28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 8 Mayıs 2015 EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN LeMan’a soruşturma Trabzonspor şikâyetçi oldu, Fenerbahçe kafilesine Trabzon’da yapılan saldırıya kapağında yer veren LeMan dergisine “kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla soruşturma başlatıldı. enerbahçe kafilesinin Çaykur Rizespor maçından dönerken 4 Nisan 2015 tarihinde Trabzon Sürmene’de silahlı saldırıya uğramasını 8 Nisan tarihli sayısında kapağına taşıyan LeMan dergisine soruşturma başlatıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan suç duyurusu dilekçesinde, CANAN COŞKUN “Leman dergisinin 8 Nisan 2014’te yayımlanan nüshasının kapağında tam sahife olarak yayımlanan karikatürde Fenerbahçe kafilesine yapılan çirkin saldırı sanki 20102011 futbol sezonu Türkiye Kupası nedeni ile Trabzonspor taraftarlarınca yapılmış gibi gösterilmiştir” denildi. haber 7 F Dilekçede, kamuoyunda Şike davası olarak bilinen davaya da atıfta bulunularak şu değerlendirmelerde bulunuldu: “20102011 futbol sezonu şampiyonluk kupası Fenerbahçe futbol takımının şike sonucu aldığı puanlar nedeniyle Fenerbahçe Spor Kulübü’ne verilmiştir. Trabzonspor Kulübü Derneği Türkiye Futbol Federasyonu, UEFA ve FIFA nezdinde bu duruma itiraz edip şike yapılarak elinden alınan kupanın gerçek sahibi olan kendilerine verilmesi için hukuki mücadele başlatmışlardır. UEFA ve FIFA maçlarda şike yapıldığına karar vermiş ve Fenerbahçe Spor Kulübü’nü cezalandırmış, iki yıl Avrupa kupalarına katılmaktan men etmiştir. Halk arasında Şike davası olarak adlandırılan davada Fenerbahçe Spor likte mizah anlayışının en üst seviyede olduğu tespitinin yapıldığı dilekçede, “Ne var ki Leman’da yayımlanan karikatür bu erdemin dahi sınırlarından taşmıştır” denildi. Üzerinde forma yok Karikatürde otobüse ateş eden şahsın sarı lacivert kurdeleli şampiyonluk kupasını almış kaçarken çizildiği belirtilerek, “Her ne kadar üzerinde forma yoksa da bu şahsın 2010Güray 2011 kupasını almakÖz için ateş ettiği ve otobüs hurda hale geldikten sonra kupayı alıp kaçmakta olduğu, bu kişinin en azından Trabzonspor taraftarı olduğu açıkça görülmektedir. Zaten verilmek istenen mesaj da budur” denildi. Derginin ikinci sayfasında “kurt adam elli Başbakan” kari Leman Fenerbahçe’nin uğradığı saldırıyı kapağına taşımıştı Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ceza almış ve cezası da Yargıtayca onanmıştır.” Hırçın tabiat Karadeniz insanının hırçın tabiatlı olarak bilinmekle bir katürüne bordo mavi kravat takarak Trabzonspor’a gönderme yapıldığı da iddia edildi. Dilekçede “Derginin bu karikatürleri Fenerbahçe taraftarlarını Trabzonspor ve taraftarları aleyhine kışkırtmaktan öte bir amaç taşımamaktadır. Bir algı operasyonudur. Bu karikatürlerden sonra bir Trabzonsporlu’nun Kadıköy’de gezmesi ve hatta bir Karadenizlinin Şükrü Saracoğlu Stadı yakınlarından geçmesi dahi tehlike doğurur” denildi. Leman Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Akgün ise ifadesinde, “Elbetteki bu olayın ve karikatürün Trabzonspor ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Genel olarak fanatizmi anlatmak için çizilmiş bir karikatürdür” dedi. Güç zehirlenmesi ç partinin, Cumhurbaşkanı’nın tarafsızlığı bir yana bırakarak seçim kampanyasına “gönlündeki parti” lehine katılımına itirazlarını YSK reddetti. Gerekçesi yerindedir. Neden? Çünkü Cumhurbaşkanı’nın “askıya alındığını” söylediği parlamenter sisteme, ciddiye almadığı anayasaya göre Cumhurbaşkanı sorumsuzdur. Eylemleri, işlemleri aleyhine dava açılamaz; herhangi bir şekilde sorumlu tutulamaz. Tek istisnası var; vatana ihanet. HHH Bu durum kamuoyu tarafından önemli ölçüde benimsendiği anlaşılan, yakın ve ortak çevrenin yoğun çabasıyla yaratılan “lider kültü”ne uygundur. Tehlikeli midir? Çok ama çok tehlikelidir. Lider “sorumsuzluk” kılıfından yararlanarak yasaları hiçe saymayı başarabiliyor, sınırları sermaye çevreleri, siyasi elit ve medya tarafından belirlenen “meşruiyeti” sağlayabiliyorsa, kendi kurgusunu uygulayabilir, denetim mekanizmalarını rahatlıkla aşabilir, kurum ve kuruluşlara boyun eğdirebilir. Bunun için gerekli hilei şeriye, yasalardaki uygun boşluklarla, harcıâlem yorumlarla, gülerek, alay ederek sağlanabilir. HHH Böyle de oluyor. Bu nedenle şimdi siyasi partilerin konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götürmeleri de sonuç vermeyecek, seçime 1 ay kaldığı da dikkate alınırsa atı alan Üsküdar’ı geçmiş olacaktır. Peki, bu itirazlar hiç mi işe yaramaz? Hayır yarar; tarihe not düşmek iyidir. Zorla elde edilmiş “meşruiyetin” günün birinde sona ereceğini, yasaları çiğnemenin bir bedelinin olacağını tarih hep göstermiştir. O zaman muhalefet edenlerin belgeye, kanıta gereksinimi olacaktır. HHH Yaşadığımız günler bu açıdan gerçekten ibretliktir. Son olarak siyasi bir amaç için önceki dönemin “doğal” uygulamalarını sahte belgelerle “suç” haline getiren, AKPCemaat ortak prodüksiyonu Balyoz davasının aklanmayla sonuçlanması da hem “meşruiyet” kavramının ne kadar esnek ve değişken olduğunu hem de özellikle siyasi davalarda hızla yer değiştirebildiğini göstermiştir. Yarın da öyle olacaktır. Güç sahibi olanların gücün zehirleyici özelliklerini hızla unutmaları, bu zehre karşı panzehir geliştirdiklerini sanmaları ise kaçınılmaz gibidir. HHH Şu güç meselesi üzerinde biraz durmakta yarar var. Gücün koruyuculuğuna eleştirisiz inananlar onu kullanırken genellikle, sınırsız, ölçüsüz davranmayı gerekli, sonuç almak için zorunlu görürler. Ama yanıltıcıdır; çünkü kendilerine güç uygulanan kesimler ki bu bireylerden topluluklara, sınıflara kadar uzanan, farklı projeleri olan kesimlere işaret eder her şeye, her zaman boyun eğmez, isyan ederler. Gücü sürekli elde tutmak, kullanmak genellikle ekonominin kurallarıyla da çatışır. Ekonomik sistem kendi kurallarının denetlenemez bir güç tarafından ihlal edilmesinden, sermayenin kuraldışı, siyasi müdahalelerle el değiştirmesinden sürgit hoşnut olmaz; bu da gücü elinde tutanın çevresinin sürekli daralmasına yol açar. HHH Yine de güç sahipleri ya da sahibi yolundan dönmeye yanaşmaz. Bu da eşyanın tabiatındandır. Güç zehirlenmesi, kendine aşırı güven, daralmış çevreden gelen kutsallaştırılma ve nihayet yapılan işler, eylemler devam etmeyi zorunlu kılar. En basit örnekten yola çıkalım; bugün siyasi partilerin ısrarla üzerinde durdukları tarafsızlığın ihlali anayasal bir suçtur ve yarın siyaseten, diğer ihlallerle birlikte ağır bir suç yumağına dönüşebilir. Peki, bunlardan bize ne? Esprili bir seçim kampanyası yürüten HDP lideri Demirtaş, “Başbakanımızı ezdirmeyiz” dedi; biz de Cumhurbaşkanımızı “güç zehirlenmesinden” kurtarmak için bir iki laf ettikse, fena mı ettik yani! Ü Tuzla Ermeni Yetimhanesi yıkılmasın, anılar yaşasın diye... Kamp Armen’de nöbet devam ediyor. Paylan, kampın sahibi Ulusoy’un, hakkın iadesi için her türlü öneriye açık olduğunu söyledi. HAZAL OCAK rant Dink ve yüzlerce çocuğun emek vererek inşa ettiği Ermeni Çocuk Yetimhanesi’nin bir kısmının yıkılmasıyla başlayan ve anılara sahip çıkmak için toplanan çok sayıda kişinin nöbetine biz de katılıyoruz. İstanbul’un merkezine kilometrelerce uzak yetimhaneye binbir zorlukla gelen yurttaşların tek isteği var: “Yetimhane yıkılmasın, anılar kaybolmasın, tekrar çocuklar için düzenlensin.” Kepçe operatörünün yetimhaneNöbet dün de devam etti. İş makinelerinin arka soyi terk etmesiykakta beklediğini ve nöbeti bitirmeleri halinde iş le başlayan nöbemakinelerinin tekrar yıkıma başlayabileceğini bete biz de dahil olulirten yurttaşlar, bunun önüne geçmek için nöbetyoruz. Günün farklerine devam ettiklerini aktardılar. lı saatlerinde gelen aralarında Erğımız günün kanıtı. Ben yetimYetimhane komşulameni yurttaşların rı da yavaş yavaş des haneden o gün kaçmıştım. Fark da bulunduğu çok Hrant Dink tek olmak için gelme edip 5 dakika sonra yakaladısayıda kişi nöbeti lar. Neden kaçtığımı bile hatırye başlıyor. devrediyor. Binanın giriş kısmı lamıyorum. Şimdi merkezden Molozların olduğu bölüme önceki gün sabah saatlerinde kaçıp kaçıp buraya geliyorum.” gidemeyen, öldürülen gazete15 dakikada yıkılmış. Yetimha ci Hrant Dink’in yetimhane arYanında getirdiği tüm fotoğnenin duvarlarına “Yetim hakrafların hikâyesini teker teker kadaşı 55 yaşındaki Garabet kı yeme” ve “Hepimiz Ermenianlatıyor. Orunöz’ün telefonları hiç susyiz, hepimiz Hrant’ız” yazıları Geceyi yetimhanede geçiremuyor. Bir yandan hukuki süyazılıyor. Hava kararmaya başcek olan Nor Zartonk’tan Arreci başlatmaya çalışan Orulıyor. İstanbul’un çeşitli ilçeleno Kalaycı ile sohbete başlıyonöz, bir yandan da anılarını rinden gelen kişiler yanlarınruz. Yetimhanenin yıkılmasıyaşatmaya çalışıyor. Yanında da getirdikleri yiyecekleri manı istemeyen Kalaycı şöyle kogetirdiği çocukluk fotoğraflasaya yerleştiriyor. Bazı kişiler rını gösteriyor bizleri ve anlat nuşuyor: ise ışık sorununa çözüm bul“Tuzlanın kentsel dönüşümümaya başlıyor: maya çalışıyor. Herkes dayanış“Hrant’la aramızda 5 yaş var. ne, sermayenin rantına burama içinde davranırken bir tayı teslim etmek istemiyoruz. Bu Burada 8 yıl kaldık. Bu fotoğrafta Ermenice şarkılar çalıyor. raf yetimhanenin harcını yaptı yüzden buradayız. Bu araziyi H Öldürülen gazeteci Hrant Dink’in eşi Rakel Dink, kendisinin de çocukluğunu geçirdiği, ardından da yöneticiliğini yaptığı Kamp Armen’in önceki sabah saatlerinde yıkılmaya başlamasına ilişkin bir yazı kaleme aldı. Dink, “İnsanlığa yakışmayadevlet Ermenilerden gasp ediyor. Eğer biz Ermeni soykırımına karşın yüzleşmeyle ilgili bir şey yapacaksak buradan başlamalıyız. Kampın iadesiyle başlamalıyız. Burada binlerce öğrencinin anısı var. Küçücük çocukların emekleriyle kuruldu burası.” HDP’nin İstanbul 3. Bölgeden Ermeni milletvekili adayı Rakel Dink: Bu cinayettir cak bir durum bu. Ölenlere son arzun nedir diye sorarlar ya... Eşimin en büyük, ilk arzularından biriydi Kamp Armen’in ayakta kalması” ifadesini kullandı. Rakel Dink, Agos’ta yer alan yazısında kampın yıkılmasını cinayet olarak değerlendirdi. Garo Paylan yaptığı açıklamada Kamp Armen’in sahibi Fatih Ulusoy ile görüştüğünü belirterek, “Yıkımı durdurduğunu, hakkın iadesi için her türlü öneriye açık olduğunu söyledi. Fatih Ulusoy’a talebimizin Kamp Armen’in kamulaştırılması ve Ermeni vakfına iade edilmesi olduğunu söyledim” dedi. Demirtaş: Erdoğan’a özel Diyanet: 10 bin adet basıldı DP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Erzincan mitinginde flaş bir iddiada bulundu. Demirtaş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açılış törenlerinde gösterdiği Kürtçe Kuranıkerim mealinin henüz Diyanet tarafından basılmadığını ve Diyarbakır mitingine yetişmesi için tek nüsha basılarak Erdoğan’a verildiğini iddia etti. Demirtaş, “Şu Diyarbakır’da Siirt’te Diyanet’in bastığı Kuranıkerim’in Kürtçe meali dediği var ya. Onu da henüz Diyanet basmamış ha. Elinde tuttuğu da Ensar Vakfı’nın bastığıdır. Diyanet Sınırsız destek yok DUYGU GÜVENÇ H Erdoğan’ın tuttuğu Kürtçe Kuranıkerim Kuranıkerim’in Kürtçe mealini basma kararı almış ama henüz yetişmemiş. Bir tane örnek sadece. Diyarbakır mitingine yetişsin diye alelacele getirip Cumhurbaşkanı’nın eline vermişler” dedi. KTC’nin yeni CumK hurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın seçilmesinin ar Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yayınlar Genel Müdürü Yüksel Salman, Kürtçe Kuranıkerim’in tek nüsha olarak basıldığı ve tek bir yayınevine ait olduğu iddialarını yalanladı. Salman, “Nisan’da 10 bin adet Kürtçe Kuranıkerim basımı gerçekleştirilmiştir” dedi. l TUNCELİ/ Cumhuriyet Jet yalanlama dından yavruanavatan polemiğiyle başlayan tartışma, Ankara’ya yapılan jet ziyaret ile yeni bir aşamaya girdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk ziyaretinde Mustafa Akıncı’ya, Rum lider Nikos Anastasiadis’e karşı baskı oluşturmak için iki ülkenin birlikte hareket etmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’den bir heyetin de Anastasiadis ile Akıncı arasındaki görüşmeler sırasında adada olacağı öğrenildi. Yavru vatan olmak yerine kardeş vatan olmayı savunan Akıncı ise Erdoğan’a Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akıncı’yı Saray’da ağırlamıştı 2004’te çözüm için gösterdiği iradeyi ve desteği beklediklerini iletti. Erdoğan, görüşme sonrasında da, “Sadece Türk tarafının gayretleri ve özverisi ile çözüm mümkün değil. Artık Rum tarafının da işi yokuşa sürmekten vazgeçmesi gerekiyor. Bu durumda, biz 2015’in çözüm yılı olabileceğine inanıyoruz” demişti. Akıncı’nın “güven artırıcı önlemler kapsamında” Maraş’ın açılması önerisinin ise kapsamlı çözüm kapsamında masada olduğu belirtilirken, Ercan Havalimanı’na doğrudan uçuşlara ve Mağusa Limanı’ndan seferlere izin verilmesi için Türk tarafının beklentilerinin sürdüğüne işaret edildi. ABD de Kıbrıs’ta müzakerelerin bu yıl yoğunlaşmasına destek verecek. Geçen yıl adaya giderek adım atan ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ise dün Anastasiadis ile telefonla görüştü. lANKARA Fotoğrafl: VEDAT ARIK Devletin “Q” ile imtihanı Batman’ın Sason ilçesinde yaşayan Aydın ailesi geçen hafta doğan çocuklarına “Helqiz” ismini vermek istedi. Ancak Sason Nüfus Müdürlüğü “q” harfinin alfabede yer almadığını belirterek bebeğe bu ismin verilemeyeceğini belirtti. Bunun üzerine bebeğe Helkız ismi verildi. Baba Davut Aydın “Uzun zaman önce çocuğuma bu ismi vermeyi düşünmüştüm. Demokratikleşme paketine güvenmiştim. Ama yasakçı zihniyet hâlâ devam ediyor. Hani Kürt sorunu bitmişti ve harflere yönelik yasaklamalar sona ermişti. Biz bebeğimize Helqîz olarak seslenmek istiyoruz, Helkız olarak değil” dedi. l BATMAN/ Cumhuriyet C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle