18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 23 Mayıs 2015 yorum TASARIM: SERPİL ÜNAY 20 azı konular var ki üzerinde yazı yazmak, dayanaksız suçlamalarla karşılaşmak açısından tehlikeli. Ne olduğunu bilmeden saldırıya uğrama olasılığı var. Mesela eşcinsel haklarını mı sorguladın, “Vay, gizli eşcinsel” diyen çıkabilir. Porno sitelerin kapatılmasını mı eleştirdin, “Vay, porno meraklısı” ithamı gelebilir. Medyadan izliyorsunuz, Adana’da “swinger partisi”ne katıldılar diye 15 kişi tutuklandı. Avukatlarını arayıp, “Niye tutuklandı bu kadar kişi, gizli örgüt mü var” diye sordum, “Hayır, örgüt yok. Birden çok suç var diye tutuklandılar. Ama tutuklama gerekçelerini bilmiyoruz, kararı alamadık, çünkü geç saatti, fotokopi çekemedik. Ama değişik olay diye hâkim böyle karar aldı” dedi. B Yeşil seçim nkara’nın ilçelerini dolaşırken konuştuğumuz çoğu yerel siyasetçiden aynı değerlendirmeyi duyduk: “Seçimin sonucu 6 Haziran Cumartesi akşamı belli olur.” “Nasıl yani?” diyecek olduk. Daha önce tanık oldukları olayları aktardılar: “AKP iktidara geldi geleli, seçimlerden bir gün öncesi, ilçeye lüks araçlarla birtakım adamlar geliyor. Ellerinde çantalar oluyor. Çantaların içinde de deste deste para.” O adamların görevi para getirmek oluyormuş. Üleşme işi, ilçedekilere bırakılıyormuş, ileri demokrasi gerçekleşsin diye... A İfade özgürlüğü, porno ve swinger Yani 15 kişi tutuklandı ama avukat tutuklama kararlarını bile görememiş. Suç ve ahlak Bu yetmedi, partinin yapıldığı ev de hücre evi muamelesi gördü, boy boy fotoğrafları yayımlandı; salondaki sıradan koltuklar “fantezi yatakları”, pek çok evde rastlanacak içkiler, “suç aleti”, yatak bazalarından çıkan “iç çamaşırları” da “ahlaksızlık” olarak yansıtıldı. Enteresandır. Bu ayrıntıları yayımlayan gazetede, şöyle bir haber de vardı: “1000 Euroluk, swinger odası. Hollanda merkezli swinger (eş değiştirme) şirketi, 15’inci yılını Girit Adası’nda büyük partiyle kutlayacak. Bu tür seks turizmi Yunanistan’da büyük ilgi görüyor, oda fiyatları 1000 Euro.” Bizde tutuklama gerektiren bir “suç”, Yunanistan’da “kazanç” yolu. [email protected] KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK Öncelikle, adını koyalım. Eşcinsellik, porno, swinger, biseksüalite, çokeşlilik gibi kategoriler, “çocuk pornosu” veya “ensest” gibi veya “tecavüz” gibi dünya çapında yasaklanmış ve lanetlenmiş şeyler değil. Sadece bazı ülkeler, bunları suç sayıyor, yasaklıyor. İran böyle, S. Arabistan böyle, Afganistan böyle. Çağdaş dünya ise genelde bunları suç saymıyor ve lanetlemiyor. Olsa olsa, “ahlaksızlık” deyip görmezden geliyorlar. Gidin Hollanda’ya, barlarda canlı seks şovlar, swinger kulüpleri var. Gidin Almanya’ya, en büyük genelevi zaten bir Türk açtı ve işletiyor. Gidin Japonya’ya, kullanılmış kadın külotu satılan otomatlar var. Türkiye’de bile fuhuş “genelevlerde yasal” ancak işte böyle özel girişim “swinger” partisi suç oluyor. Muhafazakâr Türkiye Ayin avuzcu medyanın önde gelenlerinden işadamı Ethem Sancak, Recep Tayyip Erdoğan’a “ilahi bir aşk” ile bağlandığını, anasını, babasını ve çocuklarını ona feda edebileceğini açıkladı. Ardından, TV1 kanalı, Kay H seri mitingi öncesi bir vatandaşın “Isırırım Recep Tayyip Erdoğan’ı, yalarım bir de” deyişini yayımladı. Narsisizmin tepe yaptığı bir iklimde, haliyle garip tapınma ayinleri de gelişiyor. TSK cemaati miş. Sıra, ordudaki ulusalcı kanadı tasfiye etme operasyonunda kullanılan ABD’ye sığınmış emekli vaizin cemaatinin Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki (TSK) kadrolarına geldi. Edindiğimiz bilgiye göre, son dönemde, TSK’nin komuta kademesine çeşitli kaynaklardan ulaşan bilgi akışı hızlanmış. Ancak, iktidara yakın durmayı ilke edinmiş olan şu andaki komuta kademesi, ne yapması konusunda ikircikli. Dahası, yakın geçmişte orduya sızan cemaate karşı yapılan çalışmalardan bile habersiz. Oysa, 2008’de TSK’de cemaate ilişkin geniş kapsamlı bir iç soruşturma yapıldığı biliniyor. O iç soruşturmada çıkan sonuçlar da biliniyor. Bir küçük araştırma ile o çalışmanın sonuçlarına ulaşılabilir. “Neydi o sonuçlar” diye sorulacak olursa, öğrenebildiğimiz bilgiler özetle şöyle: “Cemaatçiler en çok astsubaylar ve uzman çavuşlar ara K eser döner sap döner, gün gelir hesap döner sında örgütleniyorlar. Askeri okullardaki kimi öğretmenler, cemaate öğrenci devşiriyor. Cemaat, askeri yargıda hatırı sayılır bir tabana sahip, askeri doktorlar arasında da etkin. Hava Kuvvetleri’nde pilotlar dışında, teknisyen astsubaylar ve diğer subaylar arasında örgütlüler, idari kadrolarda ise çoğunluktalar. Deniz Kuvvetleri’ndeki varlıkları operasyonlarla ortaya çıktı, şu an çoğunluğa ulaşmış durumdalar. En önemlisi, komutanların en yakınında, emir subayı, emir astsubayı, özel kalem müdürlüğü gibi birimlerde yer almayı çok önemsiyorlar.” TSK komuta kademesine, kimi generallerin bile cemaatle doğrudan bağlantısı olduğu yönünde veriler sunulduğunu, ancak kimi veriye dayanan bilgilerin bile komutanlarca görmezden gelindiğini, ciddiye alınmadığını duyduk. Bu tutumu iki nedene bağlayanlar var: İktidar korkusu. Cemaatçilerin kendilerini örtmekteki üstün becerileri. ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] HARBİ SEMİH POROY Emekliyi aldatıyorlar eçim öncesi uydurma oyuncaklar kurulup kurulup yurttaşın önüne sürülüyor. İktidara yapışmış gazeteler, emeklilere sözde 5 müjde veriyorlar. Doğru mu? Değil. Tüm Emekliler Sendikası Mersin Şube Başkanı Adil Alaybeyoğlu, doğrusunu anlatıyor: “Yandaş basın, yasa gereği verilmesi gereken 6 aylık maaş artışı, emekli örgütleri tarafından açılıp, mahkemelerce emeklinin lehine karara bağlanıp bağlanmayacağı henüz belli olmayan intibak ve promosyon davaları, hükümetin milyonlarca emekliyi mağdur eden uygulamalarına kılıf yaptığı, emeklilerin sadece bir kısmının yararlanacağı 100 TL. komik artış ile sosyal güvenlik destek priminde puan indirilmesi vaatlerini müjde diye vermektedir. Yasa gereği verilmesi gereken 6 aylık maaş artışının, devam eden hukuki süreçler sonucu elde edilmesi muhtemel kazanımlar ile muhalefet partilerinin vaatlerini emeklilerin gözünden kaçırmak üzere, temmuz ayında verilecek olan seyyanen maaş artışının Ulusçuluk, ulus devlet ve Kürtler (8) eçen yazımızı, “HADEP’in yerine kurulan Demokratik Toplum Partisi DTP de kapatılacaktı” diyerek sonlandırmıştık. Parti kendisini şöyle tanımlıyordu: “DTP, demokratik uygarlık çağı değerleri olan özgürlükçü, eşitlikçi, adaletçi, barışçı, çoğulcu, katılımcı, çok kültürlü toplumu zenginlik olarak gören ve yenileşmeyi savunan; insan ve toplum odaklı diyalog ve uzlaşıya dayalı, otoritermerkezihiyerarşik siyaset yapma tarzı yerine, demokratikyerelyatay işleyişi benimseyen, demokratik iç işleyişi kararlılıkla savunan, barışçıl demokratik siyaseti esas alan, evrensel değerlere sahip çıkan, her türlü ayırımcılığı ve ırkçılığı ret eden, insanlığın özgürleşmesini, cinsler arası eşitlikte gören, bu temelde özgür, ekolojik toplumu hedefleyen demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi sol bir kitle partisidir.” Bu, “emekçi sınıflar” ilişkisi dışarıda tutulacak olursa genel anlamda bir “sosyal demokrat” parti tanımlamasıydı. Nitekim DTP,Sosyalist Enternasyonal’e veAvrupa Sosyalist Partisi’ne gözlemci statüsünde katılmıştır. DTP, Ahmet Türk’ün genel başkanlığında bağımsız adaylarla girdiği 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinde TBMM’ne 21 milletvekili sokmayı başardı. Ne var ki Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, partinin PKK’yi desteklediği gerekçesiyle kapatılması için 16 Kasım 2007 tarihinde Anayasa Mahkemesi’nde dava açtı. İddianamede partinin 8 milletvekili ile 221 DTP’linin siyasetten yasaklanması isteniyordu. Hakların Benim asıl dikkat çekmek istediğim nokta şu: Son yıllarda Türkiye, giderek daha yasakçı tavır sergilemeye başladı. Ve geriye çekilen standartlar “normalmiş” gibi yansıtılmaya çalışılıyor. Önce Özal döneminde “muzır yasa” ile erotik dergiler poşete sokuldu; AKP ise internetteki tüm porno siteleri kanunla yasakladı. Şimdi Ankara’da, “aman Türkler girmesin” diye her gün porno sitesi kapatan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) var. TİB açıklamıyor ama yaklaşık 4050 bin porno siteyi kapattı. Ama pornocular yeni adreslerle yine Türklere ulaşıyorlar. Dünya ise olaya farklı bakıyor. Sosyal medyayı kontrol eden ABD’de porno yayın, “ifade özgürlüğü” kapsamında sayıldığı için serbest. Ayrıca anayasal koruma altında. Bu yüzden, Beyaz Saray’ın önünde bile porno dergisi satabilirsiniz. Ülkeler istediği kadar yasaklasın, ABD ürünü Twitter’da bir tuşla, en “hard porno” görüntülere kolayca ulaşabilirsiniz. Bu konuyu, yıllar önce tartışıp yargı kararlarıyla teminat altına almışlar. Kimseye de sormuyorlar, “Bize göre böyle kardeşim” deyip geçiyorlar. Yukarda sözünü ettiğim temel suçlar dışında, öteki kategoriler Amerika’da suç filan sayılmıyor. “Gogo” barlardaki çırılçıplak gösterilere zaten hepimiz aşinayız. Her 10 Amerikan filminden birinde mutlaka fon görüntüsü olarak gözümüze sokuluyor. New York’un Soho semtinde, elinde çantası, altında blucini ile sokakta yürüyen, üstü tamamen çıplak bir kadın görmüştüm. Sadece dudaklarının üzerine kalemle ince bir bıyık çizmişti, “Ben erkeğim” mesajı vererek üstü çıplak dolaşıyordu. Kimse de müdahale etmedi. Bunu Türkiye’de “ahlaksızlık” sayabilirsiniz, ama onlara göre bu “insan hakkı.” Demem şu ki, bu yasaklarla, insanları tutuklamakla, özgür toplum olunmaz. S ve sosyal güvenlik destek priminin yüzde 15’ten yüzde 10’a indirilmesinin müjde diye sunulması, emeklilerin oylarını iktidar partisine vermelerini sağlamaya yönelik manipülatif haberlerdir. ” Gelelim, AKP’nin emekli maaşlarına 100 lira zam vaadine... Adil Alaybeyoğlu, onun da doğrusunu açıklıyor: “5 milyon emeklinin tamamı 100 lira artış almayacaktır. Zira 1000 ile 1100 lira arasında aylık alan emeklilerin aylıkları 1100 liraya tamamlanacağına göre 1010 lira alan emekli 90 lira, 1090 lira alan emekli ise 10 lira artış alacak demektir. Açlık sınırının 1320, yoksulluk sınırının 4 bin 700 lira olduğu Türkiye’de 1000 lira altında aylık alanların aylıklarının 100 lira artırılmasının hiçbir getirisi yoktur. Zira verilecek 100 lira, emeklinin hiçbir derdine derman olmayacak kadar önemsizdir. Artışın temmuz ayında veriliyor olması ise ayrıca tartışılması gereken bir durumdur. Hükümete soruyoruz, neden şimdi değil de seçimden sonra? Sizin iktidar olacağınızın garantisi nedir?” G çin ler Seçim14i.0 en 0’te Seym çim gü t se Yarın saa ini aşkın yurttaş sin katılıb e 2 rk e a Parkı’nd el ele verecek. H in iç venliği orlar: ağrı yapıy m mı için ç oylari.co turkiyenin da siyasi yasak istenen milletvekillileri şunlardı: Mardin milletvekili Ahmet Türk, Diyarbakır milletvekili Aysel Tuğluk, Van milletvekili Fatma Kurtulan, Şanlıurfa milletvekili İbrahim Binici, Siirt milletvekili Osman Özçelik, İstanbul milletvekili Sebahat Tuncel, Diyarbakır milletvekili Selahattin Demirtaş ve Şırnak milletvekili Sevahir Bayındır. Partinin kapatılmasıyla ilgili davanın 4. gününde yapılan 9 saatlik görüşmenin ardından karar açıklandı ve parti, 11 Aralık 2009’da kapatıldı. Anayasa Mahkemesi ayrıca 37 kişiye 5 yıl siyaset yasağı getirirken, Genel Başkan Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un milletvekilliğinin düşürülmesini kararlaştırmıştı. Parti, kapatılmadan on ay önce yapılan yerel seçimlerde ülke genelinde yüzde 5.7 oranında oy alarak 99 belediye başkanlığı kazanmıştı. Demokratik Toplum Partisi, benzer siyasal çizgide faaliyet gösterirken kapatılan 7. partiydi. Gerekçelerin özünü, “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü aleyhine eylemlerin odağı haline geldiğinin anlaşılması…” oluşturuyordu. Suçlamalar genellikle “Abdullah Öcalan’ı övme, PKK’ye övgü, toplantı salonlarının duvarlarına Öcalan posterleri ve PKK bayraklarının asılması, şiddetin ve terörün meşrulaştırılmasına çalışılması, vb.” eylemlerde yoğunlaşı yordu. Yedi partinin de ileri sürülen kapatılma nedenleri arasında hiçbir şiddet olayı/ eylemi yer almamıştı. Özellikle PKKparti ilişkileri kapatılma davalarının temel dayanağıydı. Burada, kapatılan DTP’nin Van İl Başkanı Veysi Dilekçi’nin AKP İl Başkanı Mustafa Bilici’yi ziyaretinde yaptığı PKK ile ilgili açıklamasına kulak verelim: “PKK, bu ülkenin bir gerçeğidir, bunu kabul etmek zorundayız. Bizim PKK ile organik değil, duygusal bağımız var. Çünkü bu ülkede PKK’nin militanlığını yapan insanların aileleri yaşamaktadır. Elbette bu annenin, babanın bir siyasi tercihi olacaktır. Bu insanlar DTP’yi tercih ediyorsa bu PKK ile bir bağımız olduğu anlamına gelmiyor. PKK’nin militanları bu ülkenin evlatlarıdır. Devlet bunun için bir çözüm gerçekleştirmek zorundadır.” (Zaman Online, 17.4.2007) Hiç kuşku yok ki sözü edilen “duygusal bağların” oluşup gelişmesinde daha başka nedenler de vardı. PKK’nin eylemleri “Kürt sorunu” diye bir sorunun varlığını hem kamuoyuna, hem devlete, hem de iktidar ve muhalefetteki partilere duyurmuş, bu sorun çerçevesinde farklı katmanlarda çözümüne ilişkin çeşitli tartışmalar başlamıştı. “Bir şeyler” yapılması gerekiyordu. Nitekim bu tartışmalara bağlı olarak, örneğin, 1 Ocak 2008’den itibaren TRT, Kürtçenin Sorani, Kırmançi ve Zazaca lehçelerinde yayına başladı, buna Kürtçe yayın yapan çeşitli özel kanallar eklendi. Kürtçe kitap, gazete, dergi yayımcılığı ile birlikte Kürtçe müzik CD’leri serbest bırakıldı. Kürtçe dil öğreten özel kurslar açıldı. Sona yaklaşıyoruz... İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAn ERİnÇ İcra Kurulu Başkanı AKIn ATALAY Genel Yayın Yönetmeni CAn DünDAR Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü Ayşe Yıldırım Başlangıç Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 Ahmet Rasim Sok. No: 14 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. nAMAZ VAKİTLERİ İmsak İstanbul 03.41 Ankara 03.32 İzmir 04.03 Güneş Öğle 05.33 13.08 05.21 12.52 05.47 13.15 İkindi 17.03 16.46 17.06 Akşam 20.30 20.12 20.31 Yatsı 22.13 21.51 22.06 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle