10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 22 Temmuz 2015 yorum TASARIM: BETÜL BERİŞE 18 ğla güzel yurdum, Bütün tersanelerine girildi, bütün limanlarına el kondu. Derelerin boğuldu. Bütün madenlerine el kondu. Bütün ormanlarına el kondu. Doğmuş ve doğacak yavrularının geleceğine el kondu. Genç kızlarının, genç erkeklerinin en haklı rüyalarına el kondu. Kadınlarının, kadınlıklarını yaşamalarına el kondu. Erkeklerin horon tepmelerine el kondu. Bütün türkülerin kara bir çarşafla kapatıldı. Bütün şarkılarının sesi kısıldı. Bütün denizlerinin bereketine el kondu. Bütün masallarına, söylencelerine el kondu. Mangal sefalarına, kaldırılan kadehlerine el kondu. Sürüsünü otlatan çobanın sürüsünü kurtlar kaptı. Marangozların elleri köreldi. Küçücük kızlarının ırzına geçildi. A Kanoburlar… üneş, olacakları görmemek için batmıştı o gece. Omaria köyünde el ayak çekilmişti. Uyuyordu bebeler, uyuyordu çocuklar; kadınlar ve erkekler, yorgun bedenlerini birer ot yatağın kokulu sertliğine bırakmışlardı. Tepelere gizlenen caniler, suçlu karanlıklarından çıktılar. Ellerinde, bir gün önce başka boğazlarda biledikleri, kanlarını kurbanların eteklerine sildikleri palalar, yollu kurban bıçakları, uzun kılıçlar vardı. G Cezayir “Allah Allah!” nidalarıyla daldılar kerpiç evlere. Palalar, kılıçlar ve kasap bıçaklarıyla o gece, 17 kadın, 22 erkek ve 3 çocuk kurban edildi. Kara sakallı, kara cüppeli kasaplar, özellikle üç çocuğun küçücük kellesi keserken, ulvi bir hazza kapılmışlardı. Koyun boğazlamaya alışık elleri ve bıçakları, çocuk boyunlarında, kuzulardaki kadar kalın bir deri ve postun direnciyle bile karşılaşmamıştı. Tanrı ne o gece ne de başka geceler, köylerde kurban edilen çocukların yerine gökten kurbanlık koyun indirdi. Uzun süredir iğreniyordu Tanrı, kendi adına işlenen bu cinayetlerden. Umudunu kesmişti, kanoburların insanlığından. HHH Bu satırlarla IŞİD’in Ortadoğu’da yaptığı herhangi bir katliam gecesini anlattığımı düşünüyorsunuz değil mi? Oysa Omaria köyü Cezayir’de ve yazıya döktüğüm vahşet, 1997’de yaşandı. İslamcı teröristler, o yıl nisan ayının son haftası, Cezayir’in Medea ve Blida bölgesinde tam 350 kişi boğazladılar. Adı IŞİD değil de MİA (Silahlı İslam Hareketi), FİS (Selametçi İslam Cephesi) GİA (Silahlı İslam Ordusu) ve sonradan El Kaide diye anılan Selefi Cihat kasapları, 1991’den öteye mezbahaya çevirdikleri Cezayir’i, 8 Şubat 2002’ye kadar 200 bin kişinin öldürüldüğü, 1 milyon kişinin göçe zorlandığı ve maddi zararı 22 milyar dolara ulaşan bir iç savaşa gömdüler. Aynı zaman kesitinde Taliban da Afganistan ve Pakistan’da benzer “kan ayinleri” yapıyordu. Taliban’la iç içe El Kaide 2001’de İkiz Kuleleri vurarak yaratıcısı ABD ile besleyicisi Suudi Arabistan’a savaş ilan etti. HHH Sonrasını biliyoruz. Peki, sonunu biliyor muyuz? Hatta, artık tüm dünyadan akın akın acemi kasapların katıldığı, çokuluslu bir mezbaha şirketi gibi örgütlenen bir din devletinin, yani IŞİD’in temsil ettiği bu vahşet sarmalının başında mıyız, ortasında mıyız, o bile belli değil. Kesin olan, sonun hiç de yakın olmadığı… Bugün İslamcı terörün Suruç’ta katlettiği o iyi yürekli, cömert gençlere, 31 cana ve bazıları ömür boyu sakat kalacak 104 yaralıya ağlıyoruz. AKP iktidarı, Cumhurbaşkanı ve Başbakanı ve dahi tüm kurmaylarıyla teröre karşı “milli birlik”ten söz edip durdular. Hatta Başbakan Davutoğlu, parti başkanı olduğunu da vurguladığı konuşmasında, Suruç katliamını gerçekleştiren örgütten çok, teröre karşı “ortak deklarasyon” yapmaktan kaçınacak muhalefet partilerine yüklendi. Öyle bir abandı ki, yarım kulak dinleyenler intihar saldırısını muhalefet gerçekleştirdi, örgütün adı da “ortak deklarasyon” sanabilirdi! Ağla güzel yurdum Bebeler sessizce ölümü bekler oldular. Baharda açan bademlere ölüm suyu yürüdü. Çamlar boyunlarını büker oldular. Zeytin ağaçları kesilirken incecik ağladılar. Gök maviyi unuttu. Ağla güzel yurdum, Her yer gözyaşı şimdi Ey vakitsiz ve haksız ölümlerin ülkesi. En güzel hayallerine veda etmişsin, Ağla güzel yurdum, ağla. Sen ki, güzeller güzelisin, Aşksın, sevdasın, hayatsın. Mavinin en güzeli sensin, Yeşilin en kuzgunu sensin. Sen kırlangıçların yurdusun, Masum serçelerin, Mavi yunusların yurdusun. Bahar en çok sana yakışır. Kış seninle güzel. Sararmış yaprakların şiir yazdığı bir yurtsun sen. Ağla güzel yurdum, ağla… Kusura bakmayın! İçimden sadece bu sözler geldi. Ağlamak, bir yurt için ağlamak, işte bugün yaptığım bu. Not: İçimde öyle bir öfke var ki, sesim soluğum kısıldı. Elimden sadece 7 Ocak 2014 yılında yazdığım bir yazıyı paylaşmak geldi. O güzel çocuklar öldü. Öldüler! Bütün sözlerden öte tek gerçek söz “ölüm” oldu. 22 tEMMUZ 2015 SAYI: 32795 KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAn ERİnÇ İcra Kurulu Başkanı AKIn AtALAY Genel Yayın Yönetmeni CAn DünDAR Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur tunalı l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 Ahmet Rasim Sok. No: 14 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. HARBİ SEMİH POROY Çizerimiz yıllık izninin bir bölümünü kullandığından çizgilerine bir süre ara vermiştir. İmsak İstanbul 03.51 Ankara 03.42 İzmir 03.57 nAMAZ VAKİtLERİ Güneş Öğle İkindi 05.43 13.1 8 17.13 05.31 13.02 16.55 05.58 13.29 17.22 Akşam 20.40 20.21 20.40 Yatsı 22.22 22.0 0 22.23 ACI KAYBIMIZ Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi, Sürekli Basın Kartı sahibi Değerli meslektaşımız GÜRBÜZ KAMBUROĞLU 21 Temmuz 2015 Salı günü vefat etmiştir. Kaybı basın topluluğumuzda üzüntü yaratan Gürbüz Kamburoğlu’nun cenazesi 22 Temmuz 2015 Çarşamba günü ikindi namazının ardından Düzce Merkez Camisi’nden alınarak Şehir Mezarlığı’nda toprağa verilecektir. Gürbüz Kamburoğlu’nu sevgi ve saygıyla anarken, ailesine ve basın topluluğumuza başsağlığı diliyoruz. Mısır. Sıyırtmak neye deniyordu? fana “Deliliğini cinayetle destekleyene VOLTAİRE tik denir.” TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ YÖNETİM KURULU G NOKTASI AKP iktidarı ve mutlak muktediri, IŞİD’e terör örgütü diyemediği gibi, IŞİD de demiyor. İçerdiği “İslam Devleti” kavramını kullanmamak için Fransa’nın uyduruğu DAESH’i benimseyip, onu da sanki elektrik şirketinden söz ediyormuş gibi DEAŞ diye söylüyor! Başbakan Davutoğlu, Suruç’taki saldırıyı şiddetle kınadı, terörü lanetledi, ölenlere rahmet, kalanlara baş sağlığı diledi, Fransa’da 12 kişinin öldüğü benzer saldırıdan sonra oluşan “milli birlik ruhu”nu örnek verdi, ama Fransa’nın yaptığı ve zaten yapılması gereken ilk iş, bir türlü aklına gelmedi: “Milli yas” ilan etmek! Oysa AKP hükümeti, 24 Ocak 2015 gününü, ne milli ne ümmi kimsenin umurunda olan Suudi Arabistan Kralı’nın ölümü dolayısıyla Türkiye’de “milli yas günü” ilan etmişti. Bu iktidarın bu halkla hangi acıyı paylaştığı açık değil mi? C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle