16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 20 Haziran 2015 DUNYA uudi monarşisinin önde gelen danışmanı Enver Macid Eşki, Ortadoğu’da Türkiye, Irak, Suriye ve İran için bölünme ve “bağımsız Kürt devleti kurulacağı” öngörüsünde bulundu. Eşki, geçen hafta İsrailli diplomat Dore Gold ile ABD’de yaptığı teması açıklayarak dikkatleri çekmişti. İran’ı ‘terör örgütleriyle’ kıyaslayıp ortak Arap askeri gücü çağrısı yapan ikili, bölgedeki durumun bir ayağını da ‘bağımsız Kürt devleti’ olarak ortaya koymuştu. Eşki, Rus Sputnik haber ajansıyla söyleşisinde, “bağımsız Kürdistan’ çıkışının bir talep değil gelişmelerle ilgili öngörüsü olduğunu” söyledi, “Zira talep Kürtlerden gelecek. İran, büyük Fars devletini, Türkiye Osmanlı İmparatorluğu’nu restore etme peşinde. Diğer yandan Irak, Kuveyt’i tehdit ediyor. Bu ülkelerin liderleri, politikalarını sürdüreceklerse kaçınılmaz olarak bağımsız Büyük Kürdistan kurulacak” dedi. Bölge ülkeleri için “Kürtler İran, Türkiye ve Irak’ın elindeki toprakların yüzde 30’unu, Suriye’nin yüzde 18’ini alırlarsa, 42 milyonluk ciddi bir devletin oluşacağını çok iyi biliyor” diyen Eşki, meselenin barışçı yollarla çözümünün krizi bitireceğini ekledi. “İran, Türkiye, Irak ve Schulz Londra’ya patladı AP Başkanı Martin Schulz, AB üye referandumu ve göçmenlere kısıtlamalar planlayan Britanya’ya esti köpürdü. Schulz, “Avrupa tartışmaları nefret dolu yalanlar, ulusal hınç ve göçmenleri günah keçisi kılarak yapılıyor” dedi. EDİTÖR: CEYDA KARAN TASARIM: BETÜL BERİŞE Vuciç: Srebrenitsa anmasına hazır Sırbistan’ın 1990’lardaki sıkı milliyetçi Başbakanı Aleksander Vuciç, Srebrenitsa’nın 20. yıldönümüne katılmaya hazır. Vuciç, 8 bin Boşnak erkeğin katledildiği olayın 11 Temmuz’daki yıldönümü için “Boşnaklar isterse masum kurbanlar anısına saygılarımı sunmaya hazırım” dedi. Wikileaks Suud’un sırlarını ifşa ediyor SUUDİ ARABİSTAN WikiLeaks bu kez Suudi Arabistan’ın 500 binden fazla gizli belgesini yayımlıyor. Suudi Dışişleri’nin büyükelçilikleriyle iletişimi ve içişleri bakanlığı, istihbarat servisleri dahil diğer Suudi devlet kurumlarının “çok gizli” raporlarını içeren belgelerin dün 61 bini siteye konuldu. WikiLeaks kurucusu Julian Assange, Suudi Arabistan’ın “bu yıl 100’den fazla kişinin kafasını kesmekle kalmayıp hem kendisine hem komşularına tehlike haline geldiğini” belirtip belgelerin “yoldan çıkmış, gizli kapaklı diktatörlüğün rezilliklerini ortaya çıkaracağını” söyledi. Belgeleri Riyad’ın marttan beri saldırdığı Yemen’den siber korsanların ‘hacklediği’ ileri sürüldü. Dün 43 yaşındaki Assange’ın Ekvador’un Londra Büyükelçiliğine sığınmasının üçüncü yıldönümüydü. Suudi öngörüsü: Kürt devleti olur S 17 [email protected] w nilgun@ Suudi hükümetinin danışmanı Eşki, Türkiye, Irak, Suriye ve İran için parçalanma ve ‘bağımsız bir Kürt devleti’ öngörüsünde bulundu Yolsuzluk sistem olunca annah Arendt’in “Kötülüğün Sıradanlığı” eserini bilirsiniz… Ünlü düşünür; “istisnai” olduğu varsayılan “kötülüğün”, sanıldığından çok daha sıradan ve yaygın olduğunu söyler. En feci Nazi cürümlerini dahi kötülüğün toplumda sandığımızdan çok daha derin kökler salmış olmasına bağlar. Sorunun temelinde gerçekte kötülüğün “rutinleşmesi” yatmaktadır. İnsanlar bu yüzden en beter suçları işlerken dahi “hata yaptıklarının” ayırdında olmazlar. Bu çarpıcı tespit, “kötülüğün sıradanlığının dinamiğine” ’60’lı yıllarda ışık tutan Arendt’ten bu yana sosyolojik pek çok olguyu çözümlemeye yaramıştır. Gazeteci Jose Antonio Zarzalejos İspanya’daki yolsuzluğu ele alırken işte Arendt’in bu ufuk açan tespitine gönderme yapıyor ve ünlü siyaset kuramcısının analizindeki gibi “yolsuzluğun” da toplumda esas itibarıyla “sıradanlaştığını” söylüyor. “Zimmet”, “sahtecilik, “nüfuz ticareti”, “kara para aklama”, “vergi kaçakçılığı”, “dolandırıcılık”, “hortum skandallarıyla” gündeme gelen kralın eniştesine kadar uzanan yolsuzluk olgusunun tabanda da alabildiğine yaygın olduğunu belirten Zarzalejos, “yaygın olan üç yolsuzluk türü var!” diyor: “Paralel ekonomi, vergi kaçakçılığı ve mafyozi suçlar. Taban da, tepe gibi bu suçların türlü unsurlarıyla iç içe olduğundan tepeyi denetleyecek otoriteye sahip değil. Tıpkı Hannah Arendt’teki ‘kötülüğün sıradanlığı’ gibi ben buna ‘yolsuzluğun sıradanlığı’ diyorum. İspanya’da yolsuzluk sıradanlaştı. Bu nedenle denetlenmesi çok güç!” Sedat Peker’in düğünündeki ünlüleri şöyle bir göz önüne getirdiğinizde, “yolsuzluğun sıradanlaşmasının” ve “içselleştirilmesinin” ne anlama geldiğini bizim buradaki yerel panoramayla da kavrayabilirsiniz… İspanya’da kraliyet konuları ve Bask sorunu üzerinde mutlak hâkimiyeti ile bilinen J. A. Zarzalejos ile görüşmemizin ilk bölümünü “Bir devlet nasıl çürür?” başlığı ile hafta başında yayımlamıştım (16 Haziran). Araya Demirel’in ölümü girdi. İkinci bölüm bugüne sarktı… Zarzalejos’la İspanya’da son seyahatimde gerçekleştirdiğim bu görüşme aslında sadece “yolsuzluk” ve Kral Juan Carlos’un tacı devretmesiyle sonuçlanan “kraliyet depremini” değil, değişik boyutlar içeren “çok geniş çaplı devlet krizini” kapsamaktaydı. Zarzalejos, “5 arazı var” dediği geniş kapsamlı krize; kraliyetin (yani devlet başkanlığının) krizini, toprak bütünlüğü meselesini, terör, yolsuzluk ve bağımsızlığını yitiren medya krizini de dahil ediyor… Bask terörünün fiilen sona ermesine karşın “terör” başlığında hâlâ ısrarlı olmasının nedenini, “henüz yaraların sarılmamasına” bağlıyor. Zarzalejos’a göre tarihle yüzleşme henüz zira yapılmamış; gelecek kuşaklara olayların nasıl aktarılacağı (“history telling”) kesinleşmemiş… Katalan bağımsızlık arayışını da içeren “ayrılıkçılık” ve “ulus bütünlüğü” sorunsalı ile ülkenin tüm dikişlerinin atmakta olduğuna dikkat çeken İspanyol gazeteci, üstüne basa basa bir dönemin sonuna gelindiğini belirtiyor. “Tüm dikişlerin atması” olayını; geçen hafta İspanya’nın en büyük iki kentinin hiç beklenmedik iki belediye başkanına geçmesiyle tekrar hatırladım… En önemli finans ve sermaye merkezi Barselona’nın belediye başkanlığı, “squatter/yasadışı işgalci” diye tanınan “küreselleşme karşıtı” eylemci Ada Colau’ya geçti… Çeyrek yüzyıldan bu yana muhafazakârlarda olan Madrid belediyesi ise gene Colau gibi eski komünistsolcu Manuela Carmena adındaki kadın yargıca devroldu. Her iki başkanı da, düzen karşıtı parti Podemos destekledi. Bizim burada da son seçimlerde görüldüğü üzere hem iktidar ve hem ana muhalefetin sandıkta cezalandırıldığı İspanya’da, tüm “dikişlerin atması hali” gerek sağ, gerek solda tüm kurulu düzen partilerini tehdit ediyor. Kasımda yapılacak genel seçimler için şimdiden seçim sathına giren İspanya, “yeni bir döngü” olarak tanımlanan süreçte çok ilginç bir laboratuvar olacak ve bize çarpıcı ipuçları sunacak. H Otoriteyi yitirmek ÇİN Yapay adalardan nispet pozları Prens Bin Selman ile Rusya lideri Putin karşılıklı davetlerde bulundu. Suriye izin verir mi” sorusuna Eşki şu yanıtı verdi: “Bu, Kürt halkının isteğine bağlı. Gerçekten bağımsızlık isterlerse kimse engel olamaz. Kürtler İran’da baskı ve ayrımcılıktan mustarip, Türk hükümeti ise Kürtleri ulusun içine almaya hazır değil. Suriye’de Kürtler öldürülüyor. Iraklı Kürtlerin sorunu da çok büyük, yarı bağımsız devletlerini kurmaya başladılar bile ve bu devlet, tam bağımsız bir ülkeye dönüşecek.” Eşki’nin istikrar reçetesi ise “Filistin sorununun çözümü ile İran’da rejim değişikliği gerçekleşmesi” oldu. Rus nükleeri Suud hizmetinde... Suriye ile Yemen’de zıt uçlardaki Suudi Arabistan ile Rusya ekonomik işbirliğini derinleştiriyor. Suudi Kralı Selman’ın oğlu, 2. Veliaht Prens Muhammed bin Selman bin Abdulaziz, Rusya ziyaretinde nükleer işbirliği anlaşmasına imza attı. St. Petersburg Ekonomi Forumu’nda Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşen prensin imzaladığı 6 anlaşma içinde en çok nükleerle ilgili olan dikkat çekti. Çünkü dünya güçlerinin Tahran ile olası nükleer anlaşmasına nispet, Riyad İran çapında nükleer güç olmayı planlıyor. Anlaşma nükleer güç reaktörü inşası ile yakıt döngüsü hizmetlerini içeriyor. İki ülke, ayrıca, ortak enerji projeleri için çalışma grubu kuracak. Rus Enerji Bakanı Aleksandr Novak, Riyad’ın masaya Rus inşaat, demiryolu ve metro yapımı şirketleri için pek çok proje getirdiğini belirtti. İran’ı böldü.. Güney Çin Denizi’nde statüsü tartışmalı adacıkları mesken belleyip yapay ada haline getiren Çin, uluslararası tepkilere nispet yaptı. Ateşli Haç Adası’nda (Yongşu Jiao) dalgakıran önünde poz veren kadın askerlerin, yeşil seraların, besili domuzların görüntüleri Çin’in en büyük portalı Sina’da yayımlandı. 3 bin metrelik pist ve erken uyarı radar sistemi bulunan hava üssü ise gösterilmedi. Spratly Adaları denen 750 kara oluşumundan biri olan Yongşu Jiao’da Filipinler, Tayvan ve Vietnam da hak iddia ediyor. Terörün güç olan hazmı IŞİD’ci anneleri destek ağı kurdu KANADA Devlet modeli sorgulanıyor Boudreau, oğlu Damian’ın ölümünü Twitter’dan öğrenmiş. Oğulları IŞİD’e kaçan anneler destek grubu kurdu. 22 yaşındaki oğlu Damian Clairmont’un Suriye’de öldüğünü kapısına gelen gazetecinin gösterdiği tweet’le öğrenen Kanadalı Christianne Boudreau’nun girişimiyle kurulan ağ, diğer annelerin benzer deneyim yaşamasını önleme amaçlı. Kuzey Amerika ve Avrupa’dan ağa katılan anneler açık mektup yazarak cihada gitmek isteyen oğulları 2 kere düşünmeye çağırdı. Oğulları hayatta olanlar ise geri dönmeleri çağrısında bulundu. ‘Seni affediyoruz’ dediler 21 yaşındaki Dylann Storm Roof’un Güney Carolina eyaletinin Charleston kentindeki tarihi kilisede 9 siyahı öldürerek işlediği ‘nefret suçu’ karşısında şoke olan Amerikalılar yasa boğuldu. Yakalandıktan sonra suçunu itiraf eden Roof, ilk ifadesinde “ABD’de ırk savaşı başlatmak istedim” dedi. Çocukluk arkadaşı Joey Meek, Roof’un “birilerinin beyaz ırk için bir şeyler yapması gerektiği, yoksa siyahların tüm dünyayı ele geçireceğini” söylediğini anlattı. Ama sözleri içine kapanık hali yüzünden ciddiye alınmadı. Dün silah taşıma, cinayet dahil 9 ithamla mahkemeye çıkarılıp kurban yakınlarıyla yüzleşen gence aileler gözyaşları içinde “Seni affediyoruz” dedi. Roof duygu belirtisi göstermedi. Adalet Bakanlığı katliamı “iç terör eylemi” kapsamına alabilir. Eğitdonat’a ılımlı bulunamıyor ABD’nin IŞİD’e karşı “ılımlı muhalifler” için başlattığı eğitdonat programı yürümüyor. Pentagon sözcüsü Steve Warren, bir yılda 5 bin kişilik gücün oluşturulmasını öngören programa Türkiye ve Ürdün’de sadece “100200 kişinin katıldığını” söyledi. Program için 6 bin gönüllüden 1500’ü ilk elemeyi geçmişti. Savunma Bakanı Ash Carter bu hafta Kongre’de IŞİD’i baş düşman sayan ılımlı savaşçı bulmanın çok zor olduğunu itiraf etmişti. ABD Danimarka aşırı sağcılara teslim D animarka’da önceki günkü erken genel seçimi kaybeden Başbakan Helle ThorningSchmidt Sosyal Demokrat Parti liderliğinden istifa ederken, galip çıkan sağ blok aşırı sağcılarla koalisyona hazır. Sonucu sığınmacı sayısındaki artışa yönelik tepki belirlerken, seçimin asıl galibi AB ve göçmen karşıtı Danimarka Halkı Partisi (DF) oldu. Yüzde 85 katılım Kristian Thulesen Dahl Katılımın yüzde 85.8’i bulduğu seçimde parlamentoda 179 sandalyenin 90’ı sağ, 85’i sol bloğa gitti. Sosyal Demokratlar oylarını yüzde 26.3’e çıkarıp 1. gelse de sol blok hükümet kurmaya yetecek vekili toplayamadı. 2011’de ülkenin ilk kadın başbakanı seçilen ThorningSchmidt, parti liderliğini de bırakırken, “Seçimi kazanamadık, fi niş çizgisinde yenildik. Liderlik doğru zamanda çekilmektir. Şimdi o zaman” dedi. DF oyların yüzde 21.1’ini alarak 2. gelirken, sağ bloka liderlik eden eski Başbakan Lars Lokke Rasmussen’in yolsuzluk skandallarına karışan Liberal Parti 19.5’le 3. olabildi ve vekillerinin dörtte birini yitirdi. Rasmussen “zorlu koalisyon pazarlıklarına” işaret ederken, DF lideri Kristian Thulesen Dahl “Siyasi nüfuzumuzun en çok olacağı pozisyonda bulunacağız. Hükümette de olabilir, hükümet dışında da” dedi. BBC’ye göre, Dahl başbakanlığa oynayabilir. DF, göçmen akınının durması ve Britanya’daki gibi AB’den çıkma referandumu istiyor. Belçika liderine göre ‘soykırım’ Sevilen kadın lider Schmidt, istifa etti. Aşırı sağcı Dahl ise seçimin en çok kazananı. Belçika Başbakanı Charles Michel, 1915’te yaşananlara dair Ermeni iddiaları için “soykırım” dedi. Michel, parlamentonun kararını desteklediğini belirtip, 191517 arasında Osmanlı İmparatorluğu tarafından yapılanların “soykırım” diye nitelendirilmesi gerektiğini savundu. Brüksel’de yaşayan Türk asıllı milletvekili Mahinur Özdemir, 1915 olaylarına dair Ermeni iddialarını tanımadığı gerekçesiyle partisinden ihraç edilmişti. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle