23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMI 8 DOLAR AVRO FAİZ BORSA CUMHURIYET ALTIN ALTIN 24 AYAR 0.40 kuruş 2.5970 2.8620 0.20 kuruş 9.69 0.18 puan 86.398 167 puan 670.97 66 kuruş 100.60 5 kuruş EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: SERPİL ÜNAY Cumartesi 23 Mayıs 2015 Işveren baskıdan, ışçı eylemden vazgeçmedı Metal işçisine akademisyen desteği etal işçilerinin günlerM dir devam eden barışçıl toplu eylemine, üniversiteleGerek yerli gerek yabancı işverenin baskısına karşın metal işçilerinin eylemi Tofaş, Renault, Ford ve Türk Traktör’de dün de sürdü. aha iyi ücret talebiyle iş bırakan ve eylemleri bazı fabrikalarda bir haftayı geride bırakan metal işçileri, tüm baskı ve ablukaya karşın taleplerinden vazgeçmedi. Tofaş ve Ford’un KAP yaptığı ‘çalışmanın başladığı’ açıklamalarına karşın çalışanları büyük kısmının tezgahların başına dönmemesi bazı işletmelerde havanın sertleşmesine de yol açtı. Tofaş Üst Yöneticisi (CEO) Cengiz Eroldu imzasıyla yeni bir yazı işletmeye gönderilerek 16.30’da işbaşı yapmayan çalışanlarla yollarının ayrılacağını belirtildi. Ancak, işçilerin büyük bölümü verilen süre sonunda da eyleme devam etti. TOFAŞ yönetiminin 16.30’a kadar tanıdığı sure dolarken eylemdeki işçiler 5’ten geriye saymaya başladı. Sürenin dolumuyla birlikte ‘İşten atsana’, ‘Direne direne kazanacağız’ sloganları atılmaya başlandı. İşçilerin fabrika önündeki bekleyişi devam etti. Benzer durum Ford ve Renault’da da devam etti. Ford Otosan işçisi, eylemlerinin 4. gününde kararlı bir şekilde mücadelesini sürdürdü. Dün, BBC Türkçe’de yer alan habere göre, 816 vardiyasında üretime zorlanan işçiler, mesai sonrası direnişteki işçi arkadaşlarının yanına geldi. İşçiler “Hoşgeldin kardeşim” sloganlarıyla karşılandı. Fabrikanın attığı her mesaj sonrası öfkesi daha da artan işçiler, mücadelelerini kararlılıkla sürdüreceklerini ifade ederken, TIR parkındaki bekleyişlerini d sürdürdü. Merkez Türkiye umut veriyor stihdam, ne kadar resmi ve soğuk bir kavramsa, “işsiz”, bir o kadar kişisel, bir o kadar yakıcı. En az 16 yıl eğitimöğrenim gördükten sonra, gepgenç insanların yıllarca işsiz kalma ihtimalinin en yüksek olduğu ülkeye Türkiye dendiğini biz biliyorduk bilmesine de, OECD’nin son raporu, bu gerçeği bir tokat gibi çarptı yüzümüze... Yoksulluk oranını belirleyen “Gini katsayısı”na göre Türkiye, yoksulluk sıralamasındaki 34 ülke arasında, “en kötü üçüncü ülke” olarak açıklandı. Bundan daha kötü veri ise gençlerle ilgili. Türkiye’deki gençler, nispi gelir yoksulluğu sıralamasında bütün OECD ülkeleri gençlerinden daha yoksul: Yüzde 28.5 Oysa CHP’nin Merkez Türkiye projesi için “Bir hayal ürünü proje daha yapmışlar, üzerinde durmaya değer bulmuyorum” diyen Başbakan Yardımcısı Ali Babacan bakın 29 Eylül 2014’te ne demiş: “Gelir dağılımı giderek düzeliyor, Gini katsayısı düşüyor. Gini katsayısını OECD ülkeleri arasında en hızlı düşüren ülke Türkiye oldu.” Gelir dağılımı eğer 8 ayda tepetaklak olmadıysa, taraflardan biri doğruyu söylemiyor öyle değil mi? Ki o da muhtemelen OECD’dir! HHH Babacan gibi, “Daha yerini bilmiyorlar. Acz içindeler” diye aşağılayıcı ifadeler kullanan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in tepkisi, kurulan cümlelerden çok farklı bir gerçeği fısıldıyor bize: AKP iktidarı artık hayal kurduramıyor. İktidar partisi, 13 yıl boyunca, özgün tabanını kademeli olarak, sağlık, ulaştırma ve eğitim alanındaki hizmet projeleri sayesinde genişletti. Kendi siyasi çizgisiyle aynı noktada durmayan kitlelerin oylarını, “gündelik yaşam faydası” üzerinden çoğalttı. Ancak artık tablo değişti. Milli Gelir’in yedi yıldır 10 bin dolardan yukarıya kıpırdamadığı, büyümenin yüzde 3’lerde patinaj yaptığı, kuralsız denetimsiz ihale, taşeronlaşma, sağlık alanındaki geriye gidiş ve katlanan borçlarla, AKP iktidarı, artık gelecek tasavvuru sunan, heyecan veren bir projeyle halkın karşısına çıkmaktan uzak. HHH CHP ise tersine... İlk kez bu seçim döneminde yıllardır eleştirildiği somut proje üretememe algısını yıkmış durumda. Emekliye Ramazan ve Kurban bayramlarında ikramiye, gündelik hayat koşullarının iyileştirilmesine yönelik önemli bir adımdı. Türkiye’nin coğrafi konum ve genç nüfus avantajlarını eşanlı değerlendirmeyi hedefleyen Merkez Türkiye ise ülkeyi uluslararası mal ve hizmetlerin transfer üssüne dönüştürme fikriyle, fark yaratan bir proje. 10 bin dolarlık orta gelir tuzağından çıkarak 33 bin dolar milli gelir hedefi koyuyor... En önemli iddiası, 6 milyon 200 bin işsizin, 2 milyon 200 binine istihdam sağlamak olan Merkez Türkiye, ticaret yükünü İstanbul’dan Anadolu’ya taşıyarak, göçü, sağlıksız kentleşmeyi, gelir adaletsizliğini önleme potansiyeline sahip. Dahası, burun kıvırma ve küçümsemelere konu olan 2035 tarihi, uzun vadeli ve kalıcı yapısı nedeniyle Merkez Türkiye’nin, umut verici en önemli özelliği. Kronik işsizliğe, derinleşen genç yoksulluğa çözüm üretemeyen, taşeronlaşmadan başka seçenek sunamayanlar, hayal kurma yeteneğini konformizm içinde yitirenler kavrayamasa da böyle. D İ rin Çalışma Ekonomisi bölümü hocalarından destek geldi. Eylemin Türkiye’nin endüstri ilişkileri sisteminin ve sendikacılığının yıllardır sıkıntısını çektiği temel sorunlarla ilişkili olduğunu ifade eden Prof. Dr. Metin Kutal, eylemin 12 Eylül’ün ürünü olan sendika ve toplu pazarlık sisteminin değişmesine katkı sağlayacağını umut ettiklerini söyleyerek, sendika özgürlüğünün ve sendika içi demokrasi güvencesinin artırılması gereğinin altını çizdi. ‘İşten atsana’ Türk Traktör direniyor Talepleri yerine getirilmediği için dün iş bırakan Türk Traktör işçileri, eylemlerini sürdürdü. Taleplerinin yerine getirilmesini isteyen işçiler, önceki gün saat 15.00 sıralarında üretime ara vermişti. Tofaş’ta da işçilerin büyük bölümü işbaşı yapmadı. lerin ekonomik kayıplara yol açan tutumuna yönelik itirazların öne çıktığı gözükmektedir. Zira, işbirlikçi/sarı sendikanın imzaladığı toplu sözleşmelerde metal işçisinin ücretleri gerilemeye devam etti” dedi. Türkiye’nin en büyük 500 firmasının 172’si metal işkolunda ve kârlılık oranı en yüksek işkollarından biri olduğunu hatırlatan Beko, bu “başarı tablosunun” arkasında sefalet ücretleri var, işçilere yaşam şansı tanımayan, günlük 11 saate varan uzun çalışma saatleri var dedi. Beko, “Sınıf kardeşlerimizin yanlarında olduğumuzu, her türlü ihtiyaçlarına karşı tüm DİSK ailesinin kapılarının sonuna kadar açık olduğunu bilmelerini istiyor, tüm direnişçileri tek tek dostça, kardeşçe, yoldaşça kucaklıyoruz” şeklinde konuştu. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da konuya ilişkin, hükümetin toplu sözleşmeyle içinde olduğu bir konu olmadığını, çalışma bakanının taraflarla görüştüğünü dile getirerek, “Sabahlara kadar görüşmeler oldu. Bunun sonucunda da basamak basamak ilerlemeler sağlandı. Acaba ideolojik mi dedik. Bakılması gerektiğini kayda geçirmiş olduk” dedi. DİSK, KESK, TMMOB ve Adana Tabip Odası, Bursa’da direnişte olan metal işçileriyle dayanışmak için İnönü Parkı’nda eylem yaptı. Basın açıklamasını KESK Adana Şubeler Platformu dönem sözcüsü Tonguç Özkan yaptı. “Metal işçisinin onurlu direnişini ve mücadelesini selamlıyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi Anayasal güvence Barışçıl toplu eylem hakkının anayasada hukuksal güvence altına alındığına dikkat çeken Doç. Dr. Aziz Çelik ise, “Tarafları ve kamu yöneticilerini, işçilerin taleplerini sağduyulu bir yaklaşımla dikkate almaya ve sorunları barışçı yollarla çözmeye çağırıyoruz. Uyuşmazlığın çözümü için her türlü bilimsel ve insanî desteği vermeye hazırız” dedi. Aralarında, emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Mesut Gülmez, Prof. Dr. Ahmet Makal, Prof. Dr. Ahmet Selamoğlu ve emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Meryem Koray’ın da bulunduğu akademisyenlerin yaptığı ortak açıklamada, taraflar ve kamu yöneticileri, işçilerin taleplerini sağduyulu bir yaklaşımla dikkate almaya ve sorunları barışçı yollarla çözmeye çağrıldı. l Ekonomi Servisi Adana’dan dayanışma DİSK’ten destek DİSK Genel Başkanı Kani Beko, metal işçilerinin Bursa’da başlayıp, Kocaeli, Sakarya ve Ankara’ya yayılan direnişlerine ilişkin yazılı bir açıklama yaparak, “Eylemin başlangıcında ve temelinde işbirlikçi sendikal anlayışa ve işçi Eczacıbaşı’ndan Gebze’de yatırım ni markasını bünyesinde bulunduran Eczacıbaşı Hijyen Ürünleri, 23 milyon dolarlık yeni üretim tesisinin temelini Gebze’de attı. Yıllık 110 milyon olan ıslak mendil üretim kapasitesini 150 milyon adede çıkarmayı hedefleyen Eczacıbaşı’nın yeni üretim tesisi gelecek yıl faaliyete geçecek. Kişisel bakım ve bebek bakımı alanlarında Uni markasıyla kısa sürede pazar lideri olan Eczacıbaşı Hijyen Ürünleri, Ü Renk hareketi bu kez Hatay sokaklarını şenlendirdi. Gebze’deki yeni tesisi 22 bin 300 metrekarelik alanda kurulacak. Temel atma töreninde konuşan Eczacıbaşı Hijyen Ürünleri Genel Müdürü Coşkun Bedük, tesisin 12 bin metrekaresinin hijyen grubunun üretimi, hammaddemalzeme deposu ve yönetim binası olarak hizmet vereceğini, lojistik depo ve ofislerin 10 bin 300 metrekare alanı kapsayacağını söyledi. Bedük, “Uni markasının Eczacıbaşı bünyesine katılmasından bu yana ıslak mendil kategorisinde açık ara farkla pazar lideri konumuna gelmeyi başardık. 2015 yılı içinde bebek mendili ve bebek kozmetiği kategorilerinden oluşan bebek bakım pazarında da liderliğe ulaştık. Ciromuzda yüzde 40 büyüme elde ettik. Bu yıl portföyümüze yeni eklenen bebek çamaşır deterjanı ve yumuşatıcısı ürünlerimizle birlikte 2016’nın Uni markasının altın yılı olmasını bekliyoruz” diye konuştu. Marshall Hatay’ı arshall’ın başlattığı “Renk Hareketi” projesi kapsamında Hatay’da Kırk Asırlık Türk Yurdu Sokağı boyandı. Türkiye’nin çeşitli bölgelerine yapılan girişimlerle adını duyuran proje, Hatay’da Büyükşehir Belediyesi, gönüllüler ve sokak sakinlerinin desteğiyle başlatıldı. Projenin insanları motive etme ve iz bırakma amaçlı önemli bir küresel girişim olduğunu belirten AkzoNobel Marshall Ülke Direktörü Petros Katsampouris, projeyi Hatay’a taşıma amaçlarının kentin var olan kültürel zenginliğini renklendirmek ve şehir turizmine katkı sağlamak olduğunu ifade etti. Projenin Türkiye’de çok sayıda il ve ilçeye ulaştığını söyleyen AkzoNobel Marshall Pazarlama İletişimi Müdürü Betül Değirmenci ise, topluma değer üretme ilkesinden yola çıktıklarını, proje kapsamında aile ve ülke ekonomisinde bütçe açığına neden olan enerji harcamalarını düşüren dost ürünler geliştirdiklerini söyledi. renklendirdi M Suudi Arabistan elektrik ihraç edecek Suudi Arabistan Petrol Bakanı Ali ElNaimi, güneş ve rüzgâr enerjisinde küresel bir güç haline gelip petrol yerine elektrik ihraç edebileceklerini söyledi. Paris’te düzenlenen küresel iklim değişikliği konferansında konuşan Suudi Arabistan Petrol Bakanı Ali ElNaimi, fosil yakıtların bir gün geçmişte kalacağını, fosil yakıt üretiminin ne zaman biteceğini tam olarak bilmediğini, ancak bunun 2040, 2050 ya da sonrasında olabileceğini belirtti. Dünya Bankası raporuna göre çöküşte olan Gazze ekonomisinde işsizlik yüzde 43. Ülkede ihracat neredeyse durdu. En yüksek işsizlik Gazze’de ünya Bankası raporuna göre, 2007 yılından bu yana İsrail ablukası altında bulunan Gazze, yüzde 43’le dünyada işsizlik oranının en yüksek olduğu bölge. Dün yayınlanan raporda, abluka dahil çeşitli kısıtlamalar, çatışmalar ve kötü yönetim olmasa Gazze’nin Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’sının (GSYH) bugünkünden 4 kat fazla olacağı vurgulandı. Raporda, Gazze ekonomisinin söz konusu koşullar nedeniyle, özellikle tarım, inşaat, imalat ve elektrik sektörlerinde D ağır darbeler aldığı belirtildi. Gazze ekonomisinin çöküşün eşiğinde olduğu vurgulanan raporda, “1.8 milyonluk Gazze nüfusunun yüzde 43’ü işsiz ve bu dünyadaki en yüksek oran. Genç işsizlik oranı da geçen yılın sonunda yaklaşık yüzde 60’a çıktı” denildi. Hamas yönetimi altındaki Gazze, geçen yıl İsrail’le yaşanan ve 2 bin 200 Filistinlinin yaşamını yitirdiği 50 günlük savaşın ardından söz verilen uluslararası mali yardımların sadece dörtte birini alabildi. Büyük mali kriz içindeki Gazze’de ücretler ödenemiyor ve harcamalar için para bulunamıyor. Kaçakçılık yapılan tünellerin Mısır tarafından kapatılması da, bu tünelleri kullananlara konulan vergilerle elde edilen gelirleri ortadan kaldırdı. Dünya Bankası Batı Şeria ve Gazze Direktörü Steen Lau Jorgensen, Gazze’den ihracatın neredeyse durduğunu ve imalat sektöründe kaybın yüzde 60’ın üzerinde olduğunu, bölgenin dış dünyayla bağlantısı sağlanmadan ayakta kalamayacağını söyledi. Demirören ve Doğan, Total’e talip Türkiye’deki akaryakıt istasyonlarının satışı için geçen ay Societe Generale’e yetki veren Fransız petrol şirketi Total’e, iki teklif birden geldi. M Oil, Milangaz, Milliyet ve Vatan gazetelerinin sahibi olan Demirören Grubu dün teklif verirken, önceki akşam da Hürriyet, Posta ve Fanatik gazetelerinin sahibi Doğan Grubu, bağlı kuruluşu Doğan Enerji’nin Total’i satın almak için teklifte bulunduğunu duyurdu. Fransız Total yüzde 5 pazar payı ile piyasada altıncı sırada. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle