21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 13 Ocak 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ Çatışmaya cenaze arası Şırnak’ta aralarında üç kadın siyasetçinin de bulunduğu 12 kişinin cenazeleri toprağa verildi. Sur’daki bir sokakta yasak 2 saat için kaldırıldı ancak çatışmalar nedeniyle cenazeler alınamadı MAHMUT ORAL haber 7 Sakine Ana’yı bilmeyen yok. 7 çocuğunu 30 yıldır süren çatışmalarda yitirmiş ama hâlâ insanlara moral vermeye devam ediyor. iyarbakır’ın D Sur ilçesine yakın bir otel Güneydoğu: Uzak ve yalnız Şırnak’ta komşularına ekmek almak için sokağa çıkan, Taybet deyim. Silah ve Ana bir keskin hiç durmadan nişancı tarafınbölgeyi gözetdan tek kurşunleyen helikopla vuruldu, ölüterin sesi buIŞIL K R sü sokakta yedi Ü lunduğum yere T N E G Z Ö gün bekledi; çünulaşıyor. Uzakkü oğulları, kızlatan görülen Sur ilçesi kapkara, bir diş oyu rı, annelerinin cansız bedenini almak için 150 metre yeri ğu gibi. Çünkü bölgegidemediler. Keskin nişancıde elektrik yok, soba yalar bekliyordu. kılamıyor, çünkü sürekFarkındaysanız bir celi dolaşan helikopterdeki hennem tablosu çizer gibiçok donanımlı kameralar yim. Anlatılacak daha çok en küçük bir hareketi bicehennem tabloları var ama le tespit edip ateş ediyor. ben bir zamanlar cennet Üç ay önce yüz bin kişinin yaşadığı, Diyarbakır’ın olan Diyarbakır’ı hayal etve Mezopotamya’nın tüm meye çalışıyorum. Surların yanındaki her saat açık olan renkleriyle kendini bize sunduğu hanlarıyla, cami ciğercilerden yükselen kokuyu anımsamaya çalışıyoleriyle ve insanlarıyla her rum ve sabah oluyor. gideni geçmişe götüren Bu cehenneme dayanmak bu sihirli bölge artık terk zor ama hayat devam ediedilmiş. Ama hâlâ Sur’da yor. Ben de az sonra Siirt’e yaşamaya çalışanlar var, bunların bir kısmı, “burası doğru yola çıkacağım. Siirt girişinde Türkiye’nin her yebenim evim, yuvam, ne olursa olsun burayı terk rinden gelen kadınlarla buluetmem” diyenler, bir kıs şup, Şırnak’a gideceğiz. Neden mi? Şırnak morgunda mı “çok yaşlılar ve çok ve belediyenin güçlükle bulyoksullar”, bir zamanlar gene zorunlu bir göç duğu bir buzhanede yaklaşık le köylerinden buraya gel 53 ölü beden bizi bekliyor. mişler ve artık bir yurtları Bunlar içinde Taybet Ana ve Şırnak’ta başlarından vuruolsun istiyorlar. larak ölen üç kadın siyasetBölgenin yeni sahipleçi de var. İnsanlar ölülerini ri ise tam donanımlı, asla kurşun işlemeyen, görünü hep birlikte, küçük bir törenşü bile insanı korkutan Ak le gömmek istiyorlar ama bir türlü o ölü bedenler sahiplerep denilen araçlar. Biraz bu Akreplerden söz etmek rine verilmiyor. ırnak’ın Cizre ve Silopi ilçelerinde sokağa çıkma yasağı ve operasyonlar sırasında öldürülenlerin cenazeleri toprağa verilmeye başlandı. Silopi’de öldürülen DBP Parti Meclisi üyesi Seve Demir, Özgür Kadın Kongresi çalışanı Fatma Uyar ve Silopi Halk Meclisi Eşbaşkanı Pakize Nayır; Cizre’de hayatını kaybeden Cebrail Mungan, Mehmet Tangut, Osman Telkin, Murat Egül, Şükrü Coşkun, Murat Ekinci ve Ahmet Zırığ; Şırnak’ta 6 Ocak’ta öldürülen Çetin Taşar ile 4 Ocak’ta Şırnak Dicle Mahallesi’nde çatışmada öldürülen Hakan Şengül’ün cenazeleri dün sabah aileleri, HDP Milletvekilleri ve binlerce kişi tarafından alındı. Cenazelerden 4’ü Şırnak Devlet Hastanesi morgundan, 8’i ise Şırnak Belediyesi’nin soğuk hava deposundan alındı. Cenazeler, Bahçelievler Mahallesi’nde bulunan Nalaro Mezarlığı’na götürüldü. DBP Şırnak İl Eşbaşkanı Yahya İdin, burada Kürtçe olarak yaptığı konuşmada, “Bugün Cizre ve Silopi’de devam eden yasaklardan dolayı aileler çocuklarını gönüllerinin istediği gibi defnedemiyorlar. 12 çocuklu Taybet Ana’nın cenazesine sadece 2 çocuğunun gitmesine izin vermediler” dedi. Yapılan konuşmalardan sonra 12 kişinin cenazesi Na Ş DİYARBAKIR VALİSİ: 12 SAAT ARA VEREBİLİRİZ C HP’nin TBMM Sağlık Komisyonu üyeleri Nurettin Demir, Niyazi Nefi Kara, Ali Şeker, Murat Emir, Çetin Arık ve Orhan Sarıbal Diyarbakır’da incelemelerde buludu. Vekiller, Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy’la da görüştü. Aksoy’un, CHP heyetine, Sur bölgesindeki operasyon alanının daraltıldığı, ilçeden yaklaşık 20 bin kişinin ayrıldığı bilgisini verdi. Aksoy’un, yerde kalan cenazeler konusunda da “Sivil toplum kuruluşlarıyla iletişim halinde kalırız. Cenazeleri almak için 12 saat operasyonlara, çalışmalarımıza ara veririz, ateşkes uy gularız” dediği öğrenildi. İzlenimlerini anlatan Murat Emir, “Aslında henüz çatışmaların sertleşmediğini tespit ettik. Bu çember daraldıkça ve merkezdeki çekirdeğe yaklaşıldıkça korkarız ki çok daha şiddetli çatışmalar yaşanabilir. Güvenlikçi politikalar defalarca denendi, başarısızlığı öğrenildi. Bu sürdürülemez politika. Bir an önce hepimizin bu duruma el koyması ve barışımızı inşa etmemiz gerekiyor. Varoluş sebebimiz buydu. Biz diyoruz ki bu çatışmanın değirmenine kim su taşıyorsa, ona karşıyız.” dedi. l FIRAT KOZOK / ANKARA laro Mezarlığı’nda açılan büyük bir mezarda yan yana defnedildi. Diyarbakır Valiliği dün, yazılı bir açıklama yaparak Sur’daki operasyonlar sırasında yaşamını yitirenlere ait cenazelerin bulunduğu Çiftehan sokağındaki sokağa çıkma yasağını 2 saatliğine kaldırdı. Öldürülen İsa Oran, Mesut Seviktek, Ramazan Öğüt, başından vurularak öldürülen 17 yaşındaki Rozerin Çukur’un cenazelerinin alınması için oluşturulan heyet, gazeteciler eşliğinde, Dağkapı meydanından Gazi Caddesi’ne gelerek, cenazelerin bulunduğu sokağa yöneldi. Ancak Hasanpaşa Hanı’nın önünde basın mensupları ile olayı izleyen yurttaşların ilerlemesi ne izin verilmedi. Heyet ve cenaze araçları sokağın başına gittiği sırada Sur’un iç mahallelerinden silah ve patlama sesleri duyuldu. Çatışmada bir asker yaralandı. Bu sırada elinde ağır silah bulunan, yüzü kar maskeli Jandarma Özel Harekât görevlisi, bağımsız çalışan gazeteci Mürsel Çoban’ı fotoğraf makinesine el koyarak, “seni yok ederiz” diye tehdit etti. Bir saat süren bekleyişin ardından heyetten HDP’li Sibel Yiğitalp ile İHD Genel Başkan Yardımcısı Raci Bilici, cenazelerin çatışmalar nedeniyle alınamayacağını söyledi. l DİYARBAKIR Gazeteciye tehdit Şırnak’ta ödürülen 12 kişi toprağa verildi. Öldürülen üç kadın siyasetçinin cenazelerini kadınlar omuzladı. gerekiyor. Çünkü bölgede şu sözleri sık sık duydum: “Polisler asla araçlarından inmiyorlar.” Evet, inmiyorlar, operasyonlar bu araçlarla yapılıyor. Kalın bir zırhla çevrili aracın içinde, tıpkı atari oynanan internet kafelerden bildiğimiz büyük bir ekran var. Ekran bölgedeki her kıpırtıya, her sese duyarlı bir bilgisayarla donatılmış. Akrep’in içinde oturan iki kişi, sadece bu ekrana bakıyor. Ekranda çocuk, kadın, yaşlı, genç fark etmez, herhangi bir hareket hemen hedef haline geliyor ve Akrep’in içinde oturan kişiye de sadece bir düğmeye basmak kalıyor. İşte bu Akrepler çocukları öldürüyor. Çünkü bir aya yakındır süren sokağa çıkma yasağını, en çok çocuklar bilemiyor. Çocuk bunlar; okulları kapatıldı, arkadaşları başka mahallelerde kaldı, onlara nasıl anlatırsın “sokağa çıkarsan ölürsün”; bu nasıl anlatılır! Onlar çıkıyorlar ve ekranda sadece hareket eden bir hedef olarak görünüyorlar. Ve bir tek cümle “hedef zayi edildi”. Dünyanın neresinde, hangi dinde ölülere ve onların acılarıyla kavrulan insanlara böyle bir kötülük yapıldı. “Yasak!” “Şimdi veremeyiz!” “Sayı tespit ediyoruz!” Adli tıpta “bütün bu bahaneler sürekli sıralanıyor ve ölü sahipleri bekliyor, ölülerini bir an önce toprağa verebilmek için. Şimdi İstanbul’dan, Ankara’dan, Gaziantep’ten, Türkiye’nin dört bir yanından gelmiş, sayıları yüzleri bulan kadınerkek Siirt girişindeyiz. Oradan Şırnak’a geleceğiz. Ama jandarma ve polis araçları yolu kesmiş. Kimseyi bırakmıyorlar. Arabalardan inip bekliyoruz. HDP milletvekilleri, belediye başkanları valiyle konuşmak için Siirt’te gitmeye karar veriyorlar. Belki cenazeleri almak için izin verilebilir. Doğrusu ben böyle bir şeyi bir filmde görsem “senaryo yazarı abartmış” derim. İnsanlar, ölülerini gömmek için çaresizce bekliyorlar ve seçilmiş milletvekilleri atanmış bir validen izin almak durumunda kalıyorlar. Milletvekilleri valiyle görüşüp geliyorlar. Siirt’ten geçip Şırnak’a gitmek isteyenKeskin nişancılar lere “hayır” dendi. Sakine Ana da (Arat) bizimle bekliBir de keskin nişancılar yor, yedi çocuğunu otuz yılvar. Keskin nişancılar, ülkedır süren çatışmalarda yitirmiz için yepyeni bir durum. Keskin nişancıları biz özellik miş. Ona bakıyorum, sanki le Amerikan filmlerinden bilir bir sabır taşı, sessizce “Dödik. Artık bizim de keskin ni nelim” diyor. “Başka bir şancılarımız var. Onları soka yoldan gidelim.” Ama o başka yol da kapağa çıkma yasağının ilk uygulandığı Silvan’a köy yolların lı. Biz sessizce yakılan ateşdan girdiğimde görmüştüm. lerle ısınmaya çalışırken ölüBir apartmanın tepesindeydi. ler gene Şırnak’ta morgda ve buzhanede bekliyor. Sadece siyah bir siluet görSalı sabahı. Haber bir müştüm, bir de uzun namlulu müjde gibi geldi. Şırnak’a silahın ucu güneş vurdukça parlıyordu. Şimdi her sokağa gidilebilecek. Üç saat için çıkma yasağı uygulanan böl yasak kalktı. Ölüler artık toprağın olabilir. gede keskin nişancılar var. Ölüler sahipsiz Van’da infaz iddiası YUSUF ZİYA CANSEVER HDP’Lİ MİLLETVEKİLLERİ: EVDE ÇATIŞMA İZİ YOK an’ın Edremit ilçesinde pazar günü bir villaya düzenlenen operasyonda PKK’li olduğu belirtilen 12 kişinin öldürülmesiyle ilgili yeni iddialar gündeme geldi. Van’da dün yapılan eylemde başından copla yaralanan ve dün taburcu olan Lezgin Botan, 12 kişinin öldürüldüğü evin girişine 3 gün önce kamera takıldığını belirterek “Ev sahibi cezaevinde durumdan haberi yok. Kamerayı polisin taktığını düşünüyoruz. Evin dışında çok fazla hasar ve kurşun izi yok. Kapılarda kurşun izi yok. Kapılar kırılarak içeri girilmiş. Camlar hasar görmemiş. Bu da bize evde bir çatışmanın yaşanmadığını, içeri gaz atılarak bunlar bayıltılmış sonrada tek tek infaz edilmiş olduğunu gösteriyor. Polislerin kendi çektikleri sonra da sosyal medya üzerinde paylaştıkları görüntülerde bunu net görebilirsiniz. O görüntülerde çatışmaya giren kişilerin yanında silah dahi bulunmuyor. Kısacası burada biliçli ve planlanmış bir infaz yaşanmıştır” dedi. HDP Milletvekili Nihat Akdoğan,12 kişinin de başlarından vurularak öldürüldüğünü belirterek bunun bir infaz olduğunu söyledi. Akdoğan, “Çatışmaymış... Yalan. O hayatını kaybeden polisi de Şırnak’tan getirmişler” diye konuştu. HDP Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan, olay yeri incelemesine savcının katılmamasının kendilerinin de kuşkularını arttırdığını belirterek “Otopsiler için Malatya’ya geldik ancak burada bize engel olundu. Otopsi sonuçlarını almak istedik ancak ne bize ne de ailelerine verildi” dedi. V CİZRE’DE BİR ASKER ŞEHİT Cizre ilŞırnak’ın çesinde sokağa mirel ve felçli annesi Mercan Demirel’e çıkma yasağı süreracı haber, sosyal hizken dün sabah Nur metler uzmanı ve sağMahallesi’nde şiddetlık görevlileri eşliğinli çatışma çıktı. Açıde verildi. 1 çocuk balan ilk ateşte 44 yabası şehit polis memuşındaki polis memuru Demirel’in, hemşiru Ayhan Demirel şeAyhan Demirel re eşi Aysel Demirel hit oldu, 1 polis ve 2asve oğlunun Ankara’da ker de yaralandı. Demirel’in, oturduğu belirtildi. Şehidin Aksaray’ın Sarıyahşi ilçesincenazesi bugün Sarıyahşi ilde yaşayan baba İbrahim Deçesinde toprağa verilecek. uhaf bir cümle kurduğumun farkındayım. Pek çok konuda “doğruda” durmak, o “doğruya” göre hareket etmek zorlaştı. Nedeni çok bilinmeyenli denklemlerin sosyal politikalar alanında, siyasette çözümünün kolay olmamasıdır. Solcuların “şöyle olursa böyle olur, öteki halde şöyle yapılır” türünden reçetelere kulak asmadıklarını, asmamaları gerektiğini biliyoruz. Öyle olsaydı işimiz kolaydı. Peki, bu karmaşanın, doğrunun çözümden fellik fellik kaçmasının sorumlusu kimdir? HHH Yine bir tuhaf cümleyle yanıt vereyim de tuhaflık tam olsun: İktidar partisidir! İktidar ne yapacağını bilemiyor; el yordamıyla rota tutturmaya çalışıyor; Kürt sorununda “çözümcü politikadan, silahlı ‘güvenlik’ politikalarına” dönmesi, bu yolla zorbalığı yaygınlaştırmaya çabalaması çaresizliğin kanıtıdır. Birikmiş bunca suçu başka nasıl kapatsınlar. Bunca kanıtlı yolsuzluğun üstünü başka türlü nasıl örtsünler. Laiklik konusunda hâlâ etkin büyük bir kitle direnciyle karşı karşıyalar; şaşkındırlar. Aptal dış politikaların ürünü Frankenstein ise her daim işbaşında; Suruç’ta, Ankara’da, Sultanahmet’te can almaya devam ediyor. İktidar, dengeleri dikkate almayan “kahramanlıkları”, masa altı diplomasisiyle itaate çevirmek istiyor; olup biteni gizlemekten başka çareleri yok. Bu da ancak gazeteciden “casus” yaratmakla olabilecek bir tuhaf iştir. HHH Bu durumla, 1930’ların Almanyası arasında benzerlikler arıyorsanız, yalnızca sonuçları kıyaslamakla yetinmelisiniz. Birinci Dünya Savaşı’nı yenik bitirmiş, ünlü Versay Anlaşması’yla ekonomik, politik, sosyal olarak yıkılmış, askeri bakımdan çökmüş bir ülkeden söz ediyoruz. Savaş sonrası süreçte iki güç kendini gösteriyordu; sosyalistler, komünistler ya da Naziler. Sola eğilimli kitlelerin Weimar Cumhuriyeti’nin iflası ile sağa, sokakta örgütlenmesini tamamlamış Hitler partisine meyletmesi hiç de şaşırtıcı değildir. HHH Ama bu kadar. Hitler rejimi, hayal kırıklığı yaşayan kitlelere “büyük güçlü devlet” projesini satarak işbaşına geldi. Türkiye’de durum farklıdır; iktidarın hayallerine alıcı çıkmıyor. Tam tersine hiç küçümsenmeyecek bir direnç söz konusudur. Öyleyse biz neden doğruda duramıyoruz? Sorunun yanıtı iktidarın gündemi dışında bir gündemin siyasete, sokağa, örgütlenmeye, eyleme yansımamış olmasıdır. Muhalefet partileri; “sosyal demokrat” CHP ile tıpkı iktidar partisi gibi çatışmayı seçen PKK’ye söz geçiremeyen HDP, politikalarını iktidar partisinin gündemine “eleştirel” bakış üzerine kurdular. Örneğin başkanlık tartışmasını ellerinin tersiyle itmek yerine oradan bir pazarlık çıkarmanın mümkün olduğunu düşünebiliyorlar. HHH Sosyalist solun en büyük sorunu ise, haddimi aşmadan söyleyeyim; nicel güç konusundaki tartışmaya fazlasıyla kendini kaptırmış olmasıdır, Bunun çaresi içe kapanmak değildir. Çare, kimliğini yitirmeden, hiçbir muhalif gücü de ihmal etmeden kurulacak stratejilere ağırlık vermektir. Tarihin hızlı akabileceğinin, bu akışa bekleyerek değil aktif eylemle katılmanın devrimci bir yasallık olduğunun arada bir unutulmasıdır. Tuhaf bir cümleyle başladığım yazıyı yine öyle tuhaf bir cümleyle bitireyim de beğenmezlerse “tuhaf yazıydı zaten aldırmayın” diyebileyim arkadaşlarıma: “Doğruda durmaya” fazla takmayın kafanızı, o gelip sizi bulacaktır. Doğruda Durmak Zor mu? T Elçi DOSYASINDA YİNE skandal CİZRE’DE BİR SİVİL DÜ DAHA ÖL Top atışları bir saniye bile durmadı İlçede bulunan HDP Milletvekili Faysal Sarayıldız, “Cudi mahallesinde Garip Mubariz adlı vatandaş öldürüldü, 4 de sivil yaralı var. Dünden (pazartesi) bu yana tank ve top atışları 1 saniye bile durmadı. Kaymakamlık ilçeye gönderilen 45 kamyon gıda yardımına izin vermiyor. Halkın büyük kısmının evinde bir lokma bile yiyecek kalmadı” dedi. Cizre’de hendeklerin bulunmadığı Şah mahallesinde oturan Veysi Elçi, dün sabah evinde çay içerken vurularak öldü. Elçi’nineski Bayındırlık ve İskan Bakanı Şerafettin Elçi’nin akrabası olduğu belirtildi. Silopi’de HDP MilCizre ilçesinde soŞırnak’ın kağa çıkma yasağı sürüyor. letvekilleri Ferhat Encü ve Aycan İrmez’in bulunduğu eve baskın ve arama yapıldı. Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde bir TOMA, 65 yaşındaki Hasan Akdoğan’a çarptı. Akdoğan’ın yaşamını yitirmesi üzerine protesto eylemi düzenleyen 500 kişilik gruba polis müdahale etti. Siirt’te 19 Ağustos’ta PKK’lilerin zırhlı araca düzenlediği ve 8 askerin şehit olduğu saldırıyla ilgili 4 köy korucusu görevden alındı. Mardin Kızıltepe’de şüpheli aracı takip eden polislere ateş açıldı. Çıkan çatışmada 4 PKK’li öldrüldü, 1’i sağ olarak yakalandı. l Yurt Haberleri Otopsiye engel 4 korucu açığa alındı iyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesine ilişkin baro bünyesinde kurulan soruşturma komisyonu, önceki gün savcılığa soruşturmanın genişletilmesi talepli bir dilekçe gönderdi. Dilekçede 30 Kasım tarihinde yapılan olay yeri incelemesi görüntülerinin izlenmesi sonucu Elçi’nin vurulduğu noktada bir adet mermi çekirdeğinin görüldüğü belirtildi. Cumhuriyet Başsavcı Vekili ve Terörle Mücadele Şube Müdürü’nün eğilerek baktığı çekirdeğin 80 numaralı delil olarak numaralandırıldığını belirten baro yetkilileri, bu çekirdeğin Elçi’nin ölümüne neden olan merminin olay yerinden alınmadığını vurguladı. Dilekçede, çekirdeğin alınmamasında ihmal veya kastı bulunan kişilere soruşturma açılması istendi. l DHA Olay yerinde delil bırakmışlar D Çay içerken öldü AİHM, DTP davasında Türkiye’yi mahkum etti İHM, DTP’nin kapatılması ve eş genel başkanları Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk’un vekilliklerinin düşürülmesiyle ilgili davada Türkiye’nin “örgütlenme özgürlüğü ve serbest seçim hakkını ihlal” ettiğine hükmetti. Bianet’in haberine göre Türkiye, Aysel Tuğluk ile Ahmet Türk’e 30 biner Avro tazminat ödeyecek. 4 PKK’li öldürüldü A C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle