28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 29 Haziran 2015 12 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK Asker çekincelerini anlatacak AKP ile MHP bir savaş hükümeti kurar KP ile MHP’nin kuracağı koalisyonun bir karabasan olduğunun altını dün çizdik ve bunu göstermek için yakın geçmişteki sabıka dosyalarından Madımak, Kahramanmaraş cankırımları gibi birkaç örnek verdik. Oralarda el ele kol kolaydılar. Sünni Müslüman ve “Türk” kimlikleri ile... O olayların geçmişte kaldığına inanıp, daha doğrusu bizleri inandırıp, MHP önderi Bahçeli’nin ülkücü çeteleri sokaktan çektiğine dikkat çekip ha bire MHP güzellemeleri yapanlar var. Kendilerini ince taktisyen, büyük staratej sanıyorlar. AKP ile MHP koalisyon yaparsa CHP’nin “iktidar yıpranması” riskinden uzak kalacağını, muhalefetini güçlendirerek yüzde 25 eşiğini aşacağını, ilk seçimde tek başına iktidar olacak kadar güçlü bir siyasal itibar kazanacağını; buna karşılık öylesi bir koalisyonda hem AKP’nin, hem MHP’nin güç ve seçmen desteği yitireceğini hesaplıyorlar. Bu ince hesaplarının doğruluğundan, isabetinden o kadar eminler ki ha bire CHP’ye dönüp “Sakın haaaa. Zinhar haaa” diye akıl veriyor; MHP’yi parlatıp “Korkulacak bir şey yok; o artık cici bir parti” cilası çekiyorlar… HHH Peki, MHP’nin ve AKP’nin geçmiş ve yakın geçmişteki sabıka dosyalarıyla oyalanmayalım. İkisinin kuracağı bir koalisyon hükümetinin yapıp edeceklerine bakalım. MHP baştan beri hiç yalpalamadan, çizgisinden milim şaşmadan HDP’yi kesinlikle reddediyor. Bırakınız desteğini filan aramayı açıkça “yok sayıyor”. 6 milyonu aşkın yurttaşın oyunu almış, parlamentoda 80 milletvekili ile temsil edilen bir anayasal kuruluşu yok saymak, yok sayanın siyasal meşruiyetini yok eder. Ama bu gerçek, kökten Türk milliyetçisi, yerine göre dinciliğe, yerine göre ırkçılığa açılan bir siyasal örgüt olan MHP’nin umurunda bile değil. MHP’nin gözünde HDP askeri yöntemlerle mücadele edilip yok edilmesi gereken Kürt siyasal hareketinin temel bileşenlerinden biridir. Bu doğru. HDP sahiden de öyle. Ama askeri yöntemlerle mücadele tercihi 30 yıldır uygulandı, sonuç ortada. Keza askeri yöntemlerle mücadele edilmesi, yani devletin zorba gücü kullanılarak yok edilmesi gereken o siyasal harekette 6 milyon yurttaş saf tutuyor ve TBMM’de 80 milletvekili var. MHP’nin hiç şaşmayan siyasal yönelimi böyle de AKP’ninki çok mu farklı? Şu yere göğe sığdırılmayan “barış süreci” AKP’nin çabaları ve uzlaşma arayışları ile mi bugüne geldi, yoksa Kürt siyasal hareketinin sabrı ve barışı zorlama iradesi ile mi? Önce Şafii Kürtler arasında güçlü olan dindarlığa sığınıp Kürt siyasal hareketini etkisizleştirmeyi deneyen, bu fos çıkınca bu kez de barış sürecini başlatıp ve süreci baştan sona kadar “Benim verdiğime fit ol. Yoksa masayı deviririm” şantajı ile götüren AKP elebaşıları, Dolmabahçe mutabakatı denen açıklamadan hemen sonra seçim kampanyası ile birlikte masayı sahiden de devirmediler mi? Keza artık hükümetin başından devletin başına terfi etmiş zat birkaç gün önce “Suriye sınırımızda bir devlet oluşumuna ne pahasına olursa olsun izin vermeyiz” buyurdu. Niye? Çünkü orada PYD yönetimindeki Kürt kantonları birleşti, birleşiyor. Bence Suriye sınırımızda IŞİD ve benzeri köktendinci terör örgütlerine karşı güvenli bir şerit oluşuyor. Ancak bu AKP ve MHP’nin gözünde Suriye sınırında Türkiye’nin ulusal güvenliğini açıkça tehdit eden bir tehlike anlamına geliyor. Niye? Akla uygun bir cevap yok. Bu sefil politikanın Irak sınırında sadece resmen ilanı kalmış bir Kürt devletine hiçbir itirazı yok. Barzani yönetimi ile kucak kucağa. İş Suriye sınırına, PYD’li Kürtlere gelince tehlike, hem de yakın tehlike öyle mi? HHH Bir AKP MHP koalisyonu kaçınılmaz olarak bir savaş hükümeti olacaktır. İçeride PKK ile sınır ötesinde PYD ve ister istemez Suriye ile savaşacak ve sonunda Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına boylu boyunca sokacak bir koalisyon... Bu bir karabasan değilse nedir? TSK komuta kademesinin, Suriye gündemiyle bugün toplanacak MGK’de, Suriye’ye yönelik olası bir harekâtın risklerini bir kez daha gündeme getireceği öğrenildi SERTAÇ EŞ A KP hükümetinin son Milli Güvenlik Kurulu toplantısı bugün Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda yapılacak. Toplantının en önemli konusu Suriye’nin kuzeyindeki gelişmeler. Tel Abyad’ın PYD kontrolüne geçmesi ve bölgede “etnik temizlik” yapıldığı iddiaları Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında yapılan bir dizi toplantıda değerlendirilmişti. Toplantılarda, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, olası askeri harekatın yaratacağı uluslararası sorunları gündeme A getirmişti. Uyarılara karşın Davutoğlu, her türlü olasılığa göre hazırlık yapılması için yazılı direktif vermişti. Dışişleri Bakanlığı’nın olası harekata ilişkin yaptığı temaslar hakkında bilgi vermesi de bekleniyor. Komuta heyetinin de devleti ilgilendiren kararların tavsiye düzeyinde de olsa alındığı en yüksek organ olan MGK’de askeri harekâta ilişkin çekincelerini bir kez daha dile getireceği öğrenildi. Komuta heyeti, tampon bölge olarak düşünülen yerde IŞİD’in kontrolü olduğunu, yer yer rejim güçlerinin de bulunabileceği konusuna dikkat çekmesi bekleni yor. Komuta heyeti, tampon bölge gerekçesiyle yapılan harekatın BM tarafından bağımsız bir ülke olarak tanınan Suriye ile fiili çatışmaya girilmesinin sakıncalarını anlatacak. MİT’in de kurulu bilgilendirmesi bekleniyor. Davutoğlu: Hazırlıklıyız Başbakan Davutoğlu, Kobani’de gerçekleştirilen bombalı saldırıyla ilgili iddialar karşısında, “Türkiye’nin DAEŞ’le iş birliği yaptığını iddia edenler vicdanlarını kaybetmişlerdir’ dedi. İstanbul’da iftar programına katılan Davutoğlu, “Sınır boylarımızın ve ötesinin güvenliği için oradan gelebilecek riskleri azaltmak için alınması gereken tedbirleri alırız” dedi. MGK’den sonra Öte yandan, Ordu’da temaslarda bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin Suriye’ye sınır ötesi operasyon yapacağı iddialarıyla ilgili bir soruyu yanıtladı. Çavuşoğlu, “Yarın MGK toplantımız var, ondan sonra gerekli açıklamayı yaparız” diye konuştu. l ANKARA Necdet Özel Avrupa umuduyla başladıkları yolculuk Kapıkule’de son bulan Ezidiler, kampalara geri gönderildi. Son paralarıyla kiraladıkları otobüsün şoförünün sözleri ise yaşanan dramı bir kez daha ortaya koydu rak’ta geçen yıl IŞİD’in ele geçirdiği Şengal’den kaçarak Türkiye’deki kamplara sığınan Ezidilere Bulgaristan’a geçiş izni verilmedi. Çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu yaklaşık 250 Ezidi ile Diyarbakır’dan yola çıkan 4 otobüs Edirne’deki Kapıkule Gümrük Kapısı’na 1.5 kilometre kala durduruldu. Soğuk havada 3.5 saat süren bekleyişin CANAN ardından Ezidiler, COŞKUN geldikleri otobüslere bindirilerek Mardin Nusaybin’deki kampa gönderildi. Diyarbakır’daki kampa yerleştirilen Ezidilerin bir kısmı önceki akşam kamptan ayrılarak Bulgaristan’a gitmek üzere yola çıktı. 4 otobüs yaklaşık 30 saat süren yolculuğun ardından saat 22.30 sıralarında Edirne’ye ulaştı. Sınır kapısında bekleyişimiz sürerken bir TIR şoförü jandarmaya Ezidilerin yaklaşık 1.5 km. gerideki yol kenarında beklediğini, kendisinin de polisi arayarak onları ihbar ettiğini söyledi. Bekleme alanına vardığımızda çocuk ve kadınların jandarmadan panik için kaçtığını gördük. Jandarmanın etrafında çember oluşturduğu grubun 3 saat süren zorlu bekleyişi de başlamış oldu. Çoluk çocuk soğuk havada yolda yatarken Ezidileri getiren otobüs şoförüne yolculuğu sorduk. Şoför, “Otobüsleri kiralayabilmek için belki de son paralarını verdiler” diyor. Ezidilerin çoğunun karnının aç olduğunu vurgulayan şoförün, “Mola yerlerinde yemek yemeye utandım” cümlesi bir sessizliğe neden oluyor. Ezidileri ikna çabası gece boyu sürdü. Bu sırada jandarma komutanı “Zorlarlarsa Suriye’ye yollarım” diyerek bir tehdit savurdu. Saat 00.30 sularında Edirne Valisi Dursun Ali Şahin geldi. Şahin, olay yerinden ayrılmadan önce “Kendi kamplarına dönecekler. Devletlerin bir kuralı vardır, bu kurallar işler. Pasaport yok, bir şey yok. Öyle yağma mı var? Sesimizi duyuracağız diyorlar. Böyle ses duyurulmaz” dedi. Vali Şahin arabasına binmeden önce de basın mensuplarına, “Ama siz de artık buradan uzaklaşın ki o zaman bunlar daha fazla şey yapıyor” diyerek güvenlik güçlerine de dolaylı talimat verdi. Şahin’in ayrılmasının ardından basın mensupları Ezidilerin uzağına sürüldü. Saat 02.00 sıralarında da Ezidileri Diyarbakır’dan getiren otobüsler getirildi. Basın mensuplarının görüntü almaması içinse araçlar perde olarak kullanıldı. Uzaklarında olsak da otobüslere bindirilen kadınların çığlıklarını duyabiliyorduk. Ezidilerin bitmeyen göçünün bir yenisi daha başlıyordu. l EDİRNE / KAPIKULE Onlar o kadar açken yemek yemeye utandım rin e l i d i z E a umud u yolcuğ I Kapıkule Sınır Kapısı’na kadar gelen Ezidiler kamplara geri gönderildi. (CAN EROK) Suriyelilere her yer serbest, bize yasak zidilerin Edirne’de toplanıp dünyaya seslerini duyurduktan sonra Avrupa yolunu açma hayali 24 saat sürdü. Yenişehir Belediyesi’nin kampından önceki gün ayrılan Ezidiler, Edirne yoluna çıkmayı başaramayınca kamplara geri dönmeyi de redderek geceyi tarlalarda geçirdi. Gündüz 3538 derecelik kızgın güneş, gece sivrisinekler ve ayazla mücadele ederek TÜREY “protesto” eyleKÖSE mi yaptılar. Neden, Edirne’ye gitmelerine izin verilmediğini anlayamıyorlardı. Şeref Haliki, “Suriyeliler her yere gidiyor. Bize niye yasak?” diye isyan ediyordu. Gençler, “Ya Edirne’ye gideceğiz, ya burada öleceğiz” sözleriyle kararlılık mesajı veriyordu. Ezidiler ise, “Kamptan şikâyetimiz yok. Ama çocuklarımız küçük, yeni bir hayat istiyoruz. Kadınlarımızı sattılar, çocuklarımızı kestiler. Şimdi yine çok yakınımızdalar. Avrupa’ya, uzağa gitmek istiyoruz” diyordu. Yaşlı bir adam ise “Bir kadını bir paket sigaraya sattılar, kadınlar IŞİD’in elinde” IŞİD’cide AFAD kartı Edirne’ye gitmelerine izin verilmeyen Ezidiler geceyi tarlalarda geçirdikten sonra büyük umutla ayrıldıkları kampalara geri döndü E MAHMUT ORAL Jandarmadan tehdit K Kobani sessiz, Azez’de top sesleri Ezidiler sabaha kadar tarlalarda bekledi. (NECATİ SAVAŞ) obani’de IŞİD ile bazı Kürt gruplar arasındaki çatışmalar, yerini dün sessizliğe bıraktı. Sessizliğin hâkim olduğu bölgenin civarındaki arazilerde küçük çaplı anız yangınlarının olduğu görüldü. Güvenlik güçleri önlemlerini sürdürürken sınırın Suriye tarafında ise bekleyen kimse bulunmuyor. Kilis’in karşısında bulunan Suriye’nin Halep kentine bağlı Azez ilçesinde ise bir haftadır süren sessizlik, dün yoğun top sesleriyle bozuldu. IŞİD’in EsSelame Sınır Kapısı’nı almaya çalıştığı bölgedeki top sesleri, Türkiye tarafında siviller arasında tedirginliğe yol açtı. l Yurt Haberleri Kadınların çığlıkları diyordu acı içinde. Garibe Smoki, birkaç cümleyle özetleyiverdi bundan sonra hayattan beklediklerini: “Korkudan buraya geldik. Yol versinler gidelim. Namusumuzu kaybetmeyelim, burada aç susuz yatarız. Güvenin olduğu, Arapların, IŞİD’in olmadığı, namusumuzun lekelenmediği bir hayat istiyoruz.” Gece yarısından sonra Edirne’ye ulaşmayı başaran Ezidilerin geri gönderildiği haberleri gelince, Avrupa hayalleri yavaş yavaş söndü. Ezidiler, sabah saatlerinde kampa geri döndü. Yenişehir Belediyesi kampının sorumlusu HDP’li Erkan Erenci, partililerin Ezidilere kırgın olduğu söylentilerini anımsatınca “Bir kırgınlık oluyor ister istemez” diyor. Erenci, “Ne yapılmalı” sorusuna da şu yanıtı veriyor: “Bu insanlar en az 5 yıl kalır. Devlet bir arazi tahsis eder, üzerine yapıyı biz yaparız. Seracılık yaparlar. Önemli olan bu insanlara yaşam olanağı sağlamak.” l DİYARBAKIR obani’de 201 kişiyi katleden IŞİD üyelerinden bir bölümünün Türkçe konuştukları öne sürülürken, birinin üzerinden de Türkiye’ye sığınan Suriyeliler için düzenlenmiş AFAD kimlik kartı çıktı. Dört gün önce sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Kobani’ye sızarak ev ev baskın yapıp, çatılardan insanları yaylım ateşine tutan cani IŞİD mensuplarından bir bölümünün Türkçe konuştuğu ileri sürüldü. Kobani’deki baskın sonrasında YPG ve Burkan El Fırat Ortak Operasyon Birliği’nin çalışmalarıyla bulundukları evlerde birer birer etkisiz hale getirilen ya da öldürüleceklerini anlayınca intihar eden IŞİD mensuplarından birinin üzerinden çok çarpıcı bir bilgi çıktı. Öldürülen Ahmed Hesen adlı bir IŞİD elemanının üzerinden Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesindeki Süleyman Şah Konaklama Tesisi’nda kalan Suriyeliler için düzenlenen kimlik kartı çıktı. Bu kartla birlikte öldürülen Ahmet Hesen’in Akçakale’deki AFAD Kampı’nda kaldığı da ortaya çıkmış oldu. K C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle