22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 DUNYA Obama silahla mücadeleyi üstlendi ABD’de Kongre’den silah kontrolü için karar çıkaramayan Başkan Barack Obama, kendi yetkisini kullanıp silah satışı sürecini zorlaştıracak yeni idari kararlar aldı. Bunlar arasında sabıka kaydı kontrolünün genişletilmesi, yerel seviyede silah kontrolü uygulaması, akıl sağlığı tedavileri ve silah satış yetkisi olmayan işyerlerinin kapatılması var. dishab@cumhuriyet.com.tr TASARIM: İLKNUR FİLİZ Donald Trump ABD başkanlık seçimlerinin favori Cumhuriyetçi adayı Donald Trump, ülkeye Müslüman sokmama söyleminden vazgeçmedi. Trump partisinin ön seçimleri için hazırladığı reklam filminde “sorunun kaynağını bulana dek” Müslümanların ülkeye girişini yasaklayacağını söyledi. Trump ırkçılıktan vazgeçmiyor Çarşamba 6 Ocak 2016 İşgal hareketinin lideri Ammon Bundy (sağda) protestonun daha uzun süre devam edeceğini söylüyor. BD’nin Oregon eyaletinde silahlı göstericilerin çiftçilik yapan iki kişinin hapse girmesini engellemek amacıyla hükümet binasını işgali sürerken olay yeni bir tartışmayı tetikledi. Sosyal medyada “Ya bu silahlı adamlar siyahi veya Müslüman olsalardı” sorusu yöneltilirken genel kanı, böyle bir durumda yetkililerin güç kul Ya O KOvboylar müslüman olsaydı? A lanacağı şeklindeydi. Bazı sosyal medya kullanıcıları #YallQaeda, #YeeHawd ve #VanillaISIS etiketleri ile yetkililerin neden bu işgali terörist bir saldırı olarak nitelemediğini sorguladı. Twitter’daki paylaşımlarda “terörizm” kavramının yalnızca Hıristiyan olmayanlar ve azınlıklar için kullanılmasının ikiyüzlülük olduğuna dikkat çekildi. Suriye’de sarin gazı şüphesi Suriye’de kimyasal silahlar yasaklandığı halde bir kez daha siviller üzerinde sarin gazı kullanıldığı şüphesi gündeme geldi. Birleşmiş Milletler’e bağlı Kimyasal Silahların Yasaklanması Organizasyonu’nun (OPCW) yayımladığı raporda, 11 kişinin kan örneklerinde sarin izine rastlandığı belirtildi. Suudi Arabistan ve İran arasındaki krizde Ankara sessizliğini bozdu. Açıklamalarda özellikle İran’ın eleştirilmesi dikkat çekti O çocuğu dedesi tanıdı IŞİD’in önceki gün yayınladığı ve beş kişiyi öldürdüğü videodaki maskeli militanın Britanya vatandaşı Siddhartha Dhar (32) olabileceği belirtildi. Dhar, satıcılık yaparak geçiniyordu. Ünlü kadın militan Grace Dare’nin babası Henry Dare de videodaki çocuğun torunu İsa olduğunu doğruladı. uudi Arabistan’ın cumartesi günü Şii din âlimi Bakır el Nemr’i idam etmesinin ardından Ortadoğu patlar ve Suud liderliğindeki Sünni ittifakıyla Tahran arasında ipler koparken, Ankara 3 gün gecikmeli ses verdi. Önceki gece hükümet sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş iki tarafa “teenni” çağrısında hem İran’da Suudi temsilciliklerine saldırıları kınadı hem de şu çağrıları yaptı: “Siyasi idamların hiçbir şekilde bölge barışına katkısı olmayacaktır. 1991’den beri gelişmelerin bu ülkeler içinde ayrışmalara neden olduğunu üzülerek takip ediyoruz. Bizim bu bölgede barışa ihtiyacımız var. Bütün bu ülkeler evrensel İslam topluluğunun bir parçası oldukları Tepki hem geç hem eksik geldi S nı unutmamalılar.” Dışişleri Bakanlığı ise “Bir an önce tehdit dilinin bırakılarak diplomasi diline dönülmesini ve teenni ile hareket edilmesini istemektedir” derken, cumartesi Nemr dahil 47 kişinin idam edilmesiyle ilgili Suudi Arabistan’ı kınamadı. Uzun süre ses çıkarmaması dikkat çeken Dışişleri, dünkü yazılı açıklamasında, idam kararlarına yönelik bir endişe dile getirmeyip önceliği Suudi temsilciliklerine yönelik saldırılara verdi: “Endişe duyulmaktadır. Diplomatik ve konsolosluk misyon binaları tam dokunulmazlık hakkına sahip olup, kabul eden devlet bu misyonların güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Bu bakımdan Suudi misyonlarına saldırılar kabul edilemez.” ‘Kavga Suriye’de barış sürecine zarar verecek’ S uriye’de siyasi çözüm sürecinin, Suudi Arabistan’ın muhalif Şii âlimi Bakır el Nemr’i idam edip İran’la köprüleri atmasıyla ağır darbe aldığı yorumları yapılıyor. BM Güvenlik Konseyi’nin Suudilerin Tahran Büyükelçiliği ve Meşhed Başkonsolosluğuna saldırılar nedeniyle İran’ı kınarken, Tahran’ın BMGK’ye sunduğu özür mektubuyla bunu karşılama sözü vermesi Sünni ittifakını kesmedi. Son olarak Kuveyt Tahran Büyükelçisini geri çağırdı. ABD Dışişleri John Kerry ise Suudi ve İranlı mevkidaşlarını arayıp diyalog çağrısı yaptı ve arabuluculuk teklif etti. Suudi ve İran ‘Kabul edilemez’ Hamaney’den yumruk tehdidi İran’ın dini lideri Ali Hamaney, Washington hükümetinin gelecek ay yapılacak Uzmanlar Konseyi seçimlerine karışmaya çalıştığını ancak istediğini elde edemeyeceğini söyledi. Hamaney, “Amerikalılar gözlerini seçimlere dikti ancak İran düşmanlarının istediği gibi hareket etmeyecek daha önce olduğu gibi ağızlarına bir yumruk atacak” dedi. dışişleri bakanlarını arayıp gerilimi daha tırmandıracak eylemlerden kaçınmaları çağrısı yaptı. BM’nin Suriye Temsilcisi Staffan de Mistura’yı gerilimi düşürmek için Riyad ve Tahran’a gitti. Uzmanlar Suriye’de siyasi çözüm sürecinin Riyad’ın çıkardığı krizle darbe yediğini belirtiyor. New York merkezli Soufan Grup “Bu kriz Suriye, Irak ve Yemen’deki savaşların çözümünü daha da zorlaştırıyor” yorumunu yaptı. Financial Times gazetesi de başyazısında “Suriye’de sona ereceğine dair bir umut varsa iç savaşın çözümünde Riyad ile Tahran arasında uzlaşı esastır” dedi. Kâbe’nin kapıları Rahman’a da açıldı Tacikistan Devlet Başkanı İmamali Rahman, 2 Ocak’ta resmi ziyaret için gittiği Suudi Arabistan’da umre yaptı. Devlet Başkanı Rahman, ailesi ile birlikte Kâbe’de dua etti. Rahman’a S. Arabistan Kralı Salman’ın emriyle Kâbe’nin kapısı da açıldı. Tacik basınında yer alan haberlere göre, Devlet Başkanı Rahman, eşi, çocukları ve aile yakınları Kâbe’nin etrafında 7 kez tavaf ederek, Tacikistan halkı için dua etti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da geçen hafta bir dizi ziyaret ve temaslar için gittiği Suudi Arabistan’da umre ziyareti yapmış, yine Kral Salman’ın emriyle Erdoğan ve heyeti için de Kâbe’nin kapısı açılmıştı. Türkiye’ye yeni uyarı Irak Savunma Bakanı Halid el Ubeydi, bir kez daha Türk askerinin Irak topraklarında bulunmasının asla kabul edilemeyeceğini vurguladı. Ubeydi, bunun Irak’ın egemenliğine yönelik bir ihlal ve işgal olduğunu belirtip uluslararası kurallarla, komşu ülkeler arasında iyi ilişkiler ilkesine ters düştüğünü de ekledi. İsrailli yolcular olay çıkardı Yunanistan’dan İsrail’e giden Ege Havayolları’na ait uçaktaki İsralli iki yolcu krize neden oldu. Uçaktaki İsrailliler hosteslerden uçağa binen iki İsrailli Arap yolcuyu uçaktan indirmelerini talep etti. İsrailliler kabin ekibinin kendilerini de uçaktan indirme tehdidi sonucu protestoya son verdi. ‘Silah sevkıyatı’ BM gündeminde irleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) yapılan toplantıda, Türkiye’den Suriye’ye yabancı savaşcıların geçişi ve silah sevkıyatı iddiaları gündeme geldi. New York’ta BM Genel Merkezi’nde yapılan toplantıda, Suriye’de yaşanan terör olayları ele alındı. BM Güvenlik Konseyi’nin B Ocak ayı dönem başkanlığını yürüten Uruguay Daimi Temsilcisi Elbio Rosselli, basına kapalı gerçekleştirilen oturumda yabancı savaşçılar ve silah gönderilmesi konusunun tartışıldığını dile getirdi. Gazetecilerin sorusu üzerine Rosselli, yabancı savaşçılar ve silah gönderilmesi konusunun tartışıldığını ancak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bir önlem veya tasarı üzerinde konuşmadığını açıkladı. Bir başka gazetecinin, Rusya’nın Konsey’e Türkiye’yi Suriye’ye silah göndermekle suçladığı mektup iddialarının doğru olup olmadığı sorusuna ise Rosselli, böyle bir mektup almadıklarını ifade etti. Rosselli, toplantı öncesinde Rusya’nın talebi üzerine “TürkiyeSuriye sınırından silah sevkıyatı konusu görüşülecek” demişti. Rosselli ayrıca BM’nin siyasal ilişkilerden sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Jeffrey Feltman’a bu konuyla ilgili bir rapor sunulacağını da belirtti ancak ayrıntı vermedi. utlak monarşiyle yönetilen Suudi Arabistan’ın, vatandaşı Şii âlim Nemr Bakır el Nemr’i infaz ederek yarattığı gerilimin sebebi hikmetini pazartesi aktarmıştık. Suud’un ayrıca uluslararası duruşuna da bakmalı. Zira Türkiye’yi yöneten siyasi aklın talihsiz biçimde bölgede “baş müttefik” bellediği bu ülkenin gidişatı hayra değil. Dolayısıyla bizim ahvali şeraiti de ilgilendiriyor. HHH Suud, 2 Ocak’taki infazın ardından Tahran’daki elçiliğinin saldırıya uğramasına misilleme olarak İran’la ilişkilerini kopardı. Tansiyon yüksek, kıyamet retoriği hâkim. Ancak Batı ile zorlu bir nükleer anlaşmayı kotarmış ve yaptırımlardan kurtulmanın eşiğindeyken İran’ın Suud’un bu açık mezhepçi tuzağına düşmesini beklememeli. Muhtemelen Suriye, Irak, Bahreyn ve Yemen’deki vekâlet savaş körüklenir. Uluslararası planda rasyonel duruşuyla puan toplamış İran, infaz sonrası Suud elçiliğini koruyamayarak şimşekleri çekse de, 40 kadar tutuklama, soruşturma ve BM’ye yazılan mektupla durumu toparlayacaktır. Suud’un gidişatı için aynı şeyi söylemek mümkün değil. İrrasyonel hırsların güdülediği politikalar bir ülkeyi olsa olsa uluslararası tecride sürekleyebilir. Suudi de son 10 senede Mısır, Irak, Suriye gibi başat Arap ülkelerinin zayıflamalarıyla edindiği “öncülüğü” ideolojik çıkmazları yüzünden yitirmekte. Kendi varlığına tehdit gördüğü ama kraliyet üyeleri ve özel şahıslar aracılığıyla fonlayarak maşa olarak kullandığı cihatçı Selefilik, dış politika hedeflerine ulaşmasına yetmiyor. Petrol zenginliği ve ballı silah pazarı olsa da yaydıkları Vahhabi/Selefi ideoloji ile dünyayı irrite ediyorlar. HHH Önde gelen üç dünya gücü nazarındaki görünümüne bakmak kâfi: Rusya: Putin, birkaç yıl önce eski istihbarat şefi Prens Bandar eliyle iletilen “rejim değişikliği sonrası cihatçı Selefi maşaları birlikte temizlemek” teklifini reddettiğinden beri Suud’un Suriye politikası iflasta. Rusya Suud’un petrol arzını artırarak ödettiği faturayı da, ulema eliyle açılan cihadı da unutmaz. Suriye resminin göbeğine ABD ile yerleşmiş Rusya için Suud’a taviz imkânsız. Çin: Suud petrolünün en büyük alıcısıyken cihatçı Selefi ideoloji Çin’i ürkütüyor. Pekin, Doğu Türkistan’ı merkez alan coğrafyada Suudi fonlaması ve Türkiye’nin Güneydoğu Asya’daki elçiliklerinden sağlandığı iddia edilen pasaportlarla yürütülen radikal hareketlere dikkat kesildi. Çinli analistler artık, “Ortadoğu’daki en büyük kaygımız petrol değil, Suudi Arabistan” der oldu. Pekin’in petrol ithalatı verileri Çin’in Rusya ve Umman’a yöneldiğine işaret. ABD: Suud, ne ettiyse Obama’nın Ortadoğu’da “balans ayarı” politikasını değiştiremedi. İran’la temmuzdaki nükleer anlaşmaya boyun eğdi. Obama anlaşmayı çöpe filan atmaz, bu onun başkanlık mirası. Zaten Mısır’daki İhvan’ın devrilmesi ve “ılımlı İslam” yatırımının boşa çıkarılmasında Suud’un payı büyüktü. ABD eli mahkum Yemen savaşına koltuk çıksa da Suud’dan hazzetmiyor. Brookings’den Martin Indyk’in ifadesiyle “Suud’la uzun süredir aynı sayfada değiller”. Nitekim ABD Nemr’in infazını açıkça kınamasa da Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Riyad’ı arayıp ikaz etmiş olması dikkat çekici. HHH Tahtta bir yılını doldurmamış Kral Salman’ın tüm stratejik tercihleri fos çıkıyor. Yemen için kurulan “Arap koalisyonu” da, şimdilerle Türkiye’nin askeri katkısıyla zikredilen “İslam ordusu” da öyle olacak. Suud’un uluslararası meşruiyetinin sebebi petrol varlığı, Batı’dan aldığı silahlar ve kutsal mekânlar üzerinde oturmasından. Ama petrol ve stratejik hesaplar onları ilelebet dış dünyadan azade tutmayacak. Batı, kraliyetin çöküşünün saçacağı pisliklerden ötürü şimdilik göze alamaz. Ama bu durum “mezhep savaşı” kartıyla Batı’yı İran ile kendi arasında tercihe zorlayabilecekleri anlamına gelmiyor. Kim bilir bakarsınız Irak’ın eski Başbakanı Maliki’nin “Suud’un sonu da önde gelen Şii ulemayı infaz etmiş Saddam ve Kaddafi gibi olacak” kehaneti çıkar. Bize gelince... Mümkün mü bu bilmem, hayırlı olanı Suud’dan uzak durmak. Suud’un resmidir M Yanis Varufakis Eski Yunanistan maliye bakanı Yanis Varufakis’in kurucuları arasında bulunduğu yeni sol hareket, gelecek ay Berlin’de düzenlenecek bir törenle resmen kurulacak. Yeni oluşumun adının Avrupa’da Demokrasi Hareketi 2025 (DiEM 25) olacağı belirtildi. Varufakis, seçmenlere ulus devlet ve Avrupa’daki demokratik olmayan yapılanmaların yanında üçüncü bir seçenekleri olduğunu göstermek istediğini söyledi. Prenses Christina Varufakis siyasete geri dönüyor Prensesi yalnız bıraktılar İspanya’da vergi kaçırmakla yargılanan Kral Felipe’nin kardeşi Prenses Christina’nın ailesi tarafından yalnız bırakıldığı iddia edildi. El Espanol gazetesine konuşan prensesin yakın bir arkadaşı “Christina ailesinin ilgisizliği, soğuklugu ve aşağılaması ile karşılaştı. Aileniz tarafından terk edilmek zor bir şey” dedi. Christina ülkede yargı önüne çıkan ilk prenses olmuştu. Venezüella’da gergin bekleyiş Venezüella’da seçimleri kazanan yeni hükümetin yemin töreni öncesi ipler gerildi. Hem hükümet hem de muhalefet yandaşlarına sokağa çıkma çağrısı yaptı. Devlet Başkanı Nicolas Maduro, tören sırasında bir olay çıkmaması için güvenlik güçlerine emir verdi. Nicolas Maduro C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle