21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 28 Ocak 2016 EDİTÖR: CAN DOKER haber 11 İLHAN SELÇUK VE ERGENEKON İNSAN HAKLARI İZLEME ÖRGÜTÜ: Türkiye’yi karanlık zamanlar bekliyor ALİ ÇELİKKAN nsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), 2016 Dünya Raporu’nu dün Türkiye’de açıkladı. HRW Türkiye Temsilcisi Emma SinclairWebb, gün geçtikçe otoriterleşen AKP iktidarının giderek artan insan hakları ihlalleri konusunda hesap vermemek için halka korku yaymayı çabaladığını, ‘bu eğilimin esasen rejimin kendi korkularını’ ortaya koyduğunu söyledi. “Türkiye’nin siyasi liderleri, özellikle de Cumhurbaşkanı, son bir senedir kendilerini eleştirenleri şeytanlaştırmak için eşi benzeri görülmemiş bir korku iklimi yaratıyor. Karşındaki İ lere korku yayki baskının da aymaya çalışmalanı amaca hizmet etrı, aslında kendi tiğini vurgularken, 4Güneydoğu’da çatışmala rın tekrar korkularını gös“Türkiye’nin demokbaşlaması teriyor. İktidarratik çerçevesi par4İfade, basın ve toplanma özgürlüğü dan düşmekten çalarına ayrılıyor. 4Yargının bağımsızlığı korkmak, eleştiri 4Mülteci ve Bu Türkiye’yi karangöçmenler den korkmak, inlık zamanların bek4Kadın hakları sanların haklarılediğini gösteriyor. 4Uluslararası oyuncuların Tür kiye’ye bakışı nı istemesinden Her türlü eleştiri, inkorkmak...” diceleme ve hesap soryen SinclairWebb, son bir yıl içerisinmak imkânsız” görüde, Türkiye’de çalıştığı bunca senede hiç şünü dile getirdi. Can Dündar ve Erdem görmediği kadar ciddi bir insan haklaGül’ün tutuklanmasını da bu bağlamda rı ‘gerilemesine’ şahit olduğunu ifade et değerlendiren SinclairWebb, “Onlar sati. Emma SinclairWebb, basın üzerinde dece işlerini yapıyorlardı. Kamuoyunun Türkiye’deki ihlaller bilme hakkı var. Herhangi bir gazeteci bu haberi yayımlamakla sorumludur. Cumhurbaşkanı onlar hakkında kişisel şikâyette bulundu çünkü Erdoğan onu yaptıklarından sorumlu tutacak her türlü çabayı ezmeye çalışıyor. Bu oldukça endişe verici” ifadelerini kullandı. Doğuda yaşanan sivil ölümlerin basına yansıtılmamasına da değinen SinclairWebb, “Giderek dengesizleşen Türkiye’nin üzerinde bir savaş sisi var. Bu resimde sivil ölümler görülmüyor” dedi. HRW Başkanı Kenneth Roth da raporda üzerinde durulan iki temel noktanın sığınmacı krizi ve sivil toplum üzerinde kurulan baskılar olduğunu açıkladı. DUNYA ‘NOBET’TE! Uluslararası basın örgütleri Can Dündar ve Erdem Gül’e destek için cezaevi önündeydi. Sanatçı Evcimen de Erdoğan’a hakaretten yargılandığı “Satın Eşek Sıpaları” adlı türküyü seslendirdi. ULUSLARARASI GAZETECİLİK ÖRGÜTLERİ DÜNDAR VE GÜL İÇİN SİLİVRİ’DEYDİ Bu filmi biz daha önce görmüştük! 010’da yitirdiğimiz gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk hakkında Ergenekon iddianamesinde yer alan deliller kamuoyunda büyük tartışma yarattı. Yurtdışında firari olan Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz’ün ‘silahlı terör örgütü kurma, yönetme, zorla hükümeti görev yapamaz hale getirmeye teşebbüs, hükümete karşı silahlı isyana tahrik suçlarını işlediği’ iddia ettiği iddianamede Selçuk’un köşe yazılarına delil olarak yer verilmişti. Selçuk’un 3 yazısı iddianameye ‘suç delili’ olarak konulurken, “Bu yazıdan da anlaşılacağı üzere şüpheli İlhan Selçuk gündemi belirlemek ve yönetimi dize getirmek amacıyla ve fazla bir zarar vermeyecek şekilde el bombalarını çalıştığı gazetenin bahçesine attırdıktan sonra beklediği tepki ve sonuçlara ulaşamayınca köşesinde bu şekilde bir yazı kaleme almış” yorumunu yapmıştı. İddianamede Selçuk’un “Ziverbey Köşkü’ kitabına da yer verilmişti. l Haber Merkezi İlhan Selçuk 2 3 yazı suç delili İT TIR’ları haberi nedeniyle Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcilmiz Erdem Gül’e destek amacıyla başlatılan Umut Nöbeti’ni Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Etik Gazetecilik Ağı (EJN), Avrupa GazeSİBEL teciler FederasyoBAHÇETEPE nu (EFJ), Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) temsilcileri ile halk müziği sanatçısı Kutsal Evcimen ve Avusturya’dan gelen Insburg Alevi Derneği kurucularından Hayri Aksoy devraldı. Nöbette, uluslararası gazetecilik örgütü temsilcileri, Dündar ve Gül ile görüşme talebinin Adalet Bakanlığı’nca reddedilmesi kararını protesto etti, Dündar ve Gül’ün serbest bırakılması çağrısı yaptı. 57. gününe giren Umut Nöbeti’ni dün sabah saatlerinde dünyanın önde gelen uluslararası gazetecilik örgütleri temsilcileri devraldı. Nöbete IPI Savunu ve İletişim Direktörü Steven M. Ellis, Uluslararası Basın Enstitüsü Türkiye Komitesi Başkanı ve gazeteci Kadri Gürsel, RSF Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, CPJ adına Özgür Öğret, ENJ Türkiye temsilcisi Ceren Sözeri ile Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) ve Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) adına Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şube M ‘Tecridin bir parçası’ Başkanı Gökhan Durmuş katıldı. Gazeteci Kadri Gürsel, cezaevi önünde yaptığı açıklamada “Uluslararası basın özgürlüğü savunucusu örgütlerin temsilcileri olarak bugün buradayız. Burada bulunmamızın nedeni ise bugün tutukluluklarının 64. gününde olan Can Dündar ve Erdem Gül ile görüşme talebimizin yanıtsız bırakılması ve reddedilmesi. Uluslararası basın meslek örgütleri Dündar ve Gül ile görüşmek istediler ve Adalet Bakanlığı tarafından bu talepleri reddedildi. Bu uygulamayı Dündar ve Gül’ün tecridinin bir parçası olarak görüyoruz. Aynı zamanda Umut nöbetine destek vermek için burada bulunuyoruz” dedi. Viyana’dan gelen IPI İletişim Direktörü Steven Ellis ise uluslararası basın meslek örgütleri adına ortak açıklama yaptı. Basın ve ifade özgürlüğünü savunan geniş bir koalisyonun temsilcileri olarak Silivri Cezaevi önünde olduklarını anımsatan Ellis şunları söyledi: “Uluslararası basın örgütleri olarak Türk makamlarını Dündar ve Gül’ü gecikme olmaksızın serbest bırakmaya, haklarındaki bütün suçlamaları çekmeye ve şu an gazetecilikle ya da dile getirdikleri görüşlerle ilgili tutuklu bulunan bütün gazetecileri de özgür bırakmaya çağırıyoruz. ” Nöbetin öğleden sonraki bölümünü ise sanatçı Kutsal Evcimen ile Insburg Alevi Derneği kurucularından Hanifi Aksoy devraldı. Nöbeti bugün gazeteci Ayhan Aydın, yazar Süleyman Zaman, avukatyazar Hasan Gülçan ile Ankara’dan gelecek olan Solfasol Gazetesi gönüllüleri devralacak. vrupa Konseyi Genel Sekreteri Thodbjorn Jagland, tutuklu gazeteciler Erdem Gül ve Can Dündar’ın durumunu Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na sordu. CHP’nin Avrupa Konseyi Parlementosu’ndaki temsilcisi Utku Çakırözer’in, Jagland’a yönelttiği soru üzerine, Genel Sekreter’in, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile dün yaptığı görüşmede tutuklu gazeteciler Erdem Gül ve Can Dündar’ın durumunun konuşulduğu öğrenildi. Jagland, her iki gazetecinin tutuklanması üzerine 17 Aralık’ta Türk Adalet Bakanlığı yetkilileri ile 1 yıl önce kurdukları Ortak Çalışma Jagland, Çavuşoğlu’na Dündar ve Gül’ü sordu A Grubu’nu acil olarak toplantıya çağırdığını belirterek, “Çavuşoğlu ile görüşmemizde her iki gazetecinin durumunu gündeme getirdim. Çavuşoğlu, ‘konuyla ilgili olarak mevzuat değişikliği ve Yargı Reformu hazırlıklarının devam ettiğini’ söyledi. Bu konudaki gelişmeleri yakından Jagland takip ediyoruz” dedi. Türkiye’nin ifade ve basın özgürlüğü konusunda en fazla alarm veren ülke olduğunu ve son yıllarda durumun daha da kötüleştiğini belirten Jagland, Çavuşoğlu’nun, sorunlu yasalar ve uygulamaları gözden geçirecekleri konusunda söz verdiğini vurguladı. l ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Leman’dan ‘Saray Özel Sayısı’ M izah dergisi Leman, AKP hükümetine yakın basın ve yayın kuruluşları tarafından hedef haline getirilmesini “Saray Özel” başlığı kullanıp, boş kapak ve boş sayfalarla çıkarak protesto etti. Leman Dergisi Yazı İşleri Müdürü Zafer Aknar, barış isteyen herkesin hedef haline getirildiğini belirterek “Sarayın yancı medyası, barış isteyen akademisyenlerden tutun gazetecilere kadar tüm bileşenleri hedef haline getirdi. En son mizahçılar ve Leman Dergisi bu karalama kampanyasından nasibini aldı. Bu gidişata dur demek, sarayın şiddet diline acı biber sürmek için bu hafta Leman’ın sayfalarını boş bıraktık” dedi. Cizre’de okulları karargâh olarak kullanan kolluk kuvvetlerinin “karne günü”nü Sefer Selvi’nin çizdiği karikatürle eleştiren Leman Dergisi, geçen hafta Sabah, Star gibi gazeteler ile A Haber gibi internet sitelerinde hedef haline getirilmişti. l İSTANBUL Türkiye ‘özgür bir ülke’ değil FIRAT KOZOK reedom House tarafından hazırlanan “Dünyada Özgürlük 2016” başlıklı raporda, Türkiye’nin özgürlük statüsü “kısmen özgür”, basın özgürlüğü statüsü ise “özgür değil” olarak tanımlandı. Raporda, Cumhurbaşkanı F Tayyip Erdoğan’ın aşırı otoriter tavrı da not edildi. Raporda Türkiye’nin puanı “53” olarak tespit edilirken, Arnavutluk, Butan, Burkina Faso, Komorlar, Fiji, Guatemala, Endonezya, Madagaskar, Papua Yeni Gine, Sri Lanka, Tanzanya ve Zambiya’nın gerisinde kaldı. l ANKARA 6 maddede bir düşman ceza hukuku başyapıtı: azetemiz genel yayın yönetmeni Can Dündar ve Erdem Gül hakkında hazırlanan iddianame, beklendiği gibi, ağır suçlamalar içeren fakat delil gösterilmeyen bir metin olarak ortaya çıktı. İki gazetecinin haber, yazı ve röportajları dışında tek bir delil gösterilmeyen iddianamede, suçlamaların dayanakları konusunda soyut ifadelerin dışında bir değerlendirme de yer almadı. İddianamenin, ‘suç’tan faile giden ve delillerle suçlamayı destekleyen “ceza hukuku” gerekliliğiyle ilgisi yok. Aksine bu iddianame, cezalandırılması kararlaştırılmış bir “düşman”ın bütün fiillerini suç kategorisine koyan, soyut iddialarla ağır suçlamaların yöneltildiği bir hukuk pratiğinin müstesna bir örneği olarak tarihteki yerini şimdiden almış oldu. İddianame, Türkiye’de ezelden be DündarGül iddianamesi G ri şahit olduğumuz ama zirve pratiklerini cemaathükümet ortaklığıyla 2008’den itibaren gördüğümüz düşman ceza hukuku uygulamasının bütün özelliklerini bir arada bulunduruyor: HORMONLU İDDİANAME: İddianame; Fethullah Gülen örgütü ile ilgili önceki iddianameler, Can Dündar’ın köşe yazıları ve hukuki değerlendirme bölümlerinden oluşuyor. İddianamenin birçok bölümünde Dündar ve Gül hakkında hazırlanan bir iddianame olduğundan kuşku bile duyuyorsunuz. Hacmin şişirilmesi sonraki aşamalar için de elverişli bir zemin yaratıyor. ALGI OPERASYONU: Savcı 17.5 yıldan 35 yıla kadar hapis cezası, bir müebbet ve bir ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istiyor. Tek de 1 2 ANALİZ likle Dündar’ın Gülen cemaati lili haber, röportaj ve köşe yaaleyhine ifadelerin yer aldığı zısı olan bir iddianameden bu yazılarını da bir yandan iddiakadar ağır suçlamaların çıkmanameye almış ama bu ifadelesı da yine bir algı oluşturmare ilişkin değerlendirme yapya yönelik. İddianameyle topmaktan kaçınmış. lumda iki gazetecinin ne kadar ağır suçlar işledikleri algısı ya İLLİYET BAĞI YOK: Kemal ratılmaya çalışılmış. Ceza hukukunda “illiGöktaş yet bağı” kilit noktadır. Yargı DELİLSİZ İDDİANAlama “kanunda suç olarak taME: Savcıya göre FETÖ, nımlanan bir fiil” üzerinden yapılır ve Dündar ve Gül’e “1725 Aralık tarihbu fiil ile suç arasında bir nedenselli darbe girişimi”, “MİT’e ait yardım lik bağı kurulması gerekir. İddianameTIR’larının durdurulması” ve “Reyhanlı ve Cilvegözü terör saldırıları” ile de iki gazetecinin Gülen örgütü ile tek bir teması gösterilmediği gibi “görevilgili 3 ayrı konuda “görev verilmiş”. lendirmelerin” nasıl yapıldığına dair Bu konuda iki gazetecinin FETÖ mensupları ile bir tek bağlantısına dair bı de tek cümle yok. rakın delili, bir ima, bir emare dahi id SÜRE İTİRAZI: Suç tarihini 17 dianamede yok. Aralık soruşturmasından iki hafta önce Dündar’ın yazdığı yazıyla baş LEHE DELİLLER YOK: İddialatan savcı, Dündar’ın cezaevinde iken namenin temel hareket noktası yazdığı yazıları da suç olarak gösterGülen örgütünün amaçları ile Dündar miş. Savcının böylece Basın Kanuve Gül’ün yazı ve haberlerinin amacınu’ndaki 4 aylık dava şartı süresini aşnın aynı olduğu iddiası. Buna dair de mayı hedeflediği anlaşılıyor. tek bir delil gösteremeyen savcı, özel Musa Kart’a 301 soruşturması CANAN COŞKUN 3 5 4 6 umhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’nin şikâyeti sonucu çizerimiz Musa Kart hakkında 8 Aralık 2015 tarihli karikatürü nedeniyle ‘301’ soruşturması başlatıldı. Suç duyurusu dilekçesinde Kart hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a iftira ve Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesinde düzenlenen “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama” iddiasıyla yasal işlem başlatılmasını talep etti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da Kart’ı şüpheli sıfatıyla ifadesi alınmak üzere İstanbul Adliyesi’ne çağırdı. Kart soruşturma kararını şöyle değerlendirdi: “Bir kısım yargının, bir kısım medya gibi Saray tarafından yönlendirildiğini iddia ediyorum karikatürümde. Size diktatör denilmesini istemiyorsanız her iddiayı ceza tehdidiyle karşılamamanız gerekir. Demokrasilerde iddiaya, karşı iddiayla yanıt verilir. Bu karikatür, sevgili kardeşlerim Can ve Erdem’le dayanışma amacıyla çizildi. Yapılmak istenen dayanışma sergileyenlere gözdağı vermek ise boşuna gayret diyorum!” C C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle