10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 10 Temmuz 2015 haber 6 Deniz Feneri e.V’nin devredildiği Alman kayyım heyeti, Türkiye’de 20 sanık için verilen zamanaşımı kararına itiraz etti. Heyet, ‘bağış’ diye toplanan 41 milyon Avro’yu istiyor TURKiye AklADı Alman itiraz etti KAPATILAN ‘DENİZ FENERİ’ DAVASINDA ALMANLAR 41 MİLYON AVRO’NUN PEŞİNDE Ajansız Devlet mi Olur! em “devlet”i hem “emperyalizmiuluslararası finans kapitali” hatırlamak için yeteri kadar vesileye sahibiz. Devlet için Devlet Bahçeli’ye değil, devletin örgütlenme yöntemi olarak ajanlar gereksiniminin nasıl karşılandığını anlatan, yoksa itiraf eden mi demeliyim, yazıya çiziye bakabiliriz. Uluslararası finans kapitalin Yunanistan’a vahşi saldırısı ise literatürden çıkartılması, en azından yumuşatılması sık sık teklif edilen emperyalizmi yeniden hatırlamamıza vesile olsun. HHH Devlet dediğiniz ele avuca sığmaz bir güçtür. Tanımlanması, bakılacak yerler gözden kaçırılırsa zorlaşır. Klasik tanımlarında hapishaneye bak, oraya giden yollara bak, şimdi pek karmaşıklaştı, iletişim kanallarına bak, bir de bankalara bak denilir. Gerçekten de bu bakma noktaları devlet hakkında fikir verebilir bize. Kuşkusuz devletin sermaye sınıfı ve olmazsa olmaz, yönetmek yönlendirmek zorunda olduğu toplumla ilişkilerine bakmalı. Genellikle devleti “babalaştıran” yanılgılar da bu son ilişkiden kaynaklanır. HHH Devlet koskoca toplumları nasıl yönetsin, yönlendirsin; ele avuca sığmaz, irili ufaklı, silahlı külahlı, tehlikeli tehlikesiz, kullanışlı kullanışsız “teşkilata” nasıl sahip çıksın. Bunun için devlet muhbir, ajan kullanır, ki zaman zaman insanı hayretlere düşürecek isimler ortalığa saçılıverir. Önemi; devleti somutlaştırmasında, görünür hale getirmesindedir. Çabuk unuturuz biz; işte dinleme, gözleme meselelerini de kısa zamanda unutmuş, “Cemaat gitti, dinleme bitti” demiştik ki, devletin olmazsa olmaz “kulak verme” alışkanlığının hiçbir yere gitmediği, tam tersine “modernleştiği” ortaya çıkıverdi. HHH Emniyetimizin bilişimde sınıf atladığı “hackerkorsan” şirketleriyle iş tuttuğu, bilgisayarlarımıza girdiği, haberleşmelerimize şöyle bir göz attığı ortaya çıktı. “Devlet nedir” diye soran olursa buradan başlamasını ama zinhar burada takılıp kalmamasını salık veriyorum. Oradan başlasınlar ama siyasete doğru koşar adım ilerlesinler. Siyasetin sermaye bağlantılarında bile duraksamadan, sarayda simgeleşen “büyük devlet” gururuna baksınlar. Devlet öyle büyüktür ki baş etmek asla mümkün değildir. Baş etmek istiyorsanız dışına çıkacak, toplumla devlet ilişkilerinde kendinizi temiz tutmaya bakacaksınız. HHH Yazı biter devlet bitmez; uluslararası finans kapitalin öfkeyle kendini ele verdiği Yunanistan konusuna fazla yer kalmadı. Ama bakana, bakmasını bilene sır değildir. Siyasetçilerinin, ajanlarının kızgın bakışlarında, utanmaz tehditlerinde apaçık ortaya çıkıyor. O kadar ki, “Avrupa” denilince ilk akla gelen, hep korunup kollanan Yunanistan’ın “şımarık” hali çileden çıkardı finans kapitalin merkezlerini. Siz şimdi “SYRİZA devrimci midir, reformist midir, içerden mi savaşıyor, dışardan mı” sorularını, sorunlarını bırakın; saklısı gizlisi kalmayan finans kapitalin haline bakın. Oysa nice ideolojik paravanın ardında pek mutluydu, emperyalizm demek bir ara neredeyse yasaklanıyordu. İşte oradadır; çıplaktır, gudubettir, gulyabani gibidir, pek çirkindir. Görmüşsünüzdür; hâlâ göremediyseniz, biz daha ne anlatalım ki kardeşler... H Y üzyılın yolsuzluğu olarak nitelendirilen Deniz Feneri davasının Türkiye ayağının kapatılmasına dikkat çeken bir itiraz geldi. Almanya’da Deniz Feneri e.V derneğinin devredildiği Alman kayyım heyeti, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvuraALİCAN rak, “asıl failler” olarak ULUDAĞ görülen Zahid Akman ve Zekeriya Karaman’ın arasında bulunduğu 20 sanık hakkında verilen beraat ve zamanaşımı kararına itiraz etti. Kayyım heyeti, gurbetçilerden bağış adı altında toplanan, ancak Türkiye’ye aktarılarak amaç dışı kullanıldığı iddia edilen derneğin 41 milyon Avro parasının peşine düştü. Kayyım, cezalandırılmasını isteyeceği sanıklardan bu paranın tahsil edilmesini isteyebilecek. paralarının İstanbul’da Kanal 7 binasına götürüldüğü ve Zekeriya Karaman’a teslim edildiğini iddia etti. Soruşturma kapsamında yapılan araştırmada zanlıların yardım paralarını dağıtmış gibi göstermek için sahte alındı belgeleri hazırladıkları ortaya çıktı. Üç savcı, Karaman, Akman’ın arasında bulunduğu “asıl faillere” operasyon yaptı. Ancak hükümetin müdahalesiyle savcılar görevden alındı. Yerine atanan yeni savcılar, örgüt ve dolandırıcılığa takipsizlik vererek, basit suçlardan 20 kişi hakkında dava açtı. Mahkeme, suç yeri İstanbul olduğu gerekçesiyle dosyayı buraya gönderdi. Gerekçeli karar yok! Almanya ceza kesti Almanya’da polis, gurbetçilerin toplanan yardım paralarının amaç dışı kullanıldığı iddiasıyla Nisan 2007’de Deniz Feneri e.V Derneği ve Kanal 7 Avrupa Temsilciliği’ni bastı. Türkiye’de geniş yankı uyandıran, hatta AKP iktidarının tepkisini çeken operasyon kapsamında derneğin genel müdürü Mehmet Gürhan, yardımcısı Mehmet Taşkan ve muhasebecisi Firdevsi Ermiş tutuklandı. Muhasebeci Firdevsi Ermiş, her şeyi itiraf ettiği ifadesinde bütün işlerin başında Kanal 7 yöneticileri Zekeriya Karaman, Zahit Akman ve İsmail Karahan, e N olmuştu? Almanya’da dolandırıcılık iddiasıyla Nisan 2007’de Deniz Feneri e.V Derneği ve Kanal 7 Avrupa Temsilciliği’ne operasyon düzenlenmişti. Almanya 3 kişiye hapis cezası verirken, Türkiye ayağındaki Zahid Akman ve Zekeriya Karaman’ın da aralarında bulunduğu 20 sanık için beraat kararı çıkmıştı. milyon avrosunun Türkiye Deniz Feneri Derneği’ne verildiğini, gerisinin ise nereye harcandığının belli olmadığını kaydetti. Alman mahkemesi derneğin tüm mallarını kayyıma devretti. Türkiye’deki asıl faillere yönelik soruşturmayı ise Ankara Cumhuriyet Savcısı Nadi Türkaslan başlattı. Türkaslan’a daha sonra iki savcı daha eklendi. Türkaslan tarafından ifadesi alınan Firdevsi Ermiş, Almanya’da toplanan yardım Mustafa Çelik ve Harun Kapıyoldaş’ın olduğunu açıkladı. Frankfurt Eyalet Yüksek Mahkemesi , 17 Eylül 2008’de sanıklar Mehmet Gürhan’a 5 yıl 10 ay, Mehmet Taşkan’a 2 yıl 9 ay, Firdevsi Ermiş’e ise 1 yıl 10 ay hapis cezası verdi. Duruşma savcısı Kerstin Lötz, asıl faillerin Türkiye’de olduğunu vurgularken derneğin toplanan 41 milyon avrosunun 17 milyonun Türkiye’ye transfer edildiğini, bunun 8 İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi, 13 Eylül 2015 tarihinde bazı sanıklar hakkında zamanaşımı dolduğu gerekçesiyle davanın düşmesine karar verirken Zekeriya Karaman gibi kimi sanıklar da “güveni kötüye kullanmak”, “özel belgede sahtecilik” suçlardan beraat ettirildi. Savcılığın ve iki mağdurun itiraz hakkı vardı. Ancak sürpriz Almanya’dan geldi. Almanya’daki Deniz Feneri e.V’nin kayyım heyeti, avukatları aracılığıyla mahkemenin kararına itiraz etti. Mahkeme, 2 aydır gerekçeli kararı açıklamadığı için itiraz şimdilik gerekçesiz yapıldı. Mahkemenin gerekçesi açıklandığında kayyım da ayrıntılı temyiz dilekçesini Yargıtay’a gönderecek. Kayyım heyeti, derneğin 27 bin gurbetçiden toplanan 41 milyon avronun peşine düştü. Kayyım, sanıklardan bu paranın tahsil edilmesini isteyebilecek. l ANKARA Tayland: Büyükelçiliği kapatırız! DUYGU GÜVENÇ T ayland’ın fahri konsolosluğu gece bir grup tarafından saldırıya uğradı. Gerekli önlemleri almadığı için eleştirilen Türkiye, dün de Ankara Büyükelçiliği önünde saldırı gerçekleştirildikten sonra önlem aldı. Olaylar üzerine Tayland Başbakanı gerekirse büyükelçiliği kapatacağını açıkladı. İstanbul Başkonsolosluğu’na yapılan saldırının ardından Tayland, Bangkok ve Ankara’da yaptığı girişimlerle güvenlik önlemlerinin arttırılmasını istedi. Ancak bu girişimlerin ardından da dün büyükelçilik önünde protesto eylemi düzenlendi. Uygur Türkleri için düzenlenen eylemde Çinli sanılan uyruğu belirlenemeyen kadın turist eylemciler tarafından tartaklandı. Eylemci ler saçını çektikleri kadın turisti linç etmek istedi. Tayland Başbakanı Prayuth Chanocha, “Öncellikle personelin güvenliğinin sağlanmasını istedim. Durum daha kötüye giderse o zaman geçici olarak Türkiye’deki elçiliği kapatabiliriz” derken, Bangkok ve Ankara’da da duyulan rahatsızlık iletildi. Dışişleri’nden yapılan açıklamada ise gözaltında bulunan 115 Uygur Türkü’nün üçüncü bir ülkeye gönderilmesinin” büyük üzüntü yarattığı belirtildi ve bunun 1951 ve 1984 tarihli Mülteciler Sözleşmesi’ne ve yaşam hakkı ihlali ile ilgili sözleşmeye aykırı olduğu anımsatıldı. Ardından da Tayland’ı kınadı, ancak yaşanan saldırıları kınamadı. l ANKARA Çin lokantasına saldıranlar yakalandı F Dışişleri kınamadı Gece fahri konsolosluğu 200 kişi bastı Tayland’da bekletilen 200 Doğu Türkistanlının Çin’e iade edileceği gerekçesiyle Doğu Türkistan Maarif Derneği üyesi 200 kişi, önceki gece Zincirlikuyu’daki Tayland Krallığı Fahri Başkonsolosluğu binasını bastı. Saldırı sonrası 9 kişi gözaltına alındı. Binanın kırılan kapısının yerine duvar örüldü. DHA atih Zeyrek Mahallesi’nde bulunan bir Çin restoranına 5 gün önce taş ve sopalarla saldıran 6 kişi yakalanarak gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, “05.07.2015 günü ilimiz Fatih İlçesi Zeyrek Mahallesi’nde bulunan bir Çin Restoranı’na taş ve sopalarla saldıran şahısların yakalanmasına yönelik yapılan çalışmalarda; Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü görevlilerince olaya karıştıkları tespit edilen 6 şüpheli şahıs yakalanmış, ayrıca konu ile ilgili tahkikat devam etmektedir” denildi. l İSTANBUL C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle