17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 20 Agustos 2015 haber EDİTÖR: CAN DOKER TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 4 KILIÇDAROĞLU’NA KAPIYI KAPATTI, BAHÇELİ VE HDP’Yİ ELEŞTİRDİ Başbakan gibi ‘Beştepe’nin adresini bilmeyenlerle vakit geçirecek zamanımız yok’ diyen Erdoğan, TBMM Başkanı’nı kabul edip seçim sürecini başlattı Yolsuzluğun İthali 2015 raporu: Yolsuzlukla mücadelede adım atılmadı Hükümetin kapattığı 1725 Aralık yolsuzluk dosyaları Türkiye’nin önüne çıkmaya devam ediyor. Türkiye’nin yabancı kamu görevlilerine rüşveti DUYGU önleme çabalarında da 17 GÜVENÇ 25 Aralık ile beraber polis, yargı ve medyaya uygulanan baskı kendini gösterdi. Raporda 2014 sonrası için yolsuzlukla mücadele planı stratejisi bulunmadığına da işaret edildi. Türkiye, G20 ve OECD üyesi olarak taahhütleri arasında bulunan ve 11 yıl önce imzaladığı Uluslararası Ticari İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Rüşvet Verilmesinin Önlenmesi Sözleşmesi’ne dair tek bir kişiyi mahkum etmedi. Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün bugün 11’ncisini açıklayacağı “Yolsuzluğun İthali” raporuna göre, Türkiye OECD ülkeleri arasında yine “az veya hiç uygulama kaydedilmeyen” ülkeler arasında yer aldı. Sözleşmenin yükümlülüklerini yerine getirmede ülkelerin attığı adımları inceleyen örgüt, raporun Türkiye bölümüne hükümetten en üst düzeyde kişilerin yer aldığı 1725 Aralık yolsuzluk soruşturmalarının hükümet tarafından kısıtlanması ve kapatılması için büyük çaba harcandığına işaret ederek başladı. Bugün yayınlanacak olan raporda hükümetin 1725 Aralık’ta araştırmayı yapan polis görevlilerini tutukladığı veya gözaltına aldığı, medyayı susturduğu ve medyanın bu konularda yazmasını önlediğine işaret edildi. Polisin gücünü sınırlayan hükümetin, HSYK üzerindeki yürütme gücünü artırdığına da işaret edilen raporda, “Bu değişiklikler Türk yargısının bağımsızlığı konusunda ciddi soru işaretleri doğruyor” denildi. Yolsuzluk soruşturmasının takipsizlikle sonuçlandığı ve bu süreçte yargı bağımsızlığı ile ifade özgürlüğünün de, sözleşmenin uygulanmasını önlediğine işaret edilen raporda Türkiye’nin taahhütlerini yerine getirmediğine işaret edildi. Raporda, 20102014 için hazırlanan Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Eylem Planı’nın sonuçları hakkında da “Parlamentoya ve sivil topluma hiç bilgi verilmedi” denildi. OECD üyesi olarak Türkiye’nin rüşvetle mücadele yükümlülüklerinin anımsatıldığı raporda, yolsuzluğa karşı mücadele için sivil topluma geçit verilmediğine de işaret edildi. Raporda ayrıca, hükümetin 2014 sonrası için yolsuzlukla mücadele stratejik planına dair kamuya açıklanmış bilgi bulunmadığı belirtildi. 100’den fazla ülkede temsilciliği bulunan Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün bu yıl 11.sini yayımladığı Yolsuzluğun İthali 2015 Raporu’na göre, OECD Uluslararası Ticari İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Rüşvet Verilmesinin Önlenmesi Sözleşmesi’ni imzalayan 41 ülkenin 22’si, Sözleşme’nin sınırötesi rüşvetle mücadele etme yükümlülüğünü ihlal ederek, son dört yıl içerisinde yabancı kamu görevlilerine rüşvet ile ilgili hiçbir kovuşturma veya inceleme yapmadı. Rapor, 41 ülkeden sadece 4’ünün (Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, İsviçre) Sözleşme’yi aktif bir şekilde uyguladığı, sözleşme kapsamında soruşturma yürüttüğünü, yargılama yaptığını da ortaya çıkarttı. Sözleşme’nin uygulaması bakımından 6 ülke ‘orta seviyede’, 9 ülke ‘sınırlı’ olarak değerlendirildi. lANKARA ‘Camiler elden gidiyor’ umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda bir araya geldiği İl Müftülerine, müslümanların yaşadığı coğrafyalarda yaşananlardan bahsederek, “müslümanların birbirlerini öldürdüğünü” söyledi. umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun koalisyon kuramaması ve görevi iade etmesinin ardından seçim sürecini başlattı. Erdoğan, “Beştepe’nin adresini bilmeyenlerle vakit geçirecek zamanımız yok” diyerek CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na hükümeti kurma görevi vermeyeceğini dile getirdi. Erdoğan,“Ver Bilal’i al iktidarı” diyen MHP lideri Devlet Bahçeli’ye “Ama evladı olmayanların böyle bir saygısızlığı yapmasından daha doğal bir şey olmaz. Çünkü aile nedir bilmez” yanıtını verdi. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Erzincan, Hakkâri, Iğdır, Malatya, Muş, Tunceli, Batman, Şanlıurfa, Ankara ve Erzurum’dan gelen muhtarlara hitap etti, seçim sürecini başlattığını ilan etti. PKK’nin Türkiye’yi bölmek istediğini belirten Erdoğan, “Şimdi en ücra köşedeki benim Kürt kardeşim, evladını oradaki üniversiteye gönderebiliyor. Bunlar o üniversiteleri bile yakmanın gayreti içindeler. Okulları, hastanelerimizi yakanlar bunlar, camilerimizi yakanlar yıkanlar bunlar” diye konuştu. Kendilerinin dağdan değil haktan ve halktan emir aldıklarını belirten Erdoğan, yurttaşları da ya PKK ya da devletin yanında yer almak için tercihlerini yapmaya çağırdı. Erdoğan, HDP’yi de isim vermeden suçladı. Erdoğan, “Aldıkları oyları teröre alan açmak için kullananlar, bunun hesabını millete de adalete de vere C Cumhuriyet’e eleştiri yazarlara HAKARET rdoğan, konuşmasında geçen haftaki muhtarlar buluşmasında, muhtarlardan güvenlik bilgileri vermelerini isteyen sözlerinin gazetemizde eleştirilmesine kızan Erdoğan şöyle konuştu: “Malum bir gazete, ismini de rahatlıkla veriyorum Cumhuriyet Gazetesi, halkı şikâyet etti diyor. Söylüyorum, muhtar kendi mahallesinde, köyünde hangi evde kim oturuyor? Bunu bilmeyecek mi? Bilmez mi? Bilecek. Bu terörist midir, değil midir? Bunu bilmez mi? Bilir. Ha bunu oradaki en yakın güvenlik gücüne, karakoluna her yerine bildirecek. Çünkü muhtarın bu noktada atacağı adım devleti güçlü kılacaktır.” Erdoğan gazeteciler ve köşe yazarlarına yönelik sert tutuceklerdir. Örgüte değil devlete silah susturma çağrısı yapanlar da apaçık bir gaflet ve hıyanet içindedir” diye konuştu. Türkiye’nin yeni hükümetine kavuşamadığını, çözümü yine milletin iradesinde aramak durumunda olduklarını belirten Erdoğan, “Bu süreci yürütüyorum. Türkiye’nin önünde hükümet kurma sorunu var. Bununla birlikte ciddi bir terör sorunu var. Ama bir kesim, tüm bunları bırakarak gece gündüz şahsımı tartışıyor. Başbakan kendilerini ziyaret etti, dolaştı. Kendi başarısızlıklarının, hayal kırıklıklarının faturasını şahsıma keserek sorumluluklarını unutturmaya çalışanlar beyhude uğ E munu da sürdürdü. Erdoğan, “Bu ihanete destek olan sözde aydın güruhu, köşe yazarları, yaşanan her ölümün, dökülen her gözyaşının sorumluluğuna ortaktır. Bunlar ihanet içindedir. O köşe yazarlarına söylüyorum. Sizin kariyeriniz, sizin kalemlerinizden akan mürekkep kandır” dedi. Bazı aydınlar ve yazarlar için “Kan döken, can alan, silahları kullanan teröristlere sırtlarını dayadıklarını söyleyenler ve onları destekleyenler bu duruşlarıyla ekmeğini yedikleri, suyunu içtikleri bu vatanın sırtına hançer saplamanın peşindeler” ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları söyledi: “Bunlar ihanet içindedir. Ekmeğinin peşinde ve görevinin başında olan insan ‘Belhüm adal’ ları hunharca öldüren teröristlere tek çift söz söylemeyip, bu teröristleri etkisiz hale getiren güvenlik güçlerine saldıranların yeri, alçaklık çukurunun en dibidir. Vatan ve millet aidiyeti olmayan bu köksüz, ahlaksız, vicdansız güruh sanmasın ki yaptıkları yanlarına kar kalacak. Milletin, masum insanların ölümünü dahi kendi sapkın ideolojileri için kullanmaktan geri durmayan bu ‘belhüm adal’ güruhuna hak ettiği dersi mutlaka verecektir.” Erdoğan’ın burada aydınlar ve yazarlar için kullandığı “belhüm adal” ifadesi Kuranı Kerim’de Araf suresinde geçiyor. Anlamının ise “hayvanlardan da aşağı olan insan” olduğu belirtiliyor. haktan aldık” diye konuştu. Erdoğan, hükümet kurma görevini Kılıçdaroğlu’na vermeyeceğinin işaretini de verdi. Erdoğan, “E zaten Beştepe’nin adresini bilmeyenlerle de bizim vakit geçirecek bir zamanımız yok. İşte tekrar seçimlere doğru hızla gidiyoruz. Zırvalarını tekrarlamaktan başka iş üretemeyenler, dertlerini millete anlatacaklardır. Sonra çıkıp cumhurbaşkanı hükümet kurmayı engelliyor diyorlar. Siz geldiniz de cumhurbaşkanı sizi kapıdan mı kovdu? Siz el sıkıştınız da cumhurbaşkanı elinize mi vurdu?” dedi. lANKARA / Cumhuriyet ‘Kapatılmasına çalışıldı’ Araf suresinden Kaleminiz kanlı C ‘Yakıp yıkıyorlar’ Sert oluyorum llah sevgisine sahip insanların müslümanlara “zulmetmemesi” gerektiğini vurgulayan Erdoğan, “Zaman zaman ben de sert olabiliyorum ama ciğerler yanınca o raddeye getiriyorlar” dedi. A Doğu ve Güneydoğu bölgesinde görev yapan müftülerin “çok önemli” sorumlulukları olduğunu belirten Erdoğan, “İslamın halkımıza tam manasıyla anlatılması lazım. Sadece cuma namazlarında veya bayramdan bayrama değil” dedi. Erdoğan, “Tüm evlerin kapısını en rahat açan kişiler hocalardı. Şimdi camilerimizden silahlar çıkıyor, camilerimiz elden gidiyor” diye konuştu. lANKARA / Cumhuriyet Silah çıkıyor raşıyorlar” dedi. MHP kaynaklı “Bilal’i ver iktidarı al” şeklindeki değerlendirmelere sert tepki gösteren Erdoğan, “Eğer oğlumun yaptığı bir yanlış varsa, yolsuzluk varsa bunun hesabını soracak olan yargıdır. Sen kimsin, nasıl böyle bir hakareti yaparsın. Ama evladı olmayanların böyle bir saygısızlığı yapmasından daha doğal bir şey olmaz. Çünkü aile nedir bilmez” değerlendirmesini yaptı. MHP lideri Bahçeli’ye de isim vermeden çatan Erdoğan, “Nedir o Mussolini, Hitler... Aynaya bak ya. Önce kendinin nerede olduğunu görürsün. Biz ilhamımızı ne Mussolini ne de Hitler’den aldık. Biz ‘Seçime gidiyoruz’ Yolsuzluğa şeffaflık yok ysk ‘1 KASIM’ DEDİ FIRAT KOZOK Erdoğan, seçim mesajlarının ardından akşam saat 18.00’de TBMM Başkanı İsmet Yılmaz’ı kabul etti. Yılmaz ile yapılan görüşme seçim hükümeti için ilk adım olarak değerlendiriliyor. nceki gün olağanüstü toplanarak seçim takvimini kısaltma yetkisinin kendisinde olduğuna karar veren Yüksek Seçim Kurulu (YSK), taslak seçim takvimini hazırladı. Kurul, 90 günlük takvimi 60 güne indirirken seçimin 1 Kasım Pazar günü yapılması öngörülüyor. CHP’nin YSK temsilcisi Avukat Mehmet Hadimi Yakupoğlu erken seçimin bu tabloya göre 1 Kasım’da gerçekleştirileceğini açıkladı. YSK, 55 ve 60 günlük 2 fark Ö lı seçim takvimi alternatifi belirlemişti. 55 günlük takvime göre seçimin 25 Ekim’de, 60 günlük takvime göre ise seçimin 1 Kasım’da yapılması öngörülüyordu. YSK dünkü değerlendirmelerin ardından mecliste gurubu bulunan 4 siyasi parti temsilcisine hazırladığı taslak seçim takvimini gönderdi ve 22 Ağustos cumartesi gününe kadar takvim hakkındaki görüşlerini bildirmelerini istedi. Cumhuriyet’in edindiği bilgilere göre; taslak takvim, seçimin 1 Kasım Pazar günü yapılmasına göre hazırlandı. lANKARA Türkiye yol almadı AKP’nin kuruluş yıldönümüne davet edilmeyen ve Erdoğan ile görüş ayrılıkları içinde bulunan Gül’ün aklında siyaset yok, düğün var KP’nin 12 Eylül’de büyük kongre kararı alması ve 2 ay içinde erken seçime gidileceğinin kesinleşmesi üzerine siyasi çevreler bir kez daha 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den bir hareket gelip gelmeyeceği sorusuna yanıt aradı. Seçimin hemen sonrasında soğukluğu Gül’ün basın başdanışmanı Ahmet Sever’in, “Abdullah Gül ile 12 Yıl” adlı ve geriye doğru görüş farklılıklarını anlatan kitabının yayınlanması başlattı. Ardından Temmuz ayında İstanbul Dostluk Abdullah Gül Gül’ün gündemi ‘düğün’ A Derneği’nin iftarında biraraya gelen ikili, dış politika konusunda resmen atıştı. AKP’nin CHP ile koalisyon görüşmeleERDEM ri sürecinde de Gül, Erdoğan ve GÜL partinin karar alıcılarıyla ters düştü. Gül bu süreçte görüştüğü AKP’lilere “CHP ile bir koalisyonun ülke için ihtiyaç olduğu ve mutlaka kurulması gerektiği” yönünde telkinlerde bulundu. Gül bununla kalmayarak bazı CHP’lilere “AKP ile kurun” görüşlerini iletti. Bu uzaklık ve soğukluk, geçen hafta AKP’nin 14. kuruluş yıldönümünde daha ileri bir noktaya taşındı. AKP genel merkezinde düzenlenen törene Abdullah Gül davet edilmedi. AKP yöneticileri, kırıldığı belirtilen Gül’ün davet edilmeyişini, “Kasıt yok, sehven davet edilmemiş” gerekçesiyle açıkladı. AKP’nin 12 Eylül’deki büyük kongresi ve erken seçim bu atmosferde gündeme gelince, AKP içindeki rahatsızlar ve yeni siyasi oluşum isteyenler gözlerini yeniden Gül’e çevirdi. Gül’ün kongre ve seçim için bir siyasi girişimi olup olmayacağı konusunda nabzı da yoklanmaya çalışıldı. Ancak Gül’den “Pozisyonunu değiştirmeyi gerektirecek” bir işaret gelmedi. Öncelikle Gül’ün tüm dikkatinin cumartesi günü İstanbul’da WOW Otel’de büyük oğlu Ahmet Münir Gül’ü evlendireceği düğün hazırlıkları içinde olduğu, dikkatinin buna yönelik olduğu bilgisi edinildi. Düğünde büyük olasılıkla Erdoğan’ın şahit olacağına ilişkin tahminler de dile getiriliyor. AKP KULİSLERİ 12 EYLÜL’DEKİ KONGRE ÖNCESİ ONUN TAVRINI MERAK EDİYOR AMA... C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle