25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 20 Ocak 2016 haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 6 DİNK CİNAYETİ ‘Kayıp görüntü’ 10 kez kopyalanmış besinin müdürü olan B. İ. görüntülerin bankadan ‘kopyalanmak suretiyle’ alındığını, bu işlemin cinayeti izleyen günlerde sık sık tekrarlandığını, en sonunda polise görüntülerin orijinal halini de verdiğini söyledi. Akbank güvenlik kamerasından alınan görüntüler, Dink cinayetini aydınlatabilecek en önemli kanıtlarından biri. Cinayet günü bankadan alınan görüntünün ise saat 10.00 ile 12.00 arasındaki bölümünün silinmiş olduğu belirlendi. Bankanın o dönemdeki müdürü görüntülerin kopyasının kendisinden tam 10 kez alındığını belirtti. Adının açıklanmasını isteyemeyen banka müdürü, “Ben sadece görüntüleri verdim. Birisi aldı, öteki aldı, öteki aldı. Herkes aldı benden. Tüm polisler geldi teker teker aldı benden” dedi. Görüntülerin bir bölümünün silindiğinin anımsatılması üzerine banka müdürü, “10 tane polis şeyi varsa, hepsinde var görüntü” diye konuştu. Cinayet günü ve daha sonraki günlerde polislerin gelerek sürekli görüntü istemeleri üzerine son gelen polise ‘görüntülerin kopyasını değil orijinali ile birlikte tamamını verdim” dedi. Görüntünün kopyasını alan personelin ismine de ulaşılamadı. l Haber Merkezi atledilen gazeteci Hrant Dink’in 9. ölüm yıldönümünde cinayete ışık tutabilecek ‘Akbank görüntülerinin’ banka şubesinden farklı zamanlarda 10 kez ‘kopyalanarak’ alındığı ortaya çıktı. Al Jazeera’ye konuşan banka müdürü, gelen polislerin kendilerini ‘istihbarat, asayiş, terör büro’ şeklinde tanıttıklarını söyledi. Olay mahallindeki Akbank şu K Biz ‘Üniversite’yiz! Siz kimsiniz?! kademisyenlere yönelik resmî karalama ve linç kampanyasını Edward Said’in Lübnan’dan İsrail sınır koruma birliklerine taş yağdırdığı 15 yıl önceki görüntüyü ve sonrasındaki gelişmeleri zihnimde canlandırarak takip ettim. Dünyanın en saygın üniversitelerinden Columbia’da İngiliz Tarihi ve Karşılaştırmalı Edebiyat profesörü olan, “Oryantalizm” üzerine yazdıklarıyla çığır açmış ve Filistin davasına gönül vermiş bu dev isim için de teröre destek gerekçesiyle vatandaşı olduğu Amerika’da nasıl korkunç bir karalama kampanyası yürütülmüş, üniversiteden atılması için ne baskılar yapılmıştı! Onu “Terör Profesörü” olarak yaftalayanlar dahi oldu. Columbia ne yaptı dersiniz? Tıpkı devleti eleştiren Sartre için ceza isteyenlere De Gaulle’ün “Sartre Fransa’dır” demesine benzer bir tavır koyarak Said’e sahip çıktı. Yaptığını da bir akademisyenin düşünce özgürlüğü olarak değerlendirip adeta “Said, Üniversite’dir” dedi. HHH Biz, ‘Üniversite’yiz!.. Cumhurbaşkanı’nın “Barış İçin Akademisyenler” bildirisine imza atanlara yönelik kullandığı “alçak”, “cahil”, “karanlık”, “müsvedde” ifadeleri de Edward Said’in yıllar önce karşı karşıya kaldığı durumun bu coğrafyadaki ayna yansısı olmaktan ibaret. Aşağılama ve hakaret içeren o sözlerin bir yerinde aynı ölçüde ağır, haksız ve mesnetsiz bir “Beşinci Kol” nitelemesi de vardı; kendi memleketlerinin düşmanlarına gizlice yardım eden hainler demeye getiren… Hep böyle oldu, olmaya da devam edecektir. Nâzım’ın, kendisini aynı şekilde suçlayanlara verdiği karşılıktaki gibi “vatan”, çek defterlerinin içinde yazan veyahut da ayakkabı kutularının içinden çıkan oldukça, elbette bizim payımıza hep böyle kara çalmalar düşecektir. HHH Üniversite “5. Kol” değil, “5. Kuvvet”tir. Yasama, yürütme, yargı karşısında toplum adına devletin “faul”lerini ortaya serme yolunda medya “4. Kuvvet”se, toplumu “eleştirel akıl” eşliğinde bilgiye, düşünceye, soru sormaya, olup bitenleri sorgulamaya çağırarak ülkeyi yönetenlere uyarı görevini yerine getirmesi gereken üniversite de “5. Kuvvet”tir. Biz böyle öğrendik, bildik, yaşadık. Sözde aynı kurumsal kimliği paylaştığımız bazı “üniversite komiserleri”nin, öğretim (üyelerinin değil) zabitlerinin, tarihin utanç levhasına işleneceği aşikâr tasarrufları karşısında ise Engeli aşıp Hrant’a koştular TAKSİM’DEN İ İZİN VERİLMED DA ŞE 9. YIL YÜRÜYÜ A Eşi Rakel Dink Hrand Dink’in vurulduğu yere çiçek bıraktı. Can erok gos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink katledilişinin 9. yılında anıldı. Dink için her yıl Taksim’den Agos önüne yapılan yürüyüşe bu yıl ilk kez izin verilmezken arkadaşları vurulduğu yere karanfil bıraktı. Tören için polis yoğun güvenlik önlemi aldı. Gazetenin bulunduğu cadde, Rumeli Caddesi ve Pangaltı ışıklarından itibaren demir bariyerlerle kapatıldı. Alanda bulunan yayaALİ lar da çıkarılıp polis tarafından, AÇAR eğitimli köpeklerle çevrede ve dükkânlarda güvenlik araması yapılırken çok sayıda TOMA da hazır bekletildi. Bu arada her yıl Hrant Dink’i anmak için yapılan yürüyüş için kalabalık bir grup Taksim’de toplandı. Polisler gruptakilere yürüyüşe izin verilmeyeceğini ve Agos önüne gitmeleri uyarısında bulunuldu. Bunun üzerine dağınık halde yürüyen gruptakiler, polis arama noktasına yaklaşık 250 metre kala yeniden toplanarak “Unutmayacağız, affetmeyeceğiz” yazılı pankart açtı. Buradan Agos Gazetesi önüne kadar yürüyen grup sık sık “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeniyiz”,“Öldü diyenler yargılansın”,“ Katil devlet hesap verecek” sloganları attı. Birkaç metre sonra grubun önü sivil polisler tarafından kesilerek yürüyüşün yasak olduğu uyarısı yapıldı. Gruptakilerin hızlı hareket edileceğini söylemesi üzerine izin verilirken, birkaç metre sonra grubun önü bu seferde çevik kuvvet polisleri tarafından kesildi. Sivil polisler ile çevik kuvvet polisleri arasında grubun önünün kesilmesi konusunda kısa süreli tartışma yaşanırken daha sonra grubun arama noktasına kadar yürümesi sağlandı. Alana girenler polis tarafından arandı. Hrant Dink’in vurulduğu yere mumların yakılmasının ardından eşi Rakel Dink, çocukları Delal, Arat ve Sera Dink ile katledilen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi, kızı Nazenin Elçi, HDP Eş Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Selahattin Demirtaş, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Ali Şeker, HDP milletvekili Garo Paylan ve KESK Genel Başkanı Lami Özgen’in de bulunduğu grup, yere karanfil bıraktı. Rakel Dink’in konuşma yapmayacağını söylemesinin ardından Hrant Dink’in arkadaşları adına açıklamayı 1995 yılında gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın kız kardeşi Maside Ocak yaptı. Ocak özetle şunları söyledi: “Faili devlet olan bu cinayetin tüm boyutlarıyla aydınlatılarak adaletin sağlanması 9 yıldır engellenmeye devam ediyor. Çünkü Türkiye’de demokrasiyi, insan haklarını, hukukun üstünlüğünü esas alan bir siyasi irade yok.” A ürkan Elçi de eşi Tahir Elçi’nin ağzından bir mektup okudu. Türkan Elçi mektubunda özetle şunları söyledi: “Gidişimle sımsıcak telaşlarımı, bitmeyecek zannettiğim hayat gailelerini yerdeki bazalt taşlara fısıldadım. Taş beni duydu, tetik duymadı. Barışın izzetini bıraktım minarenin ayaklarının altına masum çocuklar toplasın dedim. Tek derdim, masum çocuklar ve kimsesizlikti. Yok edilişimiz mazlumları yalnızlaştırmaya mahkum etmekten başka bir şey değildi. Hrant Dink’in eşi Rakel Dink bu yıl anma töreninde konuşma yapmadı. Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi ise eşinin ağzından bir mektup okudu. Taş beni duydu TETİK DUYMADI T TÜRKAN ELÇİ, EŞİNİN AĞZINDAN YAZDIĞI MEKTUBU OKUDU Biz yok edildikçe mazlum zalimin zulmüyle baş başa kaldı. Sizler beni Diyarbakır’da sonsuzluğa uğurladıktan sonra dostum Hrant Dink beni karşıladı. Erken geldin kardeşim, her zamanki gibi acele ettin diye sitem etti. (...) Tetiği ben gördüm. Benim tetiğin ikiz kardeşiydi. Tetikçiler birbirlerine benzerler. Katledilenlerin birbirine benzedikleri gibi. İkimizin de yüreği sızladı. Ölülerin yüreği kurur sanmayın. Yürek çürümez, bir tek yüreksizler toprak olup giderler.” onlar adına acı duymaktan öteye gitmiyor hislerimiz. HHH Ama bundan da acı duyulası olan, Başbakan’ın sözleri. İmza atmış akademisyenlere yönelik, güya bilimsel temelde suçlamaları... Konuşalım onunla!.. Akademisyenlerin kendilerince içeriğini geçerli buldukları bir metni imzalamış olmalarını tabii ki tartışabilirsiniz. Ama onları mahkum edemezsiniz. Çünkü, ha bire atıfta bulunduğunuz “akademik” sıfatınız uyarınca gayet iyi bilmeniz gerekir ki olguların, özellikle de toplumsal olguların tek ve mutlak doğru açıklamasından dem vurmak, en çok bu, sizi içinden çıkmış olmakla övündüğünüz bilim camiasında mahcup eder. “Olgusal gerçeklik” dediğinizin göreliliğini reddettiğiniz, kendi mutlak doğrunuzu dayattığınız yerde bilimle işiniz biter. O yüzden asıl siz, kendi deyişinizle “erdem, ilim, irfan ışığında” şu ettiğiniz lâflara, kanlı bir kaosa soktuğunuz ülkenin huzurunda meydanlarda aylardır attığınız nutuklara bakın ve acaba onları Columbia’da, Harvard’da, Oxford, Cambridge, Stanford’da telaffuz edebilir misiniz, onun cevabını verin!.. HHH Akademisyenler elbette vatandaşı oldukları ülkenin vergi verdikleri, can ve mal güvenliklerini emanet ettikleri devletini sorumlu sayarak ona seslenecekler akan kanın durması, şiddetin, çatışmanın, savaşın son bulması için… Aksi nasıl düşünülebiliyor, esas onu anlamak zor! “Neden terör örgütüne de seslenmiyor, onu yok sayıyorsunuz” diye soruluyor. Bir bakıma örgütü muteber kılın deniyor yani… Terörden bahsederken bir taraftan da yanlarında kim var? Sedat Peker!.. HHH “Ahmet Hoca”!.. Akademisyenlere imza çektirme telkininde bulunmayı bırakın da asıl siz çekin kendinizi bu “cehennem ekspresi”nin makinist koltuğundan!.. Esas siz yapın bir özeleştiri! Bakın, Heidegger’le Gazali’yi buluşturmak amacıyla çıktığınız yolda nerelere geldiniz?! Şerif Mardin’lerin rahlei tedrisinden geçip şimdi Sedat Peker’lerle hemhal vaziyette binmiş bir alâmete gidiyorsunuz... Hâlâ vakit varken siz dönün şu yoldan! Dönmezseniz “hayatınız boyunca söyleyeceğiniz her söz” sadece akademik değil, insanî bir şüpheyle de karşılanacaktır!.. ‘DEVLETİN KASASINI BOŞALTMADI’ Demirtaş: Eşim bebeğini kaybetti l ANKARA Dink, Yüksel Caddesi İnsanlık Anıtı önünde vurulduğu saat olan 15.00’te anıldı. Anma programına, çok sayıda sivil toplum örgütü üyesi katıldı. 9 yıldır adalet engelleniyor Ermeni okulunun kapısına ırkçı yazı Hrant Dink Meclis Genel Kurulu’nda da anıldı. Meclis Başkanvekili Pervin Buldan, “Barış güvercinlerini kanatlarından vuran bir ülke iflah olur mu, temizlemeden topraklarındaki kan kokusunu güven içinde bir yaşamı inşa edebilir mi hiç?” diye sordu. l MECLİS Üsküdar’da bulunan Kalfayan Ermeni Okulu’nun ön cephesine ırkçı yazı yazıldı. Kırmızı spreyle ‘Azap Ermeni’ye’ yazısının Dink’in öldürülüşünün yıldönümünde yazılması dikkat çekti. İlçe Emniyet Müdürlüğü soruşturma başlattı. l MALATYA Barış Bloğu’nun düzenlediği anma etkinliğine CHP, HDP, sendika ve sivil toplum kuruluşları katıldı. Emeksiz Caddesi’nde toplanan grup, Salköprü Mahallesi Boncuk Sokak’ta Dink’in doğduğu, bakımsızlıktan dolayı çöken eve yürüdü. l SELAHATTİN GÖKATALAY DP Eş Genel Başkanı Sela tir” dedi. “Dünyanın en büyük hattin Demirtaş, eşi Başak hırsızlık şebekelerinden birinin Demirtaş’ın öğretmen olduğu günlerdir eşinin devletin kasasıokula gitmeden haksız yere ma nı soyup soğana çevirmişçesine aş aldığı iddiasına üzerine yazılı adice yayınlar ve saldırılar yapbir açıklama yaptı. Demirtaş eşi tığını” kaydeden Demirtaş, bazı Başak Demirtaş’ın karnındayAKP milletvekilleri ve sözcüleriken kaybettiği bebek nedeniyle nin de bu tezvirata (yalan dolan ağır sağlık sorunları yaşadığını şeyler) dahil olduklarını belirtti. açıkladı. Eşinin bir dizi ameliDemirtaş, “İki müfettiş şu anda Diyarbakır’da idari soruşturma yat geçirmek durumunda kaldısürdürmektedir. Soruşturma ğını ifade eden Demirtaş “Hastalığı ve tedavisi döneminde bile neticesini bile beklemeden psikolojik savaş unsurlarını köydeki okuluna devam etharekete geçiren bu kamiş ve çocukların mağdur rarmış zihniyeti kınıyoolmaması için gayret etrum” dedi. miştir. Bu yıl, biraz da benim ısrarımla yurtiçinde ve yurtdışında yeniden bir dizi ameliyat ve tedavi sürecine girmiştir. Bütün bu süreçler doktor raporları ve hastane kayıtlarıyla sabitSelahattin Demirtaş Başak Demirtaş H C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle