28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ 8 EDİTÖR: ZEKİ TEZER DOLAR AVRO FAİZ BORSA CUMHURİYET ALTIN ALTIN 24 AYAR 2.6850 0.4 kuruş TASARIM: SERPİL ÜNAY 2.9780 0.2 kuruş 9.77 0.77 puan 81.188 149 puan 671.96 1.96 lira 100.75 30 kuruş Cuma 3 Temmuz 2015 Yunanistan, kreditörlerin dayatmaları karşısında boyun eğmiyor. Maliye Bakanı, ‘Borç yapılandırması olmazsa anlaşma yok. Kolumu keserim daha iyi’ dedi tina ile Avrupa Birliği arasında restleşme sürerken, Yunanistan hükümetinden meydan okuyan açıklamalar geliyor. Yunanistan Maliye Bakanı Yanis Varoufakis, “Borç yapılandırması olmadan herhangi bir anlaşma imzalamayacağım. Kolumu keserim daha iyi” dedi. Ülkenin geleceğini belirleyecek 5 Temmuz’daki referandumdan “Evet” çıkması halinde hükümetin de “pekalâ” istifa edebileceğini söyleyen Varoufakis, kreditörleri, Yunanistan’a hiçbir hakkı olmayan bir “borç kolonisi” gibi davranmakla suçladı. Varoufakis, “Kemer sıkma politikalarına karşı çıkmamızın nedeni verdiğimiz sözdür. Biz bir sol partiyiz ama Avro’da kalmayı çok istiyoruz. Referandumdan ‘Hayır’ çıkarsa görüşmelere yeniden başlayabiliriz” diye konuştu. Başbakan Aleksis Çipras da referandumdan sonra ülkesinin birlik içinde olacağını ve geçici sıkıntıların üstesinden geleceklerini söyledi. Almanya, Fransa ve İtalya ise referandumdan “Hayır” kararı çıkması halinde, bunun Yunanistan’ın Avro Bölgesi’nden çıkması anlamına geleceğini savunuyor. Avro Grup Başkanı Jeroen Dijsselbloem de “Hayır” kararının Atina’nın elini güçlendirmeyeceğini, hem Avrupa hem de Yunanistan’ı çok zor duruma sokacağını söyledi. Varoufakis, motosikletiyle Bakanlıktan ayrılırken de gazetecilerin sorularını yanıtladı. Maliye Bakanı ülkede bankaların salı günü açılacağını söyledi, Gazetecilerin “Anlaşma olmadan mı açıklanacak” sorusuna ise “Tabi ki anlaşma ile. Avrupa kendi çıkarına en iyi olan şeyi bilmiyor mu” diye yanıt verdi. Bankalar, Avrupa Merkez Bankası’nın acil likidite desteğini artırmayarak sabit tutması üzerine bir hafta süreyle kapatılmıştı. Varoufakis, ülkesinin Avro bölgesinden çıkıp Drahmi’ye geri döneceği yolundaki spekülasyonlara da cevap verdi. Maliye Bakanı, drahmi basmanın artık mümkün olmadığını, baskı makinelerini parçaladıklarını söyledi. Atina meydan okudu A Avro’dan çıkarsa yüzde 20 küçülür Standard & Poor’s (S&P) Yunanistan’ın Avro bölgesinden çıkması durumunda ülke ekonomisinin dört yıl içinde yüzde 20 küçülebileceği uyarısında bulundu. Açıklamada, Yunanistan’ın Avro Birliği’nden ayrılarak yeni bir para birimine geçişi halinde ise yeni para biriminin Avro karşısında büyük oranda değer kaybı yaşayacağı uyarısına yer verildi. Bunun, ülkenin Avro cinsinden kamu ve özel sektör borçlarının şişmesine, ekonominin daha kötüleşmesine neden olabileceği belirtildi. Bir öncü Bir şehir zun zaman aralığı ile yakın günlerde Eskişehir’e bir kez daha gittim. Gidiş bu kez gezi amaçlıydı. Övgüsünü duyduğum, okuduğum değişimi yerinde görmek, izlemek olanağını buldum. Gerçekten hayranlıkla, ülkeye örnek olması dileğiyle, kenti, parklarını, müzelerini dolaştım. Kentteki değişim, yaşam tarzı kalitesi, “farkı insan yaratır” tezinin de kanıtı idi. Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, kuşkusuz nitelikli bir ekiple değişimi gerçekleştirmiş, farkı yaratmış, öncü örnek olmayı başarmıştı. Yılmaz Büyükerşen, hangi anlamda olursa olsun, ister bir akımı başlatan, ister seyirlik oyunlar düzenleyen, yöneten, ister ileri görüşlü kişi anlamında, gerçek bir öncü idi. Odunpazarı’nda Abacı konaklarında kaldım. Abacı konakları, yenilenmiş, restore edilmiş yöresel Eskişehir evleri idi. Kentin Odunpazarı bölgesi otantik şekli görüntüsü bozulmadan yenileniyordu. HHH Parklarında, Sazova, Kent ve Şelâle parklarını dolaşabildim. Sazova kentin en büyük parkı, gelişiyor; Kent Park’ta plajı merak ediyordum; plaj, mevsim, hava koşulları nedeniyle açılmamış, açılış çalışmaları sürdürülüyordu. Batı’da büyük nehirlerin kıyılarındaki plajların benzeri, daha iyi düzenlenmiş bir örneği idi. Porsuk Çayı’nın üzerinde ufak da olsa, oluşmuş bakımlı adacık, Tuna Nehri üzerindeki adaları andırıyordu. Şelâle Parkı, kentin Odunpazarı Belediyesi bölgesinde idi. Park, Eskişehir’in panoramik görüntüsü için gidilmesi gereken bir alanda oluşturulmuştu. Kentin merkezinde Porsuk Çayı üzerinde çiçeklerle süslenmiş köprüler, Porsuk Çayı’nda motorla gezinti, abartısız Strasbourg’u anımsatıyordu. Müzelerden, Yılmaz Büyükerşen, Balmumu Heykeller Müzesi ile Çağdaş Cam Sanatları, Kent Belleği Müzesi’ne gidebildik. Balmumu Müzesini, sembolik olarak düşünmüştüm. Yanılmışım, çok kapsamlı, görülmeye değer yalnız fiziksel değil, kültür, sanat yaşamıyla da değişim, halkın yaşam tarzını, değer yargılarını, davranış biçimini hatta giyimini de etkilemiş, farklılık yaratmıştı. HHH Bu açıdan da örnek bir kanıt oluşturuyordu. Değişim kente canlılık getirmiş; kent turistik çekim merkezi olmaya başlamıştı. Yabancı turist pek görmedim ama parklarda konaklama yerlerinde epey yerli turist gözleniyordu. Zamanla bu canlılığın daha da artacağına, turizmin gelişeceğine kuşku yok. Yerel yönetimlerin işlevi yalnız geleneksel modeli fiziksel hizmetleri görmek değil, kültürel sanatsal faaliyetlerle de halkın yaşam kalitesini yükseltmektedir. Eskişehir bu bağlamda başarılı bir örnek, kanıt oluşturuyor. Dileğimiz bu örneğin yaygınlaşması, halkın itici gücü ile de yerel yönetim anlayışımızın evrim geçirmesi, insanımızın yaşam kalitesinin yükselmesidir. Ülkenin özverili, yetenekli, yaratıcı çağdaş, düzgün liderlere, öncülere gereksinimi var. Kalkınma ancak bu yolla gerçekleşebilir. Yılmaz Büyükerşen, kişiliği, yaratıcılığı, özverisi, ileri görüşlülüğü, iddialı oluşu ile değişime, evrime öncülük etmiştir. Yoz örnekler değil, Yılmaz Büyükerşen örneği ülke için bir umuttur. U Yine notu düştü Moody’s de Yunanistan’ın kredi notunu Caa2’den Caa3’e indirdi. Kuruluş, ülkeyi negatif izlemeye aldı. Moody’s “Kreditörlerin desteği olmadan, Yunanistan özel sektör yükümlülüklerinde bir noktada temerrüte düşecektir” dedi. Referandum öncesi ‘Hayır’cıların gösterilerinde Avrupa Birliği bayrakları yakılıyor. Avrupa çıkarını biliyor Sokaklarda gösteri yarışı unanistan’da ülkenin kaderini belirleyecek referandum öncesinde taraflar peş peşe yaptıkları gösterilerle kampanyalarına hız verdiler. Son anketler, “Evet” ile “Hayır” oylarının birbirine yakın olduğuna, ancak “Evet”çilerin oranının arttığına işaret ediyor. Kamuoyu araştırma şirketi GPO, son anketinden yüzde 47.1 “Evet”, yüzde 43.2 “Hayır” oyu çıktığını duyurdu. Hafta ortasında “Efimerida Ton Sintakton” internet sitesinin yaptığı ankette, “Hayır” oylarının daha fazla olduğu ama aradaki farkın giderek kapandığı görülmüştü. Y Birliği (AB) bayraklarını yakarak gösteri yaptılar. AB karşıtlarının bugün de gösterisi var. Kitlesel fonlama sitesi indiegogo’da açılan, Yunanistan’ın IMF’ye ödeyemediği 1.6 milyar Avroluk acil borç taksitini pazar gününe kadar toplamayı hedefleyen kampanyaya da katılım büyüyor. Dün itibariyle 1 milyon 337 bin 618 Avro toplandı. Kampanyaya beş günde 77 bin 631 kişi katıldı. IMF suçladı IMF ise Yunanistan’ın ekonomik açmazından büyük oranda Başbakan Çipras’ı sorumlu tuttu. Atina’nın devlet varlıklarını özelleştirmek için yavaş kaldığını belirtti. Ülkenin 20112015 arasında özelleştirmelerden 50 milyar Avro gelir elde edebilecekken, rakamın 3.2 milyar Avro’da kaldığını bildirdi. Yunanistan’ın ekim ayından 2018’e kadar 36 milyar Avro’su AB’den olmak üzere 50 milyar Avro’luk ek krediye ihtiyacı olduğunu belirten kurum ülke için bu yılki büyüme tahminini yüzde 2.5’ten 0’a indirdi. Çipras: Anlaşma imzalanacak Drahmi’ye dönüş yok Afişleme yarışı Yunanistan’da dün akşam “Evet”çiler “Avrupa’da Kalıyoruz” sloganı ile İskeçe ve Gümülcine’de iki ayrı eylem düzenlerken, “Hayır”cılar da başkent Atina’da Avrupa Parlamentosu temsilciliği önünde Avrupa Yunanistan Başbakanı Alexis Çipras televizyonda yaptığı konuşmada referandumdan sonra Brüksel’e gideceğini belirterek “Çıkan sonuca göre anlaşma imzalayacağız” dedi. Çipras, “Referandum’dan hayır çıkması Avrupa ile ilişkileri sonlandırmak anlamına gelmez” dedi. Çipras, referandum kararı alınmasında “Merkel’in ve Hollande’ın en başından itibaren haberdar olduğunu” belirtti. Arcelor Mittal’den Türkiye ve Rusya’ya damping suçlaması PINAR YILDIZ ünyanın en büyük çelik üreticisi ArcelorMittal’ın Türkiye, Rusya ve Çin’i dampingle suçlayarak 2800 kişiyi işten çıkarması gözleri çelik D En sert düşüş çelikte Ocakhaziran döneminde en keskin ihracat düşüşü yüzde 23.7 ile çelik ürünlerinde yaşandı. Mayısta Türkiye’nin çelik ihracatı miktar bakımından yüzde 24.8 düşüşle 1.27 milyon tona geriledi. Son 2.5 yıldan bu yana devam eden ihracattaki azalma ve ithalattaki artış trendi sonucunda Türkiye ilk defa toplam çelik ürünleri dış ticaretinde net ithalatçı pozisyonuna geçti. Bununla birlikte çelik sektörü, antidamping ve korunma önlemi soruşturmaları gibi ticaret politikası önlemlerine en fazla oranda maruz kalan sektör olurken; son dönemde bu davaların sayısında da artış yaşandı. sektörüne çevirdi. Dünyanın en büyük çelik üreticisi ArcelorMittal, çelik fiyatlarının üretim maliyetlerinin altına inmesinden Türkiye, Çin ve Rusya’yı sorumlu tuttu. Bu iddiaların arkasında ArcelorMittal’in Türkiye’de damping yaptığı gerekçesiyle açılmış soruşturmalar olduğunu söyleyen Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan; şirketin bu iddiasını kendilerine karşı açılan damping soruşturmalarına yönelik bir reaksiyon olarak değerlendirdi. Türkiye’nin damping yapacak durumunun olmadığı kaydeden Yayan, “İhracat rakamlarında yüzde 20’nin üzerinde düşüş var. Damping yapan ülkenin ihracatı bu kadar düşümez” dedi. Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Kemal Ekinci ise Türkiye’nin damping yaptığı iddialarını reddederken; çelik fiyatlarının düşmesinden Çin’in sorumlu olduğunu kaydetti. Meksika’nın toplam çelik ithalatı 13 milyon ton iken Türkiye’nin Meksika’ya toplam çelik ihracatının 30 bin ton olduğunu söyleyen Ekinci, Türkiye’nin Meksika’daki payının sadece binde 2 olduğunu, bu nedenle damping iddialarını anlamsız bulduğunu savundu. Greenpeace’in hazırladığı Enerji Devrimi Raporu Türkiye’ye kirli ve tehlikeli enerji yatırımlarından vazgeçip daha temiz, bağımsız ve güvenli bir yol haritası sunuyor. Kömüre de nükleer enerjiye de gerek yok ÖZLEM YÜZAK reenpeace, Türkiye’nin enerj iihtiyacını karşılamak için kömür ve nükleer ihtiyacı olmadığını ortaya koyan yeni “Enerji Devrimi” adlı yol haritasını açıkladı. Eski Ekonomi Bakanı Kemal Derviş’in önsözü ile sunulan rapora göre Türkiye, eğer isterse gelecek 10 yılda hem yenilenebilir enerji üretimini iki kat artırabilir hem de 40 binden fazla iş imkanı yaratabilir. Türkiye’nin 2023 yılına ilişkin 12 resmi hedefinden biri iki nükleer santral ve toplam 18 bin 500 MW gücünde kömür santralları inşa et G mek. Halihazırda farklı yatırım safhalarında 88 kömür santrali projesi var. Üstelik bir yandan enerjide dışa bağımlılıktan yakınıyor öte yandan bu santrallerin hemen hemen yarısında ithal kömür kullanılacağı bildiriliyor. Türkiye’nin, dünya çapında hızlanan yenilenebilir enerji yatırım akımına katılmak için zamanının az kaldığını vurgulayan Greenpeace Uluslararası Yenilenebilir Enerji Kampanyası Direktörü Sven Teske, “Raporda 2023 hedefi ve 2050’ye giden yolda şu anda izleni Zaman daraldı len yol ile Türkiye’nin gelişen dünyada liderlik edebilmek için izleyebileceği yol, maliyetler, yatırım tutarları, istihdam olanakları gibi çeşitli ekonomik göstergeler baz alınarak karşılaştırılıyor. Enerji [D]evrimi senaryosu izlenirse, referans senaryoya göre, 40 binden fazla yeni iş imkânı sağlanabilir. Kömürlü termik ve nükleer santrallerin yakıtları çoğunlukla yurtdışından gelirken, yenilenebilir enerji santralleri enerji bağımsızlığı sağlıyor. Türkiye, kirli ve tehlikeli enerji yatırımlarından vaz geçerek, temiz, daha güvenli ve bağımsız bir yol izleyebilir” dedi. HSBC’nin satışında ING tek kaldı T ürkiye dahil dört ülkedeki sorunlu operasyonları konusunda adım atmak isteyen HSBC’nin Türkiye biriminin satışında son dönemece girilirken, Hollanda merkezli ING Group’un adı ön plana çıkıyor. Konu hakkında bilgi sahibi dört kaynak Reuters’a verdikleri bilgide, HSBC’nin görüşmelerini tek bankaya indirdiğini söylerken, kaynaklardan ikisi bu bankanın ING olduğunu belirtti. Daha önce çıkan haberlerde HSBC Türkiye için ING’nin yanı sıra Bahreyn merkezli Arab Banking Corporation (ABC) ve Fransa merkezli BNP Paribas’nın bağlayıcı olmayan teklif verdikleri belirtilmişti. Bir kaynak, “HSBC Türkiye ile ilgilenen ABC, Finansbank’ın kendileri için daha iyi bir tercih olacağı gerekçesiyle bu süreçten çekildi” derken, diğer bir kaynak da National Bank of Qatar’ın da Finansbank’ın satışa çıkarılmasını beklediğini kaydetti. l Ekonomi Servisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle