Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cuma 3 Temmuz 2015 haber EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 12 4 milyonluk göç tehdidi ‘Suriye’ye müdahale’ tartışmalarına ilişkin bilgi veren üst düzey bir yetkili, IŞİD saldırısının ilkinden de geniş ve şiddetli bir göç dalgası sonucu doğuracağını söylüyor ŞİD’ın Suriye sınırındaki Tel Abyad’dan, PYD birliklerince yenilgiye uğratılıp gönderilmesi, Türkiye’nin çıkarlarına uygun bulunmakla birlikte; “etnik temizlik” iddiaları sebebiyle, PYD bakımından bir “sınav alanı”na dönüştüğü vurgulandı. Bu “sınav” kapsamında PYD’den, “Niyetimiz Kürtleştirme Çiğdem değil” taahhüdü ve buna uygun eylemselToker lik bekleniyor. “Suriye’ye müdahale” tartışmalarına “netlik kazandırma” amacıyla Ankara’nın güncel yaklaşımlarına ilişkin bilgi veren üst düzey bir yetkili, “Türkiye’nin ulusal güvenliğinin gerektirdiği her türlü tedbirin, sırası geldikçe” alınacağını vurguladı. IŞİD ile kıyaslandığında, PYD’yi bölgede “konuşulabilir, rasyonel bir oyuncu” diye tanımlarken, “PYD ile kanalların açık olduğunu, mesajların gelip gittiğini” kaydeden yetkili, şu değerlendirmeyi yaptı: “PYD ile Türkiye’nin ilişkisi, PYD”nin alacağı tutuma bağlı. PYD eğer burada yapıldığı söylenen ve görünen etnik temizlik, fütuhat gibi uygulamaları sadece DAEŞ ile mücadele kapsamında olduğunu, yani ‘onların bayrağını indirdiğimiz için bizimkini koyduk; Tel Abyad’ı Kürtleştirme gibi bir niyetimiz yok’ derse mesele yok. Ama Kürtleştirme gibi bir niyet varsa, mesele var. KürtArap çatışmasını Dış politika MHP’yi aşıyor HP’nin Meclis Başkanlığı oylamasındaki tavrının tepki çekmesi anlaşılır bir gelişmedir. Ancak, bu tavırda şaşılacak bir durum yok. Hafızamızı tazelersek bu partinin milliyetçi ve maneviyatçıları ilgilendiren en kritik oylamalarda AKP’nin örtülü koalisyon ortağı olarak davrandığı görülür. Bu kez de olan budur. AKP ve MHP yetkilileri her ne kadar “Henüz net bir şey yok” deseler de, yeni koalisyonun şekli de ortaya çıkmıştır. Meclis Başkanlığı oylamasından sonra ibre AKPMHP ortaklığına dönmüştür. Bu ortaklığın ömrü uzun olur mu, her şeye rağmen ufukta tekrar seçimler mi görünüyor, bu sorular tartışılmaya devam edilecektir. Burada asıl üzerinde durmak istediğim mesele farklı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “Güney hudutlarımızın öbür yakasında sınır ve derinliği net olarak belirlenecek bir alan üzerinde güvenlik kuşağı gecikmeksizin tesis edilmelidir” sözlerine dikkat çekmek istiyorum. Yakında muhtemelen başbakan yardımcısı olacak bir siyasetçiden gelen bu sözler, “savaşa mı sürükleniyoruz” diye kaygılanan birçok kişinin endişesini körükledi. Bahçeli’nin çağrısının MHP’nin iliklerindeki Kürt düşmanlığı ile yakından ilgili olduğu kesin, anlamı ise açıktır. TSK, Suriye topraklarında derinliği olan uzun bir şeridi işgal ederek orada bir tampon bölge kursun ki Suriyeli Kürtler, Iraklı Kürtlerin yaptığı gibi, bölgedeki karmaşayı kullanarak siyasi avantaj sağlamasınlar. Özetle, Suriye sınırlarımızda da bağımsız, otonom, adı ne olursa olsun, bir Kürt olgusu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle, “bedeli ne olursa olsun” mutlaka önlenmeli. MHP açısından “IŞİD’e karşı mücadelede zemin kazanmak” veya “mülteci akımını durdurmak” gibi argümanlar ikincil konumdadır. Asıl amaç Kürtlerin önünü kesmektir. Türk ordusu bunu yapacak güçtedir ve derhal yapmalıdır. Türk ordusunun sadece bölgenin değil, dünyanın en güçlü ordularından biri olduğu kuşku götürmez. TSK’de de MHP’nin istekleri doğrultusunda hareket edilmesini isteyenlerin olduğunu tahmin etmek güç değil. Ancak ABD’nin “güçlü ordusunun” bile Ortadoğu batağında saplanıp kaldığını unutmamak gerekiyor. Günlerdir basına sızdırılanlardan anlaşılacağı gibi, komuta kademesinin değerlendirmelerine göre MHP’nin yapılmasını istediği hele hele “gecikmeksizin” yapılmasını istediği şey sanıldığı kadar kolay değil. Burada söz konusu olan, geçmişte Irak’ta gerçekleştirilen türden bir “girçık” operasyonu değil. İşgal edilecek yabancı topraklarda geniş bir alanın aylarca, belki yıllarca, PKK, YPG ve IŞİD gibi örgütlerin yanı sıra Suriye ordusuna karşı korunmasını gerektirecek bir durumdan söz ediyoruz. Üstelik uluslararası destek alma olasılığı zayıf olan bir durumdan... Konuştuğum “omzu kalabalık” hiçbir emekli asker, Türkiye’nin böyle bir girişimden kolay çıkabileceğine inanmıyor. Çoğu, “Türkiye oraya girerse kiminle savaşacağı bile belli değil” diyor. Başka bir ifadeyle, çok iyi düşünülmeden Suriye’ye girilirse bunun ülkemize çok ağır bir “bedeli” olabilir. MHP’nin istediği, sonuçta İsrail’in zamanında kimseyi dinlemeden tek taraflı olarak Güney Lübnan’da oluşturduğu, fakat sonunda bölgesel istikrarsızlığı artırmaktan başka bir şey sağlamadan çekilmek zorunda kaldığı türden bir tampon bölgedir. Açıkçası Bahçeli, Suriye’de kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmayan karmaşayı, Türkiye lehine olmayan bölgesel dengeleri ve küresel yansımaları hesaba katmadan olmayacak duaya amin diyor. MHP’li yetkililer elbette ki niyetlerinin Türkiye’yi maceraya sürüklemek değil, ulusal güvenliği sağlamak olduğunu söylüyorlar. Ancak, Türkiye’nin güvenliğini sağlamak sınırlarımızda başlar. Mevcut karmaşık ortamda sınır ötesine geçip orada kalmakla güvenliğimizin beklenmedik tehlikelere karşılaşması olasılığı yabana atılamaz. Bahçeli’nin sözleri iki şeye işaret ediyor. Ya milliyetçi tabanı hoş tutmak amacıyla, içinin boş olduğunu bilerek, demagoji yapıyor ya da AKP’nin bile anlamakta zorlandığı dış politikanın MHP’yi aşan bir konu olduğunu gösteriyor. M I Bu öngörü doğrultusunda ABD’nin de IŞİD’e yönelik bir hava operasyonu yaptığı kaydediliyor. Diğer yandan, bu gelişmeye bağlı olarak, Türkiye’den yönelen bir topçu atışı da yok. Fakat bu durum belirtilirken “henüz” ifadesi kullanılıyor... Yetkililer, Türkiye’nin sınırındaki ulusal güvenlik konusunda zaten uzun süredir değişik kademelerde (askeri, idari, hukuki) tedbirler alındığını anımsatarak, “her türlü tedbirin sırası geldikçe alınacağını”, devlet olmanın bunu gerektirdiğini yineliyor. Orgeneral Huduti Kilis’te Dönüm noktası 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti dün askeri helikopter ile Kilis’e gitti. (sağda) Kilis Valisi Süleyman Tapsız’ı (solda) makamında ziyaret etti. Daha sonra Orgeneral Huduti ve beraberindekiler, öğleden sonra da sınır hattındaki hudut karakollarını denetledi. Fotoğraf: AA Toplantı tarihi: 28 Mayıs. IŞİD ile Suriye rejiminin “adamları” arasında. Rejim “rejim yetkilileri” IŞİD’e “Buraya harekât yaparsanız biz de size havadan destek veriyoruz” diyor. Aslına bakılırsa, Şam rejiminin bugüne dek başka noktalarda da IŞİD’e hava desteği verdiği biliniyor. Yani ilk değil. Ancak bu kez tarif edilen bölge çok yakınımızda. (Öncüpınar ve Cilvegözü sınır kapılarına yakın.) 4 milyon kişilik bir nüfusu kapsıyor. Rejim destekli bu olası IŞİD saldırısının ilkinden de geniş ve şiddetli bir göç dalgası sonucu doğuracağı öngörülüyor. fitili, Türkiye’nin sınırları boyunca ateşlenirse, bu ateş Türkiye’yi de yakar.” Hükümete bakıldığında, IŞİD’e yönelik bugüne kadarki “ılımlı” tutumunda belirgin bir değişim yaratan dönüm noktası da gün yüzüne çıkmaya başladı: Şam rejiminin “Halep’in kuzeyini bıraktık” dediği IŞİD’in muhtemel bir saldırısı sonucu Türkiye’ye yönelecek yeni ve şiddetli bir göç tehdidi tehlikesi. Ankara’yı alarme eden gelişme şöyle: İdlib’in düşmesinin ardından Haseke’de bir toplantı gerçekleşiyor. Peki, hukuki altyapı ne kadar sağlam? Bu soruya “hukuki zeminin var olduğu” yanıtı geliyor. Irak’ın vaktiyle, IŞİD tehdidi bağlamında 51. madde kapsamında BM’ye başvurduğu anımsatılıyor. Üst düzey yetkili, IŞİD ile El Kaide arasındaki farkı ise El Kaide’nin Batı hedeflerine yönelik olduğunu, buna karşılık IŞİD’in böyle bir “territory” yerine biat isteyen bir yapıda olmasıyla izah ediyor. Türkiye’nin ISİD’e destek olduğu yaklaşımını kabul etmeyen yetkili, IŞİD’in Türkiye’de tabanı olmadığını ancak Türkiye’nin coğrafi olarak tıpkı uyuşturucu gibi yabancı insan geçişinde de transit bir ülke konumunda olduğunu, yanı sıra 2 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapan “açık kapı” politikasıyla birlikte, IŞİD’in küresel network becerisinin de yabana atılmamamsı gerektiğini belirtiyor. 51. madde anımsatılıyor Büyükelçi PYD’ye göz kırptı ABD Büyükelçisi John Bass: ‘Bizim için önemlisi DEAŞ ile kimin mücadele ettiği’ DUYGU GÜVENÇ D Kapkaççıyı YDGH’ye mi teslim ettiler BD’nin Ankara Büyükelçisi, Türkiye’nin sınırda büyük oranda kontrol sağlayan PYD’ye yönelik eleştirilerine karşın, “Bizim için önemlisi DEAŞ ile mücadele” dedi. Büyükelçi Bass ABD milli günü nedeniyle düzenlenen resepsiyonda bir grup gazetecinin sorularını yanıladı. Bass Türkiye’nin başta Tel Abyad olmak üzere etnik temizlik yaptığından endişelendiği PYD ile ilgili endişelerinin anımsatılması üzerine şunları söyledi: “Bizim açımızdan çok önemli olan bir şey var. O da Suriye’de sınır bölgesini kim kontrol ediyorsa birincisi DEAŞ ile mücadele etmeli, DEAŞ’ın o bölgeyi kontrol etmesini engellemeli.” Büyükelçi, Türkiye’nin çabalarıyla DEAŞ’ın kaçakçılığının önüne geçilmeye çalışıldığını belirtirken, “İkincisi demokratik ve toprak bütünlüğü korunmuş bir Suriye ilkesine bağlı olmak. Üçüncüsü de o bölgenin vatandaşlarının kendi yaşamını sürdürmesine izin vermek ve çatışmalar nedeniyle yerlerinden edilmiş kişilerin kendilerini güvende hissetikleri zaman evlerine dönmelerine izin verilmesi” dedi. Bass, “Türkiye ve ABD’nin bu üç ilkeye bakışının” “çok tutarlı” olduğunu belirtirken, “Bu konudaki beklentilerimizi PYD’ye iletmekte çok netiz. Son zamanlarda PYD’nin DEAŞ’ı çıkardığı bölgede bunlarada bağlı kalması noktasında beklentileri iletmekte çok kararlıyız” dedi. Büyükelçi Suriye’nin kuzey batısında dolayısıyla Türkiye’nin sınırında DEAŞ’a karşı Türkiye ile ABD’nin endişelerinin ortak olduğunu belirterek, “Tıpkı Suriye’nin merkezinde ve diğer bölgelerdeki DEAŞ varlığından endişe duyduğumuz gibi” diye konuştu. l ANKARA A Baas: Çok netiz KESK, DİSK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla bir araya gelen çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu üyesi, gerçekleştirdikleri yürüyüşle Suriye’ye yönelik olası bir savaşa karşı barış talebini dile getirerek, “Savaşa hayır” diye haykırdı. Taksim Tünel’de dün akşam saatlerinde bir araya gelen aralarında HDP’nin de bulunduğu çok sayıda siya Sivil örgütler savaşa karşı yürüdüler si parti ve sivil toplum kuruluşu üyesi, “Halkların kardeşliğini ve barışı savunacağız, savaşa hayır” pankartı açarak, “Katil IŞİD, işbirlikçi AKP” sloganı eşliğinde Galatasaray’a yürüdü. Yürüyüşte Bilal Erdoğan’ın ok atarken çekilmiş bir fotoğrafı üzerine yazılan “Bilal Gitsin Savaşa” dövizi dikkat çekti. KAYHAN AYHAN/ İSTANBUL Kirby: IŞİD koalisyonun sorunu BD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü John Kirby, Türkiye’nin Suriye içinde tampon bölgesi kurması planları ile ilgili olarak günlük basın toplantısında yorumunun sorulması üzerine: “ABD, Türkiye’nin IŞİD’in kuzey Suriye’de olması ile ilgili endişelerini paylaşıyor. IŞİD’in bulunması, Türkiye’ye ve koalisyon ortaklarına tehdit oluşturmaktadır. IŞİD ile mücadele için birçok koalisyon üyesinin farklı yardımlar yapması gerekmektedir. Bu sadece Türkiye’nin değil, A ‘Tampon’u savunmak zor Düz arazi koşulları, donanımlı ve büyük birlik gerektiriyor SERTAÇ EŞ koalisyonun da sorunudur” dedi. Türkiye ve ABD arasındaki büyük politika farklılığı sorulduğunda ise Kirby, “Suriye’deki büyük sorunun IŞİD’in varlığı ve tehdit oluşturmasıdır” dedi ve savaşın odağının da IŞİD olacağını tekrar etti. Kirby, “Türk meslektaşlarımızın endişelerini anlıyoruz. Ama buradaki büyük sorun, Irak ve Suriye’de IŞİD’in büyümesidir, genişlememiş olsa da bölgesel ve bütün müttefiklerimize tehdit oluşturmaya devam etmesidir” dedi. iyarbakır’da bir okulun önünde 5 Mayıs günü kapkaç yaptığı ileri sürülen 18 yaşından küçük C.O., okulun müdür yardımcısı M.Z. ve hizmetli O.K. tarafından yakalandı. İddiaya göre 155 Polis İmdat telefonunu arayan müdür yardımcısı ve hizmetli, polis gelmeyince C.O.’yu okul müdürü Ş.A.’nın odasına götürdü. Diğer müdür yardımcıları R.B. ve N.İ. da şüpheli çocuğu odada tuttu ve okula çağrılan Bağlar semtindeki bir derneğin yöneticisi olan F.G.’ye teslim etti. Kapkaç yapmakla suçlanan C.O.’yu alan F.G. onu dernek binasına götürdü. Burada dernek başkanı Ş.A. da PKK’nin gençlik yapılanması olan Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDGH) üyesi 3 kişiyi çağırdı. Derneğe gelen YDGH üyeleri de C.O.’yu dövdüğü, ardından düzenli olarak derneğe gelmesi ve YDGH adına eylemlerde bulunması yönünde tehdit etti. YDGH mensupları daha sonra C.O.’yu serbest bıraktı. Hazırlanan iddianamede aralarında okul müdürü Ş.A., müdür yardımcıları M.Z., R.B., N.İ., dernek başkanı Ş.A. ve dernek yöneticisi F.G. hakkında “Silahlı terör örgütüne üye olmak” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak” suçlarından 9 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası istendi. Tutuklu 6 sanığın yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak. l DİYARBAKIR/ DHA İ Canlı bomba şüphesi D Baraj yolunda bombalı saldırı iyarbakır’ın Silvan ilçesindeki Silvan Baraj inşaatının güvenliği maksadıyla görevlendirilen askeri araçların intikali sırasında terör örgütü mensuplarınca yol kenarına bırakıldığı değerlendirilen el yapımı patlayıcı infilak etti. Olayda can kaybı yaşanmazken, bir zırhlı araçta hafif hasar meydana geldi ve patlamadan kaynaklı çukur oluştuğu. Diyarbakır Valiliği’nden yapılan açıklamada yapımı devam eden Silvan Barajı’nın, GAP kapsamında Atatürk Barajı’ndan sonra Türkiye’nin ikinci büyük sulama barajı olacağı hatırlatılarak, projenin tamamlanmasıyla 2 milyon 350 bin dekar tarım arazisinin sulanacağı ve yaklaşık 318 bin kişiye iş imkanı sağlanmasının öngörüldüğü vurgulandı. l DİYARBAKIR/ AA ürkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde oluşturmak istediği güvenli bölgenin coğrafi yapısı nedeniyle “Askeri açıdan kontrol altına alınmasının kolay, savunmasının daha zor” olduğuna dikkat çekiliyor. Bölgenin arazi yapısını değerlendiren Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu, “Savunma ve gözetleme ile ateş üstünlüğü için tepe, sırt gibi coğrafi yapılar önemli. Burada yapay engeller oluşturmak gerekli. Yani ateş ve insan gücü daha fazla planlanmalı” diye konuştu. Suriye’nin kuzeyinde güven T li bölge oluşturulmalarının aynı zamanda sı dahil her konuda habölgenin savunulmazırlık yapması yönünsı açısından da avande Başbakan Ahmet taj yaratmadığına dikDavutoğlu’ndan yazılı kat çekti. Kuloğlu, “Böldirektif alan Genelkurgenin yapısı düz arazi. may Başkanlığı’nın deBir sırt olmalı ki gözetğerlendirmeleri sürüleme ve ateş üstünlüğü yor. Askeri kaynaklar, imkanı olsun” dedi. “ihtimaliyat planlama Kuloğlu Olası güvenlikli böllarında” tehdit kaynaklagenin savunması için rının ve buna göre önlemlerin ateş gücü ve insan gücünün güncellendiğini dile getiriyor. mecburen fazla olması gerekTSK’nin olası harekat yapabitiğini belirten Kuloğlu, “Buraleceği bölgeyi değerlendiren da suni olarak engel yapılması Kuloğlu, coğrafi yapısı nedelazım. Hendek kazılacak, mevniyle askeri harekat açısından zi kazılacak, tümsek oluşturuzorluk bulunmadığını dile gelacak” dedi. tirdi. Kuloğlu, düz arazi koşulTSK’nin karşısında düzenli ordu değil, IŞİD, El Nusra, PYD gibi grupların olacağını belirten Kuloğlu, “Havadan, karadan gözetleme unsurlarının kullanılması gerekiyor. Tehdit oluşturanlar gerilla tipi çatışma yapıyor. Düzenli orduya karşı savaş değil, sabotaj, küçük çaplı sızma saldırıları olabilir. Buna karşı da teyakkuz durumunun yüksek tutulmasına yönelik tedbirlerin ön planda olması lazım. Oraya girdiğiniz zaman bir kaosun içine girdiğinizi bilmeniz lazım. Neyin nereden geleceğinin zor kestirileceği bir bölge. Bu bilinçle önlem alınır” değerlendirmesini yaptı. l ANKARA zmir’de bir minibüste 14 kilo C 4 plastik patlaycı ile yakalanan zanlının ağır verem hastası olduğu ve canlı bomba eylemi yapmayı planladığı öne sürüldü. Erzurum doğumlu olan zanlı G.S.’nin, 2010 yılında Kuzey Irak’a geçip PKK’ye katıldığı öğrenildi. İleri derecede verem hastası olmasından dolayı G.S.’nin, bombalı saldırı için 5 gün önce Türkiye’ye gönderildiği öne sürüldü. Sırt çantasıyla, keşif yapan G.S.’nin, saldırı noktasına karar verdikten sonra önceki akşam saatlerinde, Sarnıç piknik alanında daha önceden başka terör örgütü elemanlarınca gömülmüş olan pet şişeler içindeki patlayıcıyı çıkardığı saptandı. Polis, güvenlik kamerası kayıtlarından, bombanın çıkartıldığı noktayı tespit edip arama yaptı. Burada da 5 fünye ele geçirildi. PKK üyesi G.S’nin verem hastalığının ilerlemiş olmasından dolayı canlı bomba olarak kullanılacağı ihtimalinin de araştırıldığı kaydedildi. l İZMİR / DHA C M Y B