28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 23 Mayıs 2015 EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK Bu da mı fıtrat? B Hamzadere Barajı’nın su kanalı inşaatında beton dökme çalışmaları sırasında meydana gelen göçükte işçiler tam bir can pazarı yaşadı. haber 7 Hem YSK hem de AKP taşeron kullanıyor unca yıldır seçimleri izlerim. 7 Haziran seçiminde olduğu kadar taşeronlar eliyle yürütülen seçim dönemine rastlamadım. HHH Taşeron kullanımının ağır bastığı ilk kurum Yüksek Seçim Kurulu. SEÇSİS diye anılan elektronik yapılanma, pek çok ülke tarafından “dışarıdan müdahaleye açık olduğu” gerekçesiyle reddedilmişken bizde baş tacı ediliyor. Aday belirleme konusundaki taşeron İçişleri Bakanlığı’nın genel müdürlüğü. İçişleri bakanı da öteki iki bakan gibi seçim döneminde bağımsızlardan belirleniyor. Bu seçimin bağımsız İçişleri Bakanı, zorunlu olarak istifa eden AKP’li bakanın müsteşarı. Bizde müsteşarlar, iktidar partisinin siyaset tercihlerini bilen ve yaşama geçirme konusunda yetkili olan üst düzey kamu görevlisidir. Bağımsız, bakanlar, AKP öncesinde gerçek bağımsızlar arasından atanırken birkaç seçimdir istifa eden bakanların müsteşarından oluşuyor. Bu seçimde de üretilen sahte seçmenlerle, seçmen kütüğünden silinen (doğal olarak muhalif olduğu bilinen) seçmenler gündemden düşmüyor. Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) ikinci taşeronu Adalet Bakanlığı. Seçim sandıklarının oy ayrımı sonuçlarını, ilçe seçim kurullarından il seçim kurullarına, oradan da Yüksek Seçim Kurulu’na Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden aktarılıyor. Güvencesi de bağımsız adalet bakanı(!). UYAP’ın kuraldışı kullanıma açık olduğu çok sayıdaki uyduruk dava ile ortaya çıkmışken YSK’nin yönteme güveni sürüyor. YSK’nin üçüncü taşeronu Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK). Kurulun, AKP yandaşı üyelerinin çokluğu nedeniyle, hazırladığı raporlarla muhalif yayın organlarının okka altına gittiği, iktidar partisine ayrıcalık tanıyan yayın organlarına ses çıkarılmadığı hemen herkes tarafından izleniyor ve görülüyor. HHH Seçime katılan 20 partiden en çok taşerona sahip tek parti de Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP). Kamu görevlilerinin yanı sıra radyoları, televizyonları ile günlük yerel ve yaygın gazetelerden oluşan taşeronların görev yapmakta olduğu bir medya çoğunluğuna sahip. Hatta işi büsbütün gazetecilikten çıkarıp, iktidarın emrine donattığı otobüsleri veren medya grupları bile var. HHH AKP’nin önceki genel başkanı Cumhurbaşkanı Erdoğan da, “halkı bilgilendirme ve açılış toplantısı” tanımıyla nitelenen etkinliklerde (ki siyasal amaçlı miting içeriğiyle) AKP adına oy istiyor. AKP’nin en büyük taşeronu olarak seçim sonuçlarını etkilemeye çalışıyor. AKP’nin bile yarım ağızla, belki de “ayıp olmasın” diye dile getirdiği “Başkanlık Sistemi”ne tüm muhalif partiler karşı çıkmışken “400 milletvekili” dileğini, isteğini “tüm partiler için” istediğini sık sık söylemesi de önümüzdeki seçimin ilginçliklerinden bir başkasını oluşturuyor. HHH Bakalım en çok taşeronun görev üstlendiği ilk milletvekili genel seçimi nasıl sonuçlanacak? Demokratik bir ülkeye dönüşme umutları mı gerçekleşecek, bekleme odasına sokulan parlamenter sistem mi sona erdirilecek? Milli iradeden söz ederken tek adamın belirleyeceği kurallara göre devleti şekillendirme niyeti umarım havada kalır. Baraj inşaatında çalışma devam ederken toprak yığınları işçilerin üzerine kaydı. 4 işçi göçük altında kalırken çıkarılan 3 işçiden ikisinin durumu ağır, 1 işçi kayıp dirne’nin İpsala ilçesi Yapıldak köyü yakınlarındaki Hamzadere Barajı’nın su kanalı inşaatında beton dökme işlemi sırasında göçük meydana geldi. Bu alanda çalışan işçilerden 4’ü göçük altında kaldı. Bölgeye giden itfaiye, AFAD ve UMKE ekipleri, toprak altındaki 4 işçiyi kurtarmak için yo E ğun çaba sarf etti. Çalışmalar sonucu aralıklarla kurtarılan Eyüp Çatalbaş, İlker Karagedik ve Mehmet Taneli, Keşan Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Çatalbaş ve Taneli, travma, vücutlarındaki ödem ve kırıklar ile genel durumları itibarıyla yoğun bakım servisinde tedavi altına alındı. Karagedik’in genel durumunun ise iyi olduğu öğrenildi.Toprak altında kalan işci Veli Gök’ü kurtarmak için gün boyu yoğun çalışma yürütüldü. Edirne Valisi Dursun Ali Şahin, taşkınlarda meydana gelen yarıkların onarımı sırasında göçük meydana geldiğini belirterek, “Kurtarılan bazı işçilerimiz yoğun bakım ser visinde tedavi altına alındı. Durumu bayağı ağır. Diğer işçilerimiz de hastanededir. Şu anda bir kişi için çalışmalar devam ediyor. Edirne’den kurtarma ekipleri, Tekirdağ’dan da AFAD ekipleri orada bulunuyor. Keşan’dan da itfaiye ekiplerinden yardım aldık” dedi. lYurt Haberler Hacer’in çığlığını kimse duymadı DAMLA YUR Metro inşaatında 1 işçi yaşamını yitirdi İstanbul’da önceki gün temeli İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş tarafından atılan MecidiyeköyKabataş metro inşaatında iş makinesinin altında kalan bir işçi yaşamını yitirdi. Mecidiköy’deki katlı otopark yanında inşaatına başlanan metronun tünel inşaatında çalışan Adil Kolukısaoğlu (33), önceki gece saat 03.00 sıralarında makinenin altında kaldı. Kolukısaoğlu, olay yerinde yaşamını yitirdi. İşçinin cesedi otopsi için Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. Kolukısaoğlu’nun evli ve bir çocuk babası olduğu öğrenildi. lİSTANBUL / Cumhuriyet Defalarca polise başvurdu, iki kez sığınma evinde kaldı, yine de eşi tarafından öldürüldü şi Musa Aladağ’ın şiddetine maruz kaldığı için adli birimlere 10’a yakın başvuruda bulunan, 2 defa sığınmaevinde kalan Hacer Aladağ önceki gün evinde elektrik kablosuyla boğulmuş halde ölü bulundu. Daha önce babalarının cinsel istismarına uğradığı öne sürülen ve annelerinin çırılçıplak halde elektirik kablosuyla boğulmasına tanık olan 3 çocuk ise yurda teslim edildi. Aladağ’ın eşi Musa Aladağ’ın kardeşini telefonla arayarak “Hacer’i öldürdüm, gidin eve” dediği öğrenildi. E Hacer Aladağ, çocuklarıyla. dağ önce buranın sığınmaevine, ardından ise Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne (ŞÖNİM) bağlı bir sığınmaevine yerleşti. Aladağ, 3 çocuğunun da eşinin cinsel istismarına maruz kaldığını öne sürdü. Ancak başlatılan soruştur Çocuklara taciz Evliliğinin ilk gününden bu yana şiddete maruz kaldığını öne süren 30 yaşındaki Hacer Aladağ, 30 Mart günü Kadın Dayanışma Merkezi DİKASUM’a başvurdu. Ala ma ‘kızlık zarı bozulmadığı’ gerekçesiyle takipsizlikle sonuçlandı. 18 Nisan’da koruma kararı çıkarılan Aladağ ölmeden 1 hafta önce sığınmaevinden ‘çocuklarım hasta’ diye ayrılarak, Çayırdere Köyü’ndeki babasının evine döndü. Burada 2 gün kalan Aladağ eşi tarafından tekrar tehdit edilince öldürüldüğü gün sığınmaevine gitmek üzere evden çıktı. Ancak eşine yakalanarak zorla kendi evlerine götürüldü. Akşam saatlerinde avukatını arayan Aladağ, “Boşanma davamdan vazgeçiyorum. Barıştık” dedi. Bu telefondan bir kaç saat sonra ise cesedi bulundu. Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Serap Erkuş Yiğit, “Kadının yaptığı başvurular, şiddetten kaçmak istediğinin göstergesi. Çığlığını kimse duymadı ve ölüme terkedildi” dedi. l DİYARBAKIR Ankara’da Mamak İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis memuru 41 yaşındaki B.D., bilinmeyen bir nedenle 32 yaşındaki eşi D.D. ve 11 yaşındaki kızı Z.D.’ye beylik tabancasıyla ateş etti. D.D. olay yerine, 11 yaşındaki Z.D. hastanede öldü. Polis memuru B.D. de aynı silahla intihar etti. B.D.’nin maddi sıkıntı içersinde olduğu ve yakınlarından borç istediği öğrenildi. l ANKARA / Cumhuriyet Polis memuru, eşini ve kızını öldürdü Ercan Koca, boşanmak için evden ayrılan eşi Sebiha Koca’nın yaşadığı Çorum Alaca’ya bağlı Bozdoğan köyüne gitti. Ercan Koca, kurusıkıdan bozma silahı ile eşini, kayınpederini, kayınbiraderini yaraladı, kayınbiraderinin eşi Sevda Koca’yı öldürdü. Nevşehir’de eşinden ayrılan 19 yaşındaki Ayşe Pınar, ağabeyi İ.D. tarafından telefonuna gelen bir mesaj yüzünden başına çapa ile vurularak öldürüldü. l Yurt Haberleri Çorum ve Nevşehir’de iki cinayet daha B Vahdet hedef gösterdi dua odasını kapattılar biliyum AVM’de bir kilise ya da havra yapmadık. Burada herhangi bir din görevlisi görevlendirmedik. Buna rağmen yanlış anlaşılmadan kaynaklanan kamuoyundaki bu hassasiyeti giderme adına kararımızı gözden geçirdik ve bu iki dua odasını gündemimizden kaldırdık” denildi. AVM’nin Kurucu Başkanı Haluk Özbek de açıklamasında ise “Bazı gruplar tarafından, hiç hak etmediğimiz, çirkin ve anlamsız saldırılara maruz kaldık” dedi. lYurt Haberleri ursa’nın İnegöl ilçesinde, 10 Mayıs’ta açılışı yapılan Mobiliyum AVM’de Hıristiyan ve Musevi müşteriler için yaptırılan dua odaları tepkiler üzerine kapatıldı. Dua odaları daha önce Vahdet gazetesi tarafından “İnegöl’ü isyan ettiren açılış” denilerek manşetten hedef gösterilmişti. Mobiliyum AVM Genel Müdürü Yusuf Şen tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Çok sayıda yabancı müşterimiz ve misafirimiz olacağından onlar için dua odası yaptık. Biz Mo Dua odalarını Vahdet gazetesi hedef gösterdi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle