28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 15 Haziran 2015 yorum TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 20 umhurbaşkanı Erdoğan artık oyun kurucu olamaz. AKP ile birlikte seçimin kaybedenidir çünkü. Bu sonucun gereği yerine gelmelidir. Nitekim MHP lideri Bahçeli, bu şartlar altında Erdoğan’ın istifasını istedi. Demokratik açılımın cumhurbaşkanı seçiminin yenilenmesinden başlayacağını söyledi. Diğer gerekçelerini de sıraladı. Yerinde saptamalar, haklı bir istem... Anlamadığım, CHP ve HDP liderlerinin Erdoğan’a yönelik istifa söylemini yüksek perdeden dillendirmemeleri... Ülkeyi Suriye’yle savaşın eşi C Milli Botanik inşaatı arım Bakanlığı’nın, Ankara’daki “Türkiye Milli Botanik Bahçesi” adını verdiği çamlık alanı, 38 milyon 674 bin lira harcayarak “Milli Botanik Bahçesi Giriş ve Karşılama Merkezi” ile betonlaştırdığını duyurmuştuk. ODTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Cengizkan, betonlaştırılan bu alanın da sultan sarayının dikildiği Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisinde olduğunu anımsattı bize. Cengizkan, AOÇ arazisinin nasıl tüketildiğini kanıtlayan yüksek lisans öğrencilerinin gerçekleştirdikleri bir araştırma da göndermiş. Araştırma, Ankara’nın Dokunan yanar!.. ğine getiren RTE, hâlâ bildiğini okuyor üstelik. Daha geçen gün “Sınırımızda Tel Abyad’da Arapları ve Türkmenleri uçakları ile vuran Batı, ne yazık ki, onların yerine terör örgütü PYD ve PKK’yı yerleştiriyor. Buna nasıl olumlu bakabiliriz? Batı’yı nasıl samimi olarak kabul edebiliriz” dedi. Bir doğrunun içinde onlarca yanlış ve üstü örtülen gerçekler var. Evet emperyalizmden, küresel egemenlerden samimiyet beklenemez. Ancak bu güçler, kendisini de iktidara getirmedi mi? Hâlâ iktidar ortabehicak@yahoo.com.tr T tam merkezinde yer alan AOÇ’nin içinden beş ana bulvar geçtiğinin ayrımında olmamızı duyuruyor ve şu bilgileri içeriyor: “Eskişehir Yolu, İstanbul Yolu, AŞTİ Bulvarı ve yeni açılan Ankara Bulvarı (ki, plandaki adı AOÇ Bulvarı’dır), AOÇ arazisini batıya doğru katederken, beşincisi bunu kesen Anadolu Bulvarı olarak gerçekleşmiştir; tümü de bu ara zinin bütünlüğünü zedeleyerek kalan arazi parçalarını hem küçültmüşler ve hem de nitelikli varlığını risk altına sokmuşlardır! Bunun farkında mıyız? Yalnızca resmi kurumlar ve devlet daireleri değil, parti binaları, askeri bölge ve kullanımlar, özel eğitim kurumları ve üniversiteler ve otobüs terminalleri gibi büyük; ama benzinlik, büfe, lokanta benzeri küçük işletmelerin de aralarında olduğu, aidiyetlerini gizleyen araziler ve yapılar dışında, yalnızca açık yeşil alanlar, Atatürk Orman Çiftliği’ne ait oldukları konusunda bir açık mesaj vermektedirler.” Ali Cengizkan’a göre AOÇ’den kalan küçücük alanlar da çok yakında yok edilecek: “Doludizgin bir AOÇ talanı var. Ankara Büyükşehir Belediyesi, bir taraftan ODTÜ içinden Eskişehir yoluna paralel bir yol açmaya çalışıyor. Bu yolu, Botanik Bahçesi’nin altından değil, üstünden Beysukent civarına bağlama hevesinde. Önceki Tarım Bakanı konuya şeklen de olsa itiraz etmişti. Ama bölge hastanesi inadı ve inşaatı devam ettiği sürece bu yıkım projesinin önü de açılacak.Tıpkı İstanbul’daki 3. köprü ve 3. havaalanı gibi.” Hani seçim öncesi, konuşmayıp yapmakla övündükleri vardı ya. Onlar, bunlar işte... KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com.tr HARBİ SEMİH POROY İstifa eden komutan niye yargılanıyor? Ulusal ordu AKPcemaat ortaklığı ile çürütülürken görevdeki üst düzey komutanlardan en önemli tepki hiç kuşkusuz görevinden istifa eden dönemin Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner’den gelmişti. Bugün Nusret Güner de yargılanıyor. Neden? Genelkurmay Başkanı, Güner hakkında “internet yoluyla astlıküstlük münasebetlerini zedelediği, amir ve komutanlara karşı güven hissini yok ettiği” gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu da ondan... Bir emekli subay anlatmıştı: Ordudaki subayların topluca içeri atıldığı dönemde, görev yaptığı birimde “cemaat imamı” olarak tanınan bir astsubay odasına gelmiş, kapıyı kapatmış, “Şöyle şöyle davranırsanız, kendinizi savcılık soruşturmasında bulursunuz” diye tehdit etmiş. Durum şu: Astın üstü tehdit eder hale getirildiği bir ordunun komuta heyeti, ordunun uğradığı sinsi saldırıya karşı uyarı görevini yapan emekli Donanma Komutanı’nı savcılığa şikâyet ediyor! Hem de twitter hesabını gizlice izleyerek! Suçu neymiş Nusret Güner’in? “Donanma’nın albay ve amirallerinin yüzde 80’ini tasfiye edenler, buna ses çıkarmayanlar, utanmadan Donanma’ya geliyor; utanmayanlar da onu karşılıyor” demiş. Savcı, bu sözlerden birilerine “utanmaz” dediği çıkarmasını yapmış, iddianame hazırlamış. Deniz Kuvvetleri Komutanı olabilecekken, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin onurunu korumak için istifa eden, verdiği mücadelenin haklılığı mahkeme kararları ile de belgelenmiş olan Nusret Güner’e karşı Genelkurmay Başkanı’nın tutumu, bu suç duyurusuyla da sınırlı kalmıyor. Güner, geçen hafta yapılan duruşmasında, kendisine karşı yöneltilen yaptırımlar konusunda neden Genelkurmay’ı değil de Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’i sorumlu tuttuğunu şöyle açıkladı: “İlk aşamada istifamın gerekçesini Türk milletinden gizledi. Özellikle, Başbakan Yardımcısı’nın ‘Herhalde kızı yüzünden istifa etmiştir’ açıklamasına da sessiz kalarak, bana kurulan komploya bir ölçüde destek vermiş oldu. Deniz Kuvvetleri’nin düşürüldüğü durumu anlatmaya başlayınca da, susmam için önce TSK sosyal tesislerine girişimi yasakladı. Sonra, her emekli orgeneral/oramirale tahsis edilen özel koruma statümün kaldırılmasını ve korumamın en az seviyeye indirilmesini sağladı. TSK mensubu hiçbir takipçim olmadığı halde, 1 Haziran 2014 tarihinde paylaştığım twitter mesajları nedeniyle astüst ilişkilerini zedelediğimi iddia ederek 3 yıla kadar hapsimi istedi. 3 yıl hapis istemi savcılıkça kabul görmeyince de; bu kez, bir şekilde, aynı twitter mesajlarındaki ifadelerin hakaret suçlamasına dönüştürülmesini sağladı.” Ulusal ordunun çürütülmesine karşı dik duran Nusret Güner önce susturulmaya çalışıldı. Şimdi de cezalandırılmak isteniyor. ğı olması yönünde, alttan alta çaba göstermiyorlar mı? Üstelik RTE, bu tespiti yaparken Batı’nın yarattığı, Ortadoğu’ya sürdüğü IŞİD benzeri terör örgütlerinin adını hâlâ ağzına alamıyor... HHH Sonuç olarak doğrudan seçime müdahale eden, AKP lehine meydan meydan dolaşan, tarafsız kalması gerekirken anayasal sınırı çiğneyen, yeminini bozan bir cumhurbaşkanı var ortada. Üstelik şimdi partisinin koalisyon ortağı olması için çabalıyor. Biliyor ki, iktidar ortağı olmazsa AKP çözülecek. Usulsüzlükler, yolsuzluklar, hukuksuzluklar yapanların yanına kalmayacak... Ülkeyi bu hale getirdikten sonra dağılacak bir yapıya payanda olunamaz. Muhalefet partileri, böyle bir senaryoda yer alamaz. Bütün yolsuzlukların, hukuksuzlukların, ülkemizi ateşe sürükleyen ilkel mezhepçiliğin, yasa tanımazlığın bir sonucu olmalıdır. Başta hukuk düzeni olmak üzere, devlet kurumlarının, devletimizi var eden nedenlerin toptan ortadan kaldırılması girişimlerinin hesabı sorulmalıdır. Ülke ve halka karşı işlenen suçlar yok sayılamaz. Zaten ipin ucu çekilince ortada AKP diye bir yapının kalması büyük bir soru işaretidir. Bu nedenle muhalefet partileri AKP’yi yalnız, tek başına bırakmalıdır. Emperyalizmin, “üst akılın” dayattığı AKP CHP koalisyonu en olumsuz sonuç olacaktır. Bu ülkenin “üst vicdanına” sığmaz. Bu birliktelik CHP’yi bitirir. Toplumun beklentisi, iktidardan hesap sorulmasıdır... HHH AKP’nin diğer muhalif partilerle ortaklığı da benzer sonuçlar doğuracaktır. AKP’ye dokunanın yanacağı bir dönem çünkü. Böyle bir yapı CHP, MHP ve HDP için “intihar” olacaktır. AKP’nin amaçlarına koltuk değneği olmak, bir AKP azınlık seçim hükümetine dışarıdan destek olmak da benzer sonuçları yaratır. En olumlu seçenek, koalisyonda ya da dışardan destekle, muhalefetin kendi aralarında uzlaşmasıdır. Üç partinin ülkeye çıkış sağlayacak birçok ortak yönü var. Asgari koşullarda bu uzlaşma sağlanarak her alanda yaşanan tahribat giderilebilir, hesap sorulabilir. Bu muhalefet için, ülkenin yeniden normalleşmesi adına tarihi bir sorumluluktur. Gereğini yapmayan, bedelini öder... 15 HAZİRAn 2015 SAYI: 32758 Bütün olasılıklar ‘dün’den iyi eçim sonrası ortaya çıkan tablonun neden olacağı bütün olasılıklar, dünkü AKP döneminden daha iyidir. En ters ve zayıf olanları dahil hepsini sıralayalım: AKPMHP koalisyonu. CHPMHP koalisyonuna HDP’nin dışardan desteği. AKPHDP koalisyonu. AKPCHP koalisyonu. AKPCHPMHPHDP koalisyonu. Erken seçim. Bütün bu olasılıklar “dünkü iktidar” döneminden iyidir. Nedenlerine gelince; 1) AKP dışı siyasal (ve parlamenter) odaklar devreye girecek, demokrasiye dönüş başlayacaktır. 2) Valilikler, diğer devlet (hükümet) kurumları eskisi gibi, bir yerden emir alarak işlem yapamayacaklardır. Hukukun üstünlüğü yavaş yavaş düşünülmeye başlanacaktır. 3) TBMM’den tepeden inme kanunlar, keyfi bir biçimde çıkamayacaktır. 4) Adli kurumlar, polis, bürokrasi, valilikler “daha objektif davranmak durumunda olacaklardır.” 5) Devlet olanakları hükümetin (ve iktidarın) emrinde tek taraflı kullanılamayacaktır. 6) Toplumda demokrasi yolunda, daha iyimser bir S beklenti olacaktır. Herkes ve devlet kurumları, “iktidarların sürekli olamayacağını artık anlayacaklardır.” 7) Daha şeffaf bir toplum ortaya çıkacak, denetimler artacak, hırsızlıklar azalacaktır. 8) Kamu kaynaklarının ve çevrenin tahribatı yavaşlayacak, hatta engellenebilecektir. 9) Toplumu kutuplaştırma ve ötekileştirme tehlikesi azalacaktır. 10) Suriye benzeri çılgın müdahalelere artık kimse başvurmayacak. 11) Ergenekon, Balyoz gibi kumpas ve darbeler yaşanmayacaktır. Demokrasi kültürü Kısacası önceden yaşadığımız siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik istikrarsızlıklar ve bozulmalar azalacaktır. Dünya ile ilişkilerimiz normalleşecektir. Farklı görüşte olan siyasal partiler ve sivil toplum örgütleri, kutuplaşma yerine “asgari müşterekleri” yaratmak ve uygulamak zorunda kalacaklardır. Hiçbir siyasal parti, “ben koalisyonu düşünmem, ötekiler ne yaparlarsa yapsın, ben yokum” demek lüksüne sahip değildir. Herkesin “asgari müşterekleri bulma (ve üretme) çabası” içinde olması gerekir. Bu, demokrasinin “olmazsa olmaz kuralıdır.” Karşısındakini düşman gibi gören siyasal partinin ve siyasinin, parlamenter düzen içinde yeri yoktur. Halkımız 2002’den bu yana kutuplaşmalardan, mezhep kavgalarından, tek adamlı uygulamalardan, hukuk dışı felaketlerden, “yaşam tarzı” dayatmalarından, küfür dinlemekten bıkmıştır. Seçim sonuçları “Türkiye gerçeğini” ortaya koydu. “Halkın oylarına karşı, ben bildiğimi okurum diyenler” bunun bedelini daha ağır ödemek zorunda kalacaklardır. Mezhepsel, etnik ve kültürel olarak bölünmüş bir Türkiye mi? Yoksa demokratikleşmiş, çağdaşlaşmış, özgürleşmiş bir ülke mi? Halkımız ikincisini seçti, sıra şimdi siyasal partiler ve onların yeni seçilmiş kadrolarında. “Ya başaracaksın, ya başaracaksın” başka yolu bulunmuyor. İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAn ERİnÇ İcra Kurulu Başkanı AKIn ATALAY Genel Yayın Yönetmeni CAn DünDAR Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü Ayşe Yıldırım Başlangıç Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 Ahmet Rasim Sok. No: 14 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İmsak İstanbul 03.22 Ankara 03.15 İzmir 03.31 nAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05.24 13.1 1 17.09 05.12 12.56 16.52 05.40 13.23 17.18 Akşam 20.46 20.27 20.45 Yatsı 22.37 22.14 22.36 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle