17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 16 Haziran 2015 haber TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 6 Erdoğan ve organize suç örgütü lideri Sedat Peker, ‘Ak trol’ Taha Ün’le Emine Erdoğan’ın özel kalem müdiresi Sema Silkin’in nikâhında bir araya geldi ehdit içerikli şiddete teşvik tweet’leriyle dikkat çeken “Sağlam İrade” rumuzlu Ak trol Taha Ün’le Emine Erdoğan’ın özel kalem müdüresi Sema Silkin evlendi. İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın kıydığı nikâha Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere İslam ile İnsani Yardım Vakfı (İHH) Başkanı Bülent Yıldırım ve Ergenekon sanığı mafya babası Sedat Peker de katıldı. Sosyal medya üzerinden Alevilere, Kürtlere ve laiklere yönelik nefret ve tehdit içeren tweet’leriyle tanınan “Sağlam İrade” rumuzlu Taha Ün’le Emine Erdoğan’ın özel kalem müdüresi Sema Silkin, cumartesi günü Beylerbeyi Sarayı’nda evlendi. Kadir Topbaş’ın kıydığı nikâhta çiftin şahitliğini Tayyip ve Emine Erdoğan’ın yanı sıra İHH Başkanı Bülent Yıldırım ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam yaptı. Düğüne mafya babası Sedat Peker gibi bir çok ismin de katılması dikkat çekti. Nikâhın ardından Peker’le Yıldırım’ın gece boyunca samimi biçimde sohbet etmeleri dikkat çekti. Taha Ün, nikâhın ardından sosyal medya üzerinden başta Erdo Erdoğan ve Sedat Peker Ak trol nikâhında buluştu T Gül RTE: Uzun süren çatışmanın son aşaması ski Cumhurbaşkanı Gül’ün danışmanı Ahmet Sever’in “Abdullah Gül ile 12 Yıl” kitabı tam zamanında gündeme düştü. AKP sandıkta iktidarı kaybetti... RTE’nin Başkanlık Anayasası hayalleri çöktü. Öyle ki “başkan gibi” davranmasının da sonuna gelindi. Ve “Başkanlık Sarayı”nı terk etmesi bile talep edilir oldu.. E RTE’nin inişi, Gül’ün yükselişi mi?! Kitap seçim öncesi basıldı ama sonrası satışa sunuldu. Henüz okumadım, gazetelerden izliyorum yazılıp çizilenleri.. Gül’ün düşüncelerini ve çeşitli olaylar karşısında tutumlarını öğrenmek açısından da önemlidir. Gül’ün onayından geçmiş olduğunun da altını çizmek gerek. Gül’ün önünde yeni bir siyasi dönem başladı gibi. Kitap, bunun için ön/yol açıcı niteliği taşıyor. Epey Gül tartışacağız. Bazılarında “Erdoğan dobra adam, gizli saklısı yok, biliyoruz onu; ama Gül öyle değil, saman altından su yürütüyor..” görüşü yaygındır. Ben öyle bakmam, hatta yanlış bulurum. Erdoğan ne kadar “ilişki kurularak etkilenmesi zor, kendi doğrularında eğilmez bükülmez, uzun vadeli hedeflerine kilitlenmiş, bunun için de ezer geçerkutuplaştırır.. köklü dini inançları doğrultusunda ne pahasına olursa olsun ülkeyi dönüştürür” bir kimse ise.. Gül ise yeni koşullarda yeniden durum muhasebesi yapabilen, yeni duruma uyum sağlayabilen, toplumsal ve siyasal olarak etkilenebilecek insandır. İslam dünyasında yaşananlara bakışı farklı ve reformcudur. Hatta, İslamın ortaçağından bahsetmiştir. Gül’ün toplumsal mutabakata daha yakın bir duruşu var. Erdoğan, amacına ulaşmak için ne kadar kutuplaştırıcı ve ayrıştırıcı olmaktan çekinmezse, Gül de o kadar gerektiğinde uzlaşmacı olabilir. Gözlemim ve değerlendirmem bu.. Örneğin Gezi Direnişi’nde RTE Kuzey Afrika’da iken Gül ve diğerleri uzlaşmacı oldu, ama RTE döndü ve adeta savaşı başlattı! Bütün rezaletler ve ölümler birbiri ardına geldi, acılar yaşandı. Diyorum ki, AKP içinde Gül döneminin başlangıcına adım atıldı. Sedat Peker Attığı tweet’ler Taha Ün Nikâhta Erdoğan ile Sedat Peker’in tokalaştığı görüldü. ğan olmak üzere 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Ahmet Davutoğlu, İHH Başkanı Bülent Yıldırım ve Sedat Peker’e teşekkür etti. Taha Ün attığı tweet’te şunları kaydetti: “Telefon açarak, çiçek yollayarak aramızda olan Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’na şükranlarımı sunarım. Kendi düğününün ertesi gününde beni yalnız bırakmayan değerli abim Sedat Peker’e zerbaycan dönüşü önceki gün İstanbul’a gelen ve pazar gününü Tarabya’daki Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi’nde geçiren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, önceki sabah kendisine yakın gazetecilerle bir araya gelşükran sunarım. Düğünümde nikâh şahitliğimizi yapan değerli abim Bülent Yıldırım’a minnettarım. Düğünümüzde bizi yalnız bırakmayan sayın bakanlarımıza şükranlarımı sunarım. Bu mutlu günümüzde bizi yalnız bırakmayan başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve değerli eşlerine şükranlarımı sunarım”. l İSTANBUL/Cumhuriyet di. Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, kahvaltılı toplantıya Erdoğan’ın bazı başdanışmanları da katıldı. Görüşmeye katılan gazetecilerin ve danışmanların isimleri açıklanmadı. Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik de 10.50’de geldi Teşekkür etti aha Ün daha önceden sosyal medyadan tehdit ve ırkçı sözler içeren pek çok tweet atmıştı. Ün’ün attığı tweet’lerden bazıları şöyle: “Demek ki neymiş, Berkin teröristmiş”, “Sünni olsun çamurdan olsun. Husilere karşı Suud ordusunu destekliyorum. Vurdukları isabet etsin inşallah”, (Bir satır fotoğrafının altına...) “Dünya tarihi boyunca PKK’lılar ile sağlıklı ve sürdürülebilir iletişim kurmayı başarabilen tek nesne hey gidi 90’lar”. ği Huber Köşkü’nden 15.20’de ayrıldı. Akşam da Erdoğan, özel uçakla Ankara’ya gitti. Erdoğan’la birlikte AKP’den İstanbul milletvekili seçilen damadı Berat Albayrak da başkente gitti. l İSTANBUL/DHA T A Huber Köşkü’nde kahvaltı Pakistan’ı karıştıran kolye akistan, 2010 yılının Temmuz ayında ülke tarihinin en büyük sel felaketiyle karşı karşıya kalmıştı. 20 milyon kişi bu büyük afetten zarar gördü, iki bine yakın kişiyse hayatını kaybetti. Pakistan halkına yardım eli uzatan Ankara 100 milyon dolar yolladı, 100 milyon dolar daha özel kişilerden yardım toplanmasına arabuluculuk etti. Yardım kampanyasını başlatansa dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’dı. Emine Hanım, kendisine düğün sırasında Tayyip Erdoğan tarafından takılan bir altın kolyeyi bağışladı ve dönemin Pakistan Başbakanı Yusuf Rıza Gilani’nin eşi Begüm Feyza Gilani’ye “Bu kolyeyi sel felaketi mağduru olan bir genç kıza P düğün hediyesi olarak verin” ricasında bulundu. O dönemde çıkan haberlerde takının Emine Erdoğan’a ait olduğunu öğrenen Pakistanlıların “bunu kabul edemeyiz” diyerek iade ettikleri anlatılmıştı. Aradan geçen 5 yıl içinde Gilani başbakanlıktan düştü. Vatan’ın haberine göre yeni gelen hükümet de eski başbakana ait yolsuzluk iddialarını incelemek için devlet envanterinde “ava” çıktı. Pakistan Devlet Arşivleri (NADRA) içinde yapılan aramada Emine Erdoğan tarafından bağışlanan kolyenin kaydı vardı ancak kolye bulunamıyordu. İçişleri Bakanı Chaudhry Nisar Ali Kahn hemen Pakistan Devlet Denetleme Ajansı’na talimat verdi ve kolyenin akıbetinin araştırılmasını istedi. Bakan Pakistan medyasına, “Arşivlerden kolyenin kaybolduğunu tespit ettik” açıklaması yapınca gözler Gilani’ye çevrildi. Gilani de, ‘Kolye bende merak etmeyin’ dedi. “Kolye bağışlandığı zaman selden etkilenen Sindh bölgesine gidip oradaki bir düğünde bir Pakistanlı geline takmaya karar verdim. Kolyenin değeri yaklaşık 200 bin rupeydi (3 bin 200 dolar). Ancak Sindh’e gittiğimde o gün 8 çiftin evleneceğini öğrendim. Kolyeyi kendime alıp gelinlerin her birine 200 bin rupe verdim.” Pakistan Devlet Arşivleri’nin başkanı Ali Arshad Hakeem ise ‘Ben o kolyeyi açık artırmadan 1.6 milyon rupeye satın aldım. Gelinlere dağıtılan para da budur. Kolyeyi Emine Hanım’a geri gönderilmesi için Başbakan Gilani’ye teslim ettim.’ dedi. Bunun üzerine Gilani bir kez daha gazetelere demeç vererek “Bu doğru değil. O parayı nasıl belirlemiş de satın almış? Ben ona alması emrini vermemiştim’ dedi. Envanterdeki av En büyük ilk çatışma Şike Yasası’nda Sel için bağışlamıştı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, kendisine düğün sırasında Tayyip Erdoğan tarafından takılan bir altın kolyeyi 5 yıl önceki sel felaketi nedeniyle dönemin Pakistan Başbakanı Yusuf Rıza Gilani’nin eşi Begüm Feyza Gilani’ye bağışlamıştı. Hikmetyar şiirleri müfredatta SİNAN TARTANOĞLU RTE ile Gül arasındaki siyasi ilişkilerin “kardeşçe” olduğunu hiç düşünmeyin. RTE, Cumhurbaşkanlığı döneminde Gül’e siyasetin kapılarını hep kapamıştır. Bunları adım adım izledim ve yazdım. 2010’un 6 Haziranı’nda “Neden şaşırıyorsunuz?” başlıklı yazımda “Gülen, AKP ile giderek yol ayrımına gelecektir. Kaderleri farklıdır ve herkes kendi kaderini kendi çizme ktedir..” saptamasını yapar ve o andan itibaren iktidar – ittifak içindeki tüm gelişmeleri mercek altına alırken, gündemime GülErdoğan ilişkisi/çelişkisi de zorunlu olarak girdi. Çünkü, ortada aslında bir “sacayağı sorunu” vardı: Bu sacağının bir ucunda RTE ve karşısında F. Gülen vardıysa, üçüncü ayakta ta Gül vardı. Çatışmanın Anatomisi kitabım zorunlu olarak GülenRTE kapışmasına odaklanmıştı; ama bu üçlü iktidar oyununu izleyen Cumhuriyet yazılarımda, GülErdoğan arasındaki çekişmenin de tüm izlerini sürüyordum. Özellikle 2011 Aralığı’nda “üç koltuk boşalıyor” seri yazılarım, sonrasında yaşananları adeta tümüyle haber veriyordu. Arşivimden bakınız, Çatışmanın Anatomisi’ni okuyunuz. İki nokta: 11 Aralık 2011: “GülErdoğanCemaat Kavgası”: İktidar odakları arasında mücadele ateşlenmiştir. Bu, sorun çözülünceye kadar sürecektir. Güçlü bir olasılıkla bu mücadele sonunda saflar değişecektir. Eğer Cumhurbaşkanlığı seçimi engeç 2014 Ağustosu’nda yapılacaksa, Türkiye’nin zirvesinde 3 koltuk boşalıyor... 20 Aralık 2011: Temel siyasi gerçek şu: Erdoğan bugünkü liderlik gücüne dayanarak, cumhurbaşkanlığını, başbakanlığı ve parti başkanlığını öyle bir şekilde bağlamaya çalışacak ki... parti başkanlığını ve başbakanlığı himayesi vesayeti altına alacak bir bir Köşk.. Bunun en kestirme çözümü ise Başkanlık Sistemine geçiştir.. Gül ile Erdoğan arasındaki ilk önemli olay, Şike Yasası’nın yeniden düzenlenmesi sırasında patlamıştı. Gül, ikinci Şike Yasası’nı ilk kez bütünüyle Meclis’e gönderecek, değiştirilmesini isteyecek, ama Erdoğan yasayı Meclis’ten olduğu gibi geçirerek yeniden Gül’e gönderip yasalaşmasını sağlayacaktı. Bu, aralarında ilk ciddi bilek güreşildi. RTE bununla kalmadı, Gül’ün görev süresini 7 yıl uzattırdı ve Gül’ün yeniden cumhurbaşkanı seçimini de yasakladı. Tek aday olarak 2014’te seçime girecekti! Ama Anayasa Mahkemesi bu maddeyi iptal etti. Gül’ün en büyük hayal kırıklığı budur. Kitabımda bunun öyküsü var. RTE Gül’e siyasetin, partinin yolunu hep kapadı. Cumhurbaşkanlığı bitince de, partiye dönmesinin önünü kesti mesela! Gül, RTE’nin en büyük rakibiydi, tek adamlığında Gül’e hiçbir yer yoktu. Gül, gücünün zirvesinde olan bir kişiyle güreşmek için mindere çıkmayacak ve bekleyecekti. İşte şimdi günler geldi. RTE güç ve partisi iktidarı kaybetti. AKP yeni arayışlarda doğal olarak. Yeniden yapılanmasını ve “kurtuluşunu” Gül’de arayacaktır. Nasıl, hangi koşullarda, göreceğiz. illi Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın 20132014 eğitim öğretim yılını açarken ilkokul öğrencilerine Gulbeddin Hikmetyar’ın “liderimiz” olarak tanıtıldığı, “Seviyoruz tüm ülke gibi biz küçük mücahitler onu” ifadelerinin kullanıldığı kitaplarını hediye ettiği Cahit Zarifoğlu, Türkçe dersi taslak müfredatına da girdi. Zarifoğlu’nun şiirlerinden Türkçe dersi kitaplarında yararlanılabileceği belirtildi. Hayat bilgisi dersi taslak müfredatındaysa camiler, okullarla birlikte “milletin malı” olarak tanımlandı, korunmalarının üzerinde durulması istendi. Milli Eğitim Bakanlığı, 13. sınıflar için hayat bilgisi, 18. sınıflar için Türkçe, 14. sınıflar için matematik, ortaokul için seçmeli çevre ve bilim dersi ve lise Türk dili ve edebiyatı dersi M taslak öğretim programlarını yayımladı. Taslak müfredatta, Necip Fazıl’ın hikâyeleri, Cahit Sıtkı Tarancı, Faruk Nafiz Çamlıbel gibi şairlerin yanı sıra, kitap yazımında Cahit Zarifoğlu’nun şiirlerinden de yararlanılabileceği belirtildi. Milli Eğitim Bakanı Avcı, 20132014 eğitim öğretim yılının açılışında ilkokul 2. sınıf öğrencilerine Zarifoğlu’nun şiir kitaplarından bir seçki hediye etmişti. Avcı’nın dağıttığı kitaplar arasında, Afganistan Hizbi İslami örgütünün lideri GulbedHikmetyar’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la din Hikmetyar’ın fotoğrafı tartışma konusu olmuştu. “liderimiz” olarak Zarifoğlu övgüsü işlendiği, “Seviyoruz tüm ülke gibi biz küçük mücahitler onu” denildiği, “Çocuklar saklambaç, körebe yerine savaş oyunu oynuyor. Kovalıyor, yakalıyor ve öldürüyorlar” ifadelerinin bulunduğu “Küçük Mücahitler” başlıklı şiirin bulunduğu kitabın da olması çok tartışılmıştı. l ANKARA Cumhuriyet 1725 Aralık Erdoğan’a savcılarına hakarete yargı süreci 22 beraat zmir’de geçen yıl şubat akırköy 16. Ağır Ceza İ ayında, 1725 Aralık yolB Mahkemesi, 17 25 Arasuzluk iddialarıyla Urla’da lık Yolsuzluk ve Rüşvet soruşturmalarını yürüten eski savcılar Celal Kara ve Muammer Akkaş hakkında “Görevi kötüye kullanma”, eski hakim Süleyman Karaçöl hakkında ise “Görevi ihmal” suçlarından hazırlanan iddianamelerle ilgili olarak “son soruşturmanın açılması”na karar verdi. Mahkeme Kara, Akkaş ve Karaçöl’ün yargılamalarının yapılabilmesi için iddianameleri Yargıtay’a gönderme kararı aldı. Mahkeme kararında, kamu davası açılması için yeterli kuvvette tanık beyanlarının bulunduğunu belirtti. ‘Doğru değil’ HDP eylemlerine yönelik saldırıları protesto eden 40 kişi hakkında, 1.5 yıl aradan sonra Yürüyüş, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na aykırı hareket etmek kamu malına zarar vermek iddiasıyla soruşturma açıldı. Evrensel gazetesi muhabiri Eda Aktaş, haber yapma hakkının engellenmek istendiğini söyledi. Denizli’deyse başbakanlığı döneminde kente gelen Erdoğan’a hakaret ettikleri savıyla haklarında kamu davası açılan 23 kişiden 22’si beraat etti. l İZMİR / Cumhuriyet C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle