18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 14 Ekim 2016 6 Kadıköy Anadolu’da öğrenciye ‘üst akıl’ sorusu eğitim EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: ZARİFE SELÇUK İmamHatipli kızlarımız ‘Şeytan’ı nerede aramalı? “T ürbanlı şeytan” meselesine, daha doğrusu “fantezi”sine salı günkü yazımın ardından aynı akşam Yavuz Oğhan’ın radyo programında devam ettik. Ben programa bağlanmadan önce Kayseri Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri tarafından hazırlanmış filme teknik olarak destek verdiğini belirten bir şahıs telefondaydı. Ve “Şeytan”ın söz konusu kısa filmde neden türbanlıtesettürlü olduğuna şöyle açıklık getirdi: Senaryosundan kurgusuna ve oyunculuğuna kadar baştan sona imamhatip liseli kız öğrencilerin emeğiyle hazırlanmış filmde rol alan bir kızımız, temsilini gerçekleştirdiği “Şeytan” da olsa onu oynarken başörtüsünü çıkarmaktan kaçınmış. Bir bakıma denilebilir ki “Şeytan”ı başörtüsüz oynayıp kendince günaha girmektense onu mahsusçuktan da olsa hidayete erdirmeyi tercih etmiş!.. Ben bunu duyunca ilk önce yazımda ne kadar büyütmüş, abartmış ve yorumumda “uçmuşum” diye düşündüm. Ama sonra kendime de çok haksızlık etmemem gerektiği noktasına vardım. Nasıl ki bir kitap üretilip raflara konduktan sonra yazarının olmaktan çıkar ve okura mal olursa, bir oyun ya da film de sahneye konduğunda artık seyircinindir. O yüzden filme dair, “Dünyayı ‘Şeytan’ın hükmü altında sayan bir dini taassuba dayanıldığında tesettür de kâr etmez” şeklindeki “okuma”ma sahip çıkıyorum. Böyle bir dünyada “Şeytan” tesettüre de girer demeye getirdiklerini düşündüm ben imamhatipli kızlarımızın… Tabii bunun yanı sıra bu kılık altında, yani tesettürlü bir kız arkadaş olarak “Şeytan” bizi erkeklerle yazışmaya, buluşmaya, konuşmaya, flörte ve de bu arada kısa eteğe kışkırtır demeye getirdiklerini düşündüm ben imamhatipli kızlarımızın… Ve nihai olarak, erkeklerle konuşan, yazışan, buluşan, arkadaşlık eden, kısa etek giyen, otobüse şortla binen hemcinslerimiz de “Şeytan”ın hükmü altındadır demeye getirdiklerini düşündüm ben imamhatipli kızlarımızın… Hâlbuki… Dinî vakıf yurtlarında bırakın kız çocuklarını, erkek çocuklarına tecavüz eden, ama ağzından da “Bismillah”lar düşmeyen sakallıtakkeli sapkınlarda “Şeytan”ın izini sürmelerini beklerdim ben imamhatipli kızlarımızın… Kendi yaşlarındaki, hatta daha da küçük kız çocuklarını başka bir inanca sahip diye seks kölesine çeviren Müslümanmilitan erkeklerde “Şeytan”ın izini sürmelerini beklerdim ben imamhatipli kızlarımızın… Onlarla aynı yaştaki çocukları bombalara sarıp sarmalayıp yüzlerce insanın ölümüne yol açacak şekilde patlatıp parçalattıranlarda “Şeytan”ın izini sürmelerini beklerdim ben imamhatipli kızlarımızın… Bu doğrultuda… İslâm’ın şefkatini Time dergisine bırakmayacak şekilde “Maide32”yi zikrederek, “Her kim bir can kurtarırsa, bütün insanlığı kurtarır” ayetine vurguyla “Ben İmamHatipliyim” diye hazırladıkları filmde boy göstermelerini beklerdim ben… Kayseri Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerimizin!.. Oysaki benim bu beklentilerimin çok ama çok altında… “Şeytan”ı oynarken dahi “hicab üzere” olma noktasında takılıp kalmış bizim imamhatipli kızlarımız… Tuhaf belki ama bunda bile “Şeytan”ın parmağı yok mu diye düşünesi geliyor insanın… “Şeytan”ı oynarken onun oyununa gelmiş olmak gibi!. Öğrencilere ‘ikna odası’ Proje okul kapsamına alındıktan sonra 8 yıldan fazla görev yapmış 71 Öğrenciler beşer kişilik gruplar halinde müdürün odasında sorguya alındı. yal medyada yer bulmasının ardından okul yönetiminin geri adım atarak, görüşmeye çağırdığı öğrencilerden imza toplama uygulamasından öğretmenin norm fazlası ilan edilerek başka okullara tayin edildiği Kadıköy Anado DENİZ ÜLKÜTEKİN Öğrenciler tehdit edilerek iknaya çalışıldı. vazgeçtiğini ifade etti. Öte yandan öğretmenlerin zorla tayinine karşı mücadeleyi sürdüreceklerini belirten veliler, “çocuklarımızı so lu Lisesi’nde atamala cilerle görüşmesinin ve yazılı olarak kakta bulmadık, okul idaresinin ra karşı çıkan öğrenciler, müdür Halit sorulan soruları okulda yaşanan olay her türlü keyfi uygulamasının kar Çittır tarafından sorguya çekildi. lar hakkında fikir alışverişinden iba şısında olacağız” dediler. Edinilen bilgiye göre öğrenciler dö ret olduğunu söyledi. Öğrencilere nenemlerine göre beşer kişilik gruplar den ifadelerine yönelik kâğıt imzala Yalan habere tepki halinde müdürün odasına çağırılır Öte yandan İstanbul’da proje okul ken kendilerine üzerinde sorular yer alan bir dilekçe kâğıdı veril Öğrencilere lardaki öğretmenleri de kapsayan norm fazlası öğretmenlerin zo di. Öğrencilerden kağıtlardaki soruları yanıtladıktan sonra, imza atmaları da istendi. Öte yandan müdürün, söz konusu öğ sorulan sorular n Niye derse girmedin? n Oturma eyleminde yer aldın mı? n Eylemi kim düzenliyor? n Seni eyleme katılmaya runlu atamasına yönelik işlemlerin durdurulduğuna yönelik haberlere eğitim camiasından tepki gel zorlayan oldu mu? n Eyleme katılmanın suç olduğunu di. Haberin gerçeği yan rencilerin velilerini de ko biliyor musun? n Sosyal medyada, yaşananlarla sıtmadığını belirten Eği nudan haberdar etmediği öğ ilgili paylaşım yaptın mı? tim Sen İstanbul 8 No’lu Şu renildi. Müdürün öğrencileri, daha be Yürütme Kurulu üyesi Mustafa önce de disiplin cezası vermekle teh Turgut, atama kararnamelerinin ha dit ettiği belirtildi. tıldığına yönelik sorumuza ise “yasal len valilikte olduğunu belirtti. Turgut Veliler panik yaşadı bir yükümlülüğü yok, öğrencinin ifa şöyle konuştu; desini beyan etmesine yönelik bir uy “Bu tip spekülatif haberler, ‘proje Bir öğrenci velisi ise çok sayıda veli gulama” cevabı veren Çittır, herhangi okullar’ konusunda oluşan toplumsal nin uzun süre çocuğundan haber ala bir disiplin işleminin söz konusu ol muhalefeti zayıflatmak için çıkarılı madığını ve bunun veliler arasında madığını belirtti. yor. Milli eğitim müdürlüklerinde Bi panik yaşanmasına sebep olduğunu söyledi. Veli, olayın son derece key Müdürden geri adım zim irtibatta olduğumuz kişiler de ‘valiliğe yazı yazdık’ tarzı söylemlerle, bu fi olduğunu, konunun hukuksal takip Çittır’ın açıklaması üzerine görüş tip haberlere önayak oluyor. Şu anda çisi olacaklarını söylerken, sabah ça tüğümüz veliler ise, sabah saatlerinde iptal edilen bir şey yok. Ciddi kamuo ğırılan öğrencilere kâğıtların zorla im öğrencilerin toplu halde sorguya alın yu baskısına karşın, hukuksuzluklar zalatıldığını belirtti. masının ardından bazı milletvekilleri bilinse de bu atamaların yapılmasına Okul Müdürü Halit Çittır ise öğren nin okula telefon ettiğini, olayın sos çalışılıyor.” 21 bin öğretmen için talimat Çalışma izni iptal edilen öğretmenler için harekete geçildi Bahriye Üçok yuvası açılıyor Kadıköy Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan Bahriye Üçok Ekolojik Çocuk Yuvası 15 Ekim’de açılacak. Sahrayıcedit Mahallesi’ndeki yuva, çevreci bir tasarım ile yapıldı. Binada ısınma ve aydınlatma güneş panelleriyle sağlanıyor. Eğitim araç gereçlerinde doğal ürünlerin tercih edildiği yuvada, yağmur suyu biriktirilerek bahçe sulama ve klozetlerde kullanılacak. Ekolojik yuvada 110 çocuk eğitim alabilecek. SİNAN TARTANOĞLU Kamudan ihraç edilen öğretmenlere, mahkemelerden gelen olumsuz karar örneklerini yayımlayarak, “hukuk yolunun kapandığı” mesajını veren Milli Eğitim Bakanlığı, çalışma izinleri iptal edilen 21 bin özel okul öğretmeni için harekete geçti. “Bazı personellerin mağdur duruma düştüğü yönündeki başvuruların iletildiği”nin belirtildiği genelgede, 81 valilikte komisyon kurulması, başvurular arasından FETÖ ile ilgisinin olup olmadığının tespit edilmesi ve Ankara’ya bildirilmesi istendi. Mağduriyet başvurusu MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü, 11 Ekim’de 81 il Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gönderdiği genelgede “Uygulamalar sonucunda bazı personellerin mağdur duruma düştüğü yönündeki başvuruların Bakanlığımıza ve valiliklere iletildiği anlaşılmaktadır” denildi. Her ilde komisyon >> Baştarafı 1. Sayfada kişilik haklarını ve itibarını zedeleyici nitelikte ağır hakaretler içeren bir yayın yapılmıştır. Müvekkillerim hakkında “eş olmaları nedeni ile sanki suçsuz insanlar cezalandırılıyormuş” gibi lanse edilmiştir. Olayın aslı HDP binasında ele geçen ve ekte gönderdiğimiz fotoğraflarda sabit olduğu PKK Terör Örgüt Lideri Abdullah Öcalan’ın ve terör örgütün üyesi olan Mazlum Doğan ve Mahsun Korkmaz’ın resimlerinin olduğu ortamda PKK Terör Örgütünün bayrağının bulunduğu ve ayrıca dosyada bulunan kamera kayıtlarından da anlaşılacağı üzere aynı şahısların Kürtçe marş söyleyip bu yapılanları meşruymuş gibi lanse edilip, HDP ile alakası bulunmadığı herkesçe bilinmektedir. Ayrıca dağ kadrosuna katılan ve devletin yapmış olduğu operasyonlar sonucu etkisiz hale getirilen teröristlerin fotoğrafları altında kişilerin onlarca fotoğrafı bulunmaktadır. Söz konusu olayın HDP ile alakası olmayıp bir terör operasyonudur. Dosyada bulunan şüphelilerin ne Sela CEVAP ve DÜZELTME muş ve muhakeme yapmayan bir mah hattin Demirtaş, ne de Figen Yüksekdağ ile ilgili tek beyanatları olmadığı gibi bunlarla ilgili tek bir figüran dahi yoktur. Bu nedenle şüpheliler hakkında tutuklama isteyen müvekkil ve ailesi hedef gösterilmiştir. Cumhuriyet gazetesinin kemedir. Tutuklanan şüphelilerin sorgusu sırasında 3 avukat görev yapmış hiçbiri reddi hâkim talebinde bulunulmamışlardır. Sulh Ceza Hâkimliklerinden hâkim müessesesi ancak CMK 22. maddesi tanımlı hallerde olur. Mevcut dosya sürmanşetten verdiği haberde, hiçbir si da bunların hiçbiri yoktur. yasi partiye mensup olmayan müvekkil Müvekkillerin babasının BBP mensu hakkında Erzurum Horasan’da HDP’liler bu olması ve düğünlerine ülkücü camia hakkında tutuklama isteyen savcı Mu dan birçok ismin katılması da dava dos hammed Kutluhan Şenliler için “BBP’li” yası ile alakalı değildir. Müvekkillerin demeye getirdiği ortadadır. düğününe sadece BBP’li siyasetçiler de Tutuklanan şüphelilerin hepsi dosyada mevcut olan CD ve bu CD’ye çekilen kamera kayıtlarından da anlaşılacağı üzere tamamen terör örgütü propagandası nedeni ile gözaltına alınmış ve müsnet suçun unsurları oluştuğundan dolayı tutuklanmışlardır. Ayrıca Sulh Ceza Hâkimliği teknik manada bir mahkeme değildir, adı üzerinde ğil aynı zamanda bürokrasi, iş dünyası, üniversite ve Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) temsilcileri de katılmıştır. İnsanların siyasi görüşleri olabilir, önemli olan bunu yaptıkları işe yansıtmamalarıdır. Somut dava dosyasında terör propagandası mevcuttur, terörle mücadele kanunu da ortadadır. hâkimliktir, gerekçesi kanunda belirtil Kamuoyunun bilgisine sunulur. diği üzere tamamen Cumhuriyet Savcısı Vekili nın taleplerinde incelemek üzere kurul Av. Fahrettin Özer Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, 11 Ekim’de kapatılan özel okul ve yurtlarda çalışan personel ile ilgili talimatı verdi. Talimatta il milli eğitim müdürlüklerinde bu personel için komisyon oluşturulacağı belirtildi. Çalışma izni KHK ile iptal edilen özel okul ve yurt personelin illerde kurulacak komisyona müracaat edeceği duyuruldu. Mahkeme yolu kapalı Öte yandan Milli Eğitim Bakanlığı Hukuk Müşavirliği, ihraç edilen binlerce personel için hukuk yolunun kapalı olduğuna ilişkin bir mahkeme kararını internet sitesinden yayımladı. Kayseri ve Trabzon’da görev yapan öğretmenlerin, ihraç kararı karşısında idare mahkemesinde açtığı davada alınan kararda, “Davacının kamu görevinden çıkarılmasına dair tesis edilmiş idari davaya konu olabilecek bir idari işlem olmadığıdan, bu davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır” ifadeleri kullanıldı. l ANKARA Sarığıgüzel Asaf Paşa Ne Dedi? Dışarıda maceraya girmek istiyorsanız, içeriyi “düzlemek” zorundasınız. Ya da tersi; içeride işler kötüye gidiyorsa bir macera, gereksindiğiniz kitle isteğini size sağlayabilir; yığınların “korku” ile “kahramanlık” arasında gidip gelen psikolojisini kullanabilirsiniz. Tarihte benzer politikaların zaman zaman tuttuğu görülmüştür. Savaş ruhunun, otoritenin egemen olduğu koşullarda, “boyun eğmenin erdemi” Heidegger gibi filozofları bile yedeğine alabildi. Öyleyse büyüyen tehlike, küresel ekonomik krizler, çözümü bölgesel savaşlarda, vekâlet savaşlarında arayan uluslararası güçlerin dalaşmasıyla da ilişkilidir. HHH Bu durumun küresel çapta net bir tablosunu dün Ergin Yıldızoğlu yazdı. Demek ki tehlike içerideki macera heveslerini, heveslilerini de kışkırtacak biçimde büyüyor. Daha da önemlisi bu heveslerin hükümet devlet politikalarına dönüşme yolunda olmasıdır. Bu gidişin karşısına çıkacak muhtemel güçlerin etkisizleştirilmesi, üniversitelerin boşaltılması, biat etmeye hazır, üniversite fikriyle, fakülte anlayışıyla ilgisiz kişilerle doldurulması hızlandı. Emre Kongar Hoca’nın tabiriyle “post mortem darbe” dönemi bu konuda 12 Eylül’den daha başarılıdır. HHH Bin defa bozulmuş eğitim sisteminde bu kez “imam hatipleştirme” dönemine geçtiler. Bu, iktidarının sürekliliğini sağlama, laiklik karşıtı dinci ideolojinin egemenliği demektir. Artan macera hevesini tamamlayacak, kitleleri yönlendirecek, onları “korku” ile “hamaset” arasında gidip gelecek bir psikolojiye boyun eğdirecek bir ideolojidir bu. Saldırı şimdi eski ortak Gülen Cemaati’nin boşluğunu doldurmaya aday cemaatler ve resmi eğitim stratejisi ile gerçekleştiriliyor. Tehlike, macera eğilimi ile bu hazırlığın tencere kapak gibi birbirine uygun düşmesindedir. HHH Üç olgu bir araya geliyor: İdeolojik saldırı, sonu belirsiz macera hevesi, otoriterleşme. Bu durum laiklik için, barış için mücadele ve otoriterlikle hesaplaşma hedeflerini halkın önüne koyar. Üç ayaklı projenin, uluslararası planda dişli hasımlarla pazarlık yapılabileceği, onların otoriter ve dinci bir rejimin meşruiyetini tanımaya zorlanabilecekleri saptamasına dayandığı bellidir. Kuşkusuz bu olanaklı ve olasıdır. Ama bunu ancak itiraz edenleri, edebilecekleri, kitle örgütlerini, medyayı, aydınları, kültür dünyasını sessizleştirerek yapabilirsiniz. Zor bir iş olduğunu herhalde proje sahipleri de biliyordur. Türkiye’de kimileri “tamam bu iş bitti başa döndük” dese de başa döndüğümüzü sanmıyorum. Büyük, boyun eğmez, cumhuriyetçi, laiklik savunucusu, demokrat, kulağı solda bir kitle her gün sesini duyuruyor. HHH Devlet kadrolarını, üniversiteleri “boşalt doldur” esasına ve iddiaya göre “liyakat” esasında gericileştirmeye çalışanlara meydanın kolayca terk edilmeyeceğini göstermenin, eski zamanlardan, Sarığıgüzel Asaf Paşa’nın, Kayahan Özgül’ün Osmanlı’nın Hazanında Gazel Dökümü derlemesinde yer alan bir beyitiyle seslenmenin zamanıdır: “Sühanşinaslık ancak zamanede Asaf / Dürug u mel’anet ü hilede liyakat imiş” “Günümüzde geçerli söz yalnızca Asaf / Hile melaneti yalanında liyakat imiş” Hilenin, yalanın, kötülüğün her türü piyasayı sardı; liyakat diye satılıyor. Bize düşen bu kofluğu göstermektir. Solun sözün doğrusunu arayıp bulmak için iğnenin ucundaki melekleri çarpıştırması ise vakit kaybıdır. ÇYDD’den Torbalı’da 16. eğitimevi Çağdaş Yaşamı Destekleme Derne ği, “Er Mektubu Görülmüştür’’ kitabının telif hakkı gelirinin bağışı ile İzmir Torbalı’da 16. eğitimevini açıyor. Eğitimevinde, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencileri için eğitime destek programları; hem öğrenciler, hem kadınlar için kültürel, sanatsal etkinlikler ve beceri geliştirme programları, yaz etkinlikleri, okuma günleri, seminer ve konferanslar düzenlenmesi planlanıyor. İÜ’de edebiyat tartışıldı İstanbul Üniversitesi Mavi Çınar Edebiyat Topluluğu yeni dönem çalışmalarına düzenlediği tanışma toplantısıyla başladı. Toplantıda edebiyatın önemi üzerine konuşuldu. Tanışma toplantısı, katılımcıların edebiyatla ilgili fikirleri ve yapılabilecek çalışmalar üzerine yapılan tartışmaların ardından sona erdi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle