18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 28 Mayıs 2015 KULTUR oleksiyoner Lucien Arkas’ın birikimini yansıtan ve ArtNouveau cam sanatının öncülerinden Emile Gallé (18461904), Daum kardeşler ve René Lalique’nin eserlerinin sanatseverlerle buluştuğu ‘Camın Şairleri’ sergisi, İstanbul Nişantaşı’ndaki Antik Palace’ta önceki akşam açıldı. Sergide, camın ünlü ustalarından toplam 172 eser sergileniyor. Sergiyi gerçekleştiren Antik A.Ş. adına konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Nurcan Artam ArtNouveau akımının koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını be Rus Kızıl Ordu Korosu geliyor... Coşku dolu sahne performanslarıyla gittikleri her ülkede gönülleri fetheden Rus Kızıl Ordu Korosu, IEG Live ve Sa Organizasyon işbirliği ve Rusya Büyükelçiliği’nin destekleriyle Türkiye’ye geliyor. 13 Haziran’da saat 21.00’de İstanbul Zorlu PSM’de, 15 Haziran’da ise Ankara Congresium’da konser verecek topluluğun repertuvarında 7’den 70’e herkesin diline pelesenk olan yerli ve yabancı birçok şarkı da var! EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK 19 Sergi 26 Temmuz’a kadar Antik Palace’ta görülebilir Kadının cam hali K lirterek, tüm ArtNouveau ve cam sanatı meraklılarını sergiye davet ediyor. Dokunulmazlığı, kırılganlığı ve göz alıcılığıyla adeta bir kadın gibi denebilecek sergi, yoğun bir sembolizm ve romantizm içeriyor. 19. yüzyıl sonlarında ortaya çıkan cam sanatındaki yenilikçi anlayışı gözler önüne seren koleksiyon sergisi, 26 Temmuz tarihine kadar izlenecek. Her fırsatta kendini “Mutluluğun emekçisi” olarak tanımlayan ve sanatında tekniğini konuşturan Gallé’nin kurduğu atölye düzeni, 1936 yılına kadar, yani ölümünden 32 yıl sonrasına kadar mutluluk üretmeye devam etmişti. l Kültür Servisi Kaptanı Derya Barbaros Hayreddin Paşa. Barbaros’un portresi New York’ta satılacak S otheby’s müzayede evinin New York birimi, Kaptanı Derya Barbaros Hayreddin Paşa’nın (Barbarossa) bir profil portresini, 4 Haziran’daki ‘Masters Paintings’ başlıklı müzayedesinde görücüye çıkaracak. Ünlü Osmanlı denizci Paşa’sının daha önce özel bir koleksiyonda tutulan ve tahminen 17’inci yüzyılda çalışmış Venedikli bir ressam olan Pietro della Vecchia imzalı yapıtı, 30 Mayıs ve 3 Haziran arasında da New York’ta halka açık olarak sergilenmekte. Eserin tahmini başlangıç değer aralığı ise, 30 ila 40 bin dolar olarak saptanmış bulunuyor. l Kültür Servisi Hiperkapitalist kültür Son on yılın çılgın piyasasında fiyatları 100 milyon doların yukarısına fırlayan sanat yapıtları rekor üstüne rekor kırıyor. Uzmanlar bu inanılmaz yükselişin nedenlerini tartışıyor. olacağını sanmıyorum, bu yükseliş durmaz” diyor. on günlerde sanat piyasasında akıllara durgunluk veren satışlar yaşandı. New York’ta düzenlenen müzayedelerde birbiri ardına rekorlar kırıldı. Christie’s’in New York’taki açık artırmasında, 20. yüzyılın en etkili sanatçılarından Picasso’nun 195455 tarihli “Cezayirli Kadınlar – O Versiyonu” tablosunun 179.4 milyon dolara (yaklaşık 477 milyon TL) alıcı bularak “bir müzayedede satılan en pahalı resim” unvanını elde etmesinden mi söz edelim. Yoksa, aynı müzayedede, yine geçen yüzyılın en önemli heykeltıraşlarınMilyarderler dan Alberto Giacometti’nin ve oligarklar gerçek boyutlardaki “İşaFrost’a göre, milyarderler ve ret Eden Adam”ının (1947) oligarkların saygın bir yapıt 141.3 milyon dolara (367 için 100 milyon doları aşan fimilyon TL) satılarak “dünyatları gözden çıkardıkları sayanın en pahalı heykeli” Christie’s’in New York’taki açık artırmasında, nat piyasasının karmaşık doolmasından mı... Picasso’nun 195455 tarihli “Cezayirli Kadınlar O ruklarında rakamlar anlamını Sotheby’s’in New Versiyonu” tablosu yaklaşık 477 milyon TL’ye alıcı buldu. yitiriyor. Sanat yapıtının değeYork’taki Empresyori, birinin ona ne kadar ödemenist ve Modern SaSon 1520 gün içinde rekor üstüne re ye hazır olduğuyla ölçülüyor. nat Müzayedesi’nde, Hollanda’nın Şimdi, örneğin “Cezayirli Kadınlar”ın Rembrandt’tan sonra yetiştirdiği en bü kor kıran 6 yapıt. Peki, sanat koleksiyoncularının empuzun süre bir özel koleksiyonda kalayük ressam Van Gogh’un 1888 tarihresyonist ve modern sanatın başyapıtla cak olması, modern dünyanın talihsiz li “Alyscamps’da Ağaçlıklı Yol” adlı yagerçeklerinden biri. Picasso’nun tablopıtının, Asyalı bir sanat koleksiyoncusu rına duydukları sınırsız, ölçüsüz iştah sunu bizim görebilmemiz için ya düzetarafından 66.3 milyon dolara (172 mil nereden kaynaklanıyor? Kimilerinin yaptığı gibi “kara para nin tümden değişmesi ya da cömert bir yon TL) alınarak, sanatçının manzara resimlerinde rekora ulaşmasından mı... aklama” deyip geçmek, belirli bir gerçe vergi teşviği gerekli. ği yansıtsa da, kolaycılığa kaçmak deBu düzeyde sanat yapıtlarının satışı Monet ve Freud ğil mi? ve değeri, küresel, hiperkapitalist külBazı uzmanlar, bir zamanlar akla hatürün değerlerine göbekten bağlı. Yoksa, Sotheby’s’in aynı müzayale gelmeyecek bu fiyatlara, sanat yaFrost, bugünlerde bir sanat yapıtına yedesinde, empresyonizmin kupıtlarının yatırım değerinin ve en yet250 milyon dolar, hatta on yıla kadar rucusu Monet’nin 1905 tarihli kin yapıtların peşine düşen eski ve yeni 500 milyon dolar ödenmesini son dere“Nymphalar”ının, ABD’li bir sanat kozengin koleksiyoncuların yön verdiğini ce olası görüyor. “Böyle giderse” diyor, leksiyoncusu tarafından 54 milyon dosöylüyorlar. “bir gün tek bir sanat yapıtı “The Avenlara (141 milyon TL) satın alınmasınManhattanlı ünlü galeri sahibi Ricgers: Age of Ultron” (Yenilmezler: Ultdan; bunun, sanatçının müzayedeye çıhard Feigen, “Faiz oranlarında keskin ron Çağı) filminin gişe gelirine eşit bir karılan tablolarına ödenen en yüksek bir düşüş olmadıkça, ki yakın gelecekte fiyata satılabilir.” üçüncü fiyat olmasından mı... Sergi 6 Haziran’a kadar Versus Art Project’te sergileniyor S Christie’s’in bir başka New York müzayedesinde, Britanyalı sanatçı Lucian Freud’un “Sosyal Yardım Görevlisi Uyuyor” adlı 1995 tarihli tablosunun, sanatçının rekorunu kırarak 56.2 milyon dolara (146 milyon TL) satılmasını küçümsemek ne mümkün. Yine Christie’s’in yine New York’taki bir başka müzayedesinde Hollandalı ressam Piet Mondrian’ın 1929 tarihli “Kırmızı, Mavi, Sarı ve Siyahlı Kompozisyon No. III” adlı yapıtının, 50.6 milyon dolara (132 milyon TL) alıcı bularak sanatçının müzayede rekorunu kırması ise hiç de azımsanacak gibi değil. Sanat tarihçisi Sarah Lichtman’a bakılırsa, empresyonist ve modern sanat yapıtları güzel, erişilebilir ve değerleri kanıtlanmış oldukları için piyasaya egemen olmayı sürdürüyor: “Bu dönemlerden yapıtlara ödenen fiyatlar her müzayede döneminde yükseliş gösteriyor ve sanatçıların ünü daha da yüceliyor. Bugün bu yapıtlar tutucu, paralı yerleşik düzeni örnekliyor... Sanırım, önümüzdeki yıllarda da, güvenli kâr payları ödeyen büyük ve güvenilir şirketlerin peşine düştükleri gibi bu yapıtların da peşine düşen yatırımcıları görmeye devam edeceğiz.” Guardian’a yazan sanat eleştirmeni Andrew Frost ise, “Picasso’nun ‘Cezayirli Kadınlar’ına müzayedede ödenen rekor para daha iyi bir yere harcanabilirdi, ama bu tür satışların yakın bir zamanda son bulmasını beklemeyin” diyor. Güvenli kâr payları Ata, yağlı boya tuvallerinin yanında ‘Kolajlar’ sergisini de resimseverlerle buluşturuyor. Handan Börüteçene atölyesi İstanbul Modern’de bugün saat 16.00’da çağdaş sanatçı Handan Börüteçene atölyesi yapılacak. Börüteçene’nin çalışmalarından örneklerin ele alındığı sunumun ardından katılımcılar, sanatçı ile birlikte koleksiyonda yer alan “Bana Kendini Getir” adlı yapıtını inceleyecek. (212 334 73 41) ir tuval ressamı olan Mustafa Ata’nın yapıtları bu aralar Versus Art Project’te sergileniyor. “Yazı Bedenler”i adlı resim ÖZNUR sergisinde Ata yağlı boya tuOĞRAŞ vallerinin yanında ‘Kolajlar’ ÇOLAK sergisini de resimseverlerle buluşturuyor. “Ben elli yıldır sadece insanı ele alarak tuval yüzeyini boyadım” diyen Ata, “Bugün geldiğim noktadan geçmişteki yapıtlarıma bakıldığında, kullandığım tek plastik eleman insan figürü. Yüzeyde olma gereği, dışavurumcu ve renkçi bir sanatçı için kaçınılmaz. Kompozisyonlar, tuval yüzeyine jestle aktarılan ve bir zaman olarak An’la tariflediğim sürecin izleri. İşte benim, ‘An’ dediğim zamanın algılanmasını Mustafa Ata istememden kaynaklanan ve buradan yola çıkarak aktarmaya çalıştığım tuval yüzeyinde biçimi oluşturan renkli şeritlerin geride bıraktığı ‘İz’dir aslında ‘Yazı’ denilen kavram” diyor. Kolaj ağırlıklı olan sergide eserlerin bazıları tema ile ilgili. Ata’nın isim verdiği bir eser tanıdık kökenden geliyorsa algıda istenilen kurgu yaratılmış oluyor. Sergide adı ‘Balık’ olan bir çalışma yer alıyor. Yapıta ilk baktığınızda suyun içinde yüzen balıklar görülüyor. Evet bu ‘Balık’ diyorsunuz, yapıttaki mavi yüzey de su. Ama eserden ayrılan göz, bir zaman sonra, geride rengin etkisiyle bir kaç çizgiden oluşan şe Mustafa Ata’dan yazı bedenler... B ritler bırakıyor. Ata, “Renkçi ve dışavurumcu etki, bu noktada kavram olarak ele alınmalı. Benim için resim yapmak düşünsel ve bedensel bir eylem. Bu söylediklerimin hepsi ‘Eylem’ kavramının içinden geliyor” diyor. Ata, izleyiciyi, geçmişin izlerini bulabileceği tanıdık olan algıdan, kendisi için bugün ‘yeni’ diyebileceği bir algıya çekeceğini düşünüyor. Sergide yer alan ‘kâğıtform’ lar estetiği, uzun zamandır Ata’nın üzerinde durduğu ve ‘biçimde sadeleşme eğilimi’nde Ata’nın varmak istediği sonuca ulaşmasına da büyük katkı sağlamış. Ata, “Elbette tuval yüzeyini boyama eylemiyle, bir kağıdı kesip yapıştırarak oluşan eylem arasında teknik farklar var. Benim jeste dayalı tek fırça darbesiyle oluşturduğum tuval yüzeyinde, zaman olarak ‘An’ la ilişkilendirdiğim estetik, doğal olarak makasla kestiğim bir kâğıdın diğer bir kâğıda yapıştırılma zamanı arasında geçen zaman dilimiyle karşılaştırılamaz. Birinde zaman en aza indirgenmiştir. Diğeri teknik olarak bu şansı vermez. Bu zamansal anlamda yaşadığım gerilim, beni yeniden disipline zorladı. Bu noktada böyle bir disipline ne kadar ihtiyacım olabilir diye sorulabilir. Farklı malzemeyle oluşturulan estetik, ‘her malzeme kendi estetiğini yaratır’ gerçeğinden yola çıkıldığında, bu durumun sanatçı için taşıdığı önem daha rahat kavranır” diyor. Sergi 6 Haziran’a kadar görülebilir. Süreyya’da iki ‘klasik’ akşama davet var imar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuvarı Senfoni Orkestrası, peşpeşe iki konserle Süreyya Operası’nda dinleyicileri ile buluşacak. İtalyan şef Antonio Pirolli yönetimindeki orkestra, 1 ve 2 Haziran’da gerçekleşecek konserlerin programında, klasik müziğin büyük bestecilerinin orkestral yapıtlarının yanı sıra solistlerinin sunacağı kon M çertolarla da tam bir müzik ziyafeti sunacak. 1 Haziran saat 20.00’de başlayacak ilk konserde solist kemancı Gamze Erengönül, Mozart’ın 5. Keman Konçertosu’nu seslendirecek. Orkestra, Brahms’ın 2. Senfonisi’ni sunacak. MSGSÜ İstanbul Devlet Konservatuvarı Senfoni Orkestrası’nın 2 Haziran’da yine Süreyya Operası’nda saat 20.00’de başlayacak konseri ise Brahms’ın 1. Piyano Konçertosu ile açılacak. Solist piyanist Can Okan’ın seslendireceği bu konçerto, klasik müzikte Romantik Dönem’in tınılarını piyano ve orkestra ile buluşturan bir başyapıt olarak niteleniyor. Konçertonun ardından, konserin ikinci yarısında Antonio Pirolli yönetimindeki orkestra, Ludwig van Beethoven’ın 5. Senfonisi’ni seslendirecek.. l Kültür Servisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle