16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 29 Haziran 2015 haber EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: ZARİFE SELÇUK Yunus Nadi’yi özlemle andık azetemiz kurucusu, milletvekili, yazar Yunus Nadi Abalıoğlu ölümünün 70. yıldönümünde dün Edirnekapı Şehitliği’ndeki mezarı başında anıldı. Anmaya, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, Haber Müdürümüz Aykut Küçükkaya ile gazetemiz çalışanları katıldı. Erinç, Yunus Nadi’nin Cumhuriyet ve basın tarihi açısından başarılarına dikkat çekerek, “Gazeteciliğe başladıktan sonra o dönemin çeşitli gazetelerinde yazarlık ve başyazarlık yapmış, daha sonra Yenigün Gazetesi’ni kurmuş. 7 Mayıs 1924’te ise Atatürk’ün isteği üzerine Cumhuriyet’i yayınlamak üzere çalışmaları tamamlamış ve ilk gün yazdığı başyazıda Cumhuriyet’in yayın ilkelerinde belirleyerek okurla 6 G ra sunmuş” dedi. Cumhuriyet Gazetesi’nin yayın ilkelerine vurgu yapan Erinç, “Bunların başında Cumhuriyet’in, hükümet ya da parti gazetesi olmadığı kuralı geliyor. Cumhuriyet her hükümet, her siyasal durum, hatta askeri yönetimlerde de bağımsızlığını korumaya özen göstermiş bir gazete olarak tanınıyor” dedi. KOOPC Okur, Çevre, Kültür ve İşletme Kooparatifi ise Yunus Nadi ile İlhan Selçuk ve Turhan Selçuk anısına dün Çantaköy’deki İlhan Selçuk Kırevi’nde panel düzenledi. Panelde, Erinç ile yazarımız, KOOPC Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Atabek birer konuşma yaptı. lİSTANBUL/Cumhuriyet CHP AKP ile koalisyon yapmalı mı? nce şu saptamayı yapalım: İktidar ateşten gömlektir... Kapasitesi genişletilemeyen ve üretici kılınamayan, gelir eşitsizliği giderek artan bir ekonomi ve milletin refah düzeyinin artması için büyük talebi... Türkiye’nin içinde ve dışında büyük siyasi iç ve dış gerilimler... İkinci saptama: Türkiye hâlâ bir “RTE siyasi darbesi”ni yaşıyor. Anayasayı istemediği zaman askıya alan, seçim öncesi de bekleme odası çöplüğüne atan Muktedir’in, egemenliği sürüyor: Anayasaya aykırı bir dizi yasa işlerlikte. Muktedir’e bağlı sulh ceza hâkimlikleri yürürlükte. Düzeltilmesi, ayıklanması ve ayakları üzerine yeniden oturtulması gereken bir yargı ve adalet sistemi. Anayasal özgürlüklerin yürürlüğe sokulması. Eğitimi imam hatipleştirmeye son verilmesi, 4+4+4’ün ve YÖK’ün kaldırılması, üniversiteler üzerinde siyaset zincirinin kırılması, seçim barajının lağvı, siyasi ahlak yasası vb... Türkiye’nin demokratik gelişiminin önünün açılması... Kürt siyasi hareketinin demokratik düzene eklemlenmesi ve PKK’nin silahlı vesayetine son verilmesi... CHP’li Özel, yasal haklarını arayan Somalı 10 madenci hakkında 6 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın ‘talimat’la olduğunu belirtti EMRE DÖKER Somalı madencilere ‘talimat’la dava FOTOĞRAF: SİBEL BAHÇETEPE FOTOĞRAF: VEDAT ARIK Ö kümeti kurmasına destek ve Meclis’in yasama güvencesi içinde, istediği yasaları özgürce yapmasıdır. Bu, AKP’nin Meclis’çe denetimi demektir. Bütçe denetimi, Sayıştay denetimi... Yasa yapma özgürlüğü... Tabii AKP bunu ister mi?.. Kalkıp da demez mi ki “ben Meclis’in kuklası mıyım?..” Böyle bir gerekçe ile azınlık hükümetinin istifası bile başlı başına büyük siyasi olay olur. oma’da 301 madencinin yaşamını yitirdiği katliam sonrasında yasal haklarını alamadıkları gerekçesiyle eylem yapan 10 işçi hakkında, 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davanın iddianamesi, mahkeme tarafından kabul edildi. 10 işçi, faciadan 16 ay sonra, adli yılın açıldığı 1 Eylül “Dünya Barış Günü”nde hakim karşısına çıkacak. İddianamede, cenazelerini alamayan işçilerin protesto edildiği belirtilmesine karşın eylem tarihinde herhangi bir cenaze olmaması da dikkat çekti. CHP Milletvekili Özgür Özel, davanın “talimat”la açıldığını kaydetti. 301 madencinin hayatını kaybettiği olaydan sonra madenciler, ücretlerini ve sosyal haklarını alamadıkları gerekçesiyle eylem yaparak Beşyol Kavşağı’nı trafiğe kapattı. Eylemde, işçilerin bir minibüse hasar verip, şoförü Cihan Ölmez’i tartakladıkları ileri sürüldü. Ölmez’in şikayetçi olması üzerine madenciler hakkında Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Madenciler için, “kasten zarar vermek” ve “2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” suçlarından 6’şar yıla kadar hapis cezası istendi. lİZMİR S 6 yıl hapis talebi Yaşamını yitirenler için saygı duruşunda bulunulmasının ardından semah ekibi semah döndü. ‘Sivas’ın ışığı sönmeyecek’ Sivas katliamının 22. yılı nedeniyle çok sayıda kişi dün Kadıköy’deki mitingde bir araya geldi SİBEL BAHÇETEPE Soma Kaymakamı İstanbul’a vali yardımcısı oldu aymakam ve vali yardımcılarının bekledikleri Mülki İdare Amirleri Kararnamesi; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onaylamasının ardından Resmi Gazete’de yayımlandı. Ülke genelinde birçok mülki amirin yeri kararnameyle değişti. Geçen yıl 13 Mayıs’ta 301 madencinin öldüğü, maden faciasının yaşandığı Soma’nın kaymakamı Bahattin Atçı da İstanbul Vali Yardımcılığı’na atandı. 7 Haziran seçimlerinde AKP’den milletvekili aday adaylığı için görevinden istifa eden Atçı, aday gösterilmeyince tekrar kaymakamlığa dönmüştü. lMANİSA/DHA K ivas’ta 2 Temmuz 1993’te, Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli’nin gericiler tarafından yakılması sonucu hayatlarını kaybeden 33 yazar, ozan ile 2 otel çalışanı, Kadıköy’de gerçekleştirilen mitingle anıldı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) İstanbul Şubeleri ve Alevi Bektaşi Fedarasyonu (ABF) çağrısıyla dün çok sayıda Alevi kurum ve kuruluşu, Kadıköy’deki Mehmet Ayvalıtaş Parkı’nda bir araya geldi. Binlerce, kişi ellerinde katliamda hayatlarını kaybedenlerin resimlerini taşıyarak Boğa heykeli önünden İskele Meydanı’na yürüdü. Mitinge, Madımak Oteli’nde yaşamını yitiren halk ozanı Nesimi Çimen’in eşi Makbule Çimen, kızı Saniye Çimen ile halk oza S nı Hasret Gültekin’in eşi Yeter Gültekin, Gezi direnişi sırasında yaşamını yitiren Mehmet Ayvalıtaş’ın babası Ali Ayvalıtaş, Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, CHP milletvekilleri Mahmut Tanal, Onursal Adıgüzel, HDP milletvekilleri Ali Kenanoğlu, Prof. Dr. Beyza Üstün, Çilem Öz’ün de bulunduğu çok sayıda siyasi parti temsilcisi ve demokratik kitle örgütü temsilcisi de katıldı. Yaşamını yitirenler için saygı duruşunda bulunulmasının ardından PSAKD semah ekibi sahneye çıkarak, semah döndü. Konuşmasına 2 Temmuz günü Madımak Oteli önünde düzenleyecekleri anma törenine katılım çağrısı yaparak başlayan PSAKD Genel Başkanı Gani Kaplan, Türkiye’nin Madımak katliamının yaşandığı yıllardan daha da kötü bir dönemden geçtiğini söyleyerek, “Gün birlik günüdür” dedi. Makbule Çimen de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenderek, “Şehitlerin içinden kurtulan Gazi olarak ben Madımak Oteli’nin müze olmasını istedim, başka birşey istemedim. Cumhurbaşkanı ve Başbakan, kör müdür sağır mıdır neden duymuyor. Saraylarda oturuyor, bizler orada yandık” ifadelerini kullandı. ABF Genel Başkanı Baki Düzgün de şunları kaydetti: “Dün Sivas’ta katliam yapanlar bugün Fransa’da, Kuveyt’te, Tunus’ta saldıranlardır. Mezhepçi politikalar güdülerek desteklenen katliamcı çeteler her gün yeni bir katliama imza atmakta. Bizler buradan ilan ediyoruz ki bu dava mahşere kalmayacak. Zaman aşımını tanımıyoruz, Sivas’ın ışığı sönmeyecek.” Bunları gerçekleştirecek her türlü hükümetin önü açılmalı. Bu ister CHPAKP koalisyonu olsun. Önemli olan “fareyi yakalamak”tır. Kedinin siyah veya beyaz olmasının önemi yoktur. Yani her araç, bu amaçlara varmak için kullanılır. Koalisyon, böyle bir araç olacaksa, bunu yapacakların kimlikleri açıkçası beni ilgilendirmiyor. “AKPCHP koalisyonunu emperyalizm, büyük sermaye, şu veya bu dayatıyor” söylemleri de boş laflar olarak asılı kalır. HHH Üçüncü saptama: Bir koalisyon kurulacaksa, Meclis ilk kez “yasama gücü” özelliğine kavuşacak. Diyelim ki AKPCHP koalisyonu kuruldu, Meclis’te yolsuzluklar dahil her türlü kararı milletvekilleri alabilir. Koalisyoncu CHP’nin milletvekillerine, “Hey ne yapıyorsunuz, siyasi etik yasası, yolsuzlukların soruşturulması gibi önergeler, Cumhurbaşkanı’na örtülü ödenekten pay veren yasanın iptali, sulh ceza hâkimliklerinin kaldırılması gibi eylemlere katılmanın sırası mı” denmesi mümkün değil. Bunlar zaten AKP tarafından “koalisyon şartı” olarak önerilemez. CHP’li milletvekilleri, intikamcı değil akılcı davranışlarla süreci iyi götürebilirler. AKP bu durumda bile koalisyonu bozabilir! Eğer ortağı, “aman koalisyon bozulmasın, biz de uslu duralım” demezse! Zaten AKP “tam zamanında” koalisyonu bozar! Dördüncü saptama: Tabii en iyisi AKP’nin azınlık hü ‘Önemli olan fareyi yakalamak’ Beşinci saptama: Koalisyon tabii ki bir “uzlaşma”dır. CHP’nin tüm programını gerçekleştirmesi beklenemez. Fakat böyle bir koalisyonun “Muktedir Türkiye’sini devam ettirecek” hiçbir tarafı olamaz ve olmamalı. Böyle bir reel görüntü, AKP’nin seçimlerde kaybettiği iktidarını, CHP’nin oyları ve dayanağı ile sürdürmesi demek olur. Topluma her cephede “AKP sonrası dönemi yaşıyoruz” dedirtecek bir eylem içinde koalisyon kurulabilir mi? CHP “iktidar tutsağı”, “bakanlık tutsağı”, “iktidar olamama” iddialarının tutsağı değil, toplumun, CHP gövdesinin sesinin, demokratik inşa arzusunun tutsağı olmalı. Koalisyon kurmak, akıllı zamanda koalisyonu bozmak demektir. Altıncı ve son: Böyle bir koalisyon kurulabilir mi AKP ile CHP arasında! İnanır mıyım, hayır! AKP’nin “geçmiş müktesebatı” buna elverişli olmaz. AKP geçmişini aşabilir mi? Ne zor, olmayacak sorular döşüyorum. Muktedir’sizleşebilir mi Davutoğlu ve AKP? Peki Muktedir’in dışlanabildiği bir AKP, “demokratik içerikte” midir? Bunun için AKP’de bir “devrim” gerekir ki, bunu yapabilecek tek kişi ve bir ekip görünmüyor saflarında... HHH BİR KİTAP AKP: Siyasal İslam ve Restorasyon Yazının gelip AKP’ye dayandığı bu noktada, Ergin Yıldızoğlu’nun, seçimlerden hemen önce yazdığı bu kitapçığı ve içindekileri tartışmayı özenle öneririm (Tekin Yayınevi, 93 sayfa). Ergin, ülkemizdeki radikal İslam ve iktidarının geriletilmesi ve ülkeye verdiği zararların restorasyonunu tartışıyor. Önce ele aldığı konu, AKP nedir? Evet nedir bu parti? CHP’yi faşist olarak nitelendiren iktidar destekçisi liberallerle ilişkisi nedir? Hangi kavramlarla ülkenin köktendinci transformasyonu adım adım yürürlüğe girdi? Diyor ki: İki yapısal özelliği, köklerinin 1900’lerin başına uzanan siyasal İslamın geleneğinde olması ve özelliklerini taşıması... O bir ulusal ve uluslararası ekonomik ve siyasal kriz konjonktürünün ürünü... Bugün ise AKP’de bir “acaba biz geçici bir olgu muyuz” krizi başladı. AKP dönemi sonrasını yaşatmalı m Yeniden yargılanma talebine ret Dink cinayetinin azmettiricisi Hayal’in yeniden yargılanma talebi oybirliğiyle reddedildi CANAN COŞKUN gos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetinin azmettiricisi olduğu gerekçesiyle çarptırıldığı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay’ca onanan Yasin Hayal’in infazının durdurularak yeniden yargılanma talebi oybirliğiyle Erdoğan: İmam Hatip tabelası altından geçmek yeter umhurbaşkanı Tayyip Eraslında evlatlarını İmamHatip C doğan Ensar Vakfı Ensar okullarına vermeyi kesinlikle siVakfı’nın 1453 Sosyal Tesislenesine yerleştirmiş. Kendi yapari’ndeki iftar programına katıldı. Programdan sonra katılımcılara hitap eden Erdoğan, bir tanıdığının ‘İmam Hatip’te okumak bir yana İmam Hatip tabelasının altından geçmek bile yeter evladım’ dediğini söyledi. Erdoğan, “1950’den itibaren yürütülen mücadelenin zirvesini, geçtiğimiz 12 yılın oluşturduğuna inanıyorum. Bilhassa 28 Şubat dönemindeki haksızlıkların, hukuksuzlukların, mağduriyetlerin büyük ölçüde giderildiği de bir gerçek. İmamHatip okullarımızın 600 binden 60 bine düşen öğrenci sayısı bugün 1 milyonu buldu. Bu, bir gerçeği ortaya koyuyor; demek ki milletimiz kendi ruh dünyasında A Hrant Dink reddedildi. Mahkeme, talepte yargılamanın yenilenmesine neden olacak sebeplerden herhangi birinin gösterilmediğini belirtti. Hayal’in avukatı talebinde kamu görevlileri hakkında savcılığın yürüttüğü soruşturma kapsamında birden fazla kamu görevlisinin tutuklandığını, yeni bilgi ve belgelerin ortaya çıktığını öne sürmüştü. Dink cinayetine ilişkin davada yerel mahkeme tarafından verilen kararın örgüt suçu yönünden bozulmasının ardından yar gılamanın devam ettiği İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne Hayal’in avukatı Fatma Aygören tarafından sunulan dilekçede, Dink cinayetine ilişkin kamu görevlileri yönünden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada önemli bilgilerin açığa çıkması ile birden çok kamu görevlisinin tutuklandığı belirtilmişti. Dilekçede Hayal’in bir takım kişilerce Erhan Tuncel vasıtası ile açıkça kullanıldığı öne sürüldü. Mahkeme, Dink’in öldürülmesi olayı ile ilgili başka kişilere yönelik soruşturmanın açılmış olması nedeniyle yargılama talep edildiğini anımsatarak, “Aynı olay ile ilgili soruşturma açılmış olması Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. maddesinde belirlenen yargılamanın yenilenmesi sebepleri arasında bulunmaması nedeniyle istem kabule değer görülmediğinden talebin reddine karar vermek gerekmiştir” dedi. Aygören de red kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, karara bir üst mahkeme aracılığıyla itiraz etti. madığını biliyor ki artık ‘İmam Hatip okullarında evladıma verirler, onu o şekilde yetiştirirler” dedi. Erdoğan, “Zira bir genç nesil var ki, maalesef elinde palayla dolaşıyor, silahla dolaşıyor, bakıyorsunuz molotofla dolaşıyor. Bunlar bizim neslimiz olamaz, bu milletin evladı olamaz. Zira Müslüman o kimsedir ki, elinde ve dilinde diğer Müslümanlar da emindir. Bunların böyle bir derdi var mı? Yok. Ama ben inanıyorum ki İmamHatip neslinin böyle bir derdi vardır, böyle bir ideali vardır ve onunla bu millete bu yolda hizmeti vermeye devam edecektir” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL/Cumhuriyet C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle