23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Tayland, kralına ağlıyor Tayland’da 1946’dan beri tahtta oturan, dünyanın en uzun bu koltukta kalan monarkı olan Kral Bhumibol Adulyadej (88) dün yaşamını yitirdi. Uzun süredir hasta olan Bhumibol’un ardından cunta lideri Prayuth Chanocha 1 yıllık yas ilan etti ve 30 gün boyunca bayrakların ya rıya indirileceğini duyurdu. Kral Bhumibol’un yerine Veliaht Prens Maha Vajiralongkorn’un geçeceği açıklandı. Geniş kitleler tarafından sevilen ve sık sık siyasi krizler, askeri darbelerle çalkalanan Tayland’da “ulusu birleştirici figür” addedilen Bhumibol’a yönelik en ufak eleştiri bile “krala hakaret” suçundan ağır hapisle cezalandırılıyordu. 10 [email protected] TASARIM: ZARİFE SELÇUK Cuma 14 Ekim 2016 Esad: Rusya ikna etsin Saksonya Eyaleti Adalet Bakanı liderliğinde yetkililer Suriye Devlet Başkanı, MoskovaAnkara yakınlaşmasından tek dün basının karşısındaydı. umudunun Türkiye’nin politika değişimine gitmesi olduğunu söyledi IŞİD zanlısının şüpheli ölümü Almanya’da evinde patlayıcı bu lunan ve havaalanlarına “terör saldırısı” düzenleyeceği alarmıyla aranan Suriyeli mülteci Cabir el Bakr’ın, vatandaşları tarafından polise teslim edilmesinin ardından gözaltında ölmesi şok etkisi yarattı. Bakr’ın, Saksonya eyaletindeki Leipzig kentinde konulduğu hapishanede gömleğiyle kendini hücrenin parmaklıklarına astığı açıklaması, Alman medyasında “skandal, rezalet, utanç kaynağı” tepkileriyle karşılandı ve yanıtlanması gereken pek çok soru olduğu belirtildi. Avukatı, zanlının intihar riskinin yüksek olduğunun cezaevi sorumlularınca bilindiğini ve tutanaklara geçBakr tiğini söyledi. Cezaevinin Bakr’a adli suçlu prosedürü uygulamasının intiharı olanaklı kıldığı medyaya yansıdı. İstifası istenen Saksonya Adalet Bakanı Sebastian Gemkow ise akut intihar riski olduğunu bilmediklerini savunarak “Bu olayın hiç yaşanmaması gerekiyordu. Engellemek için elimizden gelen her şeyi yapmış olmamıza rağmen ne yazık ki oldu” dedi. Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, zanlının işbirlikçileri ve saldırı planlarının ortaya çıkarılmasını zorlaştıran olayın bir an önce aydınlatılmasını talep etti. İran artık S300’lü Birleşmiş Milletler’in Tahran yönetimine 2010’da getirdiği silah ambargosu nedeniyle Rusya tarafından teslimatı askıya alınan S300 füze sistemlerinin İran’a sevkıyatı tamamlandı. RIA Novosti ajansı, Rusya Devlet Silah İhracat Ajansı’na dayandırarak, Moskova’nın Tahran’a S300 füze sistemi teslimini tamamladığını yazdı. 2007’de Rusya ile S300’lerin teslimatı için anlaşmaya varan İran, nükleer programıyla ilgili uluslararası güçlerle anlaşmaya varmış, bunun üzerine Moskova’nın geçen yıl S300 teslimatı süreci yeniden başlatılmıştı. Hollande’a göre İslamla sorun var Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimlerine yedi ay kala, Le Monde gazetesinin politika mu habirleri Gerard Davet ile Fabrice Lhomme’un yazdığı “Bir cumhur başkanı bunları söylememeli...” ad lı kitap ortalığı karıştırdı. Davet ile Lhomme, Cumhurbaşkanı Franço is Hollande’ın kamuoyuna verdi ği İslam ve türbanla barışık izleni me ters sözlerini ak tardı. Buna göre Hol lande Fransa’da İs lamla ilgili “bir so run” olduğunu be lirterek “Kimsenin bu konuda şüphe si yok. Çünkü İslam mekân istiyor. Tanınma istiyor. Diğer Hollande ülkelerde böyle bir sorun yok ama Fransa’da var” de miş. Türban konusunda “Bugünün türbanlı kadınları, yarının Mari anne’leri olacak...Çünkü eğer ona gelişmesi için gerekli imkânları sunarsak, o da türbanını çıkarıp bir Fransız kadını olur” ifadele rini kullanmış. İddiaya göre, es ki cumhurbaşkanı ve yeni aday Sarkozy’den de kısa boylu olması na atfen “Küçük Charles de Gaul le” diye söz eden Hollande, “Onun kadar paraya tapan bir siyasetçi görmedim” demiş. Şam yönetimi konusunda farklı cephelerde duran AnkaraMoskova’nın uçak düşürülmesiyle patlak veren kriz havasını geride bırakma yönünde attıkları adımlar Suriye cephesinden de yakından izleni Azez bölgesinde ÖSO militanlarının ilerleyişi devam ediyor. yor. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Rusya’nın, Türkiye’nin Suriye politika sını değiştirmesini umduklarını söyle di. Rus Komsomolskaya Pravda gazetesi ne verdiği demeçte Esad, Rus jetinin dü şürülmesi sonrasında AnkaraMoskova arasında tırmanan krizin sona ermesi, Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkilerin normalleşmesine işaretle şu görüşlerini dile getirdi: “Rusya ve Türkiye’nin yeni den yakınlaşması açısından Rusya’dan tek umudumuz Türkiye’yi Suriye politi değerlendireceği haberi gündeme düştü. güvenlik taramasından geçirilmiş isyankasını değiştirecek biçimde etkilemesi.” Reuters’ın haberine göre, ABD’li yetki cılara daha sofistike silahlar sağlaması Obama ekibi topluyor Bu arada gözler yarın Lozan’da Rusya, ABD, Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar dışişleri bakanları arasında yapılacak Suriye toplantısına çevrilirken ABD Başkanı Barack Obama’nın dış politika danışmanlarıyla bugün bir araya gelerek askeri ve diğer seçenekleri liler, Suriye askeri üsleri, silah depolarının vurulmasını içeren doğrudan askeri eylemin seçenekler arasında olduğunu söyledi. Ancak Suriye ve Rus güçlerinin iç içe geçmiş olmasından ötürü bunun Rusya ile çatışma riski doğurduğuna dikkat çektiler. ABD başkanlığından ayrılmasına 100 gün kalan Obama’nın Suriye hükümetine hava saldırısını tercih etmesinin ve bu toplantıda bir karar vermesinin beklenmediğini aktaran yetkililer, bir diğer seçeneğin de müttefiklere, na izin vermeleri olduğunu kaydetti. Öte yandan Halep’ten şiddet haberleri dün de sürdü. Ordu ve Rusya’nın isyancıların kontrolündeki doğu Halep’e yönelik bombardımanlarında muhaliflere göre son üç günde can kaybı 100’ü geçti. Muhaliflere yakın Gözlemevi’ne göre, Şam’ın kontrolündeki batı Halep’te isyancıların havan toplu saldırısında ise 4 çocuk yaşamını yitirdi. Şam’da Rus elçiliğine de havan saldırısı düzenlendiği, can kaybının olmadığı duyuruldu. YemenEsad suları ısınıyor ABD, donanmasına yönelik iki füze saldırısından sorumlu tuttuğu Husilere misillemede bulundu. İran ise savaş gemilerini Aden Körfezi’ne gönderdi Riyad liderliğindeki Sünni Arap ülkelerinden oluşan koalisyonun Yemen’de sivil ölümlere yol açan Şii Husilere yönelik bombardımanları tepki çekerken Washington da “ateşe” doğrudan karıştı. ABD, Kızıldeniz’de devriye gezen savaş gemilerine son bir hafta içinde 2. kez füze saldırı girişiminden sorumlu tuttuğu Husilere ait hedefleri dün vurdu. Bölgede yüksek tansiyon Husileri destekleyen İran’ın Aden Körfezi’ne savaş gemisi gönderdiği haberleriyle daha da tırmandı. Yemen’in başkenti Sanaa’da geçen cumartesi Husilerin cenaze töreni sırasında düzenlenen bombardımanda 140 kişinin yaşamını yitirmesi, Riyad liderliğindeki koalisyona yönelik tepkileri artırmış, Washington da Körfez’deki Sünni müttefikine desteğinin açık çek olmadığını vurgulamıştı. Ancak Kızıldeniz’de seyreden ABD destroyerine pazar günü ve ardından önceki gün füze saldırısında bulunulması ABD’nin sert tepkisine yol açtı. ‘ABD ilk kez vurdu’ Can kaybının olmadığı saldırılardan Husileri sorumlu tutan Pentagon dün misillemede bulunduğunu duyurdu. Sahilde konuşlu Husilere ait 3 radar sisteminin vurulduğu bildirildi. Pentagon sözcüsü Peter Cook, olası saldırılara Husiler, Aşure Günü kutlamaları çerçevesinde önceki gün Sanaa’da meydanlardaydı. Bazıları ellerinde Lübnan Hizbullahı lideri Nasrallah’ın posterlerini taşıdı. karşı hazırlık oldukları uyarısını yap nim ajansının haberinde, konuşlanma ka tı. Bu, Yemen’de ilk kez Obama yöneti rarının yeni olmadığına işaret edildi, ge minin Husilere yönelik askeri eylemi. milerin gönderilme tarihi olarak 5 Ekim Husi cephesinden ise ABD gemilerine yönelik saldırılarla ilgilerinin olmadığı açıklaması geldi. Husiler ABD’yi “bir daha Yemen topraklarını hedef alma gösterildi. Suudi Şarku’l Avsat gazetesinin haberine göre de İran’a ait 40 gemi Yemen karasularına girdi. Yemen, Körfez’in Sünni Riyad ile Şii ma” konusunda uyardı, “kendimizi sa Tahran bloku arasında vekâlet savaşı vunma hakkımız var” dedi. nın merkezi durumunda. Yemen’de Ha İran medyasında ise Tahran’ın Aden Körfezi’nde Yemen kıyılarına ticari gemilerini korumak için iki savaş gemisi gönderdiği haberi yer aldı. Diğer yandan Tas di yönetimini destekleyen Riyad liderliğindeki koalisyon Mart 2015’ten bu yana isyancı olarak nitelediği Husilere yönelik bombardımanını sürdürüyor. cinseTl srualmdıprı’asuşiçmladmi adseıCSukmbaahindtuadmryaiiılyyNleotarçrıi ABD başkanlık seçimine 25 gün kala, Cumhuriyetçi kampanya, başkan adayı Donald Trump’ın kadınlara cinsel saldırıyı söylemle kalmayıp fiiliyata döktüğüne dair iddialarla yeni darbe aldı. Daha önce 2005 tarihli bir videoda kadınlara yönelik müstehcen ifadeler kullanan, cinsel saldırıya varan eylemlerde bulunduğu ortaya çıkan Trump yeni suçlamalarla karşı karşıya. İlkin New York (NY) Times gazetesi iki kadının suçlamalarını aktardı. Peş peşe iddialar Eski iş kadını Jessica Leeds (74), 1980’lerde aynı uçakta yan yana yolculuk ederken Trump’ın göğüslerini ellediğini iddia edip “Ahtapot gibiydi, elleri her yerdeydi. Bu bir saldırıydı” dedi. Rachel Crooks isimli bir kadın da, 2005’te Trump Tower’da 22 yaşında bir resepsiyonistken, asansör önünde Trump’la karşılaştığını, kendini tanıttığını ve anında Trump’ın kendisini dudaklarından öptüğünü öne sürdüi. Trump, habere “Bunların hiçbiri gerçekleşmedi”, muhabire “iğrenç insan” tepkisini verip NY Times’a dava açacağını duyurdu. Kampanyası gazeteyi Trump’a si yasi saldırı düzenlemekle suçladı. Gelgelelim The Palm Beach Post gazete sine konuşan Mindy McGillivray (36) da 2003’te bir etkinlikte fotoğrafçılık yaparken milyarder işadamının kalçasını ellediğini iddia etti. People dergisinin eski yazarı Natasha Stoynoff da mülakat sırasında Trump’ın tecavüze yeltendiğini savundu. Trump’ın organizatörlüğünü yaptığı güzellik yarışmalarının katılımcılarından da sesler yükseldi. Utah Güzeli Taggart McDowell, 1997 Kâinat Güzeli Yarışması’na katıldığında Trump’ın kendisini dudaklarından öptüğünü söyledi. 2013 Washington Güzeli Cassandra Searles da cinsel saldırı girişimi suçlamalarına destek verdi. Maduro: Böyle sefil tartışma görmedim ABD’de basından Demokrat Parti adayı Hillary Clinton’a destek artıyor. New York Times’tan sonra Washington Post gazetesi de bir başyazıyla ABD başkanlık seçiminde Demokrat aday Hillary Clinton’ı “tereddütsüz” desteklediğini açıkladı. Gazetenin yayın kurulu “Bunu sadece rakibi korkunç biri olduğu için değil, Clinton mükemmel bir başkan olacağı için de yapıyoruz” dedi. Bu arada ABD seçimleri Latin Amerika’da da yakından izleniyor. Venezüella Devlet Başkanı Nicolas Maduro, ABD seçimlerinde Clinton ya da Trump’ın seçilmesinin bir fark yaratmayacağını, her iki ismin de Latin Amerika için kötü olacağı görüşünü dile getirdi. “30 yıldır izlediğim ABD siyaset sahnesinde hiç böyle acınası, sefil, ahlaksız bir başkanlık tartışması görmemiştim” diye de ekledi. Maduro önceki gün Caracas’ta yerli halkın direnişi günü etkinliğindeydi. Musul ve ‘pabucumun başbakanı’ Musul’la ilgili okuduğum her şey deja vu hissi uyandırınca, dönüp baktım. 10 ay önce, 9 Aralık 2015’te yazdığım yazıyla özü itibarıyla sahada Musul’un iyice kuşatılmasının ötesinde pek az fark var. “Cila” niyetine atılacak şu “TSE patentli” “kalite ve kalibre” ile “facetime” mevzusu eşliğinde “yalınkılıç koşturma” hevesi eklense kurgu tamam. IŞİD halifeliğinin, iki yıllık başkenti Musul ve Neynova’dan sökülmesi için seferberlik bu kez son aşamada gibi görünüyor. “IŞİD’siz Musul” pastası “iştah kabartmakta”. HHH Geçen yılki yazıyı güncellersek.. l Türkiye 34 Aralık 2015’te Başika’daki 5060 askeri eğitmene destek olarak 20 tank eşliğinde 600+ asker gönderirken yandaş medya “silah kuşanmıştı”. “Tacın incisi” Musul’u 30 bin askerlik güçle almaktan söz etmekteydiler. Bugün de benzer... l Irak merkezi hükümeti yine köpürmüştü. “İzin alınmadı, egemenlik haklarım ihlal ediliyor” demiş, olayı BM Güvenlik Konseyi’ne taşıma kararı almıştı. Bugün de... Farkı ABD’nin Maliki’nin yerine geçmesini sağladığı Başbakan Haydar el İbadi’nin siyasi rakiplerinin hedefi olması. Ve Irak’ın en yumuşak sesi Ammar el Hekim’in bile “çileden çıkması”. l Başika’da genişletilen üsse davetiyeyi çıkaranlar Mutahidun ittifakıyla mezhepçi damarı kaşımış, çoktan azledilmiş eski vali ve kardeşi Esil ve Usame Nuceyfi’ydi; “yol veren” de Mesud Barzani’nin KDP’si. Farkı, bir yılda Nuceyfi’ye bağlı Haşd el Vatani’deki 3 bin (kimilerine göre üçte biri) milisin eğitilmiş olması. Ancak Musul’u tek başlarına fethetmelerinin imkânı yok. Yine NuceyfiBarzani ittifakının ABD ile dirsek teması içinde Bağdat’tan konfederal yapı koparma arzuları var. l Geçen sene ABD “Türkiye’nin gönderdiği birlik koalisyonun parçası değil, Irak hükümetinin onayı olmalı” açıklaması yapmıştı. Bugün de... l Geçen kasımda uçağının düşürülmesiyle köpürmüş Rusya, Ankara’ya tavır almıştı. Bugün ses seda yok. l İran yine sessiz oyuncu. Derdi zaten Irak’ta etkili olduğu milislerin Musul’a girmesi değil. Musul’dan kaçıp sınırın Suriye tarafındaki Suriye ordusunu kuşatmış IŞİD’cilere desteğe gidecekleri önlemek. HHH Hal böyleyken Türkiye uluslararası planda tutarsız argümanlarla göze batıyor: “Irak’ın egemenlik haklarına saygılıyız”, “kimsenin toprağında gözümüz yok”. Ama “Irak diye bir ülke zaten kaldı mı ki”, “bölünecekse payımızı alırız”. “Kapanmamış defterimiz var”, “zaten oradakiler Sünni Araplar, Sünni Türkmenler, Sünni Kürtler”. Ve “pabucumun başbakanı”... Ağır bir Amerikan işgali yaşamış, toplumsal yapısı lime lime edilmiş, bütün kurumlarına dalınmış, yetmemiş daha toparlanmamışken, üzerinden IŞİD buldozeri geçmiş bir komşu ülkenin toprağında “Çingene pazarlığı” diye buna denilir. HHH İşin aslı, Ankara “Musul” derken arzusu aşikâr: “Sünni Musul” vurgusunu ABD yahut Ruslarla pazarlıkla Rakka’yla tamamlamak. Bu, Irak ve Suriye topraklarındaki IŞİD yerine “Sünni entite” tesisi manasına gelirken, TSK’yi ciddi bir savaşa sokmadan zor. Başika üzerinden Barzani ile birlikte Şengal’de HPG’yi, sınırın Rojava tarafında da YPG’yi “etkisizleştirmek” hedefi ise şu anki uluslararası ittifaklarla imkânsız. HHH IŞİD 2014’te Sünnisi, Şiisi, Ezidisi, Asuri/ Süryanisi, Şebaklari, Kakaileriyle kadim uygarlıkların yaşadığı Neynova’yı kasıp kavururken kılı kıpırdamamış, “öfkeli çocukların” Musul Başkonsolosluğu’na dalmasından “gocunmamış”, Şii Türkmenleri derinden yaralamış, YPG/HPG Şengal’de ABD ile birlikte Ezidileri kurtarıp YBŞ’yi oluştururken, o sivilleri Zaho’da bekletmiş “Türkiye” unutulmadı. Irak ordusu ve Haşd Şaabi şemsiyesindeki Sünniler bile “İstemiyoruz” diyorsa, bugün çizilen “hevesli oyuncu” manzarası, Türkiye’yi Nuceyfi’nin 3 bin adamıyla IŞİD sonrasında nüfuzlu kılmaya yetmez. Türkiye’nin askeri değil ama Musul’da IŞİD sonrası oynayabileceği hayırlı bir rol varsa bile bu siyasal İslam aklı ve üslubuyla imkânsız. Ha, Irak’ın parçalanmasına son nokta konularak “tarihi sayfa kapatılacak” diye umulabilir. Peki, Ortadoğu’nun bulanık sularında “stratejik derinlik” iddiasıyla bu kadar “batıp çıkmanın” bedelini hesaplayan var mı? Gold’dan istifa kararı İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya yakın isimlerden, uzun yıllardır danışmanlığını da yapan Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Dore Gold görevinden istifa etti. Gold, kararına gerekçe olarak özel, kişisel nedenler gösterdi. İskoçya bağımsızlık peşinde Britanya’nın AB’den çıkış kararı almasının ardından, Birleşik Krallığı oluşturan ülkelerden İskoçya yeni bir bağımsızlık referandumunu gelecek hafta kamuoyuyla paylaşacağını duyurdu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle