28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 17 Temmuz 2015 EDİTÖR: HAYRİ ARSLAN AKP’nin iktidar hesabı HDP’den baraj kalksın teklifi TÜREY KÖSE haber 5 Seçim barajını düşürerek Kürt seçmeni tekrar kazanmayı hedefliyor arajın düşürülmesini daha önce “dar bölge ya da daraltılmış bölge” koşuluna bağlayan AKP’nin, şimdi “yüzde 57’ye indirelim” önerisinin altında tek başına iktidar hesabı yatıyor. Son anketlerde partinin oy oranının yüzde 45 seviyesinde olmasına karşın milletvekili dağılımı açısından tek başına iktidarı riskli gören Başbakan Davutoğlu, barajın düşürülmesiyle özellikle bölgede HDP’ye kayan oyunu geri kazanmayı planlıyor. CHP seçmeniEMİNE nin sırf barajı geçKAPLAN mesi için HDP’ye kayan oyunun da geri döneceği düşünülüyor. Koalisyon hükümetiyle ilgili görüşmeler sürerken Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun seçim barajının düşürülmesi yönündeki çıkışı, olası bir erken seçimde partisine avantaj sağlama hamlesi olarak değerlendiriliyor. Davutoğlu, önceki gün bir televizyon programında konuy B DP Grup Başkan Vekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken yüzde 10’luk seçim barajının tamamen kaldırılması için kanun teklifi verdi. Kanun teklifinin gerekçesi olarak, “Seçim barajının yüksek tutulması ile ilgili olarak ortaya konan gerekçe, siyasi istikrarı sağlamak olsa da demokrasinin önüne konulmuş bir engel olarak uygulamada yerini bulduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir” denildi. HDP tarafından verilen kanun teklifinde, seçim sistemlerinde nispi temsil sistemini uygulayan demokratik ülkelerin bir kısmında seçim barajları uygulandığı da hatırlatılarak, bu barajların yüzde 1 ile yüzde 5 arasında değiştiği ifade edildi. HDP 7 Haziran’da barajları yıkınca, 12 Eylül darbesinin ardından “istikrar sağlanır” diye getirilen ve bugüne dek Kürt siyasi hareketlerinin “parti olarak” temsilini engellemek amacıyla korunan yüzde 10 seçim barajının düşürülmesi konusu koalisyon pazarlıkları masasına geldi. Eski AİHM yargıcı Rıza Türmen “Baraj en fazla yüzde 3 olmalı” dedi. TESAV Başkanı Erol Tuncer “HDP’ye giden emanet oyları azaltmayı hedeflemiş olabilirler” derken, barajın yüzde 5 ya da yüzde 7’ye düşmesi durumunda 4 parti de barajı geçeceğinden milletvekili dağılımının çok değişmeyeceğini söyledi. AKP’liler AİHM kararını dayanak göstererek barajı savunurken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan seçimlerden birkaç gün önce “Yüzde 10 barajını getiren biz değiliz. Yüzde 10 barajının da ülkemize kazandırdığı çok şey var. Eğer yüzde 10 barajı olmamış olsa Türkiye bugün bir koalisyonlar ülkesi olacaktı” açıklaması yapmıştı. lANKARA / Cumhuriyet H Davutoğlu’nun seçim barajının düşürülmesi yönündeki çıkışı, olası bir erken seçimde partisine avantaj sağlama hamlesi olarak değerlendiriliyor. Yeni Ortadoğu gerçekleri ran ve BM Güvenlik Konseyi arasında varılan anlaşma, bölgede yaşanan bunca kötü gelişmeden sonra, büyük ve ilk umut verici gelişme. Türkiye, Ortadoğu siyasetini büyük macera heveslerine kurban etmemiş olsa, bu gelişmeden en çok faydalanacak ülkelerden biri olacaktı. İran Devrimi’den sonra iki ülke, rejim karşıtlığı ve uluslararası ittifaklarda uzak düşmelerine karşı, aralarındaki ilişkinin bozulmadan devam etmesini başarmıştı. Son yıllarda bu tablo tamamen değişti, şimdi değişen “Yeni Ortadoğu” gerçekleri bakalım Türkiye’yi nasıl etkileyecek. İ la ilgili soru üzerine “Bu 5 olur, 7 olur. Bu bütün partilerle birlikte yapılırsa iyi sonuç verir ama kesinlikle düşürmek. Sayın Cumhurbaşkanı’nın başbakanlığı döneminde tümüyle kaldırmayı da teklif ettik biz. Dolayısıyla orada hiçbir tereddüt yok” dedi. 7 Haziran seçimlerinde partilerin aldığı oy oranları baz alınarak yapılacak bir hesaplamada, baraj yüzde 5’lere kadar düşürülse bile partilerin milletvekili dağılımında herhangi bir değişiklik olmuyor. Ancak AKP, olası bir erken seçimde barajın düşürülmesinin seçmen üzerinde psikolojik etki yaratacağını düşünüyor. Davutoğlu, koalisyonla ilgili ikinci tur görüşmelerde muhalefet partilerine dar bölge ve daraltılmış bölge modellerinin yanısıra barajın sistem değişikliğine gidilmeden doğrudan yüzde 5’lere kadar düşürülmesi önerisini götürecek. Daha önce barajın düşürülmesine karşı çıkan MHP’nin ise nasıl bir tavır izleyeceği merak ediliyor. Parti yöneticileri, “Şu anda bu konuda bir yorum yapmak doğru olmaz. Partinin kurullarında değerlendirilir” görüşünü dile getirdi. ANKARA Muhalefete 3 seçenek Dengeler sarsıldı Siyasilerden uzlaşma mesajı Liderler Şeker Bayramı’nda ‘uzlaşma, barış ve birlik’ çağrısı yaptılar iderler, Şeker Bayramı mesajlarında “uzlaşma, barış ve birlik” çağrısı yaptılar. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan: Maalesef dünyanın pek çok yerinde Müslümanlar, bu bayrama da boynu bükük, yüreği yaralı, gözleri yaşlı şekilde giriyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu: Bizler hep beraber bu bayrama yürürken, devlet adamları olarak hepimiz bu sorumluluğu da hissederek Türkiye için güzel bir gelecek hazırlamanın çabası içindeyiz. Güçlü bir hükümeti oluşturmanın çabası içindeyiz. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: Bayramın manevi ikliminin herkesi kuşatmasını, milletimizi iyilikte, doğrulukta ve hayırda buluşturmasını Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu: İslam coğrafyasına bu Ramazan ayında da barış ve refah uğramadı. Laik, demokratik, sosyal hukuk devleti, yarım yüzyılı aşan demokrasi tarihi, iki yüzyıla yaklaşan parlamenter sistemi ile Türkiye, böyle bir coğrafyada çoban ateşidir, umut ışığıdır. Herkes bu bilinçle hareket etme L Erdoğan Çamlıca Camii inşaatını inceledi Erdoğan, Çamlıca tepesinde yapımı devam eden Çamlıca Camii inşaatında incelemelerde bulundu. Erdoğan, 2016 yılı Kadir Gecesi’nde açılışı yapılacağı öğrenilen camii inşaatındaki çalışmalar hakkında bilgi aldı. Erdoğan, 1,5 saat kaldıktan sonra alandan ayrıldı. Kısıklı’daki evine giderken, çocuklara harçlık verdi. Erdoğan, dün annesi Tenzile ile babası Ahmet Erdoğan’ın Karacaahmet Mezarlığında bulunan kabirlerini ziyaret etti. İranBatı yakınlaşması ve bu çerçevede gerçekleşen son anlaşmayı daha iyi değerlendirmek için, 1979 İran İslam Devrimi ardından yaşanan gelişmeleri hızla gözden geçirmek gerek. Devrim öncesi, başta ABD, Batı dünyasının bölgedeki en önemli müttefiklerinden olan İran’ın devrimin ardından Batı ittifakından kopması ve dahası karşıt bir cephe oluşturması, bölgedeki tüm dengeleri sarstı. Otuz altı yıldır bölgede yaşanan hemen hemen tüm gelişmeler, İranBatı çatışması hattı üzerinde ilerledi. İlk gelişme, Sünni muhafazakâr rejimleri ve Batılı destekçilerinin Saddam Hüseyin’i adeta İran üzerine salmasıydı. Kissinger’in söylediği iddia edilen “Keşke iki taraf da kaybetse” (“Pitty that they can not both loose”), temennisi büyük ölçüde gerçekleşti, savaş milyonlarca cana ve iki taraf için de büyük kayba mal oldu. Savaş sonrası, zora düşen Saddam rejimi Kuveyt’i işgal etti, ardından Körfez savaşı ve Irak’ın çökmesi süreci yaşandı. Bölgede belirginleşen ve kendini “direniş hattı” diye tanımlayan Batı karşıtı ittifak (İranSuriyeLübnan Hizbullah’ıHamas) ve Batı cephesi (Suudi ArabistanKörfez ülkeleriÜrdünMısırLübnan’daki Batı müttefikleriİsrail) arasında yaşanan tüm gelişmeler, İran merkezli çatışma siyasetinin sonucu oldu. İran hattına karşı en son ve en ölümcül saldırı, 2003 yılında Irak’ın işgali ile başladı, ardından müdahale gerçekleşmese de Suriye hedef alındı, 2006’da İsrail Lübnan’a (Hizbullah cephesine) saldırdı. Ancak tüm bunlara karşın Batı ittifakı bir türlü istediği sonucu alamadı, yani İran merkezli ittifakı çökertemedi. Bu esnada yaşanan “Arap Baharı”nın Suriye’ye aksetmesi, İran karşıtı cephe için büyük bir hamlenin başlangıcı sayıldı, silahlı muhalefet desteklendi, Esad rejiminin tasfiyesi, aynı zamanda ‘İran hattı’nın çökertilmesi olacaktı. Hamas, apar topar Suriye’den taşınınca, bu cephenin “mezhepçi” olarak takdimi kolaylaştı. İşte tam bunlar olurken, Türkiye Suriye’de rejim tasfiyesi projesinin ana aktörlüğüne soyundu; bu konuda başarısız olmakla kalmadı, üstelik “pirince giderken evdeki bulgurdan” oldu. Hem İran nezdinde güven ilişkisi kolay kolay tamir olmayacak ölçüde bozuldu, hem de ABD, Suriye konusunda 2012 sonu itibarı ile siyasetini değiştirince, Türkiye fazladan Batı dünyasından uzak bir noktaya düştü. Şimdi, anlaşmaya varan iki eski düşman (İran ve Batı), tüm olumsuzluklara rağmen yakın zamana kadar, her ikisi ile de dost kalmayı başaran Türkiye’ye kuşku ile bakıyor. Olayın özeti bu. Aslında bu özet dışında kalan, bazı detayların da çok önemi var ama şimdilik genel tablo ile yetinelim. Son derece önemli En ölümcül saldırı li. Siyasetçinin görevi bölmek ve ayrıştırmak değil, birleştirmek ve uzlaştırmaktır. HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ: Bayramlar bu barışçıl özünün toplumsal yaşamın bütün alanlarına taşınması, eşitlik içinde bir arada yeni yaşamın geliştirilmesi açısın dan önemlidir. Liderlerin Ankara dışında olduğu bayramda, siyasi partilerbayramın ikinci günü bayramlaşacak. CHP’nin ilk ziyaretçisinin AKP olacağı duyuruldu. HDP ile MHP bayramlaşmayacak. lANKARA / Cumhuriyet Bayramlaşmayacaklar Sonuç olarak, ben İranBatı yakınlaşmasının, yani bölgede yaşanan büyük gerilimin düşmesinin, bölgesel barış ufku açısından son derece önemli olduğunu düşünenlerdenim. Dahası, şimdiye kadar önce “komünizm, Arap sosyalizmi ve milliyetçiliği”, sonra “İran tehdidine karşı mücadele” üzerinden Batı’ya sırtını dayayarak ayakta kalan Batı’nın Sünni müttefiklerinin ve İsrail’in kendine çekidüzen vermesi için alan açacağını düşünüyorum. Kuşkusuz, bunca çatışma ve kaostan sonra tüm bunlar hızla gerçekleşecek şeyler değil, dahası bu gelişmeyi sabote etmek isteyen o kadar çok güç var ki, hepsi ile baş etmek ne kadar mümkün göreceğiz. Umarım, gelişmeler, “İranBatı anlaşmasından yana olanlar”ın umduğu, “bu çatışmadan beslenenler”in ise korktuklarının başına gelmesi yönünde olur. Yine, umarım Türkiye, Suudi Arabistan, Katar ve hatta hafiften de olsa ısınma turları yaptığı İsrail ile karşıt cephe oluşturma gayreti yerine, İran ile ilişkileri toparlayıp son gelişmelerden zarar görmez. RTÜK’te ‘dönüşümlü başkanlık’ önerisi TÜK’te AKP’nin kaybettiği 1 üyeliğin R MHP’ye gitmesiyle birlikte dengeler tamamen değişti. Ancak şimdi de başkanlık tartışması başladı. AKP, MHP ve CHP’nin birer aday çıkarması seçim sürecini kilitleyebilir. Çünkü 9 üyeli kurulda bir kişinin başkan seçilebilmesi için 5 oy alması gerekiyor. CHP’nin adayı Ali Öztunç krizi aşmak için MHP’li Esat Çıplak’a “gel dönüşümlü başkanlık formülüyle medya özgürlüğünün yolunu açalım” önerisi sundu. Öneriye HDP’li Ersin Öngel de destek çıktı. Öztunç, “İlk dönem benim, ikinci dönem ise Esat beyin başkanlığı ile bu tıkanıklığı aşabiliriz” dedi. RTÜK Denetçisi Dr. Cengiz Özdiker, RTÜK Başkanı Davut Dursun ve yetkililer hakkında izinsiz yayın hakkı vererek görevi kötüye kullandıkları, irtikap suçu işlediklerini ve kamuya zarar verdiklerini öne sürerek suç duyurusunda bulundu. l FIRAT KOZOK/ANKARA Başkan için suç duyurusu Digitürk neden ihalesiz Katarlılara satıldı? CHP’DEN BAŞBAKAN’A SORU ÖNERGESİ HP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Digitürk’ün Katar merkezli BeIN Grubu’na “ihalesiz satıldığı” iddilarına ilişkin Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun cevaplaması istemiyle Meclis Başkanlığı’na soru önergesi verdi. Önergede, Digitürk’ün satış bedelinin açıklanmamasının gerekçesini soran Tanrıkulu, bu satış ile TMSF’nin kasasına girecek para tutarının ne kadar olduğunun açıklanmasını istedi. Tanrıkulu, Davutoğlu’na şu soruları yöneltti: “İddialar doğru ise ihalesiz olarak Digitürk’un Katarlılara satılmasının gerekçesi nedir? İhale yapılmışsa, ihale hangi usullere göre yapılmıştır? İhaleye hangi şirketler girmiştir? Digitürk’te TMSF’nin sahip olduğu tam hisse oranı nedir? Satış görüşmelerini TMSF adına hangi yetkililer yürütmüşlerdir? Satış sözleşmesinde hangi yetkililerin imzaları bulunmaktadır?” lANKARA/Cumhuriyet C C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle