14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 15 Temmuz 2015 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Fırtına koptu kopacak Çipras, AB ile el sıkıştı ama ağır şartlar nedeniyle partisinden büyük eleştiriler alıyor. Kamuda grev hazırlığı yapılırken, tüm gözler Yunan parlamentosunda unanistan’da parlamento, hükümetin kabul ettiği ağır şartlar içeren kurtarma paketini bugün oylayacak. Anlaşmayı kabul eden Başbakan Aleksis Çipras’a ise tepkiler artıyor. Üçüncü kurtarma paketinin Yunanistan’a verilebilmesi için yasa paketinin gün sonuna kadar parlamentodan geçmesi gerek. Çipras dün parti toplantısı yaparak destek istedi. Ancak Syriza Partisi içerisindeki radikal sol kesimler anlaşmaya karşı çıkıyor. Koalisyon ortağı Savunma Bakanı Panos Kammenos, Çipras’a destek çıkmayacağını duyurdu. Atina’da düzenlenen protestolarda iktidardaki Syriza Partisi’nin bayrağı yakıldı. Çipras’a en ağır tepki ise eski Maliye Bakanı ve yakın arkadaşı Yanis Varoufakis’den geldi. Varoufakis paketi “yeni bir Versay Antlaşması” olarak niteledi. (1. Dünya Savaşı sonrası Almanya ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan Versay Antlaşması, Almanya’da Nazilerin iktidara gelmesini sağlayan süreci or ekonomi 9 Y Versay Antlaşması gibi taya çıkarmıştı.) Varoufakis şöyle konuştu: “Bu anlaşma aşırı sağın yükselişini beraberinde getirecek. Troyka, son altı yılda aleyhlerine söylenen herşeyi Çipras’a yedirmeye kararlı, yedirmeye de başladı. Biz yola çıkarken iktidara gelirken bunlar olmasın diye oy istemiştik.” New Statesman’den Harry Lambert’a verdiği söyleşide ise Varoufakis, Yunanistan’a tuzak kurulduğunu belirterek “Çipras istifa ederse şaşırmam” dedi. Bild’in haberine göre de Çipras hükümeti oylamanın ardından istifa etmeyi değerlendiriyor. Syriza Partisi’nin 149 milletvekilinin 30’u anlaşmayı reddediyor. Koalisyon partisi Anel de reddetme tehdidinde bulunuyor. Muhalefet Potami ve Bağımsız Yunanlar partisi ise desteklerini açıkladı. Yunanistan’ın seçenekleri, öğrettikleri ayır” kararından sonra Yunanistan’ın seçenekleri giderek daralmakta. Artık ortada net bir ikilem olduğunu söyleyebiliriz: Ya neoliberal kemer sıkma programının gereklerine uyulacak ve ekonominin çöküntüsü altında yıllar geçirilecek ya da Avrupa Para Birliği’nden ve giderek Avrupa Birliği’nden çıkılacak. Geçen haftaki yazımızda özetlediğimiz üzere, birinci seçenek altında kalınırsa, bundan böyle borçların ödenebilmesi için Yunanistan’ın yılda en az yüzde 2.5 büyüyeceği varsayımı altında 2045 yılına kadar bütçesinde yüzde 4’lük bir faiz dışı fazla yaratması gerekeceği hesaplanmakta. Böylesi bir koşullandırmaya herhangi bir ülkenin demokratik koşullarda dayanması mümkün değil. Bu koşullar altında ikinci seçenek, bir “seçenek” olmaktan çıkıyor, tarihsel bir zorunluluğa dönüşüyor. “Hayır” kararından sonra Yunanistan’ın stratejisi zaman kazanma ve kemer sıkmaya yönelik tedbirleri sanki “izler gibi” görünmeyi andırıyor. Tartışılmakta olan “yeni” strateji, 2018’e kadar faiz dışı birincil bütçe dengesinde milli gelire oran olarak yüzde 3.5’lik bir fazla yaratmayı hedefliyor. Ancak, çok yüksek işsizlik ve daralan ekonomi koşullarında bu stratejinin işlemesi mümkün gözükmüyor. Zira bir yandan kamu harcamaları bastırılır ve vergi yükü yükseltilirken, bir yandan da ücret ve maaşların geriletilmesi toplam milli gelirin de aşağıya çekilmesi anlamına gelecektir. Bu durumda yüzde 3.5’lik faiz dışı fazla yaratma hedefini tutturabilmek için daha fazla vergi, daha az harcama yapmak gerekecek ve bu da yaşanmakta olan kısırdöngünün çemberini daraltacaktır. Özelleştirmelerden beklenen verimlilik kazanımları ise hiçbir zaman gerçekleşmeyecektir. Bunu Türkiye ve Latin Amerika deneyimlerinden de biliyoruz. Tarihsel bütün örneklerden izlediğimiz üzere, özelleştirmeler ne verimlilik artışına ne de kamu gelirlerinin artmasına yaramış; aslında doğrudan doğruya sermayenin yeniden yapılandırılmasına ve tekelleşme yoluyla daha da güçlenmesi amacına hizmet etmiştir. Verimlilik kazanımlarının her şeyden önce sabit sermaye yatırımlarının ve teknik donanımın yükseltilmesi ve piyasalarda hukukun üstünlüğünün kurulmasına dayandığı, sermayenin mülkiyetiyle ilgisi olmadığı açıkça görülmüştür. HHH Bütün bunlar arasında Yunanistan krizinin gösterdiği bir yalın gerçek daha var: “Avrupa projesi” aslında giderek küresel finans burjuvazisinin antidemokratik bir teknokrasi projesi haline dönüşmüş durumda. Derecelendirme kuruluşları, IMF ve Avrupa “Troyka”sı bir bütün olarak öncelikle sermayenin güvenliğini ve stratejik çıkarlarını koruyan ve “sermayenin rasyonalitesini” düzenleyen her türlü iktisadi ve sosyal denetime karşı “sermaye çıkarkriz gelir” şantajı uygulayan antidemokratik bir güç sergilemekte. “İktisadi akıl” diye adlandırılan bu projenin ana düsturu, bağımsız iktisat politikalarının ve hukukun üstünlüğü ilkesinin yadsınarak, bütün sosyal politikaların piyasalaştırılmasını ve tüm iktisadi ve sosyal değerlerin sermayenin hipersömürüsüne terk edilmesini amaçlıyor. Yunan halkı geçen hafta bu projeye tüm halklar adına “Hayır” mesajı vermiş idi. Bu umudu korumak zorundayız. “H Kreditörlerin dayattığı acı reçeteye karşı çıkan yazıların süslediği duvarlardan birindeki ‘sıradaki ne’ yazısı dikkat çekti. (Fotoğraf: Reuters) Borçlar azaltılmalı luslararası Para Fonu (IMF) tarafından hazırlanan ve Reuters tarafından görülen gizli bir rapora göre Yunanistan ekonomisi ve bankalarının son iki hafta içinde gördüğü tahribat nedeniyle Atina’nın borçlarının Avro bölgesi ülkelerinin hazırlıklı olduğundan çok daha yüksek tutarlarda azaltılması gerekiyor. IMF raporunda kurtar U 50 milyar koyacaklar vro bölgesi hükümetleri kadar 86 milyar Avro’ya mal olması beklenen Yunanistan’ın üç yıllık kurtarma paketine 40 ila 50 milyar Avro arasında katkıda bulunacak. Bir Avrupa yetkilisinin AFP’ye verdiği bilgiye göre, IMF de Mart 2016’ya kadar devam eden programa bağlı olarak Atina’ya 16 milyar Avro katkı yapacak. Gerisi Yunanistan’daki özelleştirmelerden ve finansal piyasalardan gelecek. Dün Avro bölgesi maliye bakanları yine Yunanistan konusunu görüş A Protestocular Scheauble’yi NeoNazi olarak resmetti. mek üzere toplandı. Toplantı sonrası açıklama yapan Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis “Avro ülkesi olmayan devletler endişelerini belirtti. Bunları dikkate almak zorundayız” dedi. Avro bölgesi üyesi olmayan İngiltere, Avro Grubu’nun Yunanistan’ı kurtarma paketine maddi destek vermeyeceğini açıkladı. AB maliye bakanlarının dünkü toplantısından önce açıklama yapan İngiltere Maliye Bakanı George Osborne, “Avro bölgesindeki arkadaşlarımız, İngiltere’nin desteğini alamayacakları mesajını çok açık şekilde aldılar” dedi. Yunanistan’la yapılan üçüncü kurtarma paketinde İngiltere’nin Atina’ya 1 milyar Avro yardımda bulunması öngörülüyordu. Avusturya Başbakanı Werner Faymann ise anlaşmanın Atina’ya bir şans verdiğini fakat Yunanistan’ın Avro bölgesinden çıkmasının hâlâ muhtemel olduğunu belirtti. Faymann “Bankalar kapılarını açamazsa Grexit gerçekleşir. Böyle olunca bir ülkenin kendi parasını yaratması gerekir ve bunun tanımı da Grexit olur. Kimse bir felaketin artık sözkonusu olmadığını söyleyemez” dedi. Fransız Cumhurbaşkanı Francois Hollande ise “Ben Yunan halkının aşağılandığını kabul etmiyorum. Eğer Yunanistan’ı Avro’dan çıkarsaydık aşağılanmış olurlardı” dedi. ünyada 1.1 milyar tarım işçisi var. Bunların 450 milyonu mevsimlik tarım işçisi.. Bu işçilerin yüzde 60’ından fazlası yoksulluk sınırının altında. Yüzde 80’inin sosyal güvencesi yok. Yüzde 70’i tarlalarda çocukları ile birlikte çalışıyor. 1549 yaş arası mevsimlik kadın tarım işçilerin yüzde 90’ı ilkokulu bitirmemiş. Bu gruptaki kadınların yarısı evde doğum yapıyor. Yine bu gruptaki kadınların yüzde 44’ünün yeterli tetanoz aşısı yok. Mevsimlik tarım işçilerinin üçte ikisi temiz içme suyundan yoksun... Gelelim Türkiye’ye 6.5 milyon tarım işgücü var ve bunun yaklaşık yarısı mevsimlik tarım işçisi. Her iki mevsimlik işçiden biri doğduğu andan itibaren mevsimlik tarım için seyahat ediyor. Yaklaşık yüzde 60’ının geliri ulusal yoksulluk sınırının altında. 10 kişiden biri nüfusa kayıtlı değil. Yarısı ergen yaşta anne oluyor. Anne ölümü riski on, bebek ölüm riski 5 kat fazla. Kız çocukların dörtte biri ma fonu Avrupa İstikrar Mekanizması’na (ESM) atıfta bulunularak, “Borç sürdürülebilirliğindeki dramatik bozulma, borçların şu ana kadar değerlendirilenin ötesinde bir ölçekte azaltılmasının gerektiğine işaret ediyor” denildi. Raporda, Avrupa ülkelerinden Yunanistan’a ilk 30 yılı geri ödemesiz borç vermeleri, mevcut borçların daha da uzun vadeye yaymaları tavsiye edilirken, bunların yapılmaması halinde Yunan bütçesine her yıl destek verilmesinin gerekeceği belirtildi. Bu iki seçeneğin de uygulanmaması halinde Atina’ya verilen borçların “önden yüklemeli olarak büyük ölçekte” azaltılması gerektiği belirtildi. Diğer yandan IMF, Yunanistan’ın vadesi 13 Temmuz’da dolan borçlarını ödemediğini açıkladı. Atina’nın Fon’a ödemediği borçlarının toplamı böylece 2 milyar Avro’ya ulaştı. IMF Basın Sözcüsü Gerry Rice, Yunanistan’ın yaklaşık 456 milyon Avro geri ödemesini gerçekleştirmediğini söyledi. Yine ödeyemedi Anlaşma için en az 4 hafta Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Scheauble, Yunanistan’ın alınacağı yeni kurtarma programı üzerinde anlaşma sağlanmasının en az dört hafta süreceğini söyledi. Scheauble ayrıca Alman hükümetindeki bir kesimin Yunanistan’ın Avro bölgesinden geçici olarak çıkmasını tercih ettiğini söyledi, ancak kendisinin bu grup içinde yer alıp almadığını ifade etmedi. Avro’dan hâlâ çıkabilir unan devlet memurları, kemer sıkma politikalarını protesto etmek için bugün 24 saatlik greve gidecek. Greve eczaneler de katılacak. Ülkenin Kamu Emekçileri Sendikaları Federasyonu ADEDY, memurları, bugün yerel saatle 19.00’da, parlamento binasının önünde, Atina’nın Syntagma Meydanı’nda toplanmaya çağırdı. Eylemler bugünkü Parlamento oylamasıyla aynı saatlerde olacak. Yunan halkı anlaşma şartlarının çok sert olduğunu düşünüyor. Çipras’ın hâlâ kendileri için kurtarıcı olduğunu düşüşen Yunanlılar, Avro’dan da bıkmış durumda ancak AB’den çıkma düşüncesi korkutuyor. Yunan hükümetine dayatılan kredi anlaşması, Almanya’da da sert tepki görüyor. Alman Şansölyesi Angela Merkel ve Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble ülkelerinde de ağır şekilde eleştiriliyor. Zeit gazetesindeki bir analiz, daha fazla kemer sıkma politikasının Yunan ekonomisini küçülteceğine ve dolayısıyla da Kamuda grev var Y borcun gayrisafi yurtiçi hasılaya olan oranını yükselteceğine işaret ederken aynı gazetedeki bir başka makale de Almancadaki borç ve suç kelimelerinin aynı olduğunu hatırlatarak bu anlayışı eleştirdi. Süddeutsche Zeitung, Alman hükümeti ve Troyka için Yunanistan’a “acı haplar yutturdu” yorumunu yaptı. Alman basınında uzun süredir sıkça gündeme gelen ve dün de gazeteler tarafından tekrarlanan başka bir konuysa, Almanya’nın İkinci Dünya Savaşı sonrası borçları oldu. ‘Ölüm kampı’ Yunanistan’da dün ulusal basında yayımlanan gazetelerden bazılarının manşetleri ise şöyle: Syriza’nın yayın organı Avgi gazetesi “Çipras’ın taahhüdü: Bizim mevcudiyetimiz, sosyal adalet için güvencedir” manşetiyle çıktı. Kathimerini “Sorumluluk ve sınanma zamanı” dedi. Ta Nea gazetesinin manşeti, “Memorandumun kumbarası. Kamu servetini satma fonu ne anlama geliyor” oldu. Ethnos gazetesi “Hükümet ve Syriza mayın tarlasında”, KKE partisinin gazetesi Rizospastis “İflasını önlemek için halk kendi karşı saldırısını organize etmeli”, Kontra gazetesi “Aleksi’yi destekliyoruz. Memorandumu beğenmedik”, kiliseye yakın Eleftheri Ora gazetesi “Heil Merkel!”, Dimokratia gazetesi: “#Yunanistan Auschwitz toplama (ölüm) kampında” manşetleriyle çıkarken, Eleftheros Typos gazetesi manşetinde Çipras ve Varoufakis’e “Başbakanlıkta fırtına” ve “Grexit’i planlamıştım” (sağ) sözleriyle yer verdi. l Ekonomi Servisi Şeftalinin fiyatı yüzde 20 arttı ürkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Haziran ayı Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksini açıkladı. Buna göre, tarım ÜFE, 2015 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 3.39 azalış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 10.03, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10.02 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 11.65 artış gösterdi. Haziranda fiyatı en fazla artış gösteren ürünlerde ilk sırayı yüzde 20.81 ile şeftali aldı. Bunu yüzde 19.27 ile hıyar, yüzde 14.58 ile kayısı, yüzde 14.49 ile çay, yüzde 10.53 ile kefal, yüzde 8.08 ile levrek izledi. l Ekonomi Servisi Yüzde 60’ı Avro’dan çıkmaya karşı amuoyu yoklamaları halkın Avro bölgesinden çıkış yerine kemer sıkma tedbirlerini tercih ettiğini gösteriyor. Geçen cuma Yunan Skai TV kanalında yayımlanan bir ankete göre, halkın yüzde 60.5’i Yunanistan’ın yeni bir ekonomik önlemler paketi ile birlikte Avro’da kalmasını tercih ederken, yalnızca yüzde 28’i ülkenin Avro’dan çıkarak drahmiye dönmesini istiyor. Basbakan Aleksis Çipras’ın, AB yanlısı muhalefet partilerinin desteğiyle yasayi rahatça Meclis’ten geçirmesi bekleniyor. l Ekonomi Servisi D K Modern köleler... okul ile tanışmıyor... Kısacası çağımızın modern köleleri diye de tanımlayabiliriz onları.. Sofralarımıza giren her tarım ürününde onların alın teri, onların emeği ve ne yazık ki onların kanı var. Asma yaprağında, elmada, fındıkta... Sadece bir kaza olduğunda, çoğu kadın ve çocuklardan oluşan bu işçileri taşıyan bir kamyon devrilip ölü bedenler yollara saçıldığında gündeme gelen; o kazadaki ölü sayısı oranında haber kanallarında, gaze te sayfalarında haber olabilen insanlar onlar. Dün biri Konya, diğeri Hatay’da 2 farklı kaza.. Sonuç biri bebek 3 ölü, 35 yaralı.. Sadece bir haftada 16 ölü 50 yaralı.. 2014 yılında 309 tarım emekçisi yaşamını yitirmiş... Maliyeti düşürmek için kamyonların açık kasalarına kapasitesinin çok üzerinde işçi “istifledikleri” için... Devam edelim mi? Haftanın 7 günü 11 saat çalışıyorlar. Ve yüzde 65’i borç yükü altında. Üstelik borçlarının önemli kısmı tefecilere... Kapitalist sistemin dişlileri arasında. Günlük yevmiyeleri 35 ile 45 lira arasında değişiyor, bunun yüzde 10’u birçok yerde dayıbaşı diye adlandırılan aracıya veri liyor. Son yıllarda yevmiyelerinin Suriye’den gelen göçmenlerin işe alınmasıyla daha düştüğünü söylüyorlar. Çalıştıkları bölgelerde yerel halkın gözünde “potansiyel suçlu” olarak değerlendirmeleri ise cabası... Aslında yasalar var. Örneğin Mart 2010’da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı çıkardığı “Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerinin Çalışma ve Sosyal Hayatlarının İyileşterilmesi Genelgesi.” Ancak uygulama lafta. Şöyle bir tarama yaptım, hemen her yıl TBMM’de bu konuda birden fazla soru önergesi verilmiş. Sonuç ise koca bir sıfır... Gecikmeli olarak, son derece baştan savma yanıtlarla kapatılmış daima konu. Üzerine gidilmemiş. Bu son kazalardan sonra da hem CHP hem de HDP mevsimlik tarım işçileri ile ilgili soru önergeleri verdiler, hatta bir komisyon kurulmasını istediler. Siyasetin o toz dumanı arasında her zamanki gibi güme gideceği aşikâr. T Rixos el değiştirmedi nceki gün gazetemizde yer alan “30 Otel el değiştirdi” başlıklı haberde “Rixos da satıldı” alt başlığına konu olan el değiştirmenin doğru olmadığı belirtildi. Rixos Otelleri adına yapılan açıklamada; Rixos Premium Tekirova otelinin “Fine Otel Turizm İşletmecilik Anonim Şirketi” tarafından yönetilmekte olup Antalya Vergi Dairesi ve Kemer Ticari Sicil kaydıyla faaliyet gösterdiği belirtildi. Açıklamada “Resmi kayıtlarla sabit olduğu üzere otelimizin el değiştirmesi yahut herhangi bir üçüncü sahsa devri söz konusu değildir” denildi. l Ekonomi Servisi Ö C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle