28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 22 Temmuz 2015 sağlık EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY 6 Mikroplar sıcak sever Sıcak havalarda iyi saklanamayan sütlü gıdalar sindirim sistemine zarar verirken kirli havuz veya deniz ise idrar yolu enfeksiyonlarına davetiye çıkarıyor HIV taşıyıcısı ilaçsız bile AIDS olmadı az aylarında buroplarla temas etmiş gıdalalaşıcı hastalıklar rın ve başta su olmak üzeda artıyor. Gıdare içeceklerin, ağız yoluyların (dondurma, kremala alınması ile bulantı, kuslı yiyecek, salam, sosis, ma, ishal, ateş ve dehidrapeynir gibi) saklantasyon (sıvı kaybı) ile seySİBEL masında yaşanan so BAHÇETEPE redebilen “gıda zehirlenmerunlar, daha fazla klisi” ve “gastroenterit” adı vema kullanımı, farklı bölgelerilen rahatsızlıklara yol açtığını re yapılan seyahatler, yüzme söylüyor. havuzları, deniz, piknik gibi de‘Bir kişi bile yeter’ ğişik aktiviteler ciddi sindirim ve solunum yolu hastalıklarıYavuz, havuz temizliği ve dena hatta sarılığa neden oluyor. zenfeksiyonunun yetersiz olmaEnfeksiyon hastalıkları uzsı nedeni ile mikroorganizmamanları, korunmada en önemlara bağlı olarak, göz, kulak ve li yöntemin hijyen kurallarına cilt enfeksiyonlarının yanı sıra, uymak olduğunu vurguluyor. sindirim solunum sistemi enMedicana Çamlıca Hastanefeksiyonları, idrar yolu ve vajisi Enfeksiyon Hastalıkları Uznal enfeksiyonlara rastlanabilemanı Dr. Meltem Yavuz, mikceğine dikkat çekiyor. Y ransa’da sadece 5 yaşına dek tedavi gören HIV taşıyıcısında, 12 yıldır ilaç kullanmamasına karşın hiçbir AIDS belirtisine rastlanmadığı bildirildi. Kanada’nın Vancouver kentinde yapılan Uluslararası AIDS Konferası’nda, Fransız Pasteur Enstitüsü’nden Dr. Asier SaezCirion, doğuştan HIV taşıyan bu kişide virüsün etkilerinin kaybolduğunu açıkladı. SaezCirion, bugün 18 yaşındaki kadının 5 yaşında AIDS tedavisini bıraktığını ve tedaviye bir daha başlamadığını söyledi. Bilim insanları bu gelişmenin bilim dünyasında bir ilk olduğunu açıkladı. Yapılan testlerde izlerine hâlâ rastlanıyor olsa da kadının bedeninde HIV’in herhangi bir etkisi gözlenmiyor. l PARİS/AA F Yavuz, şunları anlatıyor: “Özellikle yüzme havuzları bakteri, virüs, parazit ve mantar bulaştırabilir. Dışkı ile temas etmiş havuz sularının yutulması ile bulantı, kusma ve ishal görülebilir. Her ne kadar klorlama dahil pek çok yöntemle havuzlar dezenfekte edilmeye çalışılsa da, bir tek kişinin dışkı veya diğer bir vücut salgısıyla milyonlarca mikrobu suya yayması riski hep vardır. Lağım suları ve insan dışkısı ile kirlenmiş deniz ve havuzlardan, suyun ağızdan/burundan girmesi ve yutulması ile A tipi sarılık (Hepatit A) hastalığı da bulaşabilir. İdrar veya dışkı ile temas etmiş havuz en çok ka dınlarda idrar yolu enfeksiyonlarına neden olur. Klorlu ortamlara direnç gösteren, klorlu ortamda bölünebilen pek çok mantar türü mikroorganizma ile vajinal bölge enfeksiyonlarının ortaya çıkabileceği unutulmamalı. Bu nedenle havuzdan çıktıktan sonra mutlaka sabun ve su ile duş alınması, ıslak mayo değiştirilmeli, el, ayak parmak araları ve genital bölgenin nemli kalmamasına dikkat edilmeli. Kirli havuz suyunun kulak ile teması sonucu, genelde çok ağrılı ve kaşıntılı seyreden dış kulak yolu enfeksiyonuna rastlanmaktadır.” l İSTANBUL ‘Klor fayda etmez’ O çocukların söylediği iyaset sahnesinin söz ve iktidar sahibi aktörlerinin derilerinin kalın olduğunu, ceplerindeki küçük ezberlerden duruma uygun olanı çıkarıp okuduklarını hep biliriz. Bu kez de öyle oldu. Klişelerle durumu idare edebileceklerini, geçiştirebileceklerini düşündüler. Oysa bu kez durum farklıdır. Politikacılar ayaklarının altındaki zeminin kaydığını artık anlamak zorundalar. Sürdürdükleri, ne diyelim; hata, yanlış, inat, ihanet, neyi uygun buluyorsanız, çizgilerini değiştirmeleri gerekiyor. HHH Yapabilirler mi bunu? Daha doğrusu niyetleri var mı? Yok. Muhalefetin milliyetçilikte sınır tanımayan aktörü, öldürülen gençleri suçlu çıkaracak kadar çizgi dışıdır. O, bu kanlı kıyımdan eski ve eskimiş paradigmasını güçlendirecek akıldışılıklar üretme gayretindedir. Yarım ağız kınadığı IŞİD terörünü bir yana bırakıyor da savaş karşıtı, iyi niyetlerle, oyuncaklarla yüklü torbalarıyla savaşın yaralarını sarmaya giderken katledilen gençleri suçlayabiliyor. Ona söylenecek söz yoktur. HHH Uzatmalı iktidara ise söylenecek çok şey var: Uzun süredir inatla gerçekleri gizlemeye, terörist IŞİD’le alışverişi saklamaya, TIR’ların üstünü örtmeye, bir canavarla işbirliğini sürdürmeye gayret ettin. Bunu, büyük devletlerin Ortadoğu’da tökezlemesi kaçınılmaz politikalarına körü körüne uyduğun, yarı yolda bırakıldığın halde terk etmeye yanaşmadığın, içi boş, aptalca bir gururla doldurulmuş “stratejik derinlik” masalına inandığın için yaptın. Ortadoğu’da Osmanlı hayalleri kurarken, pek sevildiğin boş hayaline kapıldın. Oysa seni hiç ama hiç sevmiyorlardı ve zaten o süsleyip püslediğin Osmanlı’yı da hiç sevmemişlerdi. HHH Seni o toprakların İslamcılarıyla birleştirdiğini sandığın ideoloji de o kadar boş ve koftur ki, bir umut sarıldığın, “terk etmeyin konsolosluğu, onlar bize bir şey yapmaz” dediğin, emperyalistlerin Frankenstein’ının nasıl bir şey olduğunu bile anlayamadın. Onların ortağısın. Düşmanlarını seçmekte zorlanıyor, attığın belki iyi olabilecek adımlardan çark ediyor, laikliğin sana sunabileceği olanakları da elinin tersiyle ittiğin için kör kuyularda politika üretmeye çabalıyorsun. Oysa bitti ve bittin çoktan. Düşüştesin; öyle anlaşılıyor ki, durumu kurtarmanın zorbalıktan, inattan başka yolu olmadığına inandırmışsın kendini. HHH O çocuklar, senin IŞİD’in eline geçmesini heyecanla beklediğin küçücük kasabaya yardım için bayram havasında yola çıkmışlardı. Belki de aratmadığın, sakladığın, yasa masa dinlemeden devlet sırrı ilan ettiğin TIR’lardan birindeki bir bomba öldürdü onları. En azından gerçeğin her şeyi anlatan bir sembolü olarak böyledir ve sen bunu kabul etmeye, suçunu itiraf etmeye hâlâ yanaşmıyorsun. HHH Zaman geçiyor. Her geçen gün biraz daha tükeniyorsun; zamanın tüketen dişlileri arasında eriyorsun. Son dönemeçtesin, ama gazı kesmedin, vites değiştirmedin, direksiyona hâkim değilsin. El ele tutuşarak ölüme giden, o senin “öfkeli bir avuç insan” diye aklamaya çalıştığın canilerce katledilen çocukların sana en son söyledikleri de buydu. “Sakın denemeye kalkma” da demişlerdi. Dinlemedin. Gezi’nin çocuklarını öldürdüler, sen hâlâ zorbalığın, hâlâ Kışla’nın peşindesin... S KAMyONET hAvUz OLDU 7 günde 44 kişi boğuldu Şeker Bayramı tatilini de kapsayan bir haftalık süreçte 44 kişi boğuldu, 3 kişi de kayboldu. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, 6’sı kaçak 44 kişinin yaşamını yitiridiği 1421 Temmuz tarihlerinde en fazla boğulma vakası 1819 Temmuz tarihlerinde meydana geldi. İki günde toplam 25 kişi yaşamını yitirdi. l ANTALYA/AA Fethiye’de bir yurttaş, plajların ücretli olması nedeniyle çocuklarının serinleyebilmesi için kamyonetinin kasasını havuza dönüştürdü. Naylon brandayla kapladığı kasayı suyla dolduran Ömer Boyacı “mobil havuz” sayesinde her gittikleri yerde ücretsiz serinleme olanağı bulduğunu söylüyor. 4 çocuk babası Boyacı “Bir koydaki plaja gitmek istediğimizde 25 lira araç giriş parası alıyorlar. Sabah erken gidemezsek yer dahi bulamıyoruz. Ücretler çok yüksek. Ailece denize gittiğimiz zaman 100150 lira masraf ediyoruz” dedi. l MUĞLA/AA 4 Unutkan ve hareketsizler 4 Kalpleri zayıf 4 Ağrı kesicileri seviyorlar SİBEL BAHÇETEPE Türkiye yaşlanıyor ürkiye’de nüfusun yüzde 7.9’u 65 yaşın üzerinde. Bu sayının 2023’te yüzde 10.2’ye yükselerek 8.6 milyon kişiye ulaşacağı tahmin ediliyor. 2050’de ise yaşlı nüfusun ikiye katlanarak 20.8’e ulaşacağı belirtiliyor. Bu nedenle yaşlıların bakımları, tedavileri de daha önem kazanıyor. Türkiye’de “Yaşlı Dostu Hastanesi” projesini İstanbul’da İçerenköy’deki hastanelerinde yaşama geçiren Bayındır Sağlık Grubu’nun Tıbbi Hizmetler Direktör Yardımcısı Prof. Dr. Tayfun Gürpınar’la projeyi ve Türkiye’deki yaşlıların durumunu konuştuk. ‘Yaşlı Dostu Hastane’ projesinin amacı... GÜRPINAR Yaşlı bireyler pek çok bölümde, çok sayıda doktor muayenesi, tetkikler için randevu alma ve bu randevular arasında uzun bekleme süreleri gibi sorunlar yaşıyorlar. Bu nedenle de günümüzün modern Tayfun Gürpınar hastanelerinde bir çeşit kaybolmuşluk hissi yaşıyorlar. Yaşlı Dostu Hastane hemşiresi kontrolünde yaşlı bireylere sağlanan destek bu olumsuzluğu ortadan kaldırıyor. Türkiye’de yaşlılarda görülen hastalıklar nelerdir? GÜRPINAR Unutkanlık, hareketsizlik ve düşme, endişe ve depresyon, idrar kaçırma, hipertansiyon, diyabet. Yaşlılarda en sık görülen hayati risk taşıyan hastalıklar ise kalp hastalıkları, serebrovasküler hastalıklar, akciğer kanseri, alt solunum yolu hastalıkları, diyabet, mide kanseri, meme kanseri, düşmeler ve böbrek yetmezlikleri. Yanlış ilaç kullanımı, yaşlılar arasında da yaygın mı? GÜRPINAR Türkiye’de yanlış ve gereksiz ilaç kullanımı ciddi bir sorun. Yaşlılarda reçetesiz olarak kullanılan ilaçların yüzde 4060’ının ağrı kesiciler, kabızlık ilaçları ve vitaminlerden oluştuğunu görüyoruz. l İSTANBUL T Her gün ölüm riski lümcül ‘Arteriovenöz Malformasyon’ Ö (AVM) teşhisi konulan Pınar Yılmaz (32), ameliyatı için yardım bekliyor. Yılmaz’ın iyileşmesi için 18 bin liraya ihtiyacı var. Yılmaz, geçen 19 Mayıs’ta çalıştığı işyerinde ensesinde hissettiği şiddetli ağrıyla bayıldı. AVM teşhisi konuldu. 7 hastane gezdiğini, ancak felç ve ölüm riski nedeniyle ameliyatının yapılmadığını ileri süren Yılmaz, en son İstanbul’da özel bir hastanenin ameliyatı üstlendiğini söyledi. Yılmaz “Sürekli ilaç tedavisi görüyorum. Hiç geçmeyen bir baş ağrısı ile yaşı Pınar yılmaz (32) yorum. Her an kanama riskiyle yaşıyorum” dedi. Dr. Emrah Keskin ise hastalığın çok ender görüldüğünü ve kanama yapması durumunda ölümle sonuçlanabileceğini vurguladı. l ZONGULDAK/DHA C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle