28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAĞLIK 14 Cep telefonu 16 yaşından küçüklere önerilmiyor. Ürolojik kontrolleri aksatmayın, böbrek kanserine yakalanabilirsiniz Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Berkan Reşorlu, “sessiz tehlike” olarak nitelediği böbrek kanserinin sıklıkla 4070 yaşlarında ortaya çıktığını, erkeklerde kadınlara oranla iki kat daha sık görüldüğünü belirterek erken tanı için ürolojik kontrollerin aksatılmaması gerektiğiEDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ ni söyledi. Reşorlu, böbrek kanserinin son yıllarda görülme oranının arttığını ve sıklıkla belirti vermeden sinsice ilerlemesi nedeniyle teşhis edilmesi zor bir hastalık olduğunu anlattı. Reşorlu “Erken evrede tanı konulan hastaların büyük kısmı başka bir nedenle yapılan görüntülemeler sırasında saptanmaktadır” dedi. l AA Cuma 24 Temmuz 2015 Küçük ama önemli adım Elektromanyetik kirliliğe karşı Alzheimer’ı yavaşlatabilecek ilacın açıklanması hastaları heyecanlandırdı. Hastalığı yavaşlatan ilaç alzheimerın kesin tedavisiyle ilgili çalışmalara ışık olacak Her gün bir kâse yoğurt üksek gerilim hatları, telefon, televizyon ve radyo vericilerinin, elektrikli ulaşım ağlarının dört bir yanımızı çevirdiği şehirde ve elektronik aletleri sıkça kullandığımız evimizde çocuklarımızı elektromanyetik kirlilikten tamamen korumak mümkün değil ama bazı pratik önlemler alarak etkilerini azaltmak mümkün. Doktor Sinan Akkurt, ise ailelere çocukları ile ilgili şu önerilerde bulunuyor: “16 yaş altındaki çocukların cep telefonuyla konuşmaması, elektrikli battaniye ve bebek telsizi kullanılmaması, elektrikli oyuncak yerine pilli oyuncak tercih edilmesi gerek, evdeki elektrikli aletleri kullanmadığınızda kapatın, her gün bir kâse yoğurt yedirin.” Elektromanyetik kirlilik aslında hayatımızın her alanında var. Ancak söz konusu çocuklarımız olunca durum tabii ki daha da önem kazanıyor. Dr. Sinan Akkurt, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) 16 yaşın altındaki çocukların cep telefonu kullanmalarını önermediğini anımsatarak, “Aynı şekilde hamileler ve yaşlılar da zorunlu olmadıkça cep telefonu kullanmamaya özen göstermeliler” diyor. Akkurt şu önerilerde bulunuyor: Elektrikli battaniye kullanmayın: Halen bazı evlerde elektrikli battaniye kullanılıyor. Ayrıca son dönemde bir moda gibi yayılan bebek telsizi de diğer tüm telsiz aletlerde olduğu gibi bir elektromanyetik alan kaynağıdır. Bunlardan vazgeçmeliyiz. Elektrikli oyuncak yerine pilli oyuncak tercih edin: Birçok çocuk oyuncağının şarjlı, elektrikli olanları yerine pilli olanları var. Elektrik yerine pille çalışanlar daha doğru tercihler olacaktır. Bulaşık, çamaşır makinesi çalışırken 1 metreden fazla yaklaşmayın: Evdeki elektrikli aletler çalışırken kendimiz de, çocuklarımız da 1 metreden fazla yakınlarında durmamalıyız. Saç kurutma makinesini aralıklı çalıştırın: Çocukların saçlarını kurutma makinesi yerine mümkün olduğunca doğal kurumaya bırakmalıyız. Saç kurutma makinesi ve mikrodalga fırın en yüksek radyasyonu yayan cihazlar arasındadır. Evdeki elektrikli aletleri kullanmadığınızda kapatın: Bekleme modunda tutmayın. Kökten kapatın ya da fişten çekin. Çocuk odasında bilgisayar, telefon ve televizyon bulundurmayın. Her gün bir kâse yoğurt yedirin: Radyasyona maruz kalmış vücuttaki hücre ve dokuların kendisini tamir edebilmesi açısından beslenme de önemlidir. Bunun için et, süt, yumurta gibi protein ağırlıklı bir beslenme şekli ve özellikle her gün mutlaka bir kâse yoğurt tüketimi yararlıdır. l İSTANBUL/Cumhuriyet Y lzheimer ile ilgitı. Kulaksızoğlu, “Bugüne kadar yapıli yapılan bir çalan pek çok ilaç çalışması ne yazık ki lışmada “Solanehayal kırıklığı ile sonuçlandı. Umazumab” etken etken madrım bu ilaç, diğerlerine ümit vadedeli ilacın, ilerlememiş der. Gündemde olan Lilly’nin SolaneAlzheimer’i yavaşlatabilezumab adlı ilacı için de çok ümit veSİBEL ceği, bunun için erken evrici konuşamayız. Çünkü hastalığın BAHÇETEPE rede alınması gerektiğinin altta yatan nedeni tam bilinmiyor. açıklanması, hastaları da heyecanlanDünyada 44 milyon alzheimer hastası dırdı. Nörologlar ise her yeni yapılan var, bu sayının 2050 yılında 135 milyoçalışmanın bir adım olduğunu ancak na çıkacağı tahmin ediliyor. Hastalığa bu çalışmaların gereğinden fazla abarçare olacak ilacı bulmak tüm intılmasının doğru olmadığını, hasta yasanlığa hizmet olacak kınlarında gereksiz umutlara yol açtığı ama henüz orada nı söylediler. değiliz” diye koAmerika’daki Uluslararası Alzheimer nuştu. Birliği Konferansı’nda geçtiğimiz günlerde “müjde” diye açıklanan ve 1,5 yıl sonra piyasada olacağı söylenen ilaç ile ilgili bilim dünyası hastaları uyardı. Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu, hastalık ile ilgili dünyada 150’nin üzerinde ilaç çalışmasının sürdüğünü, hastalığın neden oldu Kulaksızoğlu ğuna dair çok net bilgi olmadığı için ilaç bulmanın da kolay olmadığını söyledi. Hastalığı kesin tedavi edecek veya ortaya çıkmasını durduracak sonuçlanan bir çalışmanın olmadığını belirten Kulaksızoğlu, var olan ilaçların hastalığın seyrini yavaşlattığını anlat A Her çalışma bir umut örolog Yrd. Doç. Dr. Sevda Sarıkaya ise ülkemizde yaklaşık 450 bin kadar alzheimer hastasının olduğunu ve yaşam süresinin artması ile birlikte Alzheimer hasta sayısının da artacağını söyledi. Hastalık ile ilgili yapılan yeni yapılan çalışmanın bir adım olduğunu ama bu çalışmaların gerçek sonuçlarından uzak ve “müjde” şeklinde lanse edilmesinin hastalarda umutlara yol açtığını dile getirdi. “Bazen umut tacirliğine kadar varan bu durum, kötüye de kullanılabiliyor. Henüz çalışması süren ya da çalışması yapılmış ama pozitif sonuç alınmamış yöntemler çok yük Sarıkaya sek fiyatlarla hastalar üzerinde uygulanabiliyor. Bu nedenle sonuçları çarpıtılarak sunulan ve fazla umut vaat eden haberlerin doğru olduğunu düşünmü N yorum” diyen Sarıkaya, söz konusu çalışmanın da yeni bir çalışma olmadığını söyledi. Sarıkaya, özetle şunları söyledi: “Bahsi geçen ilaç 20022012 yılları arasında yapılan araştırmada etkisi denenen, Alzheimer hastalarındaki beta amiloid plaklarını yıkmaya yönelik ‘Solanezumab” adlı moleküldür. Yapılmış yeni bir çalışma yoktur. 2012 yılında sonlandırılan çalışmanın sonuçları tekrar değerlendirmeye alınıp, farklı bir istatistiksel analiz kullanılmıştır. Bunun sonucuna göre erken evre Alzheimer hastalarında solenazumab kullanımı hastalığın ilerlemesini yüzde 30 oranında yavaşlatmıştır. Bu sonucun bize gösterdiği sadece şudur: Bu molekül üzerinde yeni çalışmalar yapmalıyız. Yapılmış eski bir çalışmanın yeni bir istatistiksel analizi, bir ilacın piyasaya çıkması için yeterli değildir. Her çalışma bizler için bir umuttur. Ancak bu tür çalışmaların sonuçlarını olduğundan fazlasını göstererek insanlara sunmak da sonrasında hayal kırıklıklarına sebep olabilmektedir.” l İSTANBUL/Cumhuriyet Fukuşima’da mutant papatya açtı TÜP BEBEK ‘Karışır mı?’ endişesine çipli çözüm nfertilite (kısırlık) tedavisi gören çiftlerin kafalarını en çok kurcalayan “yumurtam ve spermim karışır mı?” sorusu tarihe karışıyor. Annebaba adayından alınan yumurta ve sperm örneğinin çiplenmesi işlemi ile Türk mühendisler tarafından geliştirilen yeni bir yazılım sistemi laboratuvarda oluşabilecek her türlü karışıklığa son veriyor. İstanbul Tüp Bebek Merkezi’nin ARGE çalışmalarını yürüttüğü, ilk kez bir Türk Yazılımcı Aşkın Kaymaz tarafından projelendirilen merkezde kullanılan Tüp Bebek Güvenlik sistemiyle bu sorunun tarihe karışacağı belirtiliyor. Hasta bilgi güvenliğini sağlayan bu sistemle amaçlanan daha önce kontrol tanıklık sistemiyle ve etiketleme ile yürütülen laboratuvar proseslerinde artık çipleme yöntemiyle her bilginin kayıt altına alınması ve hata payının sıfıra indirilmesi olarak ifade ediliyor. Sisteme göre, annebaba adayları merkeze girdikleri ilk andan itibaren hasta takip departmanında bir form açılıyor ardından anne adayına içinde tüm bilgilerinin kayıtlı olduğu bir çip bulunan bir bileklik takılıyor. Bu çip yardımıyla anne adayı ve eşinin tüm bilgileri otomasyon sisteminden her aşamada (yumurta toplama, sperm örneği alınması, laboratuvar prosesleri vs) eşleştirilerek takip ediliyor. Baba adayları içinse sperm örneği vereceği kaba elektronik bir çip yapıştırılıyor. Bu özel çip baba adayının da tüm bilgilerini taşıyor. Her iki çip içinde yer alan bilgilerin tüm işlemler esnasında eşleşmesi gerekiyor ki aksi takdirde sistem alarm veriyor ve bir sonraki adımı engelliyor. İstanbul Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi Genel Direktörü Op. Dr. Aret Kamar, sistemin hastalara ekstra bir maliyet yüklemeyeceğinin belirtirken, sistemi uygulayan ilk merkez oldukları için de mutlu olduklarını vurguluyor. l İSTANBUL/ Cumhuriyet İ aponya’da Mart 2011’de meydana J gelen deprem ve tsunamide zarar gören ve radyasyon sızdıran Fuku şima Daiichi Nükleer Santralı’nın çevresinde çekilen fotoğraflar endişe yarattı. Sosyal paylaşım ağı Twitter’da Japonya’dan bir kullanıcının paylaştığı mutant papatya fotoğrafı nükleer santrala 110 km mesafede bulunan Nasuşioabara City’de çekildi. Yüzlerce kez retweet edilen fotoğrafta, 3’ü gözle görülür şekilde deforme olmuş 4 papatya görülüyor. Sputnik Türkiye’nin haberine göre, bahçecilik uzmanları, yüksek oranda radyasyona maruz kalan bitkilerde bu tür bozuklukların görülmesinin ‘normal’ olduğu görüşünde. Haziran 2013’te de internet sitelerinde şekli bozulmuş meyve ve sebzelerin fotoğrafları yayımlanmıştı. Öte yandan papatyaların bu korkutucu görüntüsü, Başbakan Şinzo Abe’nin başka yerlere gönderilen bölge sakinlerinin Mart 2017’ye kadar evlerine dönebilecekleri yönündeki kararının yarattığı endişeyi kuvvetlendirdi. Bilgileri saklıyor MEMEDEKİ YOĞUNLUK KANSERİ SAKLIYOR eme kanserinde genetiğin ve ailede kanser geçmişi olup olmamasının kilit rol oynadığı artık herkesçe biliniyor. Fakat yeni bir araştırma memenin yoğunluğunun da kansere etki ettiğini ortaya koydu. Araştırmada yaşları 40 ve 74 arasın M dan değişen kadınların yüzde 47sinin mamografik olarak yoğun memeye sahip olduğu saptandı. Memenin yoğunluğu sarkıklığı ve dikliği belirliyor. Yoğun meme, tümörlerin mamografide görülmesini güçleştirmekle kanser tespitini geciktirirken, aşırı yoğun memenin doğrudan meme kanserine yol açtığı düşünülüyor. Göğüs yoğunluğu ancak mamografi ile saptanabiliyor. Yoğunluk her zaman sabit kalmıyor; yaş ve kilo, yoğunluğu belirleyen önemli faktörler. Yaş ilerledikçe memenin yoğunluğunun da azaldığı gözlemleniyor. atman’da, internet üzerinden gerçekleştiğini ancak kızlarının hâlâ satın aldığı zayıflama ilacı negözlerini açamadığını söyledi. Kızıdeniyle rahatsızlandığı ileri sürülen nın zaten zayıf olduğunu belirten ba16 yaşındaki Rumeysa Doğu, ailesiba Beylata Doğu, “Kimliğini ararken nin isteği üzerine Ankara’ya getirileçantasında tesadüfen bulduk ilacı, kırek tedaviye alındı. zımızı bu hale getirdi. Zaten zayıf bir Anestezi ve Reanimasyon Uzmaçocuktu. Reklamlardan, internetten nı Dr. Dilek Surav, hastanın evinde ve etkilenip istemiş bu ilacı. Kutuyu bulhastanede kalbinin iki kere durduğu Baba Doğu duğumuzda 1213 tane kullandığını nu ve yeniden canlandırıldığını, buna öğrendik” ifadelerini kullandı. bağlı olarak oksijensizlikten dolayı beyin haSöz konusu ilacın internet üzerinden halen sarının söz konusu olduğunu söyledi. satışının devam ettiğini vurgulayan Beylata “Hastamızı derin koma halinde takip ediyo Doğu, “10 gündür bütün Türkiye konuşuyor ruz” diyen Surav, “Şu andaki tablo son derece ama bu ilaç hâlâ internette satılıyor. Sağlık ağır” diye konuştu. Bakanlığı yasaklamasına rağmen nasıl erişim Baba Beylata Doğu da olayın 9 gün önce olabiliyor anlayabilmiş değilim” dedi. l AA Rumeysa’nın babası: O ilaç hâlâ internette B GENÇ KIZ ZAYIFLAMA İLACI YÜZÜNDEN HASTANEDE Rumeysa’nın durumu ağır. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle