15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 6 Haziran 2015 haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ÇAĞLA SEVİNDİK 14 ‘Sen kendini ne sanıyosun?’ abam kendi meslek alanında önde gelen bir bürokrattı, ama biz çocuklar sokakta büyüdük sayılır… Başka bir deyişle, oyun yerimiz sokaktı, mahallemizdi. Bu nedenle de günlük konuşma dilimiz denebilir ki sokak diliydi… Bir kavga ya da kapışma öncesinde sıklıkla kullandığımız bir söz “Sen kendini ne sanıyosun”du…. “Sanıyorsun” değil, “sanıyosun”… Böyle söyleyince soru ya da ünlem ya da ikisi birden daha etkileyici bir vurgu gücü kazanıyor… Aynı anlamda, fakat artık kavga öncesinde değil de kapışmaya kıl payı bir başka söz “Sen kimsin lan!”dı… Burada da soru tonlaması, yerini bütünüyle ünleme bırakmış oluyor… Birine “sen kimsin lan!” dedikten sonra kapışma kaçınılmazdır… Ya da biz öyle öğrendik… HHH Sokak dilinin bizim şiirimizde önemli bir yeri vardır. İlk büyük ustası bu dili olabildiğince “terbiye ederek” kullanan Orhan Veli ise, bir başka büyük usta onun ardı sıra şiirlerini neredeyse bu dille kuran Metin Eloğlu’dur. “Sultan Palamut”, “Horozdan Korkan Oğlan” gibi ilk kitaplarında topladığı şiirlerinde bu dildeki büyük şiir potansiyelini ortaya çıkaran bu sevgili şair, daha sonra bir çeşit “sözlükçülüğe” (letterism) yönelerek şiirinin gücünü bence dağıtıp azalttı… Buna karşın onun özellikle ilk dönem şiirlerinde günlük konuşma diliyle toplumcu bir yaklaşımın birbirine çok yakışan birlikteliği vardır.. Bunlardan birini, “Zurnanın Zırt Dediği Yer” adlı olanı, azıcık kısaltarak birlikte okuyalım: “Bu dünya Sultan Süleyman’a kalmamış; / Ama size kalacak. /;/ Olur a, Sultan Süleyman bilememiş işini/ Ama siz bileceksiniz./ Şöyle sizinle beraber üç beş kişi;/ Öte yanı kördöğüşü./ Bir konağınız var dayalı döşeli/ Kapıda arabanız, oda oda mutluluğunuz/Kadehte kuşsütü var, tabakta minare gölgesi.../ Oh, yaşamak ne güzel şeymiş be!/ Güzeldir tabii… Şimdi de bir oda düşünün bakalım;/ Halı, kilim hakgetire./ Ekmeğin, katığın lafı hiç edilmesin/ Otu ocağı bir kalem geçin;/ Beş kişi uzanmış bir sedire,/ Basıyorlar küfürü/ Kime?/ Ne bileyim ben, kime.../ Bu oda niçin mi yoksul?/ O beş kişi yoksul da onun için./ Bu bayların, bayanların derdi ne mi?/ Ne olacak: Memleketin derdi./ Peki ama, çaresi yok mu bu işin? Ha şöyle/ Düşünmeye alışın….” Orhan VeliMetin Eloğlu şiirinin, bu anlamda da (ister konuşma, ister sokak dili deyin) bu yer yer argomsu, fakat kıvrak, etkileyici dilin, benim şiirlerimin de bir ana damarı olduğu sanırım söylenebilir… HHH Sokak dili derken şiire geldik, şimdi yine asıl konuya , “sen kendini ne sanıyosun”a dönelim… Bir ülkede, bir toplumda bu türden sorular, ünlemler, meydan okumalar sıklaşıp yaygınlaştı mı, gerilim giderek yükseliyor demektir… Hele bu çekişmeler siyasi iktidar sahipleriyle toplumun bireyleri arasında karşılıklı olarak “Sen kimsin lan!” yüksek gerilim alanına tırmandı mı, o siyasal iktidarın da, o toplumun da temelleri sarsılıp çatırdamaya başlamıştır… Tıpkı şu anda bizde olduğu gibi… Devlet Bahçeli, MHP ile HDP’yi çatıştırmak için Erzurum’da provokasyon girişimleri yapıldığını söyledi ‘Olay manidar’ Yeni konumun arifesinde... dalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) bugün devlet kurumlarına da yansıttığı ceberut politikanın 12 Eylül 1980 öncesindeki uygulayıcısı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) idi. AKP, basın meslek örgütlerine nasıl rakip yaratmaya çalışmış, yandaşlarına sendika ve dernek kurdurmuşsa, MHP de Ülkücü Gazeteciler Cemiyeti’ni kurdurup gazete çalışanlarının aynı çatı altında örgütlenmesine karşı olanların kurduğu Fikir İşçisi Gazeteciler Sendikası’nı da ele geçirmişti. Tıpkı AKP gibi, yayın politikası kendisine ters gelen gazeteler ile gazeteciler için de baskı ve tehdit uygulaması tavan yapmıştı. Gün geçmezdi ki ülkücüler Cumhuriyet’in Pembe Konak’taki yazıişlerini basıp tehditler savurmasın... Cumhuriyet okumak da bir başka sorundu. Az da olsa okurların, kimi ilçelerdeki çözümlerinden Tercüman gazetesi de yararlanmıştı. Çünkü CUMOK’lar önce Tercüman alır, Cumhuriyet’i onun arasına koyarak taşırlardı. HHH Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin ülkücüleri sokaktan çekip kontrol altına almasıyla benzer durumlar yaşanmaz oldu. 7 Haziran seçiminin iddialı partilerinden biri de MHP. İlgi çekici projeleri var. Gözlemlere göre de AKP’den seçmen alıyor. Ben de tanığım. Önceki seçimlerde AKP’ye oy vermiş muhafazakâr kesimden ailece ortak oy kullanan kimi evlerde, söz sahibi babaların “Bu seçimde MHP’ye oy verelim” dediğini yakından biliyorum. HHH Kapalı durumdaki CHP’nin öncülü Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) Genel Başkanı Erdal İnönü’nün 1991 seçimlerinde gösterdiği cesaret ve demokratlığı, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) öncülleri kötüye kullanmasalar, devlet de ceberutluğunu sürdürmese, belki de terör sona erecek ve HDP yüzde 10 barajını aşma sorununu yaşamayacaktı. SHP’den seçilen 21 milletvekilinin büyük bölümü iç barış da dahil bütün umutları yerle bir ettiler. HDP, Türkiye’nin partisi olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Bundan en çok korkan da AKP. Barajı aşarsa çantada keklik gördüğü milletvekilliklerini yitirmiş olacak. Bu tedirginlikten olsa gerek “Kürtleri aday göstermiyorlar” diye suçlamaya kalkışıyor. Ancak HDP de, Kandil ve İmralı ile ilgili kuşkuları giderebilmiş değil. HHH Seçimin iddialı ve en disiplinli görünen partisi ise Vatan Partisi. “Vatan Partisi neleri başardı” başlıklı broşürde “İşçi Partisi” iken yaptıklarını sıralıyor ama yansıyan görüntü, doğuşunun “Vatan” adını alışıyla gerçekleşmiş olduğu izlenimini yaratıyor. Partilerin ve kişilerin geçmişinden yola çıkarak değerlendirme yapıyor ama değişip değişmediklerini kurcalamıyor. Üyeleri ve yandaşları da partinin, bugünüyle yetinip, geçmişte kitaplar dahil yazılıp söylenenleri, sanırım hiç merak etmiyor. HHH Partiler arasında işbirliği yasak olduğu için “Milli İttifak” anlaşması uyarınca Saadet Partisi (SP) ile Büyük Birlik Partisi (BBP) ortak listelerle SP adına seçime giriyorlar. İki parti de dine dayalı siyaset yapmalarına karşın emperyalizme karşılar. Bu eğilimdeki seçmenlerin, ağırlıklı olarak AKP’ye kaymalarını anlamakta zorlandığımı belirtmeliyim. Milli İttifak da yüzde 10 barajını aşmaktan söz ediyor. Yüzde 10’u ya da yüzde 3’ü aşarlarsa hazine yardımından SP yararlanacak. Yasaya göre paylaşmaları olanaklı değil. Sorun olur mu olmaz mı bilemem. HHH Yarın sandık başındayız. Kim kazanırsa kazansın Türkiye yeni bir konumda olacak. Şu da bir başka gerçek ki AKP adına seçim meydanlarına çıkan Cumhurbaşkanı’nın yüzde 52’lik oy oranı da yeniden oylanacak. B A Partililer Bahçeli’ye büyük ilgi gösteriyor. SELDA GÜNEYSU HP lideri Devlet Bahçeli, seçim sürecinde MHP ile HDP’yi çatıştırmak için provokasyon girişimleri olduğunu belirterek Erzurum’da HDP’lilere yönelik saldırı sonrası yaşanan gerginliği bu kapsamda değerlendirdiğini söyledi. Bahçeli, gerilimin MHP’ye bir faydası olmayacağını, bundan yararlanmak isteyenin AKP olduğunu belirtti. Son seçim mitinglerini memleketi Osmaniye ile Adana’da yapan Bahçeli, Ankara’ya dönüş yolunda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularına şu yanıtları verdi: MHP ile HDP’yi ça M tıştırmayı düşündüler: Açık olarak şunu ifade edebilmek mümkün; bu, seçimi bir gerilim stratejisinin sonucu olarak, kutuplaşmayı körükleyen, seçimin güvenliğini tartışılır hale getirebilecek bir provokasyondur. Bazı bölgeler maalesef bu konuda seçilmiş oluyor. Burada Erzurum’un seçilmiş olması da çok anlamlıdır. Seçim sonrasında da bu konu üzerine durulmasında ayrıca yarar vardır. Hükümetin gerilim stratejisinde hedef olarak MHP ile HDP’yi önce çatıştırmayı düşündüler. MHP böyle bir oyuna düşmedi. Derin bilgilere sahip olduğu kanaatindeyim: Erzurum’un da bu manada seçilmiş olma sı önemli. Sayın Başbakan gitti; arkasından biz gittik; arkamızdan Cumhurbaşkanı gitti; arkasından da HDP miting yapıyor. Orada coşkulu toplulukların toplantıları oldu. Buradan yararlanmak isteyen çevreler var. Bunu biz bulacak değiliz. Bu konuda tecrübeli şahsiyetler de ortada. Uzun zamandır İçişleri Bakanı olarak görev yapmış kişi Erzurum’da şu an AKP’nin milletvekili adayı. Ona müracaat etmekte yarar var. Hem Erzurum’u tanıyor, hem İçişleri Bakanlığı’nı biliyor hem HDP ile görüşmeleri biliyor. Derin bilgilere sahip olduğu kanaatindeyim. Kimseye yaramaz. Bundan yararlan mak isteyen AKP olur. MHP’ye getireceği bir artı yok. HDP’nin de bugüne kadar yapmış olduğu toplantılarda beraber düşünür olsanız, bir fayda sağlar mı onu da Selahattin Demirtaş bilir. Kamuoyu çok net bilgilendirilmelidir. İnsanın bir üniversite anısı olmaz mı? (Cumhurbaşkanı’nın diploması konusundaki tartışmalar üzerine): İnsanın bir üniversite anısı olmaz mı? Bir anısı bir sınıf arkadaşı olmaz mı? Neyse en azından biz birbirimize şahidiz Kemal Bey’le (Kılıçdaroğlu). O da İktisadi İdari Bilimler’de okuduk. l ANKARA Diploma polemiği ‘SORUŞTURMA YOK’ MAHMUT LICALI HDP Eş Başkanı, Erzurum’da HDP’ye yapılan saldırının ardından gözaltı ve soruşturma olmadığını söyledi DP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kendisiyle Kobani olaylarından sonra görüştüğü yönündeki açıklamasını yalanladı. Demirtaş, “Olaylardan önceki gece ben Başbakan’ı telefonda 10 dakika ikna etmeye çalıştım. Başbakan, ‘Bu görüşme kapalı kalsın’ dedi. Ben de ‘Tamam kalsın’ dedim. Ama Başbakan ısrarla yalan söylemeye devam edince ben açıklamak zorunda kaldım” diye konuştu. 7 Haziran seçimlerine bir gün kala HDP Eş Başkanı Demirtaş, Cumhuriyet’in sorularını H Demirtaş’a barış ödülü iyarbakır’daki iş çevreleriyle bir araya gelen HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, seçim günü olası provokasyonlara karşı uyardı. Toplantıda Demirtaş’a 2015 Uluslararası Barış Ödülü verildi. Ödülü Barış Bürosu İtalya Temsilcisi Fulgida Barattoni sundu. l MAHMUT ORAL/DİYARBAKIR D Akdoğan: Kargalar güler Yalçın Akdoğan, HDP’li Sırrı Süreyya Önder’in çözüm sürecini MHP ile yürütebilecekleri yönündeki açıklamaları yorumladı. aşbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, HDP’li Sırrı Süreyya Önder’in çözüm sürecini MHP ile yürütebilecekleri yönündeki açıklamalarını “Çözüm sürecinin baş aktörü Tayyip Erdoğan’a savaş açarsanız sonra da ‘süreci MHP ile yaparız’ derseniz kargalar bile güler” diye değerlendirdi. Katıldığı bir televizyon programında konuşan Akdoğan, Önder’in “Halk süreci sahiplendi MHP ile bile yürütürüz yeter ki ciddiyet olsun. Biz Dolmabahçe’de bu işi demokratik siyasete bağlamışız, buna Türk milliyetçisi itiraz eder mi sizce” biçimindeki sözlerinin anımsatılması üzerine “İktidara gelmeyi mi planlıyor hedefliyor da yürütürüm diyor” dedi. Çözüm sürecinin ancak AKP ile devam edebileceğini savunan Yalçın Akdoğan, “Burada şunu söyleyebilirler: Biz olmadan çözüm süreci olur mu? Bal gibi de olur. Yani HDP barajı geçse de geçmese de çözüm süreci devam edecek. Herkesin bunu anlaması gerekiyor” ifadesini kullandı. l ANKARA / Cumhuriyet yanıtladı. Demirtaş’ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle: ‘HDP HAVAYA UÇSA!’ (Erzurum’daki saldırının ardından hükümetten ‘geçmiş olsun’ mesajı gelip gelmediği sorusu üzerine) Hayır aramadılar. Geçmiş olsun diyecek halde değiller. Mümkünse HDP tamamen havaya uçsa umurlarında değil. Orada ne gözaltı, ne soruşturma var. Tam bir rezil durum. Seçim önce si biz tansiyonu yükseltmek istemedik ve asla gerilime izin vermedik. Seçim sonrasında da aynı tutarlıkla devam edeceğiz. Doğrudan soruşturma açacak makama gelirsek, Erzurum’da insanları diri diri yakanlarla ilgili olarak hukuk çerçevesinde hesap sorarız. ‘İNŞALLAH GEÇERİZ (“Barajı geçtiniz mi?” sorusu üzerine) İnşallah. Barajı geçmiş olmayı ümit ediyorum. ‘HALK İSTERSE!’ (Yalçın Akdoğan’ın “AKP iktidar olmazsa süreç biter” açıklamasının anımsatılması üzerine) Herkesin içi rahat olsun. Çözüm süreci halka mal olmuştur. Halk istediği müddetçe devam eder. l DİYARBAKIR B ‘Hedef göstermeyin’ dedi hedef oluverdi Oyuncu Beren Saat, Erzurum olaylarına tepki göstermişti DP’nin Erzurum’daki mitingi öncesinde çıkan olaylar için paylaşımda bulunan ve olayları kınayan oyuncu Beren Saat, sonra bu paylaşımını sildi. Çıkan olaylarda HDP’lilerle MHP’lilerin kavga etmesini sosyal medyadan paylaştığı bir yazıyla eleştiren oyuncu, son yıllarda ülkedeki siyasi gerilimin toplumsal hayata etkilerini ağır sözlerle dile getirdi. Beren Saat’in yazdığı o yazı: “Erzurum’da Şoförün durumu ağır rzurum’da önceki gün HDP mitingi öncesi ve sonrası yaşanan olaylarda ilgili açıklama yapan HDP’liler; üçü ağır 200 HDP’linin yaralandığını, 150 aracın yakıldığını, Erzurum Valiliği hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti. Yanan HDP aracından son anda kurtulan şoför Aydın Taşkesen’in (40) durumuysa ciddiyetini koruyor. Eski İçişleri Bakanı Efkan Ala, AKP’li Recep Akdağ HDP’liler ve MHP’lileri suçladı. MHP İl Başkanı Ahmet Anatepe ise olaylarla ilgilerinin olmadığını söyledi. l RECEP KAPUCU/ E H Şair ve sanatçılardan HDP’ye destek ir grup şair ve sanatçı 6 Haziran Bildirisi adlı bildiri yayımladı. “7 Haziran seçimlerinin en can alıcı noktasının HDP’nin barajı aşmasıdır” denilen bildiride “Laf üretme bahane bulma. Geçmişteki yanlışlara takılma, 1000 yıllık Türk devletinin yaptığı yanlışları, 40 yıllık Kürt hareketinin yanlışlarıyla bir tutma” denilerek HDP’ye oy verilmesi çağrısı yapıldı. Türkiye’nin sol kesimlerine seslenilen bildiride “Gerçek aydın, gerçek devrimci, gerçek yurtsever olduğunu göster” denildi. Bildiride “HDP’ye vereceğin oy Kürt halkına kardeşlik borcundur” vurgusu yer aldı. Bildiriyi imzalayan şair ve sanatçılar şöyle: Refik Durbaş, Ahmet Telli, Yaşar Miraç, Âba Müslim Çelik, Mustafa Köz, Barış Pirhasan, Turgay Fişekçi, Cihan Oğuz, Neşe Yaşın ve Hüseyin Alemdar. l Haber Merkezi HDP minibüsü kullanan şoförü yaktılar! Terörist diye diye halk terörist oldu! Nasıl bir nefret yarattınız bu altı üstü bir siyasi seçim. Artık hedef göstermeyin ne olur... Ekmek almaya giden çocuğun, şoförün, gazetecinin elinize bulaşan kanın hesabı o çok korktuğunuz öbür dünyada sorulur.” Oyuncu Beren Saat, ağır eleştirilere maruz kalınca yayınladığı mesajı sildi. l Haber Merkezi B Beren Saat ERZURUM C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle