkes kendi yoluna gidebilir ama bu tecrübeyi yaşadıktan sonra bir daha bu ülkede kutuplaşmaya izin vermeyiz. Bakın, bu Gezi Parkı’nda oldu. nKısa sürede unutulmadı mı Gezi ruhu? Gezi Parkı’nda eksik olan yoksul kesimlerden, muhafazakâr kesimden yeterince destek alamamasıydı. Türkiye’deki sol ve ilerici hareketlerin bu durumu düşünmesi gerekir. Aslında bu küresel bir projeydi. 1950’de başladı, 1980’lerde devam etti. 1980 darbesi NATO’ya, emperyalizme karşı olan solun üzerinden silindir gibi geçti. Onların boşalttığı varoşlara NATO’nun, Gladyo’nun İslamcılarını ve milliyetçilerini doldurdular. n O zaman NATO karşıtı bir noktada mı duruyorsunuz? Hayır, ama NATO bir kutsal değildir. NATO’nun ülkemizde yaptığı operasyon lara izin vermek zorunda de ğiliz. Halkları ezen bir küresel dünya düzeni var. Buna ABD halkı da İngiliz halkı da karşı... HDP’den sonra CHP n Antikapitalist bir şey mi öneriyorsunuz? Küresel ekonominin, dizginlenemez vahşi kapitalizmin bütün dünyada, sadece Türkiye’de değil, dizginlenmesi gerekiyor. Türkiye’de gerçek solun solcular tarafından tanımlanmasına ihtiyaç var. Sol, kimlik hareketi değildir, sınıf hareketidir. Kimlik hareketlerine dayalı bir sol olduğu zaman matematiksel olarak yüzde 25’e indirmiş oluyorsunuz. Erdoğan’ın tam da isteği bu olduğu için, başkanlık rejimi tam bu gerçeğe dayanmaktadır. Yüzde 70’i muhafazakâr olan ülkede ebediyen bir sağ başkanla ve gittikçe dincileştiren bir çizgiyle gitmek durumundaydı. n Parti meclisinizin OHAL uygulamalarını faşizm olarak nitelendirdiği bildirisine iktidarın tepkisi sert oldu. Kriminalize etmek, terörize etmek sürecinde HDP’den sonra sıra CHP’ye geldi. Bir sebep arıyorlardı. PM bildirisi olmasaydı genel başkanın başka bir konuşması ile suçlayacaklardı. Önümüzdeki süreçte cesaret ederlerse CHP’den tutuklama yapacaklardır. CHP’yi kriminalize edeceklerdir. HDP’ye uyguladıkları şeyi uygulayacaklardır. Ama şunu bilmeliler, CHP Atatürk’ün kurduğu partidir. 10 Kasım’da, 29 Ekim’de sokağa çıkan milyonlarca insan AKP’nin gözünü korkuttu. Şu an bu cesaretlerinin olup olmadığını test ediyorlar. İşte CNN Türk’te yaşananlara verilen tepki bunların cesaretini kırdı. Şu anda CHP’nin yanında durarak faşizmin cesaretini kırması gereken de bu ülkenin halkıdır. Başarılı olurlarsa sırada CHP dışında, MHP’nin muhalif kesimi var. Ondan sonra da liberal, ANAP kökenli, bunların yanına çok yaklaşmayan üçüncü dalga olarak da bu kesimler var. TOBB Başkanı’ndan TÜSİAD Başkanı’na, büyük şirket sahiplerine kadar bir kesim var. Faşizm durmaz. n AKP tek tip bir ülke yaratana kadar bunlar sürecek mi? Bu mümkün değil diyenler de çok. Türkiye’de mümkün olmayan birçok şey mümkün oldu. Demirtaş’la başlayan süreç, TOBB Başkanı, TÜSİAD Başkanı ile sonuçlanabilir. O sürecin bir parçası bizler olacaksak diğer parçaları sivil, toplumsal bütün kesimler olacaktır. Zaten iş dünyasının üst düzey yöneticileri bunu gördüğü için birçoğu merkez ofisini Londra’ya taşıdı. Mesela, darbe komisyonunda milletvekilleri Koç grubunun darbenin içinde olduğuna yönelik deliller arıyor. Ben de en son ‘Yahu Koç da Fethullahçı’dır deyin, rahatlayın’ diye tepki gösterdim. Bu faşizm dalgasından kimse kendini kurtaramayacak. Dokunulmazlıklar n Dokunulmazlıkların kaldırılmasına ‘evet’ diyen CHP’li vekiller açmadı mı bu yolu? CHP bu toplumun günah keçisi. Yurtdışında şeker torbası diye bir oyun vardır, vurdukça torbadan şeker dökülür. Türkiye siyasetinin şeker torbası CHP’dir. Vuran birkaç şeker alıp ağzını tatlandırıyor. Demirtaş’ı siyasal olarak kim infaz etti? AKP ve PKK... Ceylanpınar’da iki polisin şehit edilmesiyle başlayan süreçte PKK şöyle söyleseydi: ‘Biz gördük ki Türkiye’deki barışa yönelik halk iradesi söz konusudur. Biz eylemlerimizi kestik...’ Bugün belki HDP yüzde 25 oy alacaktı. CHP olarak kürsü dokunulmazlığı haricinde bütün dokunulmazlıkların kaldırılmasından yanayız. Ben oylamada Türkiye’de yargı bağımsızlığı olmadığı için hayır dedim. n Tam da bunun için bütün CHP’li lerin hayır demesi gerekmez miydi? Referanduma gidilseydi ve yüzde 80’le evet çıksaydı, bu süreç hükümet süreci değil, halk süreci olurdu. Öylesine tehlikeli bir çizgideydi. n HDP’ye baskıların Türkiye’yi bölünmeye götüreceğini savunuyorsunuz. Sizce yeni bir çözüm süreci mi başlamalı? Biz her zaman barışı, kardeşliği, birlikte yaşama rezerviyle, ortak vatan vurgusuyla destekleriz. Ancak bu açılım süreci bir barış süreci değil, iki tarafın birbirini aldattığı bir süreçti. Bir taraf özerkliği hayal ederken diğer taraf seçim başarılarını ve başkanlığı hayal ediyordu. Bu “al başkanlığı, ver özerkliği” diye halkın vicdanında yer etti. Eşitlik, özgürlük, kardeşlik nHDP’nin ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ sloganı buna engel olmadı mı? Dolmabahçe’de, hükümetin PKK’ye verdiği sözlerin bir kısmının tutulacağı söylendi ama Erdoğan, bunun olması halinde iktidardan düşeceğine inandığı için masayı devirdi. Kürtler de “Seni başkan yaptırmayacağız” sloganı ile ortaya çıktı. Bu slogan sayesinde HDP yüzde 13 oy aldı, AKP tek başına iktidarı kaybetti. Türkiye yeni bir seçime itilirken iki polisin karanlık şekilde öldürülmesinden sonra, bir çatışma süreci başladı. Bunu AKP başlattı ve PKK kanlı eylemleriyle bu çatışma sürecine destek verdi. Belki barış için bir şans olan HDP eritildi. Danışıklı dövüş olan bu iç çatışmada kentlerimiz yerle bir edildi. Tüm bunlar yüzünden biz AKP’nin ve PKK’nin çözüm önerilerini kökünden reddediyoruz, üçüncü bir yol öneriyoruz. Kırmızı çizgimiz, vatanın birliği ve bütünlüğüdür. Ama bundan kastımız bir halkın diğerini kimlik dolayısıyla ezmesine izin vermek değildir. Eşitlik, özgürlük ve kardeşliğin mekanizmalarının hayatın içinde anlamlı bir şekilde kurulmasını istiyoruz. Bu eşitlik halkların bölünmesine gitmek zorunda değil. Masa ve çözüm süreci halkta kirli bir süreci hatırlatıyor. Biz buna tam demokrasi diyoruz. n Ortadoğu politikalarının nasıl bir etkisi olacak? Erdoğan, ekonomik ve sosyal cinnet altında Musul ve Halep fatihi olarak başkanlığa gideceğini sanıyor. Şunu bilmiyor. Şu an kutuplaşma altında, ülkenin birbirinden soğuduğu, ordusunun belinin kırıldığı, Emniyet’in, devletin felç edildiği bir ortamda komşuya Musul’a giderken evdeki Diyarbakır’dan olma riskiyle karşı karşıyayız. Vatanın bütünlüğü, halkın bağımsızlığı tehdit altındadır. Bunlar olursa, Kürtler de çok mutlu olmayacaklar. Ne sorun olursa olsun silahsız bunu çözebiliriz. Bunu çözmememizi isteyecek bir sürü dahili ve harici bedbahtlarımız olacaktır. Vicdanımızla, namusumuzla bunun üzerinden gelmek zorundayız. Yoksa birbirimize silah çekerek Türk ve Kürt çocuklarını dağlarda birbirine kırdırarak hiçbir yere varamayız. Kim ki bunu istiyorsa benim gözümde vatan hainidir. MİT’in darbeyi bilmediğini düşünmek saflık n 15 Temmuz darbe komisyonundasınız. Edindiğiniz bil gilerle nasıl bir manzara görüyorsunuz? 15 Temmuz’da Türkiye’de fiilen bir darbe girişimi oldu ve kan döküldü. O gün tankların altında bu ülkenin vatandaşları parçalanarak can verdi. Bir kere bu gerçeği görüyoruz. Ama ‘Eğer gerçeklik göründüğü kadar basit olsaydı bilime ihtiyaç yoktu’ der Karl Marx...15 Temmuz karanlık bir darbe girişimidir. Cumhurbaşkanı’nın o gece panikle yaptığı açıklamalarla bu karanlık yön açığa çıktı. “MİT Müsteşarı ile görüşemiyorum” dedi. Biliyoruz ki öğleden sonra saat 2’de bir kara havacılık pilotu MİT’e gelerek “bir darbe yapılacağı konusunda” bilgi veriyor. 2’de gelen bu bilginin saat 4’te Genelkurmay’a iletildiği, saat 6’da Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı’nın görüştüğünü biliyoruz. Saat 9’da MİT Müsteşarı ayrılırken Genelkurmay’ın basıldığı ve paşaların derdest edildiği söyleniyor. Oysa o gece itibarıyla Cumhurbaşkanı ve Başbakan eniştesinden, eşten, dost tan darbe yapıldığını öğreniyor. İlerleyen saatlerde bilgisayar oyunu gibi, darbecilerin bir anda açığa çıktığı ve 3 saat içinde bastırıldığını görüyoruz. Ardından OHAL’le on binlerce insanın tutuklandığını biliyoruz. Bunu açığa çıkaracak olanlar Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları, MİT Müsteşarı, MİT yöneticileri ve tutuklu darbeci generallerdir. Bunların komisyona çağrılıp gerçekleri söylemeleri sağlanmadığı sürece, darbe girişimi karanlık bir darbe girişimi olarak kalacaktır. Darbeden sonra yapılan karşı darbeye bakıldığında da iktidar için bu darbeyi çağırdığı veya bildiği hatta engellemediği konusunda şüpheler artarak devam edecektir. Can verenlere, yaralılara ve trav ma yaşayan 80 milyona gerçekleri borçluyuz. Şu anda AKP yönetimi komisyon aracılığıyla bu gerçekleri saklıyor. n Darbenin önceden bilindiği ama kontrollü olarak önünün açıldığını düşünüyor musunuz? Bu yönde çok ciddi şüpheler var. Doğru çıkmamasını umuyorum. Onun için bizim bütün gerçeklere ihtiyacımız var. 100 bin kişiyi fişleyen MİT’in, darbe öncesinde imamlarla TSK’deki yuvalanmış cemaatçiler arasındaki ilişkiyi bilmediğini söylemesi benim için soru işaretidir. Fuat Uğur diye bir gazeteci Türkiye gazetesinde darbenin nasıl olacağını nisan ayında yazdı. Onun bildiğini MİT’in bilmediğini düşünmek saflık olur. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle