28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Y ASAM 2 CEREN ÇIPLAK Mükemmel Merkür LG G4 sahnede LG’nin merakla beklenen yeni amiral gemisi telefonu LG G4, dünyayla aynı anda İstanbul’da tanıtıldı. 5.5 ekran ve 32 GB depo alanlı LG G4, kullanıcıya Google Drive üzerinden 100 GB ücretsiz depolama alanı sunuyor. Perşembe 30 Nisan 2015 NASA’ya ait Messenger uzay aracı, Merkür’ün fotoğraflarını dünyaya yolladı. Fotoğraflar gezegenin yüzeyinin incelenmesi için sonradan renklendirildi. EDİTÖR: AYŞE FERHANGİL TASARIM: ÇAĞLA SEVİNDİK ‘Kültürün bakanlığı olmaz’ Fırat Tanış: Kültür, merkezi bir şey mi ? Bu mantıklı mı? Yahu, devlette sansür var! alip Karamahmutoğlu imzalı “Öğrenci İşleri” filminde rol alan Fırat Tanış’la filmi bahane edip buluştuk, konuştuk. Tanış, Kültür Bakanlığı ve Kültür Merkezi kavramlarına karşı... Sanatçıların da, ‘Devlet’le ilişkisini mümkün olduğunca kopartması gerektiğine inanıyor.. Tanış, “Haydi sor sor” deyince de, aşağıda okuyacaklarınız peş peşe aklımıza takılıyor. Türkiye gündeminin hızı baş döndürüyor, takip edebiliyor musunuz? Türkiye’den uzun zamandır konuşulmayanlar, konuşuluyor. Ani değişimler yaşanıyor. Konuşmak güzel, yeter ki silahla, çirkin siyaset olmasın. Bunların geçici olduğunu görüyoruz. Dünyadan canlı çıkış yok. Her kötü şey, yerini daha kötüye, iyi şey deiyiye bırakabiliyor. Tarihte değişen olay dizisi olmasaydı, Hattuşaş hâlâ başkent olurdu! 600 yıllık dili bir günde değiştirenle, 90 yıl sonra çıkıp “İsteseler de istemeseler de bu dili öğrenecekler,” diyen arasında fark görmüyorum. T ‘AKM’yi biz yıkalım’ Oyuncu Fırat Tanış’la Ceren Çıplak konuştu. Fotoğraflar: VEDAT ARIK Kültür Bakanlığı, kültür merkezi olur mu? AKM’yi onarmak için harcanan çabayı anlamıyorum. AKM’nin yıkılması gerek, ama bunu yıkması gerekenler biziz. Kültür merkezîleşirse böyle olur. Gücü yaymak lazım. Devlet Opera Balesi’ni, Devlet Tiyatroları’nı, AKM’den kültür merkezi binalarından sokağa çıkartıp, insanlara karıştıralım. Sanatçıların devletle olan ilişkisini mümkün olduğunca kopartalım. 657’ye tabii olmayalım, hayata tabii olalım. Burada yıkalımdan kastım, temsilî bir yıkımdır! Nasıl bir değişim istemeliyiz ? Muhafazakârlık ve din, bu toprakların yüzyıllardır gerçeği. Bazılarının bunu öğrenmesi ve farkına varması gerek. İnsanlar, din Gökçek’e kızmıyorum lerini istedikleri gibi yaşayabilir. ‘Ya dindarsın ya da devrimci,’ algısı kalkmalı. Elit, kendini sırça köşkünde ayrıcalıklı gören sanatçılar eleştiriliyor ya, aslında eleştirenler haklı. Bugün, sanki 90 yıldır heykel sanatına takla attırmışız gibi Melih Gökçek’in “robocop” heykeli için “Böyle heykel mi olur?” diyoruz. Peki nasıl olur? Küçük bir çocuğa kızılacak bir şey varsa Gökçek’in davranışında da kızılacak şey bu kadar. Peki ne yapmalıyız? Sanatın yanında maalesef faniyiz. Bir gün, Robocop bile olsa o heykel kalacak. Gökçek, böyle anılmak istiyorsa yapacak bir şey yok. Güzel heykel nasıl olur? Bunu anlatabili yor muyuz? Mesela Van Devlet Tiyatrosu’nda (DT) Othello’yu izleyen Ayşe Teyze’nin aklında erkek terörü kalıyor mu buna bakalım. Bu işler sözcüklerin sonundaki “r” harfini vurgulamakla olmuyor; önce, sokaktaki insana benzeyeceksin. Konya DT’de yıllarca çalışıp Mevlanâ’ya gitmemiş insanlar biliyorum. Kendi içinde kolonici halinden çıkıp, insana değmek, insana karışmak gerekiyor. Buna biraz açar mısınız Oyunculuk, sanat yüksek, uç bir şey değil. Tiyatro dünyasından biri bir makale kalem almış, içinde de Sanat yüksek değil “Sanat öyle ha deyince yapılmaz,” yazıyor. Bir dakika! Sanat neden “ha” deyince yapılmıyor. “Ha” deyince de yapılır. Elime sazımı alıp dertlerimi hafifletmek için iki tıngırdatamayacağım mı? Bunu sanattan mı saymıyorsun? Olası bir değişim gerekiyorsa, özeleştiriye ihtiyaç varsa bu “karşı taraf”tan değil “bizim taraf”tan yapılmalı. Sansür hakkında neler söylemek istersiniz? Sanat festivalinde her şeyi konuşup tartışabilmeliyiz. Kültür Bakanlığı’ndan destek almamak da onurdur. Devlet Tiyatroları’nda sansür var diyorlar, Hoşgeldin kardeşim! YaDevlette sansür var! Orada nasıl olmasın, ayıkamıyorsunuz ki. Tanış’a göre Türkiye’deki kediler de mustarip. ‘Cihangir’in değil de, Yozgat’ın kedisiysen?’ “Eskişehir’de bir belediye başkanı, 23 Nisan’da tornacı çocuğun yerine geçmiş. Keşke Başbakan yapsaydı. Memlekette milyonlarca çocuk işçi, çocuk gelin var. Ülkede çocuksan, engelliysen, hatta çocuk engelliysen eyvah! Hele hayvan isen! Ola ki bu memlekette Cihangir değil de Yozgat’ta kedi olarak gelmek de mümkün! Güçsüzler ülkenin erkekleri tarafından ezilmeye, dövülmeye mahkum.” Europol’ün raporuna göre AB’deki kaçak parfümün yüzde 52’si Türkiye kaynaklı B polis teşkilatı Europol AB’deki mal sahteciliğini incelediği kapsamlı raporunu yayınlandı. Buna göre AB’deki kaçak parfüm ve kozmetiğin yüzde 52’si Türkiye’den gidiyor. “AB’de Mal Sahteciliğinin Durumu 2015” başlıklı rapora göre Türkiye sahte mal üretiminde parfüm ve kozmetik alanında “uzmanlaştı”. Hindistan’ın uzmanlık alanı ilaçlar, Mısır’ın da gıda olarak belirlendi. Türkiye sahte koku cenneti A ülkeler için öncelikler belirledi. ‘Birinci öncelik’ Çin’e verilirken ‘ikinci öncelik’ ilaç alanında Hindistan’a, gıda maddeleri alanında Türkiye’ye, yetersiz mevzuat ve yolsuzluk sorunları için Malezya’ya ve bu alandaki yetersiz kolluk dolayısıyla Filipinler’e verildi. Avrupa Komisyonu Vergilendirme ve Gümrük Birliği Genel Direktörlüğü’ne göre 2013’te toplam 26.1 milyon Avro’luk Türkiye kökenli parfüm ve kozmetik ele geçirildi. Türkiye bu ürünlerin genel ele geçirilen miktarının yüzde 52’si için kaynak ülkeydi.” Sahte mal dağıtımında internet en büyük paya sahip. Rapora göre, tüketici düşük fiyatla cezbediliyor, 7/24 mal alabiliyor ve teslimattan yararlanıyor. rmeni sorunu hakkında yazmak bana çok güç geliyor... Çünkü ben Ermeni komşular ve sınıf arkadaşlarıyla birlikte, barış ve dostluk duyguları içinde büyüdüm... Çünkü benim ailemde Rumlar, Yahudiler ve Ermeniler, her zaman saygın muamele gördü... Çünkü büyük devletlerin de taraf oldukları, çöken Osmanlı’yı paylaşma kavgası, Anadolu halkını birbirine düşürmüş, acıları bugünlere gelen insanlık dışı cinayetlerin işlenmesine yol açmıştır... Çünkü bu cinayetlerin bugün yeniden bir siyaset ve hukuk sorunu olarak gündeme getirilmesi, ülkemizin Türk, Kürt, Ermeni vatandaşlarını rahatsız edici, aralarındaki ilişkileri olumsuz yönde etkileyici sonuçlar doğurur diye çekiniyorum... Çünkü bir Ermeni aydını olan vatandaşımız Hrant Dink daha yeni öldürüldü... Çünkü tetiği çeken cinayet sanığı yakalanmış olmakla birlikte, onun arkasındaki güçler, oynanan oyunlar henüz tümüyle açıklığa kavuşturulamadı; bunun acısı ve utancı hâlâ hepimizin yüreklerinde... Çünkü bazı arkadaşlar yazılarında soykırım tezini, bu tezi kabul etmeyenlere karşı o denli saldırgan ve hakaretamiz ifadeler kullanarak savunmaktalar ki, onlarla aynı üslupla tartışmak beni utandırır! HHH Ama 1915’te ne oldu sorusuna, gözlerimizi, kulaklarımızı ve vicdanlarımızı kapayamayız... Çünkü üzerinde ısrarla durulan “Soykırım oldu” iddiası Yahudi soykırımına da gönderme yaparak özel bir hukuksal durumu ve bu durumun zorunlu sonuçlarını tanımlıyor. 1915 Ermeni sürgünü (tehciri) soykırım mıydı? Bu konuya ilerde yeniden döneceğim... Şimdilik konunun uzmanlarından, uluslararası hukuk doktoru, köşedaşım Özgür Mumcu’nun 25 Nisan tarihli Cumhuriyet’teki makalesinin olayı çok iyi özetlediğini belirtmekle yetineyim. HHH 1915 yılının Nisan ayında, bir ay önce Zeytun’da başlamış olan Ermeni isyanı, tarihe İkinci Van İsyanı adıyla geçen bir olay olarak Van’a da sirayet etmişti... Hemen arkasından da Rus orduları Van’ı işgal etmişler ve büyük bir katliam başlamıştı... Rusya’nın müttefikleri İngiliz ve Fransızlar (ne tesadüf) tam bu sırada Çanakkale’ye çıkarma yapmışlardı! Zorunlu sürgün (tehcir) kararı bu arada alınmıştır: Van, Ermeni çetecilerinin zulmü altındadır... Örneğin, Belediye Başkanı Bedros Kapamacıyan, Ermeni terörüne boyun eğmediği için 10 Aralık 1912’de Ermeni çeteciler tarafından öldürülmüş ve bu toprakların mikro trajedilerine biri daha eklenmişti! Nisan 1915 E Modanın tepesinde bir Türk: Çakmak ve küresel çizgilerin karışımıyla Türkiye’ye özel oda endüstbir tarz yaratılmarisindeki 15 sıyla çıkıyor.” deyıllık kariyeri bodi. Türkiye’de moyunca lüks modada ve tasarım okulda sürdürülebilirlarının hala gelişlik konusunda uzme süremanlaşan Bucinde oldurak Çakmak ğunu söyşimdi billeyen Çakdiklerini ünmak, genç lü tasarımcıların menesile yazun olduğu tırım yaParsons The pılması geNew School rektiğiof Design’da ni söyledi. Çakmak ODTÜ’den anlatacak. Cumhuriyet’e başarılı takonuşan Çakmak, sarımcıların çık“Her ülkenin motığına işaret eden dada kendine has Çakmak moda yaklaşımı var. sektörüne ilişkin Türkiye’de doğu de,“Rekabet güve batının etkilecümüz kuvvetrini görmek müm li; özellikle tekskün. Ülkenin bir til ve deri ürünlekesiminde global, rinin üretiminde. geniş bir kesimin Ancak sorun marde bölgesel etkiler kaların tasarım diöncelikli. En ilginç rektörlerine önem örnekler ise yerel vermemesi” dedi. DUYGU GÜVENÇ Lüks kaynak M Raporda, Mısır, Yunanistan, Gana, Hindistan, Kore, Fas, Malezya ve Türkiye’nin tüketiciye hitap eden ve lüks ürünler alanında kaynak ülkeler olduğu belirtilerek şöyle denildi: “Avrupa Komisyonu sahte üründe AB’ye en fazla etki eden üçüncü İstenmeyen mesaj bitti üketiciye izinsiz SMS, elektronik posta, telefon aramalarını yasaklayan düzenleme 1 Mayıs’ta yürürlüğe giriyor. Artık istenmeyen gönderiler ileten firmalara 50 bin liraya kadar para cezası var. Siz de mesajları almak is T temiyorsanız, mesajı gerekçesiz reddedin. Eğer, mesaj gelmeye devam ediyorsa 6 ay içinde Gümrük Bakanlığı’na şikayetçi olun. Ancak bir mesaja onay verirseniz, unutmayın firma bunu bayi ve özel işletmeleri için de kullanabilir. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle