23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 16 Ekim 2016 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: İLKNUR FİLİZ Koltuk eleştirisi haber 5 Kılıçdaroğlu, “Bu kadar sorun varken biri çıkmış ‘Benim koltuğum ne olacak’ diye. Otur oturduğun yerde, biz sorunları parlamentoda çözelim” dedi CHPlideri Kemal Kılıçdaroğlu, hapishanelerinin boş, gazetecilerinin tutuklu olmadığı bir Türkiye’ye ihtiyaç duyulduğunu vurgulayarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirdi. Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin bu kadar sorunu varken bir kişi çıkmış ‘Benim koltuğum ne olacak’ diye. Otur oturduğun yerde, biz sorunları parlamentoda çözelim” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün Kadıköy Belediyesi’nin Sahrayıcedit Mahallesi’nde tamamladığı Bahriye Üçok Ekolojik Çocuk Yuvası açılışını gerçekleştirdi. Açılışa CHP milletvekilleri Akif Hamzaçebi, Kadir Gökmen Öğüt, Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, İl Başkanı Cemal Canpolat ile partililer ve gazetemiz imtiyaz sahibi Orhan Erinç de katıldı. Törende bir konuşma yapan Kılıçdaroğlu, bütün çocuk yuvalarının açılışını yaptıkları yuvada sağlanan olanağa kavuşmasını istediklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, kent kültürüne sahip bir kişinin ülkenin sorunlarına eğilen ve aynı zamanda dünyayı sorgulayan kişi olduğunu belirterek, “Kent kültürünün geliştiği yerlerde demokrasi de güçlü olur. Hem darbeye hem diktaya karşı tam demokrasiyi savunuyoruz. Tek adam yönetimine de karşıyız. ‘Ben istediğimi asa ‘Okullarda standart yakalanamıyor’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin düzenlediği Çocuk Çalıştayı’nda suça sürüklenen çocukların sorunlarına dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, “Benim çocuğumun değil, çocuklarımızın sorununu çözmeliyiz biz. O açıdan bu çalıştayın bize göre önemi çok fazla. Neden Türkiye’nin bütün okulları asgari bir standardı yakalamaz? Bunun önündeki engeller nelerdir? Matematik konusunda neden bütün çocuklar aynı olanaklara sahip değil? Düşünmeyi ve felsefeyi neredeyse okullardan dışlayacağız. Sosyoloji, felsefe gibi çocuklarımızın öğrenmesi, tartışması gereken alanları neden çocuklardan yoksun bırakıyoruz?” sorularını yöneltti. rım, istediğimi keserim’ yok demokrasilerde. CHP olduğu sürece demokrasiden bir adım kimse geri atmayacak, attırmayacağız” dedi. ‘İmza namustur’ Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz sonrası parlamentoda 4 partinin imzaladığı ortak metni anımsatarak, “Güçlü bir parlamento is teği vurgulanmıştır orada. Kimse imzasını inkâr edemez. Söz namustur, imza namustur. Güçlü bir parlamento hepimizin arzusudur. ‘Darbeyi atlattık. şimdi benim borazanım ötecek’ diyenlere izin vermeyeceğiz” diye konuştu. Herkesin Anayasa’yı, demokrasiyi, düşünce özgürlüğünü açıklamayı, kadınerkek eşitliğini ve demokrasiyi savun ması gerektiğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Demokrasiyi çocuklarımız için, daha güzel bir dünyada yaşasınlar diye istiyoruz. Medya, basın özgürlüğü için istiyoruz” dedi. Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugünlerde en çok barışa, kardeşliğe, huzura, demokrasiye, hapishanelerinin boş olduğu, gazetecilerin tutuklanmadığı, şehit haberlerinin gelmediği, anaların ağlamadığı, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği, özgür ve bağımsız bir Türkiye’ye, bağımsız yargıya ihtiyacımız var. Bizim siyaset anlayışımızda cebini doldurmak yok. Yoksulluğu gidermek, gazetecilerin tutuklanmadan özgürce düşüncelerini açıklayacağı bir ülkeye ihtiyacımız var. Bedeli ne olursa olsun tam demokrasiyi, huzuru, birlikteliği getireceğiz. Yaşam tarzıyla, inancıyla uğraşmayacağız. İnsan olarak bakıp sorunlarını çözeceğiz.” ‘Sorunları biz çözeriz’ Kılıçdaroğlu konuşmasında Erdoğan’ı da eleştirerek, “Türkiye’nin bu kadar sorunu varken bir kişi çıkmış ‘benim koltuğum ne olacak’ diye. Otur oturduğun yerde, biz sorunları parlamentoda çözelim. Sorunlarımız çok ama bu sorunları aşabilecek bilgimiz, birikimimiz, kapasitemiz vardır” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL Başbakan Yıldırım Başbakan Binali Yıldırım, İslam ülkelerinden gelen sendika temsilcilerini kabulünde, 15 Temmuz'da yaşananların gösterildiği belgeseli izlerken gözyaşlarına hâkim olamadı. ‘Sandıkta soralım’ Başbakan Binali Yıldırım, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin gündeme getirmesinin ardından başlayan başkanlık sistemi tartışmasına ilişkin yeni öneride bulundu. İstikrar için başkanlık sisteminin şart olduğunu belirten Yıldırım, “Diğer partilere diyoruz ki gelin Meclis’ten bu anayasayı geçirelim, kararı millete bırakalım. Başkanlık değil de, başka bir şey istiyorsanız buyrun ikisini de sorarım millete” diye konuştu. İstanbul Uluslararası Finans Merkezi, BDDK ve SPK hizmet binalarının temel atma töreninde muhalefet partilerine de seslenen Yıldırım, “Gelin Meclis’ten bu anayasayı geçirelim, kararı millete bırakalım” ifadelerini kullandı. Bozdağ: Halka gidilir Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, tartışılan Başkanlık Sistemi ile ilgili “Atatürk dönemi fiili bir başkanlık sistemidir” dedi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Bahçeli’nin sözlerini “Ben de aynı kanaatteyim” diyerek destekledi ve “Bu tartışmayı ya parlamento sona erdirecek 367 bulunur, halka gidilmezse veya reddedilirse o zaman parlamentoda son bulur. Ya da her şartta halka gidilir, halk karar verir, ona göre bu” diye konuştu. Zeybekci: Referandum Denizli Ticaret Odası’nda açıklama yapan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Başkanlık Sistemi’ne ihtiyaç olduğunu savunarak, “Bunun adına başkanlık sistemi mi deriz, başka sistem mi deriz bilmiyorum ama ortada çok net bir şekilde bu şekilde bir ihtiyaç var” ifadelerini kullandı. l ANKARA/Cumhuriyet Mahmut Bayram ‘Ödül’ gibi atama ‘Süslenip sokağa çıkan kadın tahrik ettiği kadar erkekle zina yapmış gibidir’ diyen Bayram görevine asaleten atandı SİNAN TARTANOĞLU Sosyal medya hesabında, “Bir kadın, evinden süslenip çıkıp evine dönene kadar kaç erkeğin şehvetini tahrik etmişse, o kadar erkekle zina yapmış gibidir” şeklinde skandal bir paylaşımda bulunan ve görevinden alınması için imza kampanyası başlatılan Burdur İl Milli Eğitim Müdür Vekili Mahmut Bayram, dün Resmi Gazete’de yayımlanan karar ile milli eğitim müdürlüğü görevine asaleten atandı. Sosyal medyadaki skandal paylaşımı ile tartışma yaratan Bur dur İl Milli Eğitim Müdür Vekili Mahmut Bayram, aynı göreve asaleten atandı. Bayram’ın yaptığı paylaşım, CHP Burdur Milletvekili Mehmet Göker tarafından Meclis gündemine taşınmış, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Bayram hakkında işlem yapılmadığını bildirmişti. Bayram’ın görevden alınması için CHP’liler imza kampanyası başlatmıştı. Dünkü atama kararlarıyla Iğdır İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne ise Hakan Cırıt getirildi. Cırıt, 15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardından Iğdır’da yapılan demokrasi mitinginde konuşma yapmıştı. Atama kararları yayımlandı Kültür ve Turizm Bakanlığı Başmüfettişliğine Enis Güvenç Tataroğlu, Giresun İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne Cemal Almaz, Erzincan İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne Arda Heb atandı. Fatıma Belma Ak, Uğur Kılıç, Murat Nedirli de yine aynı bakanlığa müşavir olarak tayin edildi. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Sivas İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne Mustafa Altınsoy, Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne Turan Akpınar, Niğde İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne Halil İbrahim Yaşar. Milli Eğitim Bakanlığı Müşavirliğine de Kayhan Berişler atandı. MHP lideri Bahçeli’den, Yıldırım’a ve AKP’ye yanıt: Fiili durum ülkeyi kaosa sürükler MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, başkanlık sistemi açıklamalarının ardından kendisine teşekkür eden başta Başbakan Binali Yıldırım olmak üzere AKP’lilere, “Şu an yaşanmakta olan fiili durumun devamını arzulayanlar, Türkiye’de kaosun kurucuları, krizin yaşatıcıları ve darbe çağrıcıları olarak tarihte yerini alacaktır” yanıtını verdi. Başkanlık ile ilgili sözlerinin ses getirmesi ile ilgili olarak Bahçeli, “Herkes bildiği gibi anlama çabası içinde. İnşallah bu çaba sonucu Türkiye’de meydana gelen tartışmalar, siyaseti zenginleştirecek ve sistem tartışmalarına son verecek” ifadelerini kullandı. Bahçeli, partisinin genel merkezinde Siyaset ve Liderlik Okulu’nun 13. dönem açılışında, basın mensuplarının başkanlık sistemine ilişkin “Meclis Genel Kurulu’ndaki oylamada 330’un bulunması için destek verecek misiniz” sorusuna, “başkanlık sistemi ile ilgili ne söylemek istediğini tam anlattığı kanaatinde olduğunu” söyle di. Bahçeli, ancak anlattığı şeylerin anlaşılması konusunda çok farklılıkların olduğunu gördüğünü belirtti. Bahçeli, şunları kaydetti: “Başkanlık sistemine geçme arzusu taşıyanlar bir de fiili durum yaratmışlardır. Bu durum bu şekliyle devam ederse Türkiye bir kaos ve kriz ortamına sürüklenebilir.” Bahçeli, CHP Sözcüsü Selin Sayek Böke’nin “MHP’yi AKP’nin arka lastiğine benzetmesi” ile ilgili olarak da “Birileri, eğer CHP Sözcüsü olarak, medya aracılığıyla, konuşuyorsa onun cevabını önce Kemal Kılıçdaroğlu’nun vermesi lazımdır” dedi. Fırsatı kaçırdık... Eli kanlı, darbeci FETÖ’cüleri devletin kılcal damarlarından temizlerken hukuk devletinin ilkelerini savunup bağlı olduğumuz evrensel insan haklarını uygulamalıyız... Demokrasi, özgürlük, hukuk devleti, laiklik gibi kavramlara, umutlarımıza, yarınlarımıza yani ülkemizin geleceğine, evrensel insan haklarına, toplum olarak demokratik duruşa sahip çıkıp FETÖ’cü, kanlı darbe girişimini bir fırsata çevirmek için çaba göstermeliyiz... Çünkü şimdi attığımız adımlar bu toplumun geleceğini, yaşam biçimini ortaya koyacaktır. Umutlarımız, düşüncelerimiz, sevdalarımız, kaygılarımız, sınır boylarında şehit düşen Mehmetlerimiz, azgınlaşan PKK terörü, kana kan intikam duygularının memleketi yangın yerine çevirme uğraşısı ve emperyalizm... Bunları unutmayacağız. Gözü kara, kendi amaçları için halkın Meclis’ini bombalayan FETÖ’cü yaratıklar, bunun yanı sıra baskıcı bir rejimin ayak sesleri... Küresel güçler Ortadoğu’yu kendi çıkarları doğrultusunda paylaşmak için ellerinden geleni yaparlarken Türkiye hukuk devleti ilkelerinden sapmadan, demokrasimizi evrensel boyutlara taşıyabilecek mi? Türkiye, üç koldan kanlı terör saldırılarına bu denli açıkken, kirli oyunlar tezgâhlayanları göz ardı etmemeli. Suriye’yi Irak’laştıran kirli güç odaklarının şimdilerde planı Türkiye’yi Suriye’leştirmek mi? Bu tarih ve uygarlık kokan topraklarda toplumun bir kesimini ötekileştirmek, medya üzerinde baskı kurmak akıl işi değildir. Elbet terör örgütlerinin tümünü lanetleyeceğiz ama hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlüklerin de yaşam biçimi olması gerektiğini unutmayıp kalın çizgilerle altını çizeceğiz. Savaş değil barış, diye haykıracağız, toplumun bir kesimini ötekileştirmeyip eşit yurttaşlığı savunacağız... HHH Tek derdimiz özgür birey olmak, düşüncelerimizi açıklamak, yazmak bizim. Susmak bize göre değil! Bir pazar sabahında güneşe dönük yüzler, o yitik zamanlar, sevdalar, aşklar, tutkular. Gizemli hüzünleri, bizi kışkır tan bakışları kendi kıskançlığımızın içinde saklıyoruz. Sen adı konulmamış çocuk, o son fırtınayı, yağmurları, gök gürültüsünü anımsıyor musun? Annen kollarını açmış, sen dünyanın en güvenli limanına sığınmıştın... Mavi evlerin çatılarında kuşlar kanat çırpıp havalanırken baban gurbette bir AVM inşaatında çalışıyordu. İnşaat alanında naylon çadırlarda yatıp kalkıyordu işçi arkadaşlarıyla. Bir gece elektrik sobası kontak yaptı, baban ve arkadaşları cayır cayır yandı. Yüreklerimiz harman yeriydi Soma maden faciasında... Yargılama sürüyor, patron yargıya kafa tutuyor... 301 insanımız can verdi... Unutup gittik değil mi? 10 Ekim 2015... Ankara katliamı... Yasını bile tutturmadılar bize... Öncesinde Suruç... Hemen ardından Ceylanpınar’da iki polis evlerinde gece uyurken katledildi. Katilleri PKK’liydi... İçimizde bir sızı... Duygularımız karmakarışık. 7 Haziran’dan 1 Kasım 2015’e uzanan süreç, ateşkesin PKK tarafından bitirilmesi ve çözüm sürecinin çözümsüzlüğe dönüşmesi. Şimdi geldiğimiz nokta gerçekten düşündürücü. PKK giderek azgınlaşırken yoksul Kürtlere ve Türklere zarar veriyor... Böyle dönemlerde yoksullar ölür, fatura hep yoksullara çıkarılır. Kanlı ve yorucu bir süreç, FETÖ’cü canilerin darbe kalkışması... HHH Türkiye bu fırsattan yararlanarak, demokrasiyi ve özgürlükleri geliştirebilir; çağdaş, laik, bilimsel eğitimle Avrupa’ya ders verebilirdi. Vermedi, vermek istemedi... Ülkemize üç koldan saldırıyorlar... FETÖ, PKK ve IŞİD... 2002’de başlayan iktidar yolculuğu, Türkiye genelinde OHAL ve KHK’ler. Düşünce ve ifade özgürlükleri uluslararası standartlar temelinde inşa edilecek, düşünceler özgürce açıklanabilecek, farklılıklar bir zenginlik olarak görülecekti değil mi? Tam tersi oldu... Fırsatı kaçırdık! CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI TEZCAN: Çıkışın tek yolu güçlü bir parlamenter demokrasi Çorum’da konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, başkanlık sistemi tartışmalarına değinerek, parlamenter sistemden yana olduklarını vurguladı. Tezcan, “Bugünkü sistem arızalı ve bozulmuştur. Ama bozan yapı, parlamenter sistemi önce 12 Eylül paşaları, sonra da bugünkü uygulamada mevcut Cumhurbaşkanı anayasal sınırlarını tanımayarak fiili bir durum yarattı. Buradan çıkışın tek yolu vardır. Güçlü bir parlamenter demokrasi kurmalıyız” dedi. Cumhurbaşkanı’nın yetkilerinin sınırlanması gerek tiğini söyleyen Tezcan, “Cumhurbaşkanını olması gereken yere çekeceğiz, yetkileri sınırlı, siyasetin içerisinde etkili ve aktif bir Cumhurbaşkanı değil, devletin tepesinde, devlet unsuru olan bir Cumhurbaşkanı, sorumlu bir başbakan ve sorumlu bir hükümet olacak. Şamar oğlanı olan bir başbakan, şamar oğlanı olan bir hükümetle bu memleketin sorunları çözülmez. Çözümün yolu da diktatörlüğü ve faşizmi Türkiye’ye getirecek olan başkanlık sistemi değil, parlamenter sistemi güçlendirmekten geçiyor” diye konuştu. Özdağ’dan Başkanlık sistemi eleştirisi: Israr toplumu ikiye böler MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AKP’nin başkanlık sistemiyle ilgili teklifini Meclis’e getirmesini önererek, Meclis’in ve Türk milletinin kararını saygıyla karşılayacaklarını söylerken, MHP Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ, Başkanlık sisteminden vazgeçilmesi gerektiğini belirtti. Özdağ, “Yarın Başkanlık sisteminde ısrar edilirse, Türk toplumu ortadan ikiye bölünecektir” dedi. MHP Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ, Kastamonu Şehit Şerife Bacı Öğretmenevi’nde 15 Temmuz darbe girişimi ve Başkanlık sis temi hakkında konferans verdi. Prof. Dr. Özdağ konuşmasında Başkanlık sistemi ısrarından vazgeçilmesi gerektiğini ifade ederek, “Başkanlık sisteminde ısrardan vazgeçilmesi gerekir. Çünkü yarın Başkanlık sisteminde ısrar edilirse, Türk toplumu ortadan ikiye bölünecektir. Bu kutuplaşma o kadar kesin kutuplaşma olacak ki; bunun üzerine her türlü dış ve iç manipülasyonun binmesi mümkün hale gelecektir. Burdan inanın zafer çıkmaz, buradan sadece mağlubiyet çıkar. O da Türkiye için mağlubiyet olur” diye konuştu. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle