22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 13 Ocak 2016 haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 4 ‘Ey aydın müsveddeleri’ Cumhurbaşkanı, barış isteyen akademisyenlere savaş açtı Akademisyenlerden yanıt ildiriye imza veren akademisyenler, Erdoğan ve YÖK’ün yaptığı açıklamaların ifade özgürlüğüne yönelik bir saldırı olduğunu dile getirdiler. Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı: Hem Cumhurbaşkanı’nın açıklaması hem de YÖK’ün inceleme başlatacağına yönelik ifadesi, ifade özgürlüğüne yönelik bir saldırıdır. ‘Hukukun gereği yerine getirilecek’ diyorlar, hukukun gereği ifade özgürlüğünü saygıyla karşılamak olmalı. Tabii bu yaklaşım, tartışma ortamlarını yok etmeye, muhalif sesleri ortadan kaldırmaya yönelik bir yaklaşım. Akademisyenler olarak farklı bir tepki beklemiyorduk. Biz sorumluluğumuzu yerine getirdik. Prof. Dr. İzzettin Önder: Birincisi eğer özgürlük ve demokrasi üzerinde konuşuyorsak bütün fikirlerin; saldırıların hedefi olmadan özgürce konuşulması lazım. İkincisi, Türkiye son 30 yılda çok kayıp vererek mücadele ettiği halde, soruna çözüm bulamadı. Bu da gösteriyor ki barış dışı yollarla insani bir çözüme ulaşmak mümkün değil. Onun için önce barış!. Sonra parlamento çatısı altında müzakere edilerek yeni anayasa yapımı çerçevesinde çözüm. Doç. Dr. Ayşe Gül Altınay: Her aşamada hedef gösteriliyoruz. Metinde Türkiye’nin ulusal hukuku, uluslararası hukuku ve insan hakları hukukunu uygulanmasına bir davet vardı. Bu nasıl bir suç unsuru olabilir. Erdoğan’ın açıklamasında metni imzalayanlardan aşağılayıcı ifadelerle bahsedilmesi, hain ilan edilmeleri, artık ifade özgürlüğünün ve bilimin sözünün sınırlarının ne kadar daraldığını gösteriyor. Prof. Dr. Gençay Gürsoy: 1402’lik olma diye bir deyim vardı bizim zamanımızda. 12 Eylül döneminde, 150 kişilik bir kadro üniversiteden sorgusuz sualsiz, mahkeme kararı olmadan, kamu görevinde çalışmamak üzere atıldı. 12 Eylül günlerine geri dönüyoruz. O zaman bu icraatın başında bugün hayatta olmayan general vardı. Bu tehditlerin devam edeceği inancındayım. Alıştık, ama imza sahipleri adına söylüyorum, bu ülkeye demokrasiyi, barışı ve özgürlükleri getirene kadar devam edeceğiz. Yrd. Doç. Erhan Keleşoğlu: Biz ifade hürriyetimizi kullandık. Akademi demek düşünceyi ifade hürriyeti demektir. Dr: Ohannes Kılıçdağı: Verilen tepki, Türkiye siyasetinin çok iyi bildiği karalama, ihanetle suçlamaya, bastırmaya, korkutmaya odaklı. YÖK’ün toplu soruşturma tehdidiyse tam darbe veya tek parti dönemlerini çağrıştıran bir durum. YÖK bildirinin, ‘teröre destek verdiğine’ karar vermiş bile çünkü mantık cumhurbaşkanının dillendirdiğiyle aynı. Devletin her yaptığına onay vermiyorsan otomatikman terörden yanasın. Ara pozisyonları yok etmeye çalışan bu mantık çatışmayı derinleştirecektir, dolayısıyla kabullenmemek gerek. ‘Bu ifade özgürlüğüne saldırıdır’ B Farklı tepki beklemiyorduk Önce barış, sonra anayasa Ankara’da Büyükelçiler Konferansı’nda konuşan Erdoğan, bildiriye imza atan akademisyenleri ‘mandacı’ ve ‘müstemlekeci (sömürgeci)’ diye niteledi. (DHA) umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Barış İçin Akademisyenler Girişimi’nin yayımladığı barış bildirisini ve akademisyenleri sert sözlerle eleştirdi. Erdoğan akademisyenler için “Kendilerine güya akademisyen unvanı yakıştıran güruh”, “aydın müsveddeleri”, “karanlıksınız, karanlık” ifadelerini kullandı. Bildiride “devletin katliam yaptığından” bahsedildiğini dile getiren Erdoğan, “Devletin ekmeğini yiyip de bu devlete düşmanlık eden herkes hiç vakit kaybedilmeksizin en kısa sürede hak ettiği cezaya çarptırılmalıdır” talimatını da verdi. Erdoğan, dün Büyükelçiler Konferansı için Ankara’da bulunan büyükelçilere seslendi. Dünyanın 89 farklı üniversitesinde çalışan 1128 akademisyen ve araştırmacı ile 400 uluslararası destekçinin, “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildirisini sert sözlerle eleştiren Erdoğan, “Kendilerine güya akademisyen ve araştırmacı unvanı yakıştırmış bir güruh çıkıyor, terör örgütünün eylemlerine karşı vatandaşlarını ve topraklarını savunan devletimize dil uzatıyor. Neymiş efendim, hak ve özgürlükler ihlal ediliyor C YÖK, TALİMATI ‘ANINDA’ ALDI rdoğan’ın sözlerinin ardından, YÖK’ten açıklama geldi. Bildiri ile ilgili olarak YÖK Genel Kurulu’nun önceki gün toplandığının bildirildiği açıklamada, “Bir grup akademisyen tarafından yayımlanan devletimizin, Güneydoğu’da sürmekte olan teröre karşı mücadelesini ‘katliam ve kıyım’ olarak niteleyen bildiri, tüm akademi camiasını zan altında bırakmaktadır. Teröre destek veren kişinin mesle E ği ve statüsü hiçbir demokratik ülkede kişiye imtiyaz sağlamaz, teröre destekçiliği hiçbir şekilde hafife alınamaz. Teröre destek veren bu bildiri, akademik özgürlük ile bağdaştırılamaz. Vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak devletin en temel görevidir. Bu bildiri ile ilgili olarak hukuk çerçevesinde gereği yapılacaktır. Rektörlerimiz ve Üniversitelerarası Kurul ile bu konuyu görüşmek üzere toplanacağız” denildi. YÖK Başkanı Saraç ise gelecek hafta, YÖK’te Doğu ve Güneydoğu’daki üniversitelerin rektörleri ile toplantı yapılacağını duyurdu. Saraç’ın toplantıya İçişleri Bakanı Ala’nın da katılacağını bildirmesi dikkat çekti. Toplantıda, YÖK’ün doğrudan akademisyenlerle ilgili soruşturma açma yetkisi olmadığı için bölge üniversitelerinin rektörlerinden hukuki girişimde bulunmaları talebinin iletileceği belirtildi. Sınırlarımız daraldı YÖK’ten jet açıklama muş. Evet, terör örgütünün eylemleri yüzünden bölgede yaşayan milyonlarca vatandaşımızın hak ve özgürlükleri ihlal ediliyor. Ama bu ihlali yapan devlet değil terör örgütünün ta kendisidir. Sadece bununla da kalmıyor, gelişmeleri takip etmek üzere yabancıları ülkemize davet ediyorlar” ifadelerini kullandı. Erdoğan, akademisyenleri “müstemleke zihniyeti”ne sahip olmakla eleştirdi. Erdoğan, “Bunun adı mandacılıktır. Türkiye bu zihniyetin ihanetiyle yüzyıl önce de karşılaştı” dedi. Çoğunun maaşlarını devletten aldığını, cebinde devletin kimliğini, pasaportu nu taşıdığını, ülke ortalamasının oldukça üzerinde bir refah seviyesine sahip olduklarını söyleyen Erdoğan, “Sözde aydınların ihanetiyle karşı karşıyayız” diye konuştu. Erdoğan, “Ey aydın müsveddeleri, siz karanlıksınız, karanlık. Aydın filan değilsiniz. Sizler ne Güneydoğu’yu, ne Doğu’yu, buraların adresini bilemeyecek kadar karanlıksınız ve cahilsiniz” dedi. Erdoğan, bildiriye imza atan yabancı akademisyenleri de bölgeye davet etti ve “gerçekleri bu akademisyen sıfatlı, beşinci kol elemanları aracılığıyla değil kendi gözleriyle görsün” ifadesini kullandı. l ANKARA/Cumhuriyet ‘KARŞI BİLDİRİ’DE HAKARET Polis ve askerin yanındayız! T 12 Eylül günlerine dönüş ‘Bizim tradisyonumuz irfan geleneği’ nı benimsiyor olursak olalım aslında her DUYGU GÜVENÇ birimiz içine doğduğumuz toplumun traüyükelçiler Konferansı’na konuşdisyonundan çıkamayız. Mihri Belli’nin macı olarak katılan Başbakan Yarçok güzel bir anlatımı var. Mihri Belli dımcısı Numan Kurtulmuş, diplomatlara ateist olduğunu söyleyen biri. Evine mü“irfan felsefesi” dersi verdi. lakata gelen bir kişinin, ‘Ayakkabımı çıKonferansın ikinci gününe konuşkarayım mı?’ diye sorması üzerine ‘Tamacı olarak katılan Kurtulbii çıkaracaksın, Müslüman evine gimuş, geleneklere bağlılığı ateriyorsun’ demiştir. Kendisi ateist olan ist olduğu bilinen sosyalist yave böyle bir toplumun içinde doğduğu zar Mihri Belli örneğiyle anlatiçin aslında İslami tradisyona da satı: “Siyasi kanaatimiz ne olurhip olduğunu bu cevabıyla ortaya kosa olsun, dünya görüşümüz ne yuyor.” Kurtulmuş “tradisyon” ile İnolursa olsun, hangi hayat tarzıKurtulmuş gilizce “tradition”ı kastederken bu KURTULMUŞ’TAN Mihri Belli ile ayakkabı çıkarma dersi! B nun “gelenek” demek olduğunu da söyledi. ‘Yumuşak güç yetmez!’ Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ise “Ortadoğu’da son dönemde yaşananlar ikisine de (yumuşak ve sert güç) ne kadar ihtiyaç olduğunu ortaya koydu” derken sadece askeri veya siyasi güç ile uzun vadede kalıcı etkiler yapılamayacağını söyledi. Akdoğan, “Soft power gereklidir. Ama yaşanan krizlerde hepsinin bir arada olması gerektiği daha iyi görüldü” diye konuştu. l ANKARA ürkiye İçin Akademisyenler isimli bir grup akademisyen de yapılan operasyonları desteklediklerini belirterek, karşı bir bildiri yayımladı. Yapılan açıklamada, ‘Barış için akademisyenler’ grubu için ‘sözde akademisyenler’ve ‘iftiralar atan ve kendini akademisyen olarak niteleyen bir güruh’, ‘alçak’ ifadeleri kullanıldı. Operasyonlara destek verilen metinde, “Bu kasıtlı ve akademik çehreli cahilane bildiriye reddiye olmak üzere ve Türk milletinin gerçek duygu ve düşüncelerini temsil ve ifade arzusuyla hazırladığımız bu bildiriye imza atan bizler, bilinsin istiyoruz ki şu anda Sur’da, Silvan’da, Nusaybin’de, Cizre’de, Silopi’de ve daha pek çok yerde yapılan operasyonlara destek veriyoruz. Milletimizin huzuru için orada dikkat, samimiyet ve cesaretle çarpışan ve bu uğurda kendi çocuklarını yetim bırakan polis ve askerlerimizin sonuna kadar yanında olduğumuzu açıkça ifade ediyoruz” denildi. İfade hürriyetini kullandık YÖK karar vermiş bile Sultanahmet saldırısından hemen sonra haberlere yayın yasağı getirildi. Türkiye, bu konuda elinde bulundurduğu rekoru geliştirmiş oldu. Yabancı dil bilenler olayın ayrıntılarını dünya basınından takip etti. Sultanahmet saldırısı bütün dünyada 1. sıra TT oldu. 3 etiketle, 38 ülkenin yerel gündeminde 1. sırada yer aldı. #Sultanahmet Burhan Kuzu’nun 7 Haziran seçimleri sonrasında attığı tweet yeniden TT oldu Diyanet’in babakız fetvasına dünya basını geniş yer verdi Saldırganla ilgili ilk açıklama Cumhurbaşkanı’ndan geldi. Bu açıklamayı neden Cumhurbaşkanı’nın yaptığı anlaşılamadı... C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle