Katalog

Pazar 7 Haziran 2015 EDİTÖR: FATMA KOŞAR TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ haber 13 Sen kimsin terbiyesiz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Batı basınına sert sözlerle yüklendi. Ardahan PTT Kavşağı Kongre Meydanı’nda konuşan Erdoğan, “Tam batılılaşmamış, yoksul Müslümanların kendi ülkelerini yönetmelerine izin verilemez. Eğer (Erdoğan) Pazar günü istediğini alırsa, durdurulamaz olacak” diye yazan The Guardian gazetesine şöyle yanıt verdi: “Sen kimsin, terbiyesiz. Haddini bil. Ne zamandan beri size böyle bir yetki verildi? Türkiye artık mandaların egemen olduğu bir Türkiye değil. O tarih oldu. Artık bu milletin gerçek evlatları yönetime sahip. Hale bak. Erdoğan diyerek sanmayın ki şahsımı kastediyorlar. Durdurulamaz dedikleri Türkiye.” “Avrupa’nın kenarında her şeye hâkim olmak isteyen bir adam var. Denizlerin üzerine köprüler yapıp, dünyayı birleştirmek, dağları kaldırıp devasa gökdelenler yapan adamın ismi Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan” diye yazan Alman Die Zeit gazetesini de hedef alan Erdo Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiliz The Guardian ve Alman Dei Zeit gazetelerini hedef aldı Dış basınla kavgalı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisi için, “Halkın daha yoksul, daha dindar ve daha az Batılılaşmış kesimi üzerindeki etkisini güçlendirdi, ancak yarısını kaybetti” diyen İngiliz gazete Guardian’a yönelik sert çıkışı daha önce de yabancı medyaya yönelik sert sözlerini anımsattı. Erdoğan, politikalarını eleştiren New York Times’a “paçavra” benzetmesi yapmış, daha sonraki günlerde “her yerin gazete olsa ne yazar” demişti. Gezi Parkı protestoları sürerken, Reuters muhabiri Birsen Altaylı’nın, kendisine “yumuşatıcı bir tavır içine girecek misiniz” diye sorması üzerine tepki gösteren dönemin Başbakanı Erdoğan, “Bizim evlerinde zorla tuttuğumuz bu ülkenin en az yüzde 50’si var. Onlardan sabırlı olmasını istiyorum” yanıtını vermişti. Çamlar yaprak açarken nsan doğanın dönüşümüne, iklimlerine kendince ad vermiş. Bu adlar doğadaki zenginliği anlatmada çok yetersiz kalıyor. Örneğin sadece ilkbaharın bile bademlerin çiçek açmasından çamların yapraklara tomurcuklanmasına kadar onlarca rengi var. Son birkaç aydır yoğun koşturmalar arasında, dağ başında bir ağaç kümesine, yol kıyısında yeşilliklerle dolu bir parka bir koşu girip çıkıyor, eskimeyen dostlarla hasret gideriyorum. Koştuğum yönde hiç insan olmadığını görenler belki de bana gülüp akıllarına gelen ilk şeyi söylüyorlardır. İnsan, nisan başında gür yeşil yapraklar arasından fışkıran kestane çiçekleri görür de şöyle bir selamlamak istemez mi... İnsan, mayıs başında birden yapraklanan söğüt ağaçlarının dallarına tutunup, “eyy salkım söğüt versene bana biraz öğüt” demez mi? İnsan, mayıs sonunda iğdelerin o küçücük sarı çiçeklerinden çevreye yayılan kokuyu içine çekip iğdeye doğru koşmaz mı? HHH Bademlerin, eriklerin, ayvaların, kestanelerin çiçeklenmesi, yaprağa durması, ağaçlarda çok güzel değişimler yarattığı için insanı da etkiler. Mevsimlerin değiştiğini onlarda hisseder. Ama bir de çam ağaçları vardır. Çamlara, dört mevsim yapraklı ağaçlardan, der geçeriz. Peki, çam ağacı dört mevsim yapraklıdır da o yapraklar nasıl bir yandan sararıp dökülür, bir yandan tazelenir? Yazı aramızda, ben bu konuya biraz kafa yormuş kişilerdenim. Yıllar önce birkaç çam ağacını arkadaş edinmiş, bütün değişimlerini gözlemiştim. Yaprakla örülü dalların en ucunda kahverengi, kalem ucuna benzer bir İ AFP dalga geçti 78 yaşındaki Hediye Sero (mavi eşarplı) Erdoğan’a ‘Sana âşığım’ dedi. ğan, “3. havalimanının temelini attık ya. Bunlar kudurdu” dedi. Erdoğan Amerikan New York Times gazetesine “Bunların patronları belli, maalesef Yahudi sermayesi”, İngiliz Financial Times gazetesine ise “Benim üzerimden Türkiye’yi hedef alıyorlar” sözleriyle yüklendi. Fransız haber ajansı AFP, Erdoğan’ın başbakanlığı karafatma bastığı için yeni saray yaptırdığına ilişkin sözleriyle alay etti. AFP, “Evinizi ya da işyerinizi karafatmalar basarsa, böcek ilacı koyarsınız ya da haşereyle mücadele ekibi çağırırsınız. Türkiye’nin Cumhurbaşkanı’nın daha radikal bir çözümü var. Yeni saray inşa etmesini eski ofisindeki karafatmaların varlığıyla açıkladı” diye haber yaptı. Şandır: Erdoğan’a teşekkür etmedim MHP’li vekile göre Cumhurbaşkanı çarpıttı HP Mersin Milrıkhan ve Cilvegözü kapılaletvekili Mehrından Bayırbucak’a TIR gitmet Şandır, mez. Cilvegözü kapısının karAdana’da durdurulan MİT şısında Bayırbucak Türkleri TIR’larının Bayırbucak yok, El Nusra ve Özgür Suriye Türkmenlerine yardım göOrdusu (ÖSO) var. Başbakan SELDA türdüğünü ve bunun için Davutoğlu’nun ve CumhurbaşGÜNEYSU kendilerine “teşekkür etkanı Erdoğan’ın ısrarla Bayırtiğini” söyleyen Cumhurbaşkanı bucak Türkmenlerine giden yardım Erdoğan’ı yalanladı. için Mehmet Şandır bize teşekkür Kantara doğumlu MHP’li Şandır, etti sözü doğru değildir” dedi. Bayırbucak Türkmenlerinin sorunCumhuriyet’in yanında larını en yakından bilen isimlerden. Şandır, bir dönem Suriye BaŞandır, MİT TIR’ları haberinyırbucak Türkleri Kültür ve Dayaden sonra Erdoğan’ın hedef gösternışma Derneği Başkanlığı görevini diği Can Dündar’a da destek çıkde yapmıştı. Erdoğan da önceki gün tı. Erdoğan’ın açıklamalarını kaA Haber’de yaptığı açıklamada, MİT bul edebilmenin mümkün olmadıTIR’larının Bayırbucak Türkmenleğını vurgulayan Şandır, “Bir ülkede rine yardım götürdüğünü, bunu da basın özgürlüğü yoksa, medyanın, en iyi Şandır’ın bildiğini ve kendisi basının halkı bilgilendirme görevine teşekkür ettiğini dile getirmişti. ni yapmasına müdahale ediliyorsa, Bunun üzerine Şandır, Türkmenbu ülkenin demokrasi ile yönetildilerin özne ve iç siyasete malzeme ğini, hukuk devleti olduğunu söyleyapılmasının onlara zarar verecemek de mümkün değildir” dedi. Hüğini dile getirdi. Şandır, “Hatay ve kümetin Cumhuriyet’e baskılarıAdana’da yakalanan TIR’ların Banı kabul etmenin mümkün olmadıyırbucak Türkmenlerine gittiği yöğına da vurgu yapan Şandır, bunun nünde bir bilgim yok. Bilmek dusonunun 1957 sonrası hükümetin rumunda da değilim. Bayırbumuhalefeti susturmak adına kurucak Türkmenlerinin hudut kapılan Tahkikat Komisyonu’na gitmek sı Yayladağı kapısıdır. HatayKıolduğunu belirtti. l ANKARA Yazar ve sanatçılardan Dündar’a destek yağıyor Eleştirmenler, edebiyatçılar ve yazarlar açıklama yaptı Türkiye Yazarlar Sendikası ve Kürt Yazarlar Derneği, önceki gün ortak bir açıklama yayımlayarak gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’a desteklerini bildirdi. Yapılan açıklamada “Can Dündar’a yönelen tehdit, düşünce ve haber alma özgürlüğüne de bir saldırıdır. Yazarların görevi gerçeği göstermektir. Can Dündar da kirli bir aynanın sırrını dökmüştür” denildi. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) üyelerinin Ankara’da gazetecilerle yaptığı toplantıda da Erdoğan’ın Can Dündar’a açtığı dava da gündeme geldi. ÇGD Genel Başkanı Ahmet Abakay, “Gazetecilerin yazdıkları haberler artık casusluk suçu, hükümete darbe teşebbüsü olarak kabul ediliyor” dedi. Acar, Zeynep Akan, Ali Akay, Esra Aliçavuşoğlu, Fırat Arapoğlu, Selda Asal, Volkan Aslan, Güler Aşık, Özgür Atlagan, Figen Aydıntaşbaş, Çelenk Bafra, Neylan Bağcıoğlu, Ali Asker Bal, SİYAH BANT, Pelin Başaran, Evrensel Belgin, Burçak Bingöl, Selim Birsel, Berfu Merve Bolulu, Emine Boyner, CANAN, Şafak Çatalbaş, Fulya Çetin, Sakine Çil, Aslı Çavuşoğlu, Özlem Çengel, Elif Dastarlı, Elmas Deniz, İpek Duben, Nihal Elvan, Deniz Erbaş, Osman Erden, Özge Ersoy, İnci Furni, Eda Gecikmez, Genco Gülan, Gözde İlkin, Zeynep İnankur, Gülsün Karamustafa, Göksu Kunak, Burçak Madran, Ali Miharbi, Yasemin Nur, Sevgi Ortaç, Ceren Oykut, Ferhat Özgür, Güçlü Öztekin, Rana Öztürk, Aytaç Pakdemir, Burcu Pelvanoğlu, Zeyno Pekünlü, Ekin Saçlıoğlu, Nermin Saybaşılı, Yasemin Ülgen Saray, Gonca Sezer, Neriman Polat, Nusret Polat, Ebru Nalan Sülün, Hale Tenger, Sevil Tunaboylu, Armanç Yıldız, Esra Yıldız, Nazım Ünal Yılmaz, Özge Yılmaz, Derya Yücel, Yasemin Özcan, Laleper Aytek, Şükran Moral, Duygu Sabancılar, Emek Can Ecevit, Ayşe Önuçak l Kültür Servisi M Destek kampanyası Öte yandan eleştirmenler, edebiyatçılar ile akademisyenlerin de içinde olduğu bir topluluk da, gazetemize ilettikleri toplu listeyle Dündar ve Cumhuriyet’in yanında olacaklarını ilan etti. Kampanyaya katılan isimler şöyle sıralanıyor: Mesut İktu, Endam Acar, Barış yapı belirir kış ortasında. Şöyle ucuna bastığınızda parmaklarınızın içi acır. Öylesine sert ve dayanıklıdır. Yaza doğru usul usul büyür bu sert kabuk. İçinde onlarca, belki yüzlerce yaprak yavrusu vardır. Mayısın ortasında iğne yapraklar ince ince o kabuğu deler. Benim, en doğal olan şeyin en büyük mucize olduğuna inancım böylesi anlarda ortaya çıkar. İnanamazsınız, nasıl olur da bir ağacın onlarca dalının ucundaki kabuklardan birbiriyle haberleşmişçesine aynı anda yapraklar fışkırır. Haziran başında kabuklar rüzgârla birlikte uçuşup gider iğne yaprakların her biri minicik cıvıl cıvıl bebekler gibi yaşama katılmanın keyfini sürer. HHH Profesör Hikmet Birand’ın, alıç ağacı ile sohbet kitabında okuduğumu anımsıyorum. Çam ağaçları denizden karaya çıkan ilk bitki türüymüş. Binlerce yılın getirdiği birikimle düyanın dört bir yanına yayılmışlar. Bugünlerde çam ağaçlarının uçlarında yaşama katılan tek tek yaprakların her birini ayrıca düşünüyorum. Milyonlarca yaprağın içinde bir yaprağın ne önemi var demeyin. O bir yaprak olmasa dalın ucundaki yaprak kümesinin anlamı olmaz. O yaprak kümesi olmasa dal anlamsız hale gelir. Dal olmasa ağaç nasıl yaşam bulacak? Ağaç olmasa ormana nasıl kavuşacağız? Aslında toplumlar da öyle değil mi? Nasıl her orman tek tek ağaçlardan, her ağaç dallardan, dallar yapraklardan oluşuyorsa milyonlarca nüfuslu bir ülke de bireylerden oluşuyor. Unutmayın, insan haklarıyla insandır, haklarını kullanabildiği kadar insandır. Her birey, bir reydir! C M Y B