28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 19 Ağustos 2015 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Doların 3 lirayla imtihanı Siyasi belirsizliğe Merkez Bankası’nın belirsiz para politikası da eklenince dolar/TL gün içinde dört kez rekor kırarak 2.9005 seviyesine kadar yükseldi iyasi belirsizlik ve erken seçim endişeleriyle günlerdir rekor üstüne rekor kıran dolar/TL, Merkez Bankası’nın (TCMB) faizleri sabit tutmasının ardından yükselişini sürdürerek tarihi zirve olan 2.9005’e kadar yükseldi. Sepet bazında TL PELİN tarihi zirve olan ÜNKER 3.0486, Avro/TL 3.2025’e çıktı. Avro 3.2010 TL’den kapandı. Bu ayki Para Politikası Kurulu’nda faizler değiştirilmedi. Böylece 1 haftalık repo faizi yüzde 7.50, faiz koridorunun alt bandı yüzde 7.25 koridorun üst bandı ise yüzde 10.75’te kaldı. Dolardaki yükselişi durdurmak adına TCMB’nin bir adım atacağı beklentilerinin karşılanmaması kuru sert yükseltti. Merkez, yine kura dolaylı müdahale edeceğini açıkladı. Banka akşam saatlerinde ise günlük döviz satım ihalelerinde, bir gün önceden belirlediği minimum satış tutarını 30 milyon dolara kadar artırma kararını “70 milyon” şeklinde değiştirdiğini açıkladı. Minimum tutarı ise 0 olarak belirledi. Gezi Parkı sonrası dolaylı müdahale ile dolardaki yükselişin önüne geçemeyen Merkez, Ocak 2014’te faizi yüzde 10’a çıkarmak zorunda kalmıştı. Ağustos 2013’te dolar kuru 2 liranın üzerine çıktığında, TCMB Başkanı Erdem Başçı, “Doların belini kıracağız. Faiz artırmadan lirayı güçlendireceğiz” demişti. Hatta 2013 sonu için 1.93’lük kur tahmininde bulunmuştu. Ancak dolar rekorlar kırmaya devam edince faizi artırmak durumunda kalmıştı. Hükümet kanadından o tarihten bu yana faiz baskısı sürüyor. Merkez’in bağımsızlığı ile ilgili endişeler artıyor. Siyasi belirsizlik ile ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artıracağı endişeleri de düşünülürse dolardaki yükseliş sürecek. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ise, “Doların değer kazanması tamamen spekülatif. Faiz artırılmalı diye ekonomi adına ahkâm kesmek Türkiye’ye iyilik değildir” dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Danışmanı Emine Nur Gunay da faizin sabit tutulması gerektiğini söyledi. ekonomi 9 S Kalıcı iyileşme sağlamaz erkez, ayrıca küresel para politikalarının normalleşme sürecinde izleyeceği yol haritasını açıkladı. TCMB sadeleştirme adımlarını üç ana başlık altında toplarken bu başlıklar, TL likidite yönetimi çerçevesi ve sadeleşme adımları, döviz likiditesi önlemleri, finansal istikrarı destekleyici önlemler olarak belirlendi. TCMB’nin daha sıkı bir para politikası uygulanacağını belirtmesi ve yol haritasını açıklamasına karşın, detay vermemesi TL’deki baskının sürmesine neden oldu. ALB Forex Araştırma Uzmanı Enver Erkan, gazetemize yaptığı değerlendirmede, bankanın yayımladığı yol haritasının yeterince açık olmadığını, Merkez’in yine yorumlanması, açıklanması zor bir iletişim yöntemi seçtiğini söyledi. Erkan, şöyle devam etti: “Standart hamleler yine devam edecek. Yani Merkez Bankası yine döviz satacak, döviz depolarıyla ilgili düzenlemeler ya M ‘Güzel’ yükselmişti... Borsada önceki gün kapanışa doğru gerçekleşen hızlı yükseliş kısa sürdü. Endeks dün yüzde 1.25 ekside kapandı. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun MHP ile yürütülen koalisyon müzakereleri ile ilgili yapacağı açıklamadan önce borsadaki üç dakikalık yükseliş dikkat çekmişti. Borsa İstanbul, Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in ‘Başbakan çok güzel açıklamalar yapacak’ sözlerinin ardından yüzde 1.2 artarak kayıplarının büyük kısmını geri vermişti.CHP’li Faik Öztrak, Çelik’in borsa ve döviz piyasaları için açıkça manipülasyon suçu işlediğini belirterek, “Derhal soruşturma başlatılmalı. Bakanın açıklamasıyla Vadeli İşlemler ve Vadeli Endeks Kontratları da ciddi dalgalandı” dedi. Lira zayıflayacak Belini kıramadı pacak, TL zorunlu karşılıklara daha fazla faiz ödeyecek. TL ve döviz likiditesini ayarlamaya yönelik müdahaleler devam edecek. Yabancı para zorunlu karşılıklara da Fed’in politika faizinin üst bandı kadar ödeme yapılacak. Bu tarz hamlelere alışığız, piyasa alışık. Ve döviz likiditesi önlemlerinin kalıcı bir iyileşme yaratmadığını, hatta kuru daha yukarı seviyelere doğru götürdüğünü hatırlamak için çok gerilere gitmeye gerek yok. TL’nin değerini koruyabilmek için şu iki şarttan birini sağlamak gerekiyor; ya iyi bir hikâyemiz olacak, ki bu ihtimal son politik belirsizlikle beraber ortadan kalkmış durumdadır, ya da benzer ligdeki ekonomilerden daha fazla faiz vermek olacak.” Credit Agricole TL’nin dolar karşısında eylül sonunda 3’e zayıflayabileceği tahmininde bulundu. TCMB’den bir yetkili, Reuters’a yaptığı açıklamada, Merkez’in yol haritası ile ilgili ayrıntılı bilginin bugün ekonomistler toplantısında verileceğini söyledi. Toplumsal şiddetin ekonomisi ünyaca ünlü Marksist Sosyolog ve İktisatçı Samir Amin, 2001’de Porto Alegre’de toplanan Dünya Sosyal Forumu’nun açılış toplantısında şu tespiti paylaşmaktaydı: “Kapitalizm dünyamızı artık savaş konjonktürü olmadan yönetemez durumdadır”. Samir Amin Hoca’ya göre sorun, sadece Keynesgil anlamda efektif talep yaratma ve iktisadi fazlayı yakıp tüketmek meselesi değildi. Sorunun özünde kapitalizmin küresel boyutta yarattığı eşitsizliklerin sömürülenler ve yoksul emekçiler arasında yaratacağı sınıf bilincinin çarpıtılması ve sisteme karşı bir toplumsal muhalefete dönüşme tehlikesinin engellenmesi gereği yatmaktaydı. Neoliberal küreselleşme dalgasıyla hızlanan bu süreçte orta sınıflar çözülürken dünyamızda gelir dağılımı hızla bozuluyor, işgücü piyasaları hızla enformalleşiyor, yoksulluk ve hiperzenginlik bir arada yükseliyordu. 2007 sonrasında patlak veren küresel kriz, büyük durgunluk adı altında dokuzuncu senesini sürüyor. Krizin ilk günlerinde Milliyet gazetesinden Devrim Sevimay ile yaptığımız bir söyleşide, yaşananların sadece iktisadi anlamda bir daralma olmadığını, toplumsal olarak yükselen şiddetin bölgemizde bir düzeltici savaş biçiminde yaşanabileceği endişelerimizi dile getirmiş idik. Düzeltici savaş savı, Samir Amin’in yukarıda değindiğimiz tespitlerine dayanmakta ve küresel krizin antikapitalist bir sınıf çatışmasına dönüşmesinin engellenmesi için emperyalizmin bölgemizde tezgâhladığı oyunlara dikkat çekmeyi amaçlamaktaydı. Ne yazık ki 2007’den bu yana yaşananlar bu öngörüleri doğruladı; bölgemiz iç savaşlara sürüklendi, ülkemizde de etnik ve mezhep kökenli şiddet körüklendi. HHH Ülkemizde körüklenerek yükseltilen şiddet dalgası aslında bir azgelişmiş, çevre ekonomisi olarak Türkiye kapitalizminin yaratmış olduğu bölgesel ve sınıfsal eşitsizliklerin ve tıkanıklıkların sonucudur. Elimizdeki veriler, (*) örneğin ZonguldakHatay arasında bir eksen çizildiğinde toplam 772.3 milyar dolarlık ulusal hasılanın, yüzde 78’ine karşılık gelen 601 milyar dolarlık kısmının batıda kalan 30 il tarafından, geriye kalan 171.3 milyar dolarlık kısmının ise 51 ili kapsayan bölge tarafından karşılanmakta olduğunu göstermektedir. Yoksulluk tuzağında kalmış bulunan yoksul Türkiye’nin yaşamakta olduğu bu bölgede ortalama eğitim süresi 5 yıldan dahi az olup (ilkokul mezunu değil); sabit sermaye yatırımlarından yoksun; mevsimlik ve düşük vasıflı işgücüyle merkez kapitalizminin ilkel sömürüsüne ve sosyal dışlanmışlığa uğramış durumdadır. Bu koşullar altında yoksul bölgelerimizde katma değerin üretimi ulusal ekonomiden ayrışarak bir tuzağa dönüşmekte ve giderek tüm ulusal gelirin de yavaşlamasına neden olmaktadır. Bu yapı altında yeşertilmeye çalışılan “inançlı” nesiller, işsizlik ve eğitimsizlik kıskacı altında etnik ve mezhep ayrımcılığının ana unsurları olarak ‘Yeni Türkiye’nin ucuz işgücü deposunu oluşturmaktadır. HHH Bu yazımızı bundan yaklaşık altı sene önce, 2009’da yitirdiğimiz Sevgili Türkel Minibaş’ın bir yazısındaki tespitlere dayanarak sonlandırmak arzusundayım. Türkel Hoca yazısında emperyalizmin bölgeye yönelik en önemli saldırısının ülkemizi “Ilımlı İslam” ve “Büyük Ortadoğu” projeler adı altında parçalanması ve ulus ötesi tekellerin ve uluslararası emperyal egemenlerin stratejik çıkarlarına hizmet edecek yeni idari birimlerin yaratılması olduğunu vurgulamaktaydı. Dolayısıyla, bugün emperyalizmin bu emellerine karşı ulusal bütünlüğün ve laikliğin savunulması son derece önem kazanmış durumdadır. Bazı liberal sol(umsu) çevrelerin ve gerici çıkar şebekelerinin dudak bükmelerine ve “çağdışılıkla” suçlamalarına karşın, ulus devletin korunması ve laiklik, antiemperyalist mücadelenin iki ana ekseni olarak koşulsuz sahip çıkmamız gereken değerlerdir. (*) Yeldan, A. Erinç, Taşçı, Kamil, Voyvoda, Ebru ve Özsan, Emin (2012) “Orta Gelir Tuzağından Çıkış: Hangi Türkiye?” TURKONFED, İstanbul. D Memur 50 günde 120 lira kaybetti MUSTAFA ÇAKIR PARA PUL OLDU Baskıya devam iyasetteki kriz nedeniyle yükselen dolar dar gelirli işçi ve memuru vurdu. Sadece dolardaki artış nedeniyle en düşük memur maaşı 1 Temmuz’dan bu yana 120 lira, asgari ücret ise 69 lira eridi. Koalisyon görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması nedeniyle ortaya çıkan siyasi belirsizlik, emekçilerin cebini boşalttı. 12 Ağustos’ta 2.77 lira olan dolar, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 13 Ağustos’ta yaptıkları görüşmenin ardından anlaşma sağlanamadığının açıklanması ile birlikte hızla 2.80 S sınırını aşarak 2.82’ye çıktı. Bin 811 lira olan en düşük memur maaşı ile anlaşmazlıkla sonuçlanan görüşmesi öncesinde 654 dolar alınabiliyordu. Dün sabah itibarıyla en düşük memur maaşının karşılığı 631 dolardı. 5 günde en düşük memur maaşı 66 lira eridi. Benzer durum da 6 milyon asgari ücretli işçi için de geçerli. Koalisyon görüşmeleri öncesinde bin liralık asgari ücret 361 liraya denk geliyordu. Bugün asgari ücretin karşılığı 348 dolar. Yani 5 günlük erime 37 lira. 1 Temmuz dikkate alındığı asgari ücretteki erime de katlanıyor. l ANKARA İnterneti bulan fotoğraf paylaştı İnternete girenlerin yüzde 81’i sosyalleşmek için profil oluşturuyor. ilgisayar ve internet kullanım oranları 2015 yılı Nisan ayında 1674 yaş grubundaki bireylerde sırasıyla yüzde 54.8 ve yüzde 55.9 olurken, interneti kullanım amacı olarak ilk sırada sosyal medya üzerinden porfil oluşturmak ve fotoğraf paylaşmak geldi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2015 yılı Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırmasını açıkladı. Buna göre, bilgisayar ve internet kullanım oranları 2015 yılı Nisan ayında 1674 yaş grubundaki bireylerde sırasıyla yüzde 54.8 ve yüzde 55.9 oldu. Bu oranlar erkeklerde yüzde 64 ve yüzde 65.8 iken, kadınlarda yüzde 45.6 ve yüzde 46.1 oldu. Türkiye genelinde İnternet erişim imkânına sahip hanelerin oranı yılın ilk üç ayında yüzde 69.5 oldu. Evden internete erişimi olmayan hanelerin yüzde 59.5’i evden internete bağlanmama nedeni olarak in Kredi kartı 25 yılda 75 kat, işlem hacmi 250 kat büyüdü 2007’de 800 bin olan kredi kartı sayısı 75 kat artarak 57 milyon 800 bin adet seviyesine ulaştı. Türkiye bu rakamla Avrupa ikincisi olurken dolandırıcılık işlemleri de yüzde 90 azaldı. ankalararası Kart Merkezi (BKM) Genel Müdürü Soner Canko, BKM’nin kurulduğu günden bu yana geçen 25 yılda kartlı ödeme sistemlerinde işlem sayısının 420 kat, işlem hacminin 250 kat büyüdüğünü, kredi kartı sayısının 75 kat arttığını ve 1.8 trilyon dolarlık ödeme hacmine B B ternet kullanımına ihtiyaç duymadıklarını belirtti. Bunu yüzde 44.7 ile internet kullanımının yeterince bilinmediği, yüzde 38.5 ile bağlantı ücretlerinin yüksekliği takip etti. Sosyalleşme ilk hedef İnternet kullanım amaçları dikkate alındığında, 2015 yılının ilk üç ayında internet kullanan bireylerin yüzde 80.9’u sosyal medya üzerinde profil oluşturma, mesaj gönderme veya fotoğraf gibi içerik paylaşırken, bunu yüzde 70.2 ile online haber, gazete ya da dergi okuma, yüzde 66.3 ile sağlıkla ilgili bilgi arama, yüzde 62.1 ile kendi oluşturduğu metin, görüntü, fotoğraf, video, müzik vb. içerikleri herhangi bir web sitesine paylaşmak üzere yükleme, yüzde 59.4 ile mal ve hizmetler hakkında bilgi arama takip etti. l Ekonomi Servisi ulaşıldığını belirtti. BKM Genel Müdürü Soner Canko, 25’inci kuruluş yıldönümü dolayısıyla bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda yaptığı konuşmada değişen bir ekonomik altyapıda ödeme sistemlerinin çok önemli rol oynadığını belirten Canko, “Ödeme sistemleri ne kadar gelişmiş olursa, o ülkenin ekonomisi, ticareti, can damarları da o kadar gelişmiş oluyor. Dolayısıyla biz de 25 senede bu can damarlarının gelişimine çok önemli katkılar yapmış olduk” dedi. Kart kullanımında Türkiye’nin önde gelen güvenli ülkelerden birisi olduğunu da kaydeden Canko, “Sektörde 2007’de başlattığımız ‘chip and pin’ uygulaması bugün Amerika’da başlamamış durumda. Biz Avrupa’da üçüncü ülke olarak başlamıştık. Birçok ülkeye örnek gösterildik” ifadelerini kullandı. Toplantıda öne çıkan maddeler şöyle oldu; 4 Bu yıl kredi kartı sayısı 57 milyon 800 bin adet se viyesine ulaştı ve Türkiye bu rakamla Avrupa 2’ncisi oldu. 4 Kartlı alışverişlerin içinde banka kartının payı yüzde 1’den yüzde 22’ye çıktı. 4 25 yılda banka kartı sayısı 20 kat arttı. Kartlı alışveriş işlem adeti 420 kat artışla haziranda 3.8 milyara ulaştı. Kartlı işlem tutarı ise 250 kat artışla 200 milyara çıktı. 4 On yıl öncesine göre kredi kartı üzerinden dolandırıcılık işlemleri yüzde 90 azaldı. 4 Yapılan her 100 liralık alışverişin 40 lirası kartlarla gerçekleştiriliyor. 4 Kartlarla saniyede ortalama 160 işlem yapılıyor. 4 10 liralık kartlı alışverişin 1 lirası internet üzerinden gerçekleştiriliyor. 4 Her 4 liralık işlemin 1 lirası taksitli iken, 4 kredi kartından bir tanesi temassız olma özelliğini taşıyor. 4 Kartlı alışveriş sayesinde her tüketici yılda yarım saat kazanıyor. 4 Nakit yerine kart kullanıldığında yılda 4 milyar liraya yakın tasarruf elde ediliyor. l Ekonomi Servisi Daha tasarruflu Avrupa’da üçüncü Henkel ayakkabı yapıştıracak Global satışlarının yaklaşık yüzde 49’unu yapıştırıcı teknolojileri alanında gerçekleştiren Henkel, hem solvent bazlı hem de su bazlı yeni ayakkabı yapıştırıcılarını piyasaya sundu. Henkel yapıştırıcı teknolojileri iş biriminin geçen yıl elde ettiği cironun yaklaşık yüzde 30’unu son beş yıl içinde lanse edilen ürünlerle gerçekleştirdiğine dikkat çeken Türk Henkel Endüstriyel Yapıştırıcılar İş Birimi Direktörü Şahap Bener, “2014’te Henkel global olarak, yapıştırıcı teknolojileri alanında inovasyona 248 milyon Avro yatırım yaptı. Bu rakam ise Henkel’in toplam inovasyon yatırımının yüzde 60’ına denk geliyor. Yapıştırıcı teknolojileri uzmanlarımız, müşterilerimizle yakın bir çalışmayla ürünlerin tasarım sürecinde birlikte çalışıyorlar” dedi. l Ekonomi Servisi Soner Canko C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle