15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 18 Ocak 2016 EKONOMİ Yabancı bankacılar ise ülkenin gündemini Erdoğan’ın belirlediğini düşünüyor. Yabancı bir bankanın üst düzey yetkilisi, “Yabancı yatırımcılar ülkenin Erdoğan’ın ajandası çerçevesinde yönetildiğini ve Cumhurbaşkanı’nın başkanlık sistemine geçmek için erken seçim dahil her şeyi yapacağını düşünerek Türk varlıklarından uzak duruyorlar” dedi. Yabancı bir stratejist ise “Erdoğan kampının hükümetin ve Merkez Bankasının politikaları üzerindeki etkisinin arttığına dair giderek büyüyen endişeler var” diye konuştu. Seçim sonrasında yatırımcılar için en büyük soru işareti Merkez Bankası’nın serbest bir şekilde politika yürütüp yürütemeyeceği üzerineydi. ABD Merkez Bankası (Fed) kararının ardından Merkez’in tutumu bağımsız bir şekilde hareket edemediğinin göstergesi oldu. Enflasyon beklentileri yükselirken, büyümeye odaklanan daha gevşek para politikaları risk oluşturmaya devam ediyor. Bu da kur ve enflasyonda yukarı yönlü hareket ve endekslerde düşüş olarak karşımıza çıkıyor. Terör turisti Yunanistan’a kaçıracak Uluslararası seyahat sektörü, Sultanahmet Meydanı’nda gerçekleştirilen saldırının, Türkiye’ye dönük seyahat kısıtlamalarına sebep olacağını belirTASARIM: BAHADIR AKTAŞ tiyor. TurizmGüncel’in haberine göre uzmanların çoğu, bu koşullarda talebin İspanya ve Yunanistan’a kayacağı, Türkiye turizm sektörünü ise zor günlerin beklediği görüşünü dillendiriyor. EDİTÖR: PELİN ÜNKER Yabancı yatırımcı Erdoğan’dan kaçıyor DAVUTOĞLU LONDRA’DA SORULARI YANITLAYACAK aşbakan Ahmet Davutoğlu, yatırım bankası Merrill Lynch ev sahipliğinde bugün ve yarın Londra’da gerçekleştirilecek toplantılarda yatırımcılarla bir araya gelecek. Davutoğlu’nun PİYASA en yoğun NOTLARI karşılaşacağı sorular yeni anayasa tartışmalarının politik bir krize dönüşüp dön li e P nüşmeyeceÜnker ği ve Merkez Bankası’nın (TCMB) bağımsızlığı üzerine olacak. Son beş yıldır yüzde 5’lik hedefin oldukça üzerinde kalan enflasyon ve enflasyon ile mücadele için Merkez’in elinin ne kadar serbest olduğu yabancı yatırımcıların da gündeminde. Enflasyonun bu yıl da asgari ücret zammı ve vergi artışları nedeniyle yüzde 7.5 olan Orta Vadeli Plan beklentisinin üzerinde oluşacağı öngörülüyor. Seçimlerin ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gündeminde başkanlık sistemini de içerek şekilde kapsamlı bir anayasa değişikliği yer alıyor. 7 Frenleri patladı KP rejiminin Türkiyesi “yokuş aşağı giderken frenleri patlayan bir kamyona benziyor.” AKP rejimi, her alanda tam bir fiyasko oldu. AKP’nin başından beri verdiği sözleri anımsatmak okuyucunun aklına hakaret etmek olacaktır. Ancak bir noktayı vurgulamakta yarar var. AKP’yi “mademki söz veriyor, niyet okumayalım” diyerek desteklemiş olanlar, bugün düş kırıklığı yaşıyor, kimileri de “Ama siz AKP ile işbirliği yapmıştınız” suçlamasıyla karşı karşıya. Çünkü, AKP, verdiği sözleri tutmamakla kalmadı, her birinde tam tersi bir yönde ilerledi. Demokratikleştirme, bölgede oyun kurucu olmak, “sıfır sorun”, Suriye politikası vb. bir yana, haziran seçimlerinin sonuçlarını kabullenemeyerek, “AKP tek başına hükümet kuracak oyu alamazsa kaos olur” “Barışın huzurun güvencesi AKP’dir” vaatlerine karşılık elimizde, IŞİD’in Suruç, Ankara, Sultanahmet katliamları, sokağa çıkma yasakları, sonu belirsiz çatışmalar var. Hükümet katliamların haberlerini yasakladı, çatışma bölgelerine basını sokmuyor. Sultanahmet olayından sonra rejim “susturma” mantığını absürt bir noktaya taşıyarak “eleştiriyi yasakladı”. “Yolsuzlukları soruşturan savcılar” tasfiye edildi, devletin yasadışı işlerini ortaya çıkaran gazeteciler hapiste; Kürt sorunu çok kanlı, kapsamlı bir iç savaşa dönüşürken barış çağrısı yapan akademisyenler tutuklanıyor, evler basılıyor. Cumhurbaşkanı’nın barış çağrısı yapanlar için, “alçaktır, zalimdir”... “gerekli mercileri göreve davet ettim” sözleri rejimin gerçeğini açığa vuruyor. Yabancı bankacılara göre Erdoğan’ın başkanlık ajandası Türk varlıklarına ilgiyi azalttı A B DOLAR YÜKSELECEK Merkez Bankası’nın izleyeceğini söylediği volatilitenin artması nedeniyle ocak ayını da bir adım atmadan pas geçmesi bekleniyor. Buna paralel dolar/TL’de yükseliş öngörülüyor. Merkez’in faiz toplantısı salı günü. Seçim öncesi 2.9110 olan dolar/TL son olarak 3.0460’tan kapandı. Yani dolar seçimden bu yana yüzde 8.48 yükseldi. Avro’daki yükseliş ise yüzde 7.16 oldu. Borsa İstanbul 12 bin 632 puan düştü. 1 Kasım seçimlerinden bu yana devlet tahvillerinden 1 milyar 418 milyon, hisse senetlerinden 1 milyar 707 milyon dolar kaçarken, özel sektör tahvillerinde sadece 7 milyon dolarlık giriş söz konusu oldu. Özetle Türkiye’den seçim sonrası 3 milyar 118 milyon dolar kaçtı. Riskler katlanıyor eçen hafta TCMB’nin son söylemleri ve iç siyasi endişelerle dolar/TL 3.05’e yaklaştı, iki yıllık faizler de yüzde 11’in üzerine çıktı. Merkez’in faizi ile piyasa faizi arasındaki fark daha da açıldı. Merkez Bankası’nın bir hafta vadeli repo faizi 7.5 iken 5 yıllık tahvil faizi 10.9’a ulaştı. Bu da getiri eğrisinin yataylığının kalmadığını gösteriyor. Ancak TCMB, son dönemde enflasyon beklentileri ve getiri eğrisini bir kenara bırakarak, faiz artırımı için piyasalardaki oynaklıkları izleyeceğini belirtmiş ve VIX ile MOVE endekslerine Merkez, serbest değil G işaret etmişti. Öte yandan küresel piyasalarda dalgalanma azalsa da Çin etkisi, emtia ve petrol fiyatlarındaki düşüş ve gelişen ülkelerin büyümelerine yönelik beklentilerdeki bozulma devam ediyor. Türkiye’nin ise jeopolitik riskleri her geçen gün artıyor. Yatırımcıların ocak ayında gelişen piyasa hisselerini ellerinden çıkarmaya başlamasıyla borsalar altı buçuk yılın en düşük seviyelerine geriledi. EPFR Global verilerine göre 2015 yılında gelişen piyasa tahvil piyasalarından 32.6 milyar dolarlık çıkış yaşandı. Bu kamyon nereye gidiyor? Munzur Su’da 80 gün süren grev sonuçlandı. Munzur Su’da işçiler kazandı Türkiye işsizlikte dünya sekizinciliğine yükseldi TİSK’e göre Türkiye, işsizlik oranının yüksekliği bakımından dünyada 10’uncu sıradayken 2015 yılı Ekim itibarıyla 8’inci sıraya çıktı. ürkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), sanayi sektöründe istihdamın yerinde saydığını ve sektörün Türkiye’nin toplam istihdamındaki payının yüzde 20’ye gerilediğine dikkat çekti. TİSK’in Ocak 2016 “İşgücü Piyasası Bülteni”nde Ekim 2015’te işsizlik oranının yükseldiğinin altı çizildi. İşsiz sayısının Ekim 2014’e göre yüzde 3.4 artarak, 3 milyon 147 bin kişiye yükseldiği ve klasik işsizlik oranının yüzde 10.5’e çıktığı belirtilirken, en geniş işsizlik tanımına göre işsizlik oranının yüzde 18.4 ve işsiz sayısının 5 milyon 971 bin olduğu vurgulandı. TİSK Bülteni’ne göre Türkiye, klasik işsizlik oranının yüksekliği bakımından dünyada bir önceki yılın aynı döneminde 10’uncu sıradayken 2015 yılı ekim dönemi itibarıyla 8’inci sıraya çıktı. Bültende, bu duruma Avrupa’daki nispi ekonomik toparlanma nedeniyle İrlanda ve Polonya’daki işsizliğin azalmasının neden olduğu kaydedilirken, Avro bölgesinin klasik işsizlik oranının yüzde 10.7 unzur Su AŞ’de 80 gün süren grev kazanımla sonuçlandı. Gıdaİş Sendikası ve Munzur Su AŞ arasında Temmuz 2015’te başlayan Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde, dört talep üzerinde (yakacak, gıda yardımı, 1 Mayıs ikramiyesi ve ücret zamları) anlaşmaya varılmaması üzerine işçiler, 28 Ekim’de greve çıkmıştı. Kabul edilen talepler şöyle: n İşten çıkarılan tüm işçiler hak kaybı olmadan yeniden işe dönecek. n Gıdaİş Sendikası ve Munzur Su AŞ yönetiminin birbirine açmış olduğu davalar geri çekilecek. n Sendika ve Munzur Su AŞ yönetimi arasında daha önce mutabakata varılan maddeler ve yönetimin sonradan kabul ettiği talepler, 1 Temmuz tarihinden itibaren geçerli olmak üzere iş başı yapıldıktan sonra uygulanacak. l Yurt Haberler M T ile Türkiye’den yüksek düzeyde bulunduğu hatırlatıldı. Bültene göre, 2015 Ekim dönemi itibarıyla işsizlik oranı erkeklerde yüzde 9.3, kadınlarda yüzde 13.2 oldu. Genç nüfusta işsizlik oranı ise yüzde 19.3 olurken, oran genç erkeklerde yüzde 17.2, genç kadınlarda yüzde 23.1’de gerçekleşti. Bültende, yeni işsizlerin yaklaşık yarısının yükseköğrenim mezunu olduğu hatırlatılarak, yükseköğrenim mezunu gençlerin daha fazla işsizlik yaşadığına dikkat çekildi. Diğer yandan Türkiye’de toplam sayısı 2.5 milyon kişiyi bulan Suriyeli sığınmacılardan 15 ve yukarı yaştakilerin TÜİK Hanehalkı İşgücü Araştırması’nın örneklemi içinde olan bir hanede ikamet etmesi ve anket formuna cevap verebilmesi durumunda araştırmaya dahil edildiğinin bilindiği, ancak Suriyelilere ilişkin veriler ve araştırmaya etkisinin açıklanmadığı kaydedilerek, bu durumun Türkiye’deki istihdam ve işsizlik fotoğrafının net biçimde görülmesini engellediğinin altı çizildi. l Ekonomi Servisi Suriyeli sığınmacılar Kadın işsizliği Bu sorunun cevabını “niyet okumayalım” saçmalığına düşmeden aramak gerekiyor. İki kavram bize yardımcı olabilir: (1) AKP liderliğindeki siyasal İslamın, devleti ve “sivil toplumu” moleküler düzeyde değiştirme, kültürüyle birlikte yeniden yapılandırma projesine ilişkin, “pasif devrim” süreci. (2) Siyasi aktörlerin davranışlarını öngörebilmek, düş kırıklığı yaşamamak için: “Habitus” (kimliklerini şekillendirmiş şimdi davranışlarına yön veren kişisel tarihleri, bu tarihin “yaşam dünyasının” ürettiği “kültürel sermayenin” özellikleri). “Pasif devrim” süreci, AKP hükümete ilk geldiğinde liberal entelijansiyanın, Kürt hareketinin, büyük sermayenin (uluslararası ve yerli), “Batı”nın rızasını alabilen bir hegemonya inşa süreci içinde ilerlemeye başladı. “Pasif devrim” ilerledikçe, ülke siyasal İslamın projesi doğrultusunda şekillendikçe, projenin kapsamı belirginleştikçe, AKP, liberal entelijansiyadan, Kürt hareketinden aldığı rızayı, Batı’da dış politika çevrelerinde inanılırlığını kaybetmeye başladı. AKP, toplumun siyasal İslamın projesine karşı olan kesimleri önünde (Diyanet İşleri’nin garip fetvalarının da katkılarıyla) çırılçıplak kaldı. AKP “rıza” alma kapasitesini kaybettikçe, baskı, şiddet uygulama eğilimi arttı. “Gezi Olayı” bir dönüm noktasıdır. Ondan sonra devletin fiziki ve simgesel (susturma, aşağılama, tehdit, cadı avı) şiddetinin dozu giderek dayanılmaz bir düzeye ulaştı. AKP’nin kaybettiği rızayı tekrar kazanma şansı yok. AKP, artık bu realitenin tutsağıdır. Türkiye’de din bilgisi pratiği üzerinden, üretilen ekonomik değerlere el koymaya alışmış siyasetçi tipinin tutsağıdır. Bu iktidarını kaybetmemek için, ülkeyi ateşe atmaktan kaçınmayacak bir tiptir. AKP rejiminin, daha fazla fiziki ve simgesel şiddete başvurmaktan, projesine direnenleri tamamen susturarak, “politik alanın” dışına itmekten başka bir seçeneği yoktur. Bu “kamyonun” hızla bir yerlere çarparak ülkenin Türk ve Kürt vatandaşlarının yaşamını daha da derin bir cehenneme çevirecek politikaları önlemek isteyenlerin de bu gerçeği göz önüne almaları gerekir. Bu bağlamda, çeşitli imza metinleri üzerinden şekillenmeye başlayan muhalefetin momentumunu koruması; AKP kampına konuşmadan önce, tüm eğilimlerinin güçlerini birleştirmeye başlaması son derecede önemlidir. Metal işçisi eylemde Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 19.3 olurken oran genç kadınlarda yüzde 23.1’e çıkıyor. Rusya’nın maliyeti 12 milyar doları bulacak Rusya’nın Türkiye’ye ekonomik yaptırımlarının son tahminlere göre yıllık 12 milyar doları bulması bekleniyor. Sputniknews’e konuşan eski TC Moskova Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Aydın Sezer, buna göre hükümetin daha önce açıkladığı maliyetin dörde katlanacağını söyledi. Sezer’e göre, terörizm ve Rusya yaptırımları nedeniyle zaten zor durumda olan Türkiye ekonomisini daha kötü senaryolar bekliyor. Turizm uzmanlarına göre ise Rus turist sayısındaki azalmanın Türkiye’ye maliyeti yıllık en az 3 milyar doları bulacak. Sadece 2014’te Türkiye 4.5 milyon Rus turist ziyaret etmişti. Diğer yandan İş Bankası’nın raporuna göre inşaat ve ticaret dahil Türkiye’nin Rusya’ya olan ihracatı en iyi senaryoda 4.4 milyar, en kötü senaryoda 7.3 milyar dolar eriyecek. enault işçisi, asgari ücrete yapılan zamla birlikte farkların ücretlerine yansıtılması için eylem başlattı. İşçiler, asgari ücret farkı ücretlerine yansıtılıncaya kadar mesaiye kalmayacak. Fabrikada her vardiya değişiminde talep slogalarla dile getiriliyor. Mesaiye kalmama eyleminin üretim planlamasını bozması üzerine işverenin anlaşma zemini aradığı öğrenildi. l BURSA R Ekmeğe zam yapılmamış, fiyatlar artmış! A nkara ve İstanbul’da ekmek fiyatlarının artışını ‘zam’ olarak değerlendirmeyen TRT Haber, okuyucularına yeni durumu ‘Ekmeğe zam yapılmadı ancak fiyatlar arttı’ diye duyurdu. Ekonomi terimlerine yeni bir boyut katan tweeti’yle TRT Haber, sosyal medyada ‘alay konusu’ oldu. TRT Haber, yorumlar üzerine bir süre sonra tweet’i sildi. Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı’nın görüşlerine yer verilen haberde, ekmek fiyatlarına yeni bir zam gelmediği, daha önceki zamların yeni uygulanmaya başladığı ifade edildi. Balcı’nın, “Normal tarifeyi uygulamaya başladılar” sözlerine yer verildi. Haberde, İstanbul’da daha önce de 250 gram ekmeğin 1.25 liraya satıldığı ilçeler bulunduğu, artan maliyetler nedeniyle bu ilçelerin sayısının arttığı bildirildi. l Ekonomi Servisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle