16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 29 Haziran 2015 EDITÖR: CANER ÖZTÜRK TASARIM: BAHADIR AKTAŞ haber 5 Kaçak Saray’la mücadele mimarları hedef yaptı Tezcan K. Candan umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Kaçak Saray’da verdiği iftarda kullanılan masa ve koltuğun maliyetinin yüz binlerce TL olduğunu kamuoyuna duyuran Ankara Mimarlar Odası, son dönemde yandaş medyada karalama kampanyalarının yürütüldüğüne işaret ederek “Toplum nezdinde karalama ve hedef göstermeye çalışan açıklamaları kınıyor; her türlü hukuksuzluk ve hak gasbı karşısında demokrasi ve hukuk mücadelemizi sürdürmekte kararlı olduğumuzu vurguluyoruz” değerlendirmesini yaptı. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın maliyeti ve statüsü konusunda yaptığı çalışmalarla kamuoyunda ses getiren ve başkanlığı Tezcan Karakuş Candan’ın yaptığı Ankara Mimarlar Odası, son olarak C Mimarlar Odası yandaş medya tarafından hedef haline getirilirken odadan yapılan açıklamada karalama kampanyasına karşı hukuk mücadelesinin süreceği vurgulandı. Mimarlar Odası, iktidar yanlısı medyanın tek merkezden alınan talimatla karalama kampanyası başlattığı açıkladı. Erdoğan’ın Diyanet İşleri Başkanı ve beraberindekilere verdiği iftar yemeğindeki harcamalara dikkat çekmişti. Odanın lüksü gözler önüne seren çalışmanın ardından Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamayla birlikte oda yandaş basının hedefi haline geldi. Açtıkları davalarla başta Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek’i rahatsız eden Ankara Mimarlar Odası birkaç gündür, iktidara yakın gazetelerde “Türkiye’nin dev projelerine taş koymakla” suçlandı. Erdoğan’ın başdanışmanı Yiğit Bulut’sa dünkü köşesinde, “Mimarlar Odası için savcılara sesleniyorum; İsrail ve istihbarat örgütü uzantıları ile alışverişleri ne?” ifadelerini kullandı. Mimarlar Odası tüm bu gelişmeler üzerine yeni bir açıklama yaptı. Açıklamada, AKP iktidarının kamuoyuna mega projeler olarak tanıttığı, gerçekte doğa, kültür ve kent katliamı anlamına gelen 3. köprü, 3. havalimanı, Kanal İstanbul, nükleer santrallar, kentsel dönüşüm kararları ve Kaçak Saray’a karşı yürütülen hukuk mücadelesini engellemek için her yola başvurduğunu ve kendi politikalaırı önünde engel olarak gördüğü meslek kuruluşlarını hedef aldığını kaydetti. Açıklamada, tek merkezden alınan talimatla hareket eden iktidar yanlısı medya organlarında ve sosyal medya üzerinden Ankara Mimarlar Odası’nın hedef gösterildiği, karalama kampanyaların düzenlendiği ve oda yöneticilerine tehditlerde bulunulduğu ifade edildi. lANKARACumhuriyet Akit’çiler Yasak kalktı, şarkılar söylendi belden İ aşağıya indi ‘Paralel yapı’yı suçladılar eni Akit gazetesi önceki gün “Paralel Kahpelik” manşetiyle çıktı. Gazete Kobane’ye saldırı düzenleyen IŞİD militanlarının Türkiye’den gittiği iddialarının “paralel yapı” tarafından ortaya atıldığını iddia etti. Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı uçaklarına davet edilen gazetecilerin başında gelen Yeni Akit Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Hasan Karakaya da “İsrail ‘Otorite ise Paralel de O... H. Karakaya Çocuğu’dur!” ifadelerini kullandı. Karakaya, şunları yazdı: “A Haber’de sordular bana: ‘İsrail, Sadakataşı Derneği ile birlikte Kudüs’e gitmeye çalışan 4 gazeteciyi Ben Gurion Havaalanı’nda gözaltına alıp, sınır dışı etmiş, ne dersiniz?’ Ne diyeyim ki?.. Sorunun içinde ‘İsrail’ olması yetmiyor mu?.. ‘İsrail’ bu!.. Her şey beklenir ondan!.. Gözaltına alır, tutuklar, zindana atar, işkence eder, öldürür!.. Onlar insan değil ki; İnsanlık bekle!.. Gazeteci arkadaşlarım Hasan Öztürk, Halime Kökçe, Özden Ayvaz ile Hasan Günay’a geçmiş olsun diyorum...‘Terör devleti’nden her şey beklenir... Peki, bu terör devletini ‘otorite’ olarak kabul eden ‘Paralelci O... Çocukları’nın son yaptığına ne demeli?..” Grup Yorum Bakırköy’de konser verdi Y stanbul Valiliği’nin 12 Nisan ve 28 Haziran’da infial olacağı gerekçesiyle iki kez yasakladığı Grup Yorum Konseri mahkemenin yasak kararını kaldırmasının ardından Bakırköy Halk Pazarı Meydanı’nda gerçekleştirildi. On binlerce kişinin hep bir ağızdan Grup Yorum şarkılarını seslendirdiği konserde ABD’li ünlü folk sanatçısı Joan Baez de sahne aldı. Alanda Mahir Çayan ve Berkin Elvan posterlerinin yanısıra “Berkin’den Soma’ya, Soma’dan Uğur’a katleden AKP’dir”,“Sarayın soytarısı olacağıma, halkın kavgasında” yazılı pankartlar dikkat çekti. Grup Yorum sahneye çıkarak şarkılarını söyledi. Sahneye Joan Baez davet edildi. Seslendirdiği şarkının ardından Baez’e 2013’te İdil Kültür Merkezi’ne yapılan operasyonda Grup Yorum’un kırılan gitarı hediye edildi. Daha sonra Grup Yorum’un şarkılarına eski solistleri Efkan Şeşen, Özcan Şenver ve Fikriye Kılıç gibi isimlerde Grup Yorum’un kırılan gitarı hediye edilen Baez, “Hep birlikte kıralan ne varsa tamir edeceğiz. Ve bunu tutkuyla şiddet içermeden yapacağız” dedi. eşlik etti. l ALİ AÇAR zlaşma ve demokratik restorasyon adına, zor seçimleri göze almak gerektiğine inanıyorum, son yazılarımda vurguladığım husus bu idi. Ama belli ki, başta Cumhurbaşkanı ve partisi olmak üzere, böylesi zor süreci göze alabilecek siyasi aktörler mevcut değil. En kötüsü, bu zorluğu göze alamayan iktidar ve lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan savaşı göze alabiliyor. Böylesi daha ‘kolay’ görülüyor, Enver Paşa’nın hayaleti sahne alıyor, büyük bir yıkımdan çıkışın çözümünün, savaşın içine dalmak olduğu sanılıyor. Savaş çığırtkanlarının uğursuz seslerinin önderlik ettiği bir büyük yıkımın önü açılırsa, bırakın demokratik restorasyonu, ortada Türkiye diye bir şey kalmayacak. Suriye’de yaşananların Türkiye’yi tedirgin etmesi doğal ama, bu gelişmeler dün başlamadı. Başından komşu ülkede rejim değişikliği işine bulaşanların, Şam’da namaz kılma hayaline dalmak yerine, bunları öngörmesi gerekirdi. Evet, Suriye sınırında statüko değişiyor, ama zaten hedeflenen bu değil miydi? Hesap tutmadı o başka, hesap statüko değişikliğinin Türkiye, daha doğrusu iktidarın hayalleri ‘lehine’ değişmesi idi, tam tersi oldu. Şimdi, söz konusu olan, o hesapların yanlışlığı ile yüzleşmek yerine, o hayallerin peşinde sürüklenmekte ısrarcı olmak, bu uğurda ülkeyi savaşa sürüklemek hevesi. Savaş çığırtkanlarının en komik gerekçesi ise “Türkiye’yi İŞİD ile ilişkilendirmek çabasına karşı, bölgede askeri müdahaleye girişerek İŞİD ile mücadelede kararlı olunduğunu göstermek”. Bu iddiaya ‘kargalar bile güler’ bile diyemiyorum, bu olsa olsa kargalara komedi filmi izletmek diye tabir edilebilir. İŞİD ile mücadelede kararlılık ancak mı akıllara geldi? İŞİD Musul’u işgal ettiğinde, “İŞİD geçici, söz konusu olan Sünni direnci, Sünni devleti” diyen bugünkü savaş çığırtkanları değil miydi? İŞİD ile ittifak içinde olan Sünni çevrelerin liderlerinden biri olan Tarik Haşimi, Musul işgal edildiğinde, İstanbul’da verdiği bir röportajda ‘zafer’ nitelendirmesi yapmadı mı? Bırakın onları, daha bir hafta önce, savaş çığırtkanı gazetelerden biri, “PYD İŞİD’den daha tehlikeli” diye manşet atmadı mı? Bu manşet, Suriye’ye askeri müdahelenin İŞİD’den ziyade, PYD ve Kürtlere karşı hesaplandığının açık itirafı değil Önce ‘savaşa hayır’ koalisyonu U se nedir? Biz, uzunca bir zamandır sadece adı yadigâr kalan ‘barış süreci’ne geri dönülsün derken, Kürtlere karşı askeri müdahale Türkiye’nin içini ne hale getirir, düşünen var mı veya bunu düşünecek kafa kaldı mı? Sıklıkla iddia ettikleri gibi bütün ‘düşmanları’ toplansa, Türkiye’ye ve dahi Erdoğan ve partisine, bir Suriye savaşından daha fazla zarar veremez. Bu kafa Türkiye’yi bölgesel kaosun içine taşımakta ısrar ederse, ülkeyi de kendini de yakacak, hiç kuşkunuz veya kuşkuları olmasın. İşin ahlaki, insani boyutu bir tarafa, Suriye’ye askeri müdahale, Türkiye’yi sadece içerde değil, bölgesel ve küresel çapta herkes ile karşı karşıya getirecek, hem Batılı müttefikler, hem İran ve Rusya ile aynı zamanda karşı karşıya gelinecek. Diğer taraftan, son zamanlarda tedavüle giren İsrail ile yumuşama hamleleri de sakın Suudiler ile birlikte İran’a karşı örtük cephe hesabının bir parçası olmasın? Öyle hesaplar yapıyorsanız, hemen söyleyeyim, bu sadece ahlaksız değil, akılsız bir ittifak olur. İsrail ile ilişkiler tabii ki normalleşsin, ama şu andaki İsrail yönetimi ile doğrudan veya dolaylı yakınlık, ne bölgesel barışa, ne de Batı dünyası ile arayı düzeltmeye yarayacak bir iş değil. Şimdiye kadar, ucuz kurnazlığı akıl, “Ali’nin külahını Veli’ye” becerisini siyaset sandınız, geldiğimiz nokta ortada, gelin siz bu kafadan vazgeçin. Hükümet koalisyonu bir yana, şimdi, öncelikle bir kez daha ‘savaşa hayır’ koalisyonu kurmak zamanı; Irak işgaline karşı koalisyonda AK Partililerin bir kısmı da vardı, umarım yine öyle olur. Bu bir hayat memat meselesi, muhalifleri için de, iktidar partisi için de. “Savaş iktidarı götürür” diye düşünen varsa, unutmasın ki, savaş iktidarla birlikte ülkeyi de götürür, buna karşı iktidar “savaş muhaliflerimizi götürür” diye hesap yapmaya devam ederse hiç kuşkuları olmasın savaş önce onları götürecek. Kürtlerin Meclis’teki sesine bile tahammül edemeyen milliyetçiler, bu vesile ile Kürtlerin ilerleyişine darbe vururuz aklına meylederse, bilsinler ki, böylesi bir savaş asıl Türkiye’ye büyük darbe vuracak. Vicdanları olmayanlar hiç olmazsa akıllarını başlarına alsınlar, akılları da yoksa ‘musibet’ ile terbiye olacaklar ve bu arada hepimiz büyük acılar yaşayacağız demektir. Akılsız bir ittifak Kargalar bile... ‘Faşizm ekmek için Ekmeleddin’ Baluken, İhsanoğlu’nun destek için HDP’yi ziyaret etmemesini eleştirdi MAHMUT LICALI kmeleddin İhsanoğlu’nun meclis başkanlığı seçiminde diğer partilerin desteğini alabilmek için yaptığı görüşmelerde HDP’yi es geçmesi, HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken’in tepkisini çekti. Baluken Twitter’dan yaptığı açıklamada, İhsanoğlu’nun cum E hurbaşkanlığı seçimi kampanyasındaki sloganına atıfta bulunurak; “Ekmek için Ekmeleddin doğru ama eksik sloganmış! Benim favorim faşizm ekmek için Ekmeleddin” dedi. Baluken “İhsanoğlu partimizi ziyaret etmeyecekmiş, HDP olarak tüm çalışmalarımıza ara verecek düzeyde büyük bir üzüntü ve şok içerisindeyiz” ifadelerini kullandı. HDP, kendi siya si geleneğinde ilk kez TBMM başkanvekili görevlendirecek. Parti içinde TBMM başkanvekilliği için Pervin Buldan, Beyza Üstün ve Meral Danış Beştaş’ın isimleri konuşuluyor. Buldan’ın bu göreve sıcak bakmadığı belirtilirken İmralı heyetinde yer alan Buldan’ın TBMM başkanvekili olması durumunda heyete Leyla Zana’nın adahil olabileceği dile getiriliyor. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle