10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 24 Temmuz 2015 KULTUR Grup Yorum’dan Suruç katliamı için konser Grup Yorum, “Suruç katliamından hesap sormak için” dinleyicilerini konserlerine çağırıyor. Yorum, 26 Temmuz saat 19.00’da Okmeydanı Sibel Yalçın Parkı amfiteatrda konser verecek. “Aç çocuklar gülsün diye, ekmeğe adalete doysun diye” dinleyicilerini konsere çağıran Yorum, konseri Suruç’ta yaşanan katliamda ölenler atfediyor. EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK ‘Archie’nin çizeri Moore’a veda Dünyaca tanınmış çizgi roman serisi ‘Archie’nin 1953 ve 1988 yılları arasında çizerliğini yapan sanatçı Tom Moore’un, hafta başında 86 yaşında El Paso’da öldüğü ortaya çıktı. Konuyla ilgili olarak sanatçının yaşadığı El Paso’da çıkan yerel gazetede Moore için bir saygı ve portre yazısı sunulurken, sanatçının ‘tipik Amerikan genci’nin portresini çizen kişi olduğuna atıf yapıldı. Öyleyse, sivil itaatsizlik: ün, yazar Bilgesu Erenus’tan PEN Yazarlar Derneği’ne gelen ve tüm üyelerimizle paylaşmamızı istediği bir mektup, bir çağrı; kanımca yalnız üyelerimizi, yazarları, sanatçıları değil, tüm yurttaşları ilgilendiriyor... “El Kapısı”, “İkili Oyun”, “Kelaynaklar”, “Güneyli Bayan”, “Halide”, “Misafir” gibi nice değerli oyunu tiyatromuza kazandırmış Bilgesi Erenus, aynı zamanda, ezilenin, haksızlığa uğrayanın yanında yer alan, konuşmalarına izin verilmeyenlerin sesi olmuş bir ses. Bana ilettiği kişisel notu okurken (“Bir de bunu deneyelim dedim” sözü üzerine) o demese bile, ben içimden “muhteşem bir sivil itaatsizlik örneği” demekten kendimi alamadım. D Sözümüz Meclisten İçeri ten sonra bu çağrıyı yapıyor. İşte “Sözümüz meclisten içeri” başlıklı o çağrı: kitabına verdiği adla yaygınlaştığına, kökleri taa Socrates’e kadar iner. Bireyin eleştirilerini dile getirme ve eyleme dönüştürme yöntemidir. Yasalara uymaz belki ama meşrudur, demokratiktir. Vicdan sesini dinler. Yasal yolların tükendiği yerde vicdanlara yapılan bir çağrıdır. Kesinlikle şiddeti dışlar. Gandhi, Martin Luther King... Bizde “Sürekli aydınlık için Bir dakika karanlık” eylemi... Askere gitmemek, “vicdani ret” de sivil itaatsizliktir. Erenus, Fikret Başkaya’nın “Seçimlerin demokrasiyle uzaktanyakından bir Bilgesu Erenus ilgisi yok!” başlıklı yazsını okuduktan sonra bu çağrıyı yazmayı düşünmüş. “İmza atma, ışık yakıp söndürmece, hatta meydanlarda gaz yemece, yetmiyor artık, yine Meclis’e yönelik yeni bir sesleniş ve tepki bildirimi” dedik“7 Haziran 2015 seçimlerinde yüzde on barajının marifetiyle milli irade iddiasıyla Meclis’e konuşlandırılan 550 vekile toplu sesleniş; Vekil başınıza temsil etme iddiasında olduğunuz 103 bin kişiden birileri olarak Suruç’ta geleceğe yönelik ışığımızı karartmaktaki vurdumduymaz payınız için bundan böyle elektrik faturalarımızı ödemeyeceğimizi önce sizin bilmenizi istedik. Bunu bizlere, sınıra sevgi, paylaşma, sanat, kültür götürdükleri için öldürülen çocuklarımız hatırlattı, “bugüne dek sermayeye çalıştığım yeter, biraz da çocuklar için çalışayım” diyen işçi gencimize borçluyuz. 17 Elektrik Faturamızı Ödemeyeceğiz: “Sivil itaatsizlik” teriminin bakmayın 1849’da Henry David Thoreau’nın Sivil itaatsizlikten korkmayın! Bu borcu sizler algılayamasanız bile, kısa bir süre önce özel sermayeye devredilen elektrik kurumu algılamakta gecikmeyecektir. Bize yönelik tutumlarını bekledikten sonra, “elektrik faturalarınız yatırmayın” çağrısını yine sizlerin temsil ettiği söylenen Türkiye nüfusunun ezici çoğunluğu, işçiler, küçük esnaf, iğreti işlerde çalıştırılanlar, tarım işçileri, topraksızlar, sanatçılar, işsizler, öğrenciler bürokratlar, emeklilere yönlendireceğiz. Bizlerin geleceğe yönelik ışığını karatma çabasında olanlar, ancak kasaları çalışmadığında düzenin böyle sürmeyeceğini fark edebilirler. Meclis yemininde gösterdiğiniz çabayı her sabah kendinize yönelik bir seslenişe dönüştürmeniz dileğiyle: Bu sesleniş, “103 bin kişiyi temsil ediyorum, insan üstü müyüm neyim diyeceğim yerde, düşünmeye başlasam iyi ederim” yalınlığında olabilir. Bu hafta ‘Beden’, ‘İki Aşk Arasında’, ‘Kâğıttan Kentler’, ‘Acemi Çapkın’, ‘Son 5 Yıl’ ve ‘Deccal’ gösterime giren filmler arasında İncelikli bir babakız dramı: Beden ABD, 1 Fransa, 1 Polonya, 1 Norveç ve 1 yerli olmak üzere toplam 8 filmin gösterime girdiği, nicelik bakımından göz doyurucu ama nitelik bakımından çok kısır bu yaz haftasının sinemaseverler açısından en önemli olanı kuşkusuz Polonya yapımı “CialoBeden”. Ne yazık ki basın gösterimini kaçırdığımız ve son Berlin film Festivali’nde yönetmeni Malgorzata Szumowska’ya en iyi yönetmen ödülünü kazan 4 dıran “Beden”, annesini yeni kaybetmenin acısını henüz atlatamamış, kendini toparlayamamış, anoreksiya hastası kızını (Justyna Suwala) bir rehabitasyon merkezinde tedavi ettirmek için başvurduğu uzman bir ruh doktoruna (Maja Ostaszewska) teslim eden, işi başından aşkın bir savcı babanın (Janusz Gajos) dramına odaklanıyor. Kendini birtakım tuhaf cinayet olaylarını çözmeye vermiş, bilime, mantığa sıkı sıkıya bağlı, aşırı kuşkucu babayla kızının hikâyesini sevecen bir yaklaşımla aktaran yönetmen Szumowska, özenli, duyarlı sinematografisi ve yakınlarının ölümüne üzülmeyle baş etmeye çabalayan inançlı karakterleriyle, meraklısını 1.5 saatliğine perdeye bağladığı “Beden”de, Polonya’daki kürtaj yasağını eleştirmekten, laiklikle din arasındaki çatışmanın altını çizmekten de geri durmuyor. Kısacası baştan sona ilgiyle izlenen, incelikli bir babakız dramı olarak haftanın filmi nitelemesini hak ediyor “Beden”. Jessica Alba O hayranları katlanabilir... Yeni korku denemesi ‘Deccal’ ir okulun tiyatro salonunda yıllardır uyuyan lanetin tekrar uyanması entrikasına dayanan “The GallowsDarağacı”ysa Travis CluffChris Lofing yönetmen ikilisinin, ‘buluntu görüntü’ esprisi üstüne kurduğu, yeni bir korku filmi denemesi. Grethe BoeWaal’ın yönettiği ve kutupta, vahşi doğanın göbeğinde yaşanan bir macerayı aktaran “Operasjon ArktisKutupta Macera” da, daha çok genç seyircilere hitap eden bir Norveç filmi. Haftanın tek yerli yapımıysa, “Ammar:Cin Tarikatı”, “Azazil: Düğüm” gibi filmleriyle tanınan Özgür Bakar’ın yönettiği yeni korku denemesi “Deccal”. rta yaş krizine girmiş, içkiden de uzak duramayan bir İngilizce öğretmeninin (James Bond’luktan emekli Pierce Brosnan) yakınlaşıp istemeksizin hamile bıraktığı genç, güzel öğrencisi (Jessica Alba) ve ablasıyla (Salma Hayek) sürdürdüğü ilişkisini konu edinen, ABD2014 yapımı “How to Make Love Like an Englishman” de, “İki Aşk Arasında” adıyla bugün afişlere çıkan, haftanın bir başka vasat romantik komedisi. Tom Vaughan’ın yönetiminde BrosnanAlbaHayek gibi 3 yıldızı barındıran kadrosuna karşın beklentileri karşılayamayan, geçen yıldan kalma “İki Aşk Arasında”ya ancak Pierce Brosnan ya da Jessica Alba hayranları katlanabilir sanırız. ‘Son 5 Yıl’ seyre değer ine ABD yapımı “The Last Five YearsSon 5 Yıl” ise İngiliz kökenli senaristyönetmen Richard LaGravenese’nin imzasını taşıyan, yeni romanıyla adını duyurmuş, geleceği parlak bir yazarla (Jeremy Jordan) mesleğindeki birtakım sorunlarla başı beladaki genç bir oyun Y cunun (Anna Kendrick) beraberliğini hikaye eden, müzikal ağırlıklı bir başka komedi. Jason Robert Brown’ın ödüllü müzikalinden perdeye uyarlanıp başroldeki A.KendrickJ. Jordan çiftinin başarılı yorumlarıyla beğenilen, haftanın seyre değer bir başka filmi sayılabilir “Son 5 Yıl”. B Bir yaz filmi ‘Kağıttan Kentler’ BD’de ‘Young AdultGenç Yetişkin’ okur kesimine hitap eden romanlarıyla tanınan yazar John Green’in aynı adlı romanından uyarlanan “Paper TownsKağıttan Kentler”, ansızın ortadan kaybolan çocukluk aşkı, macera seven, delidolu, gizemli Margo’nun (Cara Delevigne) peşinden bir kendini keşfetme yolculuğuna çıkan Quentin’le (Nat Wolff) yer yer büyük laflar eden, 18 yaş döneminin çalkantıları içindeki arkadaşlarının kahramanı oldukları, iddialı bir gençlik filmi. A Okulun en popüler ve gözde kızlarından olan, eve kapı yerine pencereden giren, marjinal Margo rolündeki bebek yüzlü süpermodel Cara Delevigne’e Nat Wolff, Halston Sage, Cara Buono, Caitlin Carver gibi genç oyuncuların eşlik ettiği, FloridaOrlando’da geçen “Kağıttan Kentler”, sözümona yüksek dozda gençlik ateşi, inişliçıkışlı ergenlik hissiyatı ve bol bol gizemle romantizm içeriyor. Bizce gişeye yönelik tezgâhlanmış, oldukça yapay ve sıradan bir yaz filmi “Kağıttan Kentler”. Sabun köpüğümsü yaz seyirliği ’art d’aimerAşk Sanatı”(2011) adlı önceki filmini göremediğim Fransız yönetmen Emmanuel Mouret’nin senaryosunu yazıp yönettiği ve başrolünü de üstlendiği “Caprice” “Acemi Çapkın” adıyla gösterimde. Eski Trabzonsporlu futbolcu Ogün’e çok benzeyen Mouret’nin, sevgi dolu ilkokulyuva öğretmeni Clement rolünde boy gösterdiği “L “Acemi Çapkın”, karısından ayrılmış Clement’ın nicedir oyunlarını seyredip hayranlık beslediği, hatta âşık olduğu tanınmış, güzel tiyatro oyuncusu Alicia’yla (Virginie Efira) ilişkisi ekseninde gelişiyor. ClementAlicia aşkının yanı sıra bir başka aşk daha var filmde, aynı mahallede oturan, şimdilik yan rollere talim eden Caprice adındaki gözü kara genç oyuncuda (Ana is Demoustier) Clement’a abayı yakmıştır körkütük. Bazı yanlış anlaşılmalara dayanan, basmakalıp senaryosunun ve klişe karakterlerinin kurbanı olarak son tahlilde sıradanlıktan kurtulamayan, finali de uzatıldıkça uzatılmış bu Fransız yapımı, beylik romantik komedi denemesi “Acemi Çapkın” ancak bu tür filmlerden hoşlananlara salık verilecek cinsten, sabun köpüğümsü bir yaz seyirliği. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle