23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 7 Haziran 2015 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN 12 Cumhuriyet’in Suriye’ye yardım götürdüğü açıklanan MİT TIR’larının silah yüklü olduğu gerçeğini ortaya koyan haberi bütün dünyada yankılandı. Haber ve ardından yapılan açıklamalarla ilgili çok sayıda yorum yapıldı Silahları gördüler ve dediler ki: Gazetecilik hainlik oldu ...Habere hem “yalan” deyip hem de “devlet sırlarını açıklamak” gibi bir suçlama yöneltemezsiniz. VAR OLMAYAN BİR SIR açıklanamaz. TÜMÜYLE YALAN denilen bir şey “doğru muamelesi yapılarak” yargılanamaz. Yani, “oksimoron” denilen kavram, tam da budur işte. Oysa, Cumhuriyet’e bunu yapıyorlar. Hem, “MİT TIR’ları dosyasında öyle görüntüler yok” diyorlar hem de casuslukla suçluyorlar. Yurt / AYŞENUR ARSLAN Bedel Bu konuda dava açmak herkesin hakkıdır. Cumhurbaşkanı da açabilir. Ancak şu sözler: “Bunların derdi Türkiye’nin imajına gölge düşürmek. Bunu özel haber olarak yapan kişi de bunun bedelini ağır ödeyecek, öyle bırakmam onu.” Cumhuriyet Yayın Yönetmeni Can Dündar’ı hedef alan bu sözler basın özgürlüğü bir yana, yargıyı etkileyecek nitelikte... Milliyet / MELİH AŞIK Yalana yılana karşı bilgi hakkı Demokraside muhalefet, parlamento, basın, yargı, sivil toplum mücadelesi bunları ortaya çıkarır veya çıkarmaya uğraşır; çıkarmaya uğraşmalıdır! TIR olayı da öyle. Belli ki örtülü, belli ki kirli, belli ki yalan dolan! Bunu ortaya çıkaran savcılar ve askerler, “darbecilik, casusluk” suçlamasıyla tutuklandı! Buna ortaya çıkaran gazete ve gazeteciler de “terör” suçlamasıyla yüz yüze. Habertürk / UMUR TALU Ama’sız... Fakat’sız gazetecilik Siz ne anlarsınız gazetecilikten?.. Gazeteciliğin olmazsa olmaz kuralı; herhangi bir menfaat grubuna bağlanmadan, gerçeği tüm çıplaklığıyla kamuoyuna sunmaktır. Haberin kimin menfaatine olduğu gazeteciyi ilgilendirmez. Gazeteciyi sadece haberin hakikat olması ilgilendirir. Can Dündar’ın yaptığı ile “bavulcu” Mehmet Baransu’nun yaptığı “servis gazeteciliği” birbirine karıştırılmamalıdır. “Bavulcu” Baransu, koca bir yalanla halkı aldattı. Can Dündar ise gerçeği ortaya çıkardı. Sözcü / SONER YALÇIN Gerçeğin ortaya çıkma gibi bir huyu vardır ve yine çıktı. Cumhuriyet gazetesi kurum, Can Dündar gazeteci olarak sorumluluk üstlendi, risk aldı ve MİT TIR’larındaki silahların görüntülerini yayımladı. Adliye baskını nedeniyle savcılıkça ifadeye çağrılan gazeteciler de cabası. Özetle bu ülke gazetecilik yapmak isteyenler için giderek bir cehenneme dönüşüyor. Millet / ERGUN BABAHAN TIR’lar dolusu yalana hayır... Yurttaşlar, haberleriyle büyük yankı uyandıran Cumhuriyet’i, seçim meydanlarında taşıdı. Ağır bedel Bedel ödemekten korktuklarından son sığınak “vatanseverlik”e sığınıp, suçu “devlet sırrı”yla perdelemeye çalışıyorlar. Ağır bedel ödetme tehditlerinin arkasında bedel ödeme korkusu var. Korku bulaşıcıdır; dalga dalga yayılır bir merkezden etrafa. Cesaret de bulaşıcıdır, korku gibi. O da yayılır. Barışların, Can’ların bedel ödemeye hazır özgür gazetecilikleri başka gazetecilere de bulaşır. Cesaretin çok şeye faydası vardır da, korkunun faydası yoktur ecele! BirGün / L. DOĞAN TILIÇ Adana Cumhuriyet Savcılığı, Cumhuriyet’e, Can Dündar’a ‘gerçeği yansıtmayan sahte görüntüler’ yayımlandı gerekçesiyle soruşturma açıyor. Sormazlar mı o savcıya, madem gerçek değil, neden devlet sırrı oluyor? Sahte devlet sırrı mı olurmuş?.. Davutoğlu, ‘TIR’da ne olduğu, kimseyi ilgilendirmez’ diyor. Sormazlar mı adama; senin Meclis’e, halka bir açıklama sorumluluğun yok mu?.. BirGün / MUSTAFA SÖNMEZ Sormazlar mı eyyy RTE Erdoğan, 1725 Aralık’tan Türkiye’de yargılanmaktan ürktüğü için ortalığı birbirine katıyordu. Can Dündar’ın fotoğraflı haberinden sonra, şimdi bambaşka bir boyuta atlamış bulunuyoruz: Artık Erdoğan’ın, bir de uluslararası mahkemelerde yargılanmaktan ürkme dönemi başladı. Esas ortalığı birbirine katmayı bundan sonra bekleyin. Agos / BASKIN ORAN Erdoğan için ahlaki ve uluslararası durum tespiti Sen gazeteci filan değilsin... Paralel örgütü aklama misyonuna koşulmuş Cumhuriyet gazetesi bir şey daha yaptı. Daha doğrusu, yapmadı. Erdoğan ve çevresiyle ilgili bütün “yasadışı” dinlemeleri çarşaf çarşaf yayımlayıp bu kayıtlara dayalı onlarca yüzlerce haber derleştirirken, içinde “ananas”, “rafineri” ve “tespih” geçen bir tek kayda yer vermedi. Can Dündar, “Biz gazetecilik yapıyoruz” diyor. Hayır, siz gazetecilik yapmıyorsunuz... “Hocasının gazetesi” mucibince sufle edilenleri yayınlıyorsunuz ve ortadaki “casusluk suçunu” hafifletmeye çalışıyorsunuz. Star / AHMET KEKEÇ MİT TIR’ları savaş suçu İleride UCM Savcılığı Suriye’deki savaş suçlarına yönelik bir soruşturma açma kararı alırsa, bu soruşturmanın önemli bir kısmı AKP hükümetinin politikaları ve yaptıkları olacaktır... Can Dündar’ın MİT TIR’ları haberinin istibdat karşısında ne kadar önemli bir gazetecilik başarısı olduğu ortada. Halkımızın gerçekleri öğrenmesi AKP’nin savaş planını zora sokacaktır. Taraf / ULAŞ DOĞA ERALP Sansür karşısında sessiz kalmayın Yandaş kalemler Can Dündar’ı ve Cumhuriyet’i vatana ihanetten mahkum ediverdiler bile... Bu soruşturmalarla Can Dündar’a, Cumhuriyet’e falan değil doğrudan doğruya bu ülkedeki her vatandaşın haber alma hakkına saldırılıyor... Haber alma hakkınıza sahip çıkın, bu kaba sansür uygulamaları karşısında sesinizi yükseltin. Yarın çok geç olmadan... Bugün / ORHAN KEMAL CENGİZ (Erdoğan’ın Dündar’a yönelik “bedelini ağır ödeyecek” dediğini anımsatarak) Nasıl ağır ödeyecek? Can Dündar’a işkence mi yapılacak? Hapiste mi çürüyecek? Cumhuriyet kapatılacak mı? Yargıya hangi yetkiyle talimat veriyor? Hürriyet / YALÇIN DOĞAN Watergate, Wulf, TIR’lar Cumhuriyet ve haberin altında imzası olan Can Dündar Türk devletinin kırmızı çizgilerini aştı. Dün konuştuğum devletin en tepe noktasındaki isimlerde korkunç bir öfke vardı. Böyle bir ihaneti devlet ve millet hafızasının asla unutmayacağının altını çizdiler. Can Dündar Türk Julian Assange’ıdır. Assange’ın akıbeti neyse ona uğrayacaktır. Star / CEM KÜÇÜK Türk Julian Assange’ı... Vatana ihanet işte budur Can Dündar çok iyi bir habercilik yaptı ve Adana’daki esrarengiz MİT TIR’larının olayını bir hamlede çözdü. İşin örtbas edildiği, unutturulduğu zannediliyordu ama dün patlayan görüntülü haber ortalığı allak bullak etmeye yetti. Çok da iyi oldu. Bunun bir gün olması gerekiyordu. Sözcü / EMİN ÇÖLAŞAN Restleşiyorlar mı jestleşiyorlar mı? Bilirsiniz; benim gazetem, Cumhuriyet gazetesiyle sık sık kavga eder. Ancak bu kez, gazetemdeki tüm gazeteciler adına rahatlıkla söylüyorum ki, ‘Ben de sorumluyum... Biz de sorumluyuz! Aydınlık / MUSTAFA MUTLU Ben de sorumluyum Cumhuriyet’e ne olacak? Normal bir ülkede o haber yayımlanamaz. Öyle bir haberin yapıldığı gazete basılamaz, dağıtılamaz. Ardından o haberi yapanlar hiçbir şey olmamış gibi bu yaptıklarını “gazetecilik’’ diye satamazlar. Şimdi ben bunları yazınca bana “bu neyin kafası?” diyecek arkadaşlar ve o imrendikleri Batıdan örnekler verip duracaklar. Yeni Akit / ERSOY DEDE Cumhuriyet gazetesi hakkındaki soruşturma Türkiye’nin basın özgürlüğü alanındaki imajını daha fazla sarsar. İktidar tarafsız olması gereken kamu kurumlarını siyasi güdüm altına almanın kendisine kısa süreli yarar sağlasa da bir süre sonra ülkede gerilim yarattığını, güven buhranını derinleştirdiğini, ülkeye de zarar verdiğini görmelidir. Hürriyet / TAHA AKYOL Güven sorunu Gerçekten de büyük bir sırrı ifşa etmiş gibi kızıyorlar Cumhuriyet gazetesine. Başbakan da, Cumhurbaşkanı da kızıyor; davalar, hesap sormaya ant içmeler, casusluk suçlamaları, gününü gösterme yeminleri... Çaycısından yayın yönetmeni Can Dündar’a, Cumhuriyet gazetesinde ise hava bin beş yüz. Yürüyüşleri değişti. Misilleme üstüne misilleme ile mukabele ediyorlar. ‘Asıl sen yargılanacaksın, hesap verdirmeden bırakmam seni’ tafralarından geçilmiyor. Hürriyet / AKİF BEKİ Diktatör yetiştirme konusunda ne kadar verimli bir iklimi varsa bu ülkenin, askerleri tarihin derinliklerine uğurlarken sivilleri çıkıp geliyordu... Arkamıza yaslanıp bakarsak, gayet net olarak şunu görebiliriz: Diktatörler gidiyor, gazeteciler kalıyor! BirGün / NAZIM ALPMAN Can Dündar’lar kalacak! Bütün gazeteciler terörist mi? Herkes, haklı olarak, şu soruyu yöneltiyor: O TIR’lar insani yardım taşıyor denmişti; bu beyanlar yalan mı çıktı? Hukuki bir denetim olmadan bir ülkeye silah sevkıyatı yapmak mı suç; yoksa bunu yayımlamak mı? Şimdi savcılık vasıtasıyla “Gizli kalması gereken bilgi” denerek Cumhuriyet ve Genel Yayın Yönetmeni cendereden geçiriliyor. İyi de “gizli kalması gereken’i kim belirliyor, kim sınırını çiziyor? Gazeteciler, elde ettiği bilgiyi soyut kavramlarla tasnif etmeye kalkarsa işin sonu nereye varır? Zaman / EKREM DUMANLI Suç duyurusu Sorumlu benim Meslektaşlarımın, kardeşlerimin çalıştığı Cumhuriyet gazetesinde ne terörist vardır ne casus. Yapılan hoşunuza gitmese de yalnız ve yalnız gazeteciliktir. Ben de Cumhuriyet’in dünkü manşetiyle sesleniyorum; sorumlu benim. Posta / NEDİM ŞENER Cumhurbaşkanı’nın doğrudan şahsını ilgilendirmeyen bir konuda, bir haberle ilgili olarak bu tür suç duyurusunun varlığı bile demokrasi açısından kabul edilemez ciddi bir durumdur ve ciddi sonuçlar doğurur. Yeni Şafak / ALİ BAYRAMOĞLU New York Times, Kinzer, Cumhuriyet ve gerçekler Demokratik ülkelerde basının görevi, hükümetler tarafından saklanan olguları ve çevirilen dolapları araştırıp, halkı bilgilendirmektir. Tam da bunu yaptığı için Cumhuriyet’e yönelen tehdit ve baskıları dünyanın dört bir yanındaki gerçek gazeteciler çok iyi anlayacak ve değerlendirecektir. Yurt / HALUK ŞAHİN Can Dündar müneccim mi?.. İktidar körlüğü Cumhuriyet’in ve Can Dündar’ın MİT TIR’ları ile ilgili yaptığı haber gazetecilik başarısı falan değil! Bunun iki nedeni var: Birincisi haber çalıntı! Bu haber, o fotoğraflar zaten tam 16 ay evvel Aydınlık gazetesince yayımlanmış ve hatta Aydınlık o haber yüzünden de mahkemelik olmuş. Buna itiraz edecek tek bir gazeteci varsa beri gelsin... Sabah / SEVİLAY YÜKSELİR Cumhuriyet’in MİT TIR’ları haberi 10 desibel ses getirmişti; bu sesi 100’e çıkartan ve dünyaya duyuran Cumhurbaşkanı’nın Can Dündar’ı alenen tehdit etmesi olmadı mı? Bank Asya’ya yapılan haksızlık unutulmaya yüz tutmuştu.... Erdoğan’ın Gezi ile başlattığı toplumu kutuplaştırma siyaseti toplumsal kesimler arasında derin bir uçurum yarattı. Zaman / MÜMTAZ’ER TÜRKÖNE Savaş suçu mu değil mi? Davutoğlu, şimdi Kobani’ye yardım için geçişine izin verilecek silahların neden savaş suçu sayılacağını, ama Suriye’deki diğer gruplara silah göndermenin neden savaş suçu sayılmayacağını bir kez daha açıklasa iyi olur... ...Cumhurbaşkanı, anayasayı takmıyor. Seçildiği ilk günden beri Anayasa’yı ihlal ettiği için yargının görevlerini üstlenmekte de belli ki bir sakınca görmüyor. Hürriyet / MEHMET Y. YILMAZ C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle