23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 6 Ağustos 2015 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 4 ürkKürt ilişkileri denklemi, görüldüğünden, sanıldığından çok daha karışık, karmaşık bir denklemdir! HHH Ana değişkenler olan Türk tarafı da, Kürt tarafı da, acaba tek vücut, tek örgüt, tek ses, tek nefes midir; tutarlı mıdır, güvenilir midir?.. Ya öteki değişkenler: ABD, AB ve komşular, Suriye, Irak, İran, Kuzey Irak, IŞİD, YPG, vs. neyin nesidir? HHH Türk tarafı: Ne tek ses, ne tek nefes, ne tutarlı, ne de güvenilirdir! Kürtlerle ilişkileri, şu anda anayasaya göre tarafsız, yetkisiz Cumhurbaşkanı Erdoğan ve seçimlerde çoğunluğu yitirdiği için istifa etmiş olan Davutoğlu hükümeti yürütüyor... Ana muhalefet CHP, sorunun şeffaf müzakerelerle TBMM’de çözülmesinden yana. T ‘Kendine gel milli irade!’ iyasal iktidarın kaynağını, gökyüzünden yeryüzüne indiren “milli irade”, insanlık tarihinin önemli aşamalarından birini oluşturmuş çok önemli olduğu kadar biraz da dikkatle hatta sakınımla yaklaşılması gereken bir kavramdır. İktidarın meşruiyetini hükümdara sunulmuş tanrısal bir lütuf olmaktan çıkarıp halkın iradesine bağlamak, insanlığın kurtuluşu ve demokrasi yolunda önemli bir kazanımdır. Fransız Devrimi’nde yıldız, Etats Generaux’nun dağılması için haber gönderen Kral XVI. Louis’nin ulaklarına Mirabeau’nun şu yanıtı verdiği an parlamıştır: Gidiniz efendinize söyleyiniz, biz buraya milletin iradesiyle geldik. Ancak onunla gideriz. Ancak, Romalıların, Aydın Boysan’ın sıkça kullandığı şu ünlü sözünü de unutmamak gerek: “Doses fixit venenus” (miktar zehri oluşturur). Gerçekten de her şeyin olduğu gibi, milli irade kavramının da abartılması, onu abı hayat olmaktan çıkarıp zehir haline sokar. Milli irade olmadan demokrasi olmaz ama milli iradenin demokrasinin tek ölçütü olduğunu söylemek yanlıştır. HHH Milli irade demokrasinin zorunlu şartıdır, yeterli şartı değil. Milli irade kavramını yücelten, Rousseau zamanında “demokrasi milli iradenin her şeye kadir olduğu rejimdir” demek yanlış değildi. Ama, artık çağdaş demokrasi “milli iradenin bile her şeye kadir olmadığı, dokunamayacağı temel hak ve özgürlüklerin bulunduğu, bir deyişle milli iradenin gücünün bile sınırlandığı” bir rejimdir. Ve bu sınırlamalara uyulmasını sağlamak için dengeler ve denetimler sistemleri oluşturulmuştur. Gel de bu gerçeği Tayyip Bey’e anlat! Mümkün değil! Rousseau’nun çoğunlukçu rejminde kalmış olan Tayyip Bey için sandıktan çoğunluğa sahip olarak çıkmak yeter. Bir kez sandıktan yeterli çoğunluğa sahip çıkınca, artık her şeyi yapmak ve hiçbir sınır tanımamak mubahtır. HHH Tayyip Bey için demokrasinin tek ölçütü vardır: Sandık, yani milletin iradesi! Bir kez onu sağlayıp sandıktan çıktın mı, her şeyi her kurumu, her ilkeyi, her değeri dilediğince çiğneyebilirsin. Tayyip Bey’in demokrasinin hiçbir kurumuna ve ilkesine saygısı yoktur, sandık hariç. Daha doğrusu şimdiye kadar, biz öyle olduğunu sanıyorduk. Çünkü 13 yıl boyunca; sandık hep Tayyip Bey’in yüzüne gülüyordu. Ama ne zaman sandık Tayyip Bey’e istediği çoğunluğu vermedi, o zaman o da milli iradenin yani sandığın isteğini de ayaklar altına aldı ve buyurdu: Milli irade ayağını denk alsın, gitsin kendini düzeltsin, yeniden önüme gelsin! Koalisyon isteyen milli iradeye karşılık, işine gelmeyen sonuçları tanımayıp yeniden oylama istemenin başka bir anlamı olabilir mi? Tayyip Bey’in bir tek demokratik dokunulmazı var, o da sandık sanıyorduk, meğerse yanılmışız, onun tek kutsalı kendisiymiş. Bugüne kadar “ben sandıktan çıktım!” diyen Tayyip Bey, şimdi kendisine sandık mesajı hatırlatıldığında, hemen şu yanıtı veriyor: Ben sandığa sandık demem /sandık istediğim sonucu vermeyince. Galiba Emre Kongar Hoca haklı. Bu seçilmese de gitmeyecek. Türkler, Kürtler ve TBMM S MHP ise müzakerelere de, Kürtlerin siyasal temsiline de karşı. Türk tarafının bugünkü yetkisiz temsilcileri, geçmişte, müzakere yaparken, “konuştuğumuzu iddia edenler şerefsizdir” diyecek kadar “dürüstler.”(!) Birlikte okunan mutabakat metnini anında reddedecek kadar “güvenilirler.”(!) Ve hemen hemen her seçim öncesi politikalarını milliyetçilik çizgisinde değiştirecek kadar “tutarlılar.”(!) HHH Kürt tarafı: Ne tek ses, ne tek nefes, ne tutarlı, ne de güvenilirdir! Lider görünen Öcalan ha piste: Değişik zamanlarda, din, milliyet, demokrasi, özerklik, silahlı mücadele gibi konularda farklı tutum ve davranışlar, söylemler geliştirmiş, değişik bildiriler yayımlamış. Silahlı mücadelenin temsilcisi olan PKK liderleri silah bırakmaya da, yurtdışına çıkmaya da hiç de niyetli değiller; şu anda terörü tırmandırıyorlar. Kürtlerin siyasal temsilcisi olan HDP, barışçı ve demokratik bir söylemle Meclis’e Türkçü MHP kadar güçlü girmiş; Erdoğan’ın “Barış sürecini” reddetmesinden sonra yeniden tırmanan terör olayların da PKK ile ters düşen bir konuma kaymış, ama henüz nerde, nasıl konumlanacağı tam belli değil. Kuzey Irak’ta Barzani ile Suriye’de YPG, sadece dışarda değil, sınırlarımızın içinde de Kürtler üzerinde de etkili. HHH ABD’nin, İran’ın, Suriye’nin, Irak’ın, YPG’nin, IŞİD’in, Barzani’nin, hem birbirlerine hem de Türkiye’ye karşı tutum ve davranışları tam belli değil. Türkiye’nin, Esad, IŞİD ve YPG konularındaki yanlış dış politika tercihlerinden dolayı Kürtler, Ortadoğu’da önemli bir silahlı güç, ABD’nin güvenilir bir müttefiki olarak ortaya çıktılar ve kendilerini kanıtladılar... Üstelik ABD, İran’la yakınlaştı: Bu gelişmeler üzerine, AKP’nin seçim kaybetmesinden dolayı “Barış sürecini” bitirmiş olan iktidar da, marjinal değişikliklere giderek, İncirlik Üssü’nü ABD’ye açtı ve karşılığında Kürtleri vurmaya başladı; Kuzey Irak petrolüne, Irak merkezi hükümetine rağmen yeniden yol vererek Barzani’yi de yanına çekti... Ve AKP bütün bu son adımları, seçimlerde yitirdiği iktidarı yeniden ele geçirmek için, savaşı bile göze alan, umutsuz bir hamle ile attı! HHH Bu ilişkiler ve Barış süreci gizli yürütülüyor, kamuoyunun pek çok olay ve temastan haberi yok. “Barış süreci” de bütün öteki ilişkiler de, “şeffaf” olarak TBMM’de yürütülmelidir: Hani şu AKP’nin, yetkisiz Cumhurbaşkanı ve istifa etmiş hükümet gücü ile, çalıştırmadığı TBMM’de! H Barış için temaslar B S K DP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ’ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmesi, “tıkandı” denilen çözüm sürecini yeniden canlandıracak sürpriz bir gelişmeye neden oldu. Kılıçdaroğlu görüşmesinin ardından HDP heyeti ile devlet arasında bir anda ilk temas sağlandı. Bunun üzerine Demirtaş, PKK ve KCK’nin yeErdem niden çatışmasızlık ilan etGül mesi amacıyla girişimlere başladı. Devlet ile HDP arasındaki ilk diyalog, dün HDP Eş Genel Başkanlarının gazete ve televizyonların temsilcileriyle yapacağı toplantıyı son anda ertelemesiyle ortaya çıktı. Toplantıya çok kısa bir süre kala HDP’den “Bu sabah planladığımız kahvaltıyı, Sayın Selahattin Demirtaş’ın programındaki acil bir değişiklik nedeniyle maalesef yakın bir geleceğe ertelemek durumunda HDPCHP görüşmesinin ardından çatışmasızlığı başlatacak temaslar gerçekleşti DP’li Baluken ve Önder, u görüşmenin ardından Bailahların susup, “işlerin ulislerde, “HDP’lilerin önceki gece Kamu Düzeluken ve Önder, geceyarısı yolunda gitmesi duruKılıçdaroğlu ile görüşni ve Güvenliği Müsteşarlığı Demirtaş’la görüştü. Demirtaş munda” İmralı ile görüşme mesi bile AKP’yi telaşa itmeyetkilileri ile bir araya geldi. ani bir kararla Brüksel’e gitti. ler başlayabilir. ye yetti” yorumu yapılıyor. H D HDP’den CHP’ye çok kapsamlı işbirliği önerisi yor. Devletin HDP’lilerle görüşmesinin Kılıçdaroğlu görüşmesinden 5 saat sonra gerçekleştiğine dikkat çekiliyor. Kulislerde, “HDP’lilerin Kılıçdaroğlu ile görüşmesi bile AKP’yi telaşa itmeye yetti” yorumu yapılıyor. HDP’lilerin, “HDP ile CHP arasında çözüm sürecini de aşan ve çok kapsamlı işbirliklerini de içeren ortaklıklar” önerisi yaptıkları kulislerde konuşuluyor. evletin HDP’lilerle uzun bir aradan sonra sürpriz bir şekilde başlatttığı diyalogla, aynı gün HDP eşbaşkanlarının Kılıçdaroğlu ile yaptıkları görüşme arasında bağlantı kurulu yız” mesajı iletildi. Programdaki bu ani değişiklik araştırılınca Demirtaş’ın Brüksel’e gittiği ortaya çıktı. Demirtaş’ın Brüksel’e gitmesinin perde arkasında HDP ile devlet arasında uzun bir aradan sonra sağlanan ilk temasın yattığı ortaya çıktı. HDP’lilerle devlet adına diyaloğu önceki gece Abdullah Öcalan ile İmralı’daki görüşmeleri yürüten Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı kurdu. Gece geç saatlerde HDP’nin İmralı heyetinde yer alan İdris Baluken ve Sırrı Süreyya Önder ile müsteşarlığın üst düzey yetkilileri ile bir araya geldi. 1 saat süren görüşme, Türkiye’ye girişine izin verilmeyen 13 YPG ve HPG’linin cenazeleriyle ilgili kri Öcalan’la görüşüyoruz zi çözmek üzere planlandı. Ancak görüşmede, sürpriz bir şekilde çözüm süreci de ele alındı. HDP’lilere Öcalan hakkında, “Sağlığı iyi. Devlet adına görevli heyetlerin Öcalan ile görüşmeleri de sürüyor” bilgisi iletildi. Görüşmede karşılıklı olarak, “Çatışmasızlık halinin yeniden hayata geçirilebilmesi durumunda” olumlu gelişmeler olabileceği değerlendirmesi yapıldı. Demirtaş ve HDP sözcülerinin bir süredir silahların susması için yaptığı açıklamalar olumlu bulunurken, bunun daha da ötesine geçecek somut adımlar gerektiği konusunda görüş birliğine varıldı. “İşlerin yolunda gitmesi durumunda” İmralı ile görüşmelerin yeniden sağlanabileceği umudu da vurgulandı. İmralı ile görüşmelerin başlaması duru munda İmralı heyetindeki isimlerin değişmesinin de gündemde olduğu belirtiliyor. HDP heyeti, bu görüşmenin ardından geceyarısı acil olarak Demirtaş’la bir araya geldi. Demirtaş’a görüşmelerle ilgili bilgi verildi. Çatışmasızlığın sağlanması halinde süreçte eski duruma dönülmesi umudu üzerinden Demirtaş’ın girişimlerde bulunması karara bağlandı. Dün sabah saatlerinde Brüksel’e giden Demirtaş, burada PKK ve KCK ile çatışmasızlığın yeniden sağlanması için görüşmelerde bulunmayı planlıyor. Demirtaş’ın ayrıca yine çözüm sürecinin güvenceye alınması için AB ve AP yetkilileriyle de temaslar gerçekleştirmesi bekleniyor. l ANKARA Demirtaş Brüksel’de DP’lilerin Kamu Düzeni ve Müsteşarlığı ile yaptıkları görüşmenin henüz “Siyasi değil devlet düzeyinde bir diyalog” olduğunun altı da çiziliyor. Henüz AKP ile bir temas olmadığı belirtiliyor. Devlet adına kurulan diyaloğun, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başını çektiği çözüm sürecine karşı olumsuz çizgiden” değil, “Davutoğlu’nun yönlendirmek istediği siyasi çözüm yanlılarından” gelen mesaj olduğu da vurgulanıyor. H Erdoğan değil Davutoğlu Farklı isim Dervişoğlu Ç YPG’lilerin cenazeleri toprağa veriliyor IŞİD’e karşı savaşırken ölen biri Alman 13 YPG’linin cenazesi, günlerce sınırda bekletildikten sonra önceki gece Türkiye’ye getirildi. YPG’lilerden Mumin Kasap ile Ferit Öner dün Diyarbakır’da düzenlenen törenin ardından toprağa verildi. özüm sürecinin organizasyonu ve İmralı’dan sorumlu kuruluş olarak oluşturulan Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı, bu kritik görevi nedeniyle patronu sürekli değiştirilen bir kuruluş oldu. İmralı konusunda devlet adına daha etkili hale getirilmesinin ardından geçtiğimiz 21 Eylül tarihinde müsteşarlığa Muhammed Dervişoğlu getirildi. MİT Müsteşar Yardımcılığı görevinden müsteşarlığa getirilen Dervişoğlu’nun mesai tarzına ilişkin “olaylara siyasi değil devlet işi olarak bakar” tanımı yapılıyor. Dervişoğlu ayrıca hakkında “gerçeğe aykırı mal bildirimi” ve “haksız mal edinme” suçlamasıyla açılan dava ile gündeme gelmişti. Yüksekdağ hakkında fezleke hazırlandı HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın “Biz sırtımızı Rojava’ya, Kobani’ye, IŞİD vahşetine karşı direnen halklara, insanlık mücadelesi yürüten YPG YPJ’ye dayıyoruz” sözleriyle ilgili soruşturma başlatan Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı, hazırladığı fezlekeyi Adalet Bakanlığı’na gönderdi. Savcılık, “Terör örgütünün propagandasını yaptığı” iddiasıyla Yüksekdağ’ın dokunulmazlığının kaldırılmasını istedi. l Yurt Haberleri Cenaze krizi nasıl çözüldü? HDP’liler sorunun çözümü için Diyanet İşleri Başkanı Görmez’le de bir araya geldi. Diyanet ‘İslamda böyle bir uygulama yok’ diye görüş bildirdi. Daha sonra cenazeler teslim edildi uruç katliamının ardından başlayan çatışma sürecinde hayatını kaybeden 13 YPG’linin cenazelerinin Türkiye’ye sokulmamasıyla 10 günü aşkın süredir yaşanan krizin çözümü için bir dizi temasta bulunan HDP’liler Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile de görüşerek devreye girmesini istedi. YPG’lilerin cenazeleri ailelerine teslim edilmemesi üzerine aralarında Demokratik İslam Kongresi üyelerinin bulunduğu HDP heyeti 2 Ağustos’ta Gör Sendika ve meslek örgütlerinden barış çağrısı S DİSK, KESK, TMMOB ve TTB ortak barış çağrısı yaptı. Savaş politikalarına son verilmesini ve barış için adım atılmasını isteyen emek ve meslek örgütleri Meclis’e acilen toplanma çağrısı yaptı. Elektrik Mühendisleri Odası da yaptığı yazılı açıklamada ‘AKP can kayıplarıyla iktidar hesabı yapıyor. Barış için silahlar sussun’ ifadeleri kullanıldı. l Haber Merkezi mez ile biraraya geldi. Edinilen bilgiye göre, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda yapılan görüşmede cenazelerin sınırda bekletilerek ailelere teslim edilmemesinin hiçbir İslami uygulamayla bağdaşmadığı, bu durumun başta hayatını kaybedenlerin aileleri olmak üzere bölgede tepkiyle karşılandığı ifade edildi. Görüşmeye katılan Diyanet yetkililerinin de İslam tarihi boyunca cenazalerin teslim edilmemesi ve bekletilmesi gibi hiçbir uygulama olmadığı görüşünü ileterek konunun çözülmesi için gerekli girişimlerin yapılacağını ifade ettiği öğrenildi. HDP heyetinin Diyanet’te gerçekleştirdiği görüşmenin ardından önceki akşam cenazeler ailere teslim edilmesi Görmez’in devreye girerek bu konuda yaşanan krizi çözdüğü yorumlarına neden oldu. Cenazelerin defin törenleri sırasında herhangi bir provokasyon yaşanmaması konusunda ailelerden duyarlı olmaları istendiği belirtildi. l MAHMUT LICALI / ANKARA ngiliz Financial Times gazetesine röportaj veren HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “PKK’nin misilleme taktiklerini kirli olarak nitelediği” yönündeki haberlere HDP’den yalanlama geldi. Haberde Demirtaş’ın “PKK’nin misilleme taktiklerini ‘kirli’ olarak nitelendiriyor” dediği belirtiliyordu. HDP’den yapılan açıklamada “Sözleri hatalı aktaran gazeteciden düzeltme talep edilmiştir” denildi. HDP’nin açıklaması üzerine gazete bu kısmı “Demirtaş, bunu PKK’nın üstlendiği cinayetleri kınayarak reddediyor. Ayrıca Şanlıurfa’da geçen ay iki polisin öldürülmesini de ‘kirli bir provokasyon kokuyor’ diye tarif ediyor” diye değiştirdi. İ HDP uyardı FT düzeltti C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle