16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 29 Haziran 2015 haber EDİTÖR: EMİNE ÖZCAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK ‘Çocuğa yeni eşin soyadı verilemez’ Eski eşinden olan çocuğuna yeni eşinin soyadını vermek isteyen kadına Yargıtay’ın cevabı: Durumdan vazife çıkarmayın argıtay bir kadının boşandığı eşinden olan çocuğunun soyadını değiştirip yeni evlendiği kişinin soyadını çocuğuna verebileceğine hükmeden yerel mahkeme kararını bozdu. Bir kadın, eski eşinden olan çocuğunun yeni eşinin soyadını taşıması için İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtı. Mahkeme davayı kabul etti. Kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. 2525 sayılı Soyadı Kanunu’nun 4. maddesindeki “evliliğin feshi veya boşanma hallerinde ço 2 İstanbul 180 /2 7 0 Ankara 120 /2 4 0 İzmir 230 /3 2 0 Bursa 140 /2 9 0 Antalya 210 /2 7 0 Adana 210 /3 0 0 Trabzon 200 /2 3 0 Artvin 160 /2 5 0 Çanakkale 180 /2 6 0 35 32 30 28 25 21 18 14 11 9 Balıkesir 140 /2 9 0 Sivas 100 /2 5 0 Diyarbakır 180 /3 5 0 Mersin 230 /3 0 0 Erzurum 100 /2 5 0 Eskişehir 100 /2 9 0 Aydın 180 /3 3 0 Gaziantep 170 /3 1 0 Konya 120 /2 4 0 Gök gürültülü yağmur Atina 200 /2 9 0 Berlin 130 /2 3 0 Girne 200 /2 6 0 Londra 140 /2 6 0 Moskova 120 /2 0 0 Paris 150 /2 9 0 Madrid 220 /4 1 0 Amsterdam 170 /2 2 0 Roma 190 /2 8 0 Karla karışık yağmur Çok bulutlu TARİHTE BUGÜN 1900: Küçük Prens’in yaratıcısı Fransız romancı ve pilot Antoine SaintExupery doğdu. 1956: Amerikalı oyun yazarı Arthur Miller ile Aktris Marilyn Monroe Londra’da evlendiler. 1971: Türkiye’de haşhaş ekimi yasaklandı. Güneşli Parçalı bulutlu Yağmurlu CÜNEYT ARCAYÜREK’İN SON MEKTUBU Y Üstünlük yarışı cuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği soyadı alır” ibaresinin Anayasa Mahkemesi’nce iptalinden sonra velayet hakkına sahip annelerin çocuklarına kendi soyadlarını vermek için bu tür soyadı davaları açtıkları anlatıldı. Düzenlemenin, velayet hakkının kullanılmasında kadın ve erkeğin eşit oldukları ilkesine aykırılık nedeniyle iptal edildiği anlatılan kararda, “Durumdan vazife çıkartarak ya da geçici elde edilmiş bazı hak ve imkânlardan yararlanarak kadın veya erkeğin kendi lehine üstünlük yarışına girmesine milli yasalarla evrensel hukuk düzeni izin vermez” denildi. ‘Yaş 87, yolun sonu eder’ Cüneyt Arcayürek nımayana, dosta, düşmana selamlar. Eyvallah!  Son yazı başlığım:  Yaş 87. Yolun sonu eder!” KOALİSYON MESAJLARI Ankara kulislerindeydik ve Çiğdem Toker, Ankara Temsilcimiz Erdem Gül, Ankara Haber Müdürü Ayşe Sayın, CHP’de Fırat Kozok ile MHP’de Selda Güneysu ile birlikte, sizlere koalisyon pazarlıklarının ipuçlarını yansıtmaya çalıştık. BİRİ ÇOCUK 4 KİŞİ ÖLDÜ stamız, çınarımız, duayen yazarımız Cüneyt Arcayürek’i, ömrünün hemen tamamını geçirdiği Başkent’ten, kendi istediği gibi sade bir törenle sonsuzluğa uğurladık geçen hafta... Törenden sonra ömür yoldaşı Esin Arcayürek, gazetemizin İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay’a bir emaneti teslim etti. Cüneyt Abi, hastaneye yatmadan hemen önce, bunun dönüşü olmayan son yolculuk olduğunu anlamış, önce okurlarından izin istemiş, sonra da birkaç mektup bırakmıştı. Gazeteye gelen mektuptan, “dosta düşmana” selam satırları çıktı: “Uzun yolculuğa hazırlandığım sırada bu mektubu yazıyorum.(...) Tanıyana, ta U Yegâne serveti, kalemi ki gün üst üste, iki genel merİ kezi ziyaret ettik geçen hafta... Ankara’nın ısınan politik havasını kok Arcayürek, geride bu selamı, sadece gazeteciliğe adanmış saygın bir yaşamı, binlerce yazı, onlarca kitabı ve efsaneleşmiş bir adı bıraktı. Servet? 70 yıla yakın gazetecilik yapan ve Türkiye tarihinin en önemli haberlerine imza atan bir muhabir, bir yazar, herhalde büyük servet bırakmış olmalıydı geriye; değil mi? Hiç değil... Detayları burada vermem yakışıksız olur; ama onu uğurlarken, gazetecinin yegâne servetinin, gelecek kuşakların namusuna emanet edilmiş onurlu bir kalem olduğunu da gördük, öğrendik bir kez daha... Nur içinde yat Cüneyt Abi! ladık. Başkent’te, iki genel başkanın duvarındaki iki çerçeve dikkatimi çekti. CHP Genel Başkanı’nın duvarında Yaşar Kemal’in el yazısıyla yazıp yolladığı mektup asılıydı. “Sevgili Dost” diye başlayan mektupta bir de şiir vardı. Bu şiiri ilk kez paylaştık sizlerle... MHP Genel Başkanı’nın özel kalem müdürünün ardındaki duvarda ise Atatürk’ün pek az gördüğümüz bir fotoğrafı asılıydı. Beyaz gömleği içinde Atatürk, elini, bozkurt işareti yapar gibi uzatmıştı. Bu fotoğraf, MHP’lilerin Atatürk’e bakışını, Devlet Bahçeli’nin odasındaki “17.25”te durmuş saat ise MHP liderinin yolsuzlukları unutmama kararlılığını ortaya koyuyordu. Yazarlarımız Prof. Emre Kongar ‘Rövanşist olmayacağız’ demeciyle yakınlaşma MHP’nin kesin “ret” tavrına karşılık CHP’nin “koşullu yatkın” tavrı ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Rövanşist olmayacağız” demeci, ertesi gün Başbakan Davutoğlu’ndan karşılık buldu ve başlayacak koalisyon müzakerelerinin zeminini belirledi. Cumhuriyet, seçim sürecinde olduğu gibi, koalisyon sürecinde de yorumda özgür, temel ilkelerinde taraflı, ama haberde her partiye eşit mesafeli yaklaşımıyla, size mevcut tabloyu çok yönlü, objektif ve gerçekçi bir şekilde yansıtmaya devam edecek. IŞİD KOBANİ’DE Bir aile yok oldu iğde’nin Altunhisar İlçesi’nde sağanak yağmur, 4 kişilik Sabanlı Ailesi’nin yaşadığı kerpiç evin çökmesine neden oldu. Aileden biri çocuk 3 kişi öldü. Fadimeana Sabanlı (60) ve oğlu Remzi Sabanlı (19), kızı Zeliha Durukan (28) ile torunu 2 yaşındaki Nurcan Durukan’ın oturduğu kerpiç ev, ailenin kah DİZİLER Çetin Altan ve İstanbul’u lerin çoğalması da elbet bir gün kurtarır bu ülkeyi... Enseyi karartmayın.” N valtı yaptığı sırada çöktü. Evin çöktüğünü görenlerin ihbarı üzerine çok sayıda arama kurtarma ekibi sevk edildi. Zihinsel engelli Remzi ile Zeliha’nın cesedine ulaşılırken, Fadimeana Sabanlı ile torunu Nurcan yaralandı.Minik bebek hastanıdı hayatını kaybetti. Fadimeana Sabanlı’nın tedavisi sürüyor. etin Altan, 88. yaşÇ gününü kutladı geçen hafta... ‘Mini etek yanlış anlaşılır’ B u cümlenin yer aldığı mektubu velilere gönderen okul Türkiye’de değil, Almanya’nın Bavyera eyaletinde. Spor salonuna 200 mültecinin yerleştirildiği WilhelmDiessGymnasium’un okul yönetimince tüm velilere gönderilen mektupta öğrencilerin transparan bluz ve mini etek giymemeye dikkat etmeleri gerektiği salık verildi. Bölgeden bir politikacı da çıplak kadın tenine alışık olmayan genç Müslüman çocuklarının istemsiz de olsa genç kızları rahatsız edebilecek şekilde davrandıklarını ve bunun da doğal olarak korkuya yol açtığını iddia etti. Bir süredir yazılarından mahrumduk. Yeni yaşı dolayısıyla kendisinden bir röportaj talep ettik; yapamadık. Onun yerine kısa bir mesaj yazısı gönderdi. Okurken yutkunduk. Bu, bir yaşgünü mesajından çok, usta yazarın ve onun ümitvar kuşağının hayat muhasebesiydi adeta... “Artık anlaşılıyor ki, ülkeme demokrasinin geldiğini göremeden ayrılacağım bu dünyadan” diye başlıyordu satırlarına Altan; “Torunlarımıza bırakmayı hayal ettiğimiz ülke bu değildi” diyordu. Çetin Altan Yıllarca onun “Enseyi karartmayın”ıyla cesaret toplamış bizler için Usta’yı kararmış bir enseyle görmek, şaşırtıcı olduğu kadar üzücüydü de... Ama 88’lik bir umutla ve yine aynı tavsiyeyle bitiyordu yazı: “Daha iyi bir dünya için, biz de fena mücadele etmedik. Bu da az şey değildir. Buruk da olsa, yorgun gözlerinizde bir tebessüm yaratır. O tebessüm Yeni diziler geliyor Çetin Altan’a, sağlıklı bir yaş dilerken, bayrağı ondan devralan bir genç kalem, onun geçtiği yollardan, yine yazılarla geçti geçen hafta... Yazarımız Mine Söğüt, Çetin Altan ve Ara Güler’in 1969 yılında Akşam Gazetesi için yaptıkları “Al İşte İstanbul” röportajına, yaklaşık yarım asır sonra yeniden girişti. Yücel Tunca ile birlikte, aynı rotada, aynı sokaklardan geçtiler, aynı mahalleleri dolaştılar. “İşte Bunlar Hep İstanbul” adı altında okuduğunuz diziyi ortaya çıkardılar. Biz de hem İstanbul’un geçen yüzyıldan bu yüzyıla nasıl değiştiğine tanık olduk; hem de yazı erbabının, ustalardan el aldığını gözleme şansı bulduk. Cumhuriyet bu yazı, yeni yazı dizileriyle sürdürecek. İlgiyle okuyacağınıza eminiz. iştik. suçlu konuma düşeceğini söylem ildi; obani’ye IŞİD saldırısı ve yeniden değ ülke bu , olan lu Aslında suç nvere alevlenen çatışmalar, bir kez daha r kara teğe des bu ; ildik değ r bizle ileıla yarg , militanların Türkiye’den sızmış olab cak lana Suç ler, icra edenlerdi. rdı. onla ceği ihtimalini gündeme getirdi. olan ak olac kum mah ak, nac Erdoğan, “Türkiye’yi terörle aynı çiz Şimdi anlıyor musunuz, niye da kı hak in sen kim ek, term tegide gös Türkiye’yi terörle aynı çizgide gös i. haddi de değildir” diye tepki gösterd riyorlar. Kimse kulak asmadı. sa“Su ede Daha geçen hafta bu köş Ezidilerin yanında . rak kurtulamazsınız” diye yazmıştım Öte yandan IŞİD teröründen kaçan Cumhuriyet, devletin istihbarat teş Ezidilerin Diyarbakır’dan Edirne’ye, kilatının nasıl sınırın öte yanına mili le dev ı “ölümden uzağa” yolculuğuna da tan ve silah sevkıyatı yaptığın e Ditı Cumhuriyet eşlik etti. Türey Kös tin savcılarının tanıklığıyla aktarmış kun Coş an Can , ir’de işeh Yen üze akır yarb geçen hafta... Ne diğer gazeteler ydı. ında yan rın onla la Edirne Kapıkule’de rine gitti, ne MİT, ne hükümet açık aça halk siz çare bu an kaç n Zulümde ma yaptı. zı... rımı fala ta tık manşetlerimizi, say “Dünyanın görüp konuştuğu bu çap ez” Onların yanında olmaya devam ilem iştir geç kla unlu susk bir skandal, da ceğiz. ede urun huz demiş, Türkiye’nin dünya Susarsanız böyle olur! K CANAN COŞKUN AHMET ŞIK oğunluk hükümeti gitti, baskı poliÇ tikası sandıkta yenildi, zulme anlayacağı dilden cevap verildi. Yedirmeyiz! Ama devlet içinde hâlâ bunun ayırdında olmayanlar var. Onlar “giderayak”, eski alışkanlıkla basını susturabileceklerini, hâlâ gazeteci tutuklatabileceklerini sanıyorlar. Geçen hafta adliye muhabirimiz Canan Coşkun hakkında açılan 23 yıl hapis istemli dava, bunun son örneklerinden biriydi. Türkiye’nin kaderini belirleyecek dosyaları inceleyen savcıların, her tasarrufta, her atacakları adımda son derece dikkatli olmaları gerekir. Canan’ın haberi, bu savcıların konut sahibi olurken ciddi indirimlerden yararlandıklarına dikkat çekiyor, kamu adına haklı sorular soruyordu. Savcıların yanıtı, mantıklı açıklama yapmak yerine topluca dava açmak oldu. Ancak savcılar, karşılarında eski sus kunluk iklimi yerine “Canan’ın yanındayız” diyen gazetecileri ve meslek dayanışmasını buldu. IPI’den Basın Konseyi ve başkanı Pınar Türenç’e kadar birçok örgüt “Bir gazeteciyi bile tutsak vermeyiz” diye ayağa kalktı. Aynı şekilde “Paralel Yürüdük Biz Bu Yollarda” kitabının yazarı arkadaşımız Ahmet Şık için de 2 yıl 8 ay hapis istemiyle dava açıldı geçen hafta... Bu davaların duruşmaları, gazetecilerin dayanışmasının sergileneceği mekânlar olmanın ötesinde, haberlerimizdeki iddiaların sorgulanacağı, tanıkların dinleneceği ve zamanla davalıların davacı olacağı, bir dönemin yargılanacağı renkli etkinliklere dönüşecek. Sonbahardan itibaren hepinizi Adliye’ye bekliyoruz. Hepinize iyi haftalar! Adliye’ye bekleriz C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle