28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 3 Temmuz 2015 EDİTÖR: HAYRİ ARSLAN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ‘Koalisyon şart değil olmazsa erken seçim’ aşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İsmet Yılmaz’ın TBMM Başkanı seçilmesinin başarı olduğunu belirterek, “Bazen şaşırıyorum, bu ülkede bir seçim oldu mu Bülent Arınç gerçekten? Çünkü başbakan, bakanlar, hükümet yerinde. AKP’den Meclis başkanı da seçildi” dedi. rınç Taksim’deki LGBTİ “Onur Yürüyüşü”ne ilişkin soru üzerine, farklı cinsel yönelimlerin toplumun inanç, gelenek, örf ve adetlerinde hoşlanılan işler olmadığını söyleyerek “Birileri bunu onur haline getiriyor” dedi. Arınç, “Güpegündüz çırılçıplak hale gelip, İstanbul’un göbeğinde meydan okumaları eğlenmeleri ve CHP ve HDP’li milletvekillerinin bunlara destek olması fevkalade üzüntü vericidir” dedi. l MARDİN/ Cumhuriyet haber 5 Meclis’te ve CHP koalisyona kapıyı kapatmadı, ancak elini ‘yükseltti’ ülkede son durum Arınç: Seçim oldu mu gerçekten? CHP’den önemli MHP iddiası: ‘Salı 24.00’e kadar Baykal seçiliyordu, ne olduysa o saatten sonra oldu.’ B K Parti adayının Meclis Başkanı seçilmesi neden bu kadar tepki topladı anlayamadım. Hele, MHP’nin bu seçimde sergilediği tutuma şaşıranları hiç anlamadım. MHP’nin HDP’ye karşı tutumu, kuşkusuz demokratik meşruiyeti hiçe sayan bir tavır, ama sahiden ne bekliyordunuz MHP’den? MHP sadece koyu Türk milliyetçisi değil, aynı zamanda dünyayı ve Türkiye’yi okumak konusunda çok ciddi zaaf içinde olan bir parti. Türkiye’de Türk milliyetçiliği hâlâ oldukça güçlü olmasına rağmen seçimlerde başarısız olmasının nedeni de bu. A LGBTİ yorumu A eclise giren HDP, TBMM Başkanlık Divanı’nda ilk kez Meclis başkanvekili temsiliyeti hakkı kazanırken bu görevi yapacak isim Van Milletvekili YurÖzsökmenler dusev Özsökmenler oldu. TBMM Başkanlık Divanı’nda kâtip üye Süryani kökenli Erol Dora, idare amiri de geçen dönem olduğu gibi Sırrı Süreyya Önder oldu. l MAHMUT LICALI/ANKARA HDP’nin başkanvekili Özsökmenler M BMM BaşkanAYŞE SAYIN lığı seçiminde MHP’nin “geçersiz oy” kararıyla TBMM Başkanlığı seçiminden eli boş dönen CHP’de koalisyon hesapları yeni baştan gözden geçirilirken MHP’nin tavır değişikliğine de tepkiler sürüyor. MHP’nin tutum değişikliğinin, “AKP’yle koalisyona girme hamlesi” olarak değerlendirildiği CHP’de, “Salı günü saat 24.00’e kadar Baykal Meclis başkanı seçiliyordu, ne olduysa bu saatten sonra oldu. Bir telefon mu, bir görüşme mi oldu bilmiyoruz; ama sabah 180 derece değişmiş bir MHP gördük” yorumu yapılıyor. CHP’de “başkanlık seçimiyle hükümet görüşmelerini ayrı tutarız masaya otururuz, ancak dönüşümlü başbakanlık dahil, 14 maddelik ilkelerimiz kabul görürse oturur konuşuruz, aksi takdirde erken seçimden kaçmayız” değerlendimesi yapılıyor. CHP’de, MHP’nin tavır değişikliğinin şoku yaşanıyor. Kulislerde, AKP’nin kendi adayında ısrar etmesini, “Baştan koalisyonun rengini belli etmemek” adına “anlaşılabilir” bulunduğu CHP’de, MHP’nin sürpriz çıkışının, “AKPCHP koalisyonu” hesabını bozma amaçlı olduğu değerlendirmesi yapılıyor. MHP’nin Suriye’ye olası müdahale konu T sunda AKP’yle benzer yaklaşım sergilediğine dikkat çeken CHP kurmayları, Bahçeli’nin sadece bu nedenle bile “koalisyon ortaklığı”na oynamış olabileceğine işaret ediyorlar. CHP kulislerinde, koalisyon senaryoları ve partinin stratejisine ilişkin şu değerlendirmeler yapılıyor: Yan çizen MHP: CHP’de AKP’nin kendi adayını seçtirmek istemesi “sürpriz” bir tavır değil. Çünkü, AKP’nin, TBMM Başkanlığı seçiminde CHP adayına oy kaydırması, baştan koalisyonun rengini belli etmek anlamına gelebileceği, bu durumun da diğer muhalefet partilerinin “danışıklı dövüşle bize gelme” tepkisine yol açabileceğine dikkat çekiliyor. Bu konuda “yan çizen”in MHP olduğuna dikkat çeken CHP kaynakları, “Koalisyon kiminle kurulursa kurulsun en azından TBMM başkanının farklı partiden olması yürütmeyasama açısından denge olabilirdi” değerlendirmesini yapıyor. Heves değil, strateji: Kılıçdaroğlu’nun “rövanşist olmayacağız” açıklaması “AKP’yle koalisyona erken yeşil ışık yakıldığı” yönündeki, parti içinden gelen eleştirileri genel merkez yönetiminde rahatsızlık yarattı. Genel merkez yönetimi, CHP’nin koalisyon görüşme lerine “önyargısız” oturma tavrının altında, peşinen kapıları kapatıp AKP’nin “CHP uzlaşmaya yanaşmayan parti” propagandasının önünü kesme stratejisi izlendiği görüşünü dile getiriyor. Kurultayda hesaplaşma: CHP içinde AKP’yle koalisyona karşı olan grupsa kasım sonu veya aralık ayı başında yapılması planlanan partinin büyük kurultayını gözlüyor. CHP’nin olası bir koalisyonda yer almaması ve AKPMHP koalisyonunun kurulması veya erken seçime gidilmesi durumunda parti içinde “kurultay hesaplaşması” yaşanacağına dikkat çekiliyor. Bunlar, TBMM Başkanlığı’na Deniz Baykal’ın aday gösterilmesi, AKP’yle koalisyon konusunda izlenen tutum ve 7 Haziran seçimlerinde istenen başarının yakalanamaması olarak ifade ediliyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ercan Karakaş, Davutoğlu’nun hükümeti kurma görevi aldıktan sonra tüm partileri ziyaret edeceğini vurgulayarak “Bize de gelecektir. CHP kendisine gelen bütün teklifleri ciddi olarak değerlendirecek ve 14 maddelik ilkeler çerçevesinde tartışacaktır. Şahsi kanaatim, Davutoğlu MHP’yi tercih edecektir.” l ANKARA Karakaş: Değerlendiririz ‘Ya AKPMHP ya seçim’ FIRAT KOZOK Başkanlık Divanı’nın CHP’li temsilcileri bugün belirlenecek. TBMM Başkanvekilliği için Şafak Pavey ve Bihlun Tamaylıgil’in ismi geçiyor. BMM Başkanlık Divanı’nın CHP’li temsilcilerinin belirlenmesi amacıyla bugün CHP grubu kapalı olarak toplanacak. Bir TBMM başkanvekili, bir idare amiri ve iki kâtip üyenin belirleneceği seçimlerde, TBMM Başkanvekilliği için CHP Genel Başkan Yardımcısı Şafak Pavey ve İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil’in adı öne çıkıyor. CHP’de geçen hafta yapılan grup yöneticileri seçimiyle grup başkanvekilliğine Özgür Özel, Levent Gök ve Engin Altay seçilmişti. Aynı seçimlerde grup yönetim kurulu, grup disiplin kurulu ve denetçilik görevleri için de isimler seçilmişti. İdare Amirliği içinse Çorum Milletveki ‘3 dönem kuralı kalkabilir’ KP Genel Başkan Başdanışmanı Hüseyin Çelik, MHP ile AKP’nin yakınlaşmadığını öne sürerek, “Erken seçim söz konusu olursa 3 dönemliklerin, 3 dönem kuÇelik ralı ortadan kalkmış olur. Bizim için kalkmış olur” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet A T Tunceli il yönetimi görevden alındı CHP’nin 7 Haziran seçimlerinde milletvekili çıkaramadığı Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun memleketi Tunceli’de CHP İl Başkanı Hüseyin Zeytin ve yönetim kurulu üyeleri, MYK kararıyla görevden alındı. Geçici olarak Ali Rıza Güderi atandı. l TUNCELİ /DHA li Tufan Köse, Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya ve Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün’ün yarışması bekleniyor. Kâtip üye pozisyonu içinse çok sayıda aday çıkabileceği ifade ediliyor. Başkanlık Divanı’na se çilen isimlerin salı günü toplanacak TBMM Genel Kurulu’nda bildirilmesi bekleniyor. Kulislerden edinilen bilgilere göre partide ağırlık kazanan iki formül kaldı bunlardan birincisi AKPMHP koalisyonu, ikincisiyse erken seçim. Bu çerçevede Kılıçdaroğlu’nun yakın kurmaylarına “Masayı dağıtan, masadan kalkan biz olmayacağız. Başından beri süreci en iyi yöneten parti biz olduk, ilkelerimizi koyduk, net konuştuk. MHP’yle ilgili formüller zaten bitti. AKP’nin de bizim ilkelerimizi kabul edeceğini düşünmüyorum” değerlendirmesini yaptığı belirtiliyor. l ANKARA Hal böyle iken, seçim sonuçlarından “yüzde altmışlık blok” çıktığını düşünmek ve buna göre hesap yapmak son derece isabetsizdi. MHP ve HDP’yi aynı blok içinde görmek gerçekçi olmadığı gibi, aynı zamanda siyaseten isabetsizdi; zira MHP, AKP’den daha sağda ve daha statükocu bir parti ve böyle bir partinin iştiraki ile siyasi restorasyondan bahsetmek, demokrasi adına olacak şey değildi. Tam da bu nedenle, Türkiye’de temel siyasal hedefi, AK Parti’yi ve özellikle Erdoğan’ı zayıflatmak olarak görmek bence yanlış bir istikamette hareketti, nitekim bizzat MHP bu isabetsiz hayalleri yıkmış oldu. Türkiye, seçim sonuçları ile otoriter rejim uçurumunun kıyısından döndü, şimdi mesele siyasetin demokratik bir hatta yerleşmesi için çaba harcamak. Siyasetin bu istikamete yönelmesi için, evet, Erdoğan’ın demokratik sınırlarına geri çekilmesi lazım. Diğer taraftan, seçim sonuçları ile şimdilik sona eren tek parti heveslerinin uzun vadede önünü alacak siyasi dengelerin kurulması, hukuki/siyasal sistem altyapısının inşası gerekiyor. Ancak, böylesi bir restorasyon, AK Parti ve/veya Erdoğan karşıtlığından ibaret bir sığlığa savrulduğu ölçüde başarısızlığa mahkum olacak. Tabii bu arada, AKP ve Erdoğan’ın da “yine de en büyük biziz” sığlığından kurtulup, seçim sonuçlarını iyi okuması gerekiyor. Her şeye rağmen AKPCHP koalisyonu şimdilik zor görünüyor ama bu, ibre AKPMHP koalisyonuna gidiyor demek de değil. Meclis seçimini, koalisyon hesabından ayrı tutmak lazım, zira zaten AK Parti ve özellikle Erdoğan için, olacaksa bile “uzlaşma”ya Meclis Başkanlığı ile başlamak pek mümkün değildi, bu matematiği kavrayamayanlar ve Baykal boşu boşuna heveslendiği ile kaldı. Suriye sınırında yaşanan gelişmeler, ne yazık ki, AK Parti ile MHP’yi yakınlaştırma potansiyeline sahip, ama MHP’nin halen ısrarcı olduğu koşullar bu koalisyon imkânının önünde büyük bir engel. Ayrıca AKP’nin, MHP MHP hayalleri yıktı ile koalisyonun kendisini uzun vadede aşağıya çekeceğini kavramakta gecikmemesi lazım. Doğrusu, Kürt meselesi çerçevesinde, HDP ve barış sürecine karşı tavır sürdürülebilir değil. Kürtlerin yoğun olduğu bölgelerde büyük güç kaybına uğrayan AK Parti’nin bu gerçeği görmezden gelmeye devam etmesi tam bir felaket olur. Kısacası, “Türk barış süreci, Kürt barış süreci ve bu çerçevede demokratik restorasyon”dan başka çare yok, siyaset bu istikamete yönelmezse, erken seçim de olsa siyasi kriz bitmeyecek, tam tersine artacak. Diğer taraftan, Suriye’ye müdahale heveslerinin karşılığı olmadığı zamanla daha iyi anlaşılıyor, daha da anlaşılacak. O nedenle AK Parti çevrelerinin yol yakınken daha serinkanlı bir zemine çekilmesinde fayda var. Kürt siyasetinin de Cerablus konusunda, Türkiye ve küresel aktörlerin çekincelerini dikkate alarak ve daha temkinli davranacağını düşünüyorum. AKP’nin PYD’yi IŞİD ile kıyaslama ve baş düşman ilan etme siyaseti son derece isabetsiz, diğer taraftan HDP’nin de PYD sözcüsü gibi davranmasına gerek yok. Ancak böyle bir konuma gerek kalmaması için, bu ülkede yaşayan Kürtlerin bölgede yaşayan diğer Kürtler konusundaki hassasiyetinin herkesçe dikkate alınması ve anlaşılması gerekiyor. Dahası, “PYD tüm Kürtlerin temsilcisi değil” teranesinin Kobani olayları ve bölgede HDP’ye yağan oylar ile nasıl çöktüğünü kavramak lazım. AK Parti’nin, siyasetleri PKK karşıtlığından ibaret olan “makbul Kürtlerinin rehberliği” ile Kürtlerin ve dahi PKK sempatizanı olmayan Kürtlerin desteğini nasıl kaybettiği ortada. Bundan sonra, aynı kılavuzlar ile yol almaya devam ederse durum değişmeyecek, haberleri olsun. Kısaca, tekrarda fayda var: Son seçim bizi bir uçurumun eşiğinden döndürdü, şimdi mesele sonuçları iyi okumayı, bu çerçevede ezber bozmayı başarmak. Başta iktidar partisi, kaosa oynamak ve erken seçimle eskiye dönme hesabından vazgeçmeli; erken seçim kaçınılmaz olursa da, seçime “yeni bir başlangıç” hesabı ile girilmeli, yoksa siyasi kriz derinleşmeye devam edecek gibi görünüyor. Son olarak, herkesin görmesi gereken gerçek, Erdoğan dışında bir AK Parti’nin olmadığı. Unutmayalım, Erdoğan’ın “tek adam”lığı, karizması, siyasi becerisi ötesinde, önemli dönemeçlerde kişilik göstermekten, ilkesel davranmaktan imtina edenlerin eseri. Tam da bu nedenle, Erdoğan’sız AKP hesapları boş, ama diğer taraftan Erdoğan’ın da, “tek adamlık” siyasetinin kaçınılmaz sonucunun “tek başınalık” olacağını artık kavramasında fayda var. HDP’nin tavrı ‘Tek adamlık’ İki olasılık kaldı Koalisyon zor umhuriyet, Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin öncülüğünde, “16 sivil toplum kuruluşu”nun yürüttüğü “Açık Siyaset” kampanyası kapsamında milletvekilleri mal varlığını açıklamaya devam ediyor. Bu kapsamda CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan da mal varlığını açıkladı: Ankara Küçükesat’ta zemin katta bir daire, Ayvalık’ta bir yazlık ev. Eşine ait Opel Astra marka otomobil. Lezgin Botan HDP Van: 140 bin TL tutarında Van’da daire, 30 bin TL tutarında Peugeot 107 marka otomobil, 520 bin TL turarında Kevezli köyünde arsa (22,500 metrekarelik bir arsa da C Şeffaf vekillerin mal varlığını yayımlıyoruz ha her ne kadar adıma kayıtlı olsa bile bu arsa 2013 yılı itibariyle satılmış olup, 18. madde uygulamasından dolayı tapular ayrıştırılıp sahiplerine henüz devredilmemiştir), yürüteceğim kampanya sürecinde kullanacağım kaynaklar 10 bin TL nakit, 20 bin TL borç. Nursel Aydoğan HDP Diyarbakır: Ankara Dikmen’de 150 bin TL tutarında konut, Bursa’da 80 bin TL tutarında konut, Diyarbakır’da 250 bin TL tutarında konut.2011 model jetta marka 38 bin 500 TL değerinde otomobil. Milletvekili seçimleri için yürüteceğim kampanya sürecinde kullanacağım kaynaklar ise sahiplik. Özcan Purçu CHP İzmir: Aydın’da (miras)150 bin TL tutarında daire, Aydın’da 30 bin TL tutarında arsa (miras),2006 model megane marka 25 bin TL tutarında otomobil, 30 bin TL tutarında ziynet eşyası. Seçim sırasında yürüteceği kampanya süreci için ayrılan kaynaklar: 100 bin TL kendi altınları ve nakdi (bağışotomobil kullanma, mazot yardımı) Selami ÖzyaşarHDP Van: 250 bin TL tutarında konut (Van), 250 bin TL tutarında arsa (ÇanakkaleKarabiga),Ata 2 yapı kooperatifi, 2013 model 70 bin TL değerinde Volkswagen Passat otomobil, 30 bin TL tutarında takı. Milletvekili SARIHAN seçimleri için yürüteceği kampanya sürecinde kullanacağı kaynaklar ise toplam 25 bin TL tutarında sahip, borç ve bağış. Tuğba HezerHDP Van: Yalnızca seçim kampanyası sürecinde kullanılmak 20 bin TL tutarında bağış Yurdusev Özsökmenler HDP Van: 160 bin TL tutarında konut. Seçim kampanyasında kullanılmak üzere 25 bin TL tutarında nakdi bağış Ziya Pir HDP Diyarbakır: 50 bin TL bankada nakit para. Seçim kampanyası süresinde ise kendisinin kullanacağı 50 bin TL tutarında nakit para. SODEV’den ‘Temiz Meclis’ kampanyasına destek U luslararası Şeffaflık Derneği öncülüğündeki “Açık SiyasetTemiz Meclis” kampanyasına Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) da destek verdi. 16 sivil toplum kuruluşunun yürüttüğü ve gazetemizin de şeffaf vekillerin mal varlığını yayımlayarak katkıda bulunduğu kampanyaya destek sürüyor. SODEV Başkanı Erol Kızılelma yaptığı yazılı açıklamada, “Ülkemizin demokratikleşmesi için sürdürülen çabalar, siyasetin de yolsuzluk konusu nedeniyle kirlenmesi ve yaygın olarak bir zenginleşme aracı olarak kullanılması nedeniyle mesafe alamamaktadır. Demokratikleşme yolunda atılacak en önemli adım, siyasetin şeffaflaştırılmasından ve denetlenebilir olmasından; özetle siyasetin yolsuzluktan arındırılmasından geçmektedir” dedi. Kızılelma, Uluslararası Şeffaflık Derneği ve gazetemizin tüm milletvekillerinin gönüllüce mal bildirimlerini yapmaları çağrısını desteklediklerini bildirdi ve açıklama yapan milletvekillerini kutladı. l ANKARA / Cumhuriyet Bürosu C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle