23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 30 Nisan 2015 EDİTÖR: PINAR YILDIZ TASARIM: SERPİL ÜNAY Milano Protokolü, dünya çapında sürdürülebilir tarım, gıda israfı, açlık ve obezite olmak üzere, üç soruna çözüm bulmayı hedefliyor. rafı, açlık ve obezite olmak üzeünyada 1 milyar aç inKişi başı san var ve 2 milyara ya re, üç soruna çözüm bulmayı kın insan fazla beslenamaçlayan Milano Protokolüne mekten kaynaklı hastalıklarla göre bu üç paradoks çözülmetüketim 4 kg uğraşıyor. İnsanların beslenme den, dünya yaşanır bir yer ol Açlığı sıfırlama hareketi D mayacak. Milano Protokolü acilen açlığı sıfırlamayı, sürdürülebilir ve adil tarım politikaları benimsenmesini ve acilen gıda israfının yüzde 50 düşürülmesini planlıyor. ekonomi 11 Yaralar Nasıl Kapanacak (3) 990’lı yıllarda İnsan Hakları DerneğiVakfı görevlerimiz bağlantılı Prof. Gencay Gürsoy ile birlikte, uluslararası örgütün adını, görevini anımsayamadığım bir yetkilisi ile yemekte görüşmedeydik. Bizim dışımızda başka başka örgütlenmelerin besbelli önceden randevulu temsilcileri de geldiler, başbaşa konuştular... Güneydoğu’dan Süryani kilisesi temsilcisi olduğunu anladığım birileri de vardı. Yine uzaktan kulak misafiri olduğum kadarı ile kendilerinin yaşadıkları yerleri, görevlerini terk etmeleri için yapılan baskılardan, tehditlerden yakınıyorlardı... PKK’nin de adı geçiyordu... Aradan kabaca bir on yıl geçmiş, PKK lideri Apo derin örgütler ya da devletler arasında geçmiş ayrıntılarını asla tam bilemeyeceğimiz pazarlıkların sonucunda ABDAB odaklı siyasi kararlarla Türkiye’ye teslim edilmişti... Yaşanarak bilindiği üzere 2000’li yılların ilk yarısında PKK terörü eksenli çatışmalar diplere inmiş, anlamlı, mutlu bir gelişme olarak can kaygısı ya da askeri yasaklarla zorunlu boşaltılmış köylere yeniden dönüş projeleri gündeme girmişti... Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin simge olmuş İdil projesi kapsamında İdil merkezli bölge turundaydık... Yaraları sarmaya yönelik “Çözüm Paketi” adında bir proje henüz ortada yokken de, barış umutları çok yükselmiş, kimi gerçekten işlevsel olabilecek, kimileri çok incelikli çabalar, en önemlisi sivil örgütlenmeler, gönüllülük odaklı da, çok doğal Kardelen’i anımsatan pıtraklıkta bölgede yaygınlaşmıştı... Konakladığımız öğretmen misafirhanesinin avlusunda kaygılı konuşmalara tanık oldum... Baskılarla bölgeyi terk etmiş, yurtdışına kaçmış Süryani Midyat kökenli çok zengin bir ailenin Fransız vatandaşı, hukukçu olan bir temsilcisi gelmiş, ucsuz bucaksız olduğu söylenen köyleri, tarlaları, malmük peşine düşmüştü... Yargısız, can acıtmayacağı umulan değerinin altında fiyalarla, işgalci köylülerle uzlaşmaya çalıştığı söyleniyordu. Yine de mülklere yerleşmiş ya da yerleştirilmiş Kürt kökenli köylülerin altından kolay kolay kalkamayacakları rakamlar söz konusuydu. Tapu takaslarında anlaşıp anlaşmadıklarını bilemem elbet... Kimi gazete haberlerinden geri dönen ve aynı zamanda kültür mirasları olan kaliteli şarapçılık üretimine geçen Süryanilerin öykülerini sizler de anmsayabilirsiniz... HHH Göreceli derin olmayan, bir yaranın bile kapanmasının ne kadar zor olduğunu anımsatan bu sorunu, elbette Osmanlı topraklarında ülkenin vatandaşları olarak Ermenilerin yaşadıkları tehcir eksenli travmanın adının “KırımBüyük FelaketSoykırım...” olduğu tartışmaları üzerinden, yaraları sarmaya yönelik çözüm arayışlarını akıl süzgecinden geçirebilmek için gündemimize taşıdım... Amaçlananın, “Yüz yıl öncesinin yasal hukuksal koşullarına dönüş adına ortalığı kırıp geçecek, yeniden çatışmalar, savaşlar üretebilecek..” ya da “Ermenistan başta bugün dünyaya yayılmış yaşayan Ermeniler ile aynı topraklar üzerinde kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arasında, en az can yakacak, yaraları saracak bir çözüm mü?” ikilemine sıkışıp kaldığını görmeme lüksümüz olabilir mi? ABDAB ağırlıklı Ermeni Diyasporası’nın yaşananların “soykırım” olduğunun evrensel hukuk boyutları ile saptanması çabalarının arkasında duran ya da siyasi çıkar hesapları ile zikzaklı oynayan ülkeler ve liderlikleri elbette siyaseten sınırsız baskılarına karşın, yargısal boyuttan kaçınırlarken, “neyi, niçin, nereye kadar” yaptıklarının ayırımındalar. Yeri gelmişken küçücük, gerçekçi bir anımsatma da gerekli... Tehcir edilen Osmanlı vatandaşı Ermenilerin arkalarında bıraktıkları topraklar, malmülkleri, nüfusları ile oranlandığında, Osmanlı’nın diğer vatandaşları, hele de Müslüman ve Türk sayılanlarından katları ile fazla çıkabilir... İktidarlarının, Cumhuriyeti siyaseten reddederken, hayranlıkla benimsedikleri Osmanlı İmparatorluğu gücünü savaşlar işgallerden aldığı için, dayandığı kökenden olanları savaşçı olarak kullanmayı yeğlediği biliniyor... Ticaret ve gelir getiren üretimleri azınlıklara terk etmiş, dahası kendinden olanlara bir tür yasaklamıştı... Özetle “soykırım” tezinin dünya çapındaki siyasal yaygınlığına, uluslararası hukukla destek verilse ve amaçlanana yönelik eyleme geçilse, öncelikle Türkiye’den toprak koparılacak, öngörülenden çok tapu nasıl olabilecekse el değiştirecek... Hani bugün gelinen noktada, siyaseten ezilenlerin kardeşliği tadında, bölgede tehcirin etkin suçortağı, ağırlıklı mülklere de el koymuş, siyasi Kürt hareketlerinin, işledikleri “soykırım” suçları için özür diledikleri söyleniyor ya... İki uç, radikal siyasi cephenin düşleri... Türkiye Kürdistanı ile Türkiye Ermenistanı, ortak çoğunluk alanlarda hem harita hem de aile mülkleri bazında çakışmaktalar... si için elzem olan tahılın yüzde 55’i bioyakıt olarak veya hayvan beslemede kullanılıyor. Topraklar az, ekilebilir alan az derken üretilen gıdanın 3’te biri (1.3 milyar ton gıda) çöpe gidiyor. Bu sorunlara çözüm bulmayı amaçlayan dünyanın önŞEHRİBAN de gelen makarKIRAÇ na üreticilerinden Barilla ‘Milano Protokolü’nü geliştirerek bu hafta sonu başlayacak olan EXPO Milano’da tüm ülkelerin imzasına sunacak. 147 ülkenin katılacağı EXPO Milano 2015’in ardından Birleşmiş Milletler’e devredilerek, küresel ısınmaya karşı oluşturulmuş Kyoto Protokolü gibi bir statü kazanması hedefleniyor. Barilla Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Güneş Karababa’ya göre dünya çapında sürdürülebilir tarım, gıda is Türkiye’de üretilen bugdayın makarna üretimine yetişmediğini kaydeden Karababa, “Türkiye bu alandaki hammaddede tamamen dışarıya bağımlı. Türkiye’de buğdayı sözleşmeli tarımla UrfaMardin’de sözleşmeli tarım modeliyle yetiştiriyoruz. Dünyada 30 milyon ton durum buğdayı üretiliyor. Türkiye 3 milyon ile bunun yüzde 10’unu yetiştiriyor. Türkiye makarna ihracatında İtalya’dan sonra ikinci sırada. İtalya 1.2 milyon ton ihraç ederken Türkiye, 759 bin ton makarna ihraç ediyor. İtalya’nın ton başına fiyatı 1100 Avro iken, Türkiye’nin 650 Avro” dedi. Dışarıya bağımlıyız Fabio Foltran Güneş Karababa Rekolte iyi ama ekonomi kötü arilla Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Güneş Karababa, 2015’in iyi geçmediğini belirterek, kısmen hedeflerinin altında olduklarını söyledi. Buğday rekoltesinin iyi olacağını ancak sıkıntıların ekonomi kaynaklı ol Güneş Karababa, Barilla’nın şefiyle Türkiye’de makarna tüketim alışkanlıklarıyla ilgili de şu bilgileri paylaştı: Türkiye’de kişi başına makarna tüketimi 7 kg. Akdeniz ülkelerinde bu rakam 10 kg ve 26 kg ile İtalya zirvede bulunuyor. Gençlerde makarna tüketimi daha yüksek. Türkiye’de yurttaşlar makarnayı çok haşlıyor (18 ile 25 dakikaya arasında) İtalyanlar makarnayı daha sert seviyor. 1 B duğunu anlatan Karababa, “Perakende kanalında indirim marketler hızla büyüyor. Oralarda markalı ürün satılmıyor. Böyle bir paradoks var. Şu anda da tüketici sadece makarna değil, her kategoride indirim marketlere yö neldi” diye konuştu. Barilla 1.5 yıl önce New York’ta ilk restoranı Academia Barilla’yı açtı. Reçetelerini dünyaya yaymak için dev bir zincir olmayı hedeflemiyor. Hedef 2016’da İstanbul’da da şube açmak. Fed faizi değiştirmedi BD Merkez Bankası, beklendiği gibi Nisan ayı toplantısında faiz politikasında değişiklik yapmadı ve faizleri yüzde 0.25 seviyesinde sabit tuttu. Fed Açık Piyasa Komitesi (FOMC) Nisan ayı toplantısının ardından yapılan açıklamada, ekonomik büyümenin, hava koşullarına bağlı olarak kış aylarında yavaşladığına dikkat çekildi ve büyüme verilerinin “kısmen geçici” faktörleri yansıttığının altı çizildi. Açıklamada, “İstihdam artış hızı yavaşladı ve işgücü kaynaklarının eksik kullanımı fazla değişiklik göstermedi” denildi ve üretim ve işsizlik büyümesinin ilk çeyrekte yavaşlamış olmasına karşın, doğru politikalarla ekonomik faaliyetin ılımlı bir düzeyde büyümesinin beklenmeye devam edileceği vurgulandı. Açıklamanın ardından, gün içinde 1.1187 dolar düzeyine yükseldikten sonra 1.1149 dolar düzeyine kadar çekilen euro, karar açıklandıktan sonra gerilemeye başladı. Euro 1.1115 dolar düzeyine çekilirken, açıklama öncesinde 2.65 liranın altında olan dolar yükselişe geçerek 2.6651 liraya çıktı. l Ekonomi Servisi Boyner’e 885 milyon liralık Katarlı ortak Boyner Perakende’de çıkarılmış sermaye 40’tan 57.7 milyon liraya yükseltme kararı alındı. talyan moda markası Valentino’nun da sahibi olan Katarlı Mayhoola For Investments, Boyner Perakende ve Tekstil Yatırımları’nda sermaye artışı yoluyla yüzde 30.7 pay sahibi olurken, Mayhoola söz konusu pay için 885 milyon lira ödeyecek. Boyner Perakende bünyesinde Altınyıldız, Ay Marka, Beymen ve Boyner Büyük Mağazacılık şirketleri bulunuyor. Boyner Grup’tan yapılan açıklamada, Boyner Perakende’nin 40 milyon lira olan çıkarılmış sermayesinin 57.7 milyon liraya yükseltileceği ve sermaye artışının mevcut hissedarların rüçhan hakları kısıtlanarak tamamının Mayhoola tarafından karşılanacağı belirtildi. Mayhoola’nın ödeyeceği tutar Boyner Perakende’de hisse başına 50 liraya denk geliyor. l Ekonomi Servisi A İ Boyner Perakende’de sermaye artışının onayı askıya alındı. Yeni yatırımlar gündemde oyner Grup Yönetim Kurulu Başkanı ve Üst Yöneticisi (CEO) Cem Boyner ortaklık hakkında; “Grubumuz üç yıl önce belirlediğimiz uzun vadeli stratejisini sistematik bir şekilde uyguluyor. “Mayhoola for Investments” ortaklığı ile özkaynak yapımızı güç B lü büyüme hedeflerimizi destekleyecek hale getirdik. Ortaklığımızın perakende şirketlerin Türkiye’deki lider konumlarını güçlendirirken, uluslararası yatırımlar açısından da gelecek stratejilerimize katkı sunacak. 2015 ve sonrası sektör için heyecan verici olacak. Cem Boyner: Güçlenen finansal yapımızla yeni nesil perakendede örnek yatırımlar planlıyoruz. Komşuya ‘acil yardım’ artırıldı vrupa Merkez Bankası (AMB), Yunanistan’ın kreditörlerle yürüttüğü görüşmelerde ilerleme sağlanamaması ile fonlara girişin daha zor hale gelebileceğine dikkat çekerek, Yunan bankalarına sağladığı acil likidite miktarını yükseltti. AMB Yönetim Konseyi, Acil Likidite Yardımı (ELA) tavanını 1.4 milyar Avro artırarak 76.9 milyar Avro’ya çıkardı. ELA miktarı geçen hafta da 1.5 milyar Avro arttırılmıştı. Yunanistan ile kreditörleri arasındaki anlaşma ihtimali görülmemesi üzerine riskleri azaltmak için alınacak önlemler konusunda çalışma yürütüyor. AMB uzmanları, bankaların teminat gösterdikleri menkul kıymetler üzerinde iskontoları artırma teklifinde bulundu. l Ekonomi Servisi A Körfez, enerjiye odaklandı luslararası Yatırım Zirvesi’nde buluşan Körfez yatırımcıları, enerji, teknoloji ve emlaka odaklandı. Bu yıl ikincisi düzenlenen zirvede, Katar, Suudi Arabistan, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden toplam 1.5 trilyon dolarlık fonu yöneten yatırımcılar, Türkiye’de yatırım yapmış uluslararası şirketlerin yöneticileri ve hükümetin üst düzey temsilcileriyle yatırım fırsatlarını değerlendirdiler. Zirve Başkanı Haşim Süngü, Körfez yöneticilerinin odaklandıkları alanlara yoğunlaştıklarını be Avea’nın tamamı Türk Telekom’da lirtirken, Ortadoğu Ekonomi Platformu Başkanı Erdin Özel de Körfez kaynaklı fonların önümüzdeki günlerde Türkiye’de büyük yatırımlara imza atacaklarını vurguladı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ise Türkiye’nin ArGe ve inovasyonda iddiasını artırarak sürdürmeyi, ülkenin AfroAvrasya’nın ArGe ve üretim üssü olmasını hedeflediklerini söyledi. Işık, Türkiye’nin birçok alanda başarı gösterdiğini ancak tasarruf yetersizliği yaşandığını belirterek, doğrudan yabancı yatırımın önemine işaret etti. l Ekonomi Servisi ürkiye İş Bankası ve Grup şirketleri, ellerindeki Avea hisselerini Türk Telekom’a 875 milyon TL karşılığında satmak için anlaştı. İş Bankası ve Grup şirketlerinin elinde bulunan yüzde 10’luk Avea hissesinin satışıyla ilgili ödemeler TL üzerinden gerçekleştirilecek. Toplam ödemenin yüzde 6’3’ünün Ocak 2017’ye kadar iki eşit taksitle, kalan yüzde 93.7’lik kısmının ise 2017’den başlayıp 2020’ye bitecek şekilde, yılda bir kez olmak üzere dört eşit taksitte gerçekleştirileceği açıklandı. Türk Telekom Grubu Üst Yöneticisi (CEO) Rami As U T lan, Avea’nın tüm hisselerinin Türk Telekom tarafından alınmasının grubun ileriye dönük büyüme hedeflerini destekleyecek önemli bir adım olduğunu söyledi. Asıl işe odaklanacak İş Bankası’ndan yapılan açıklamada ise “İş Bankası Grubu’nun iştirakler stratejisinin ana unsurlarından birini oluşturan esas faaliyetlere odaklanılması kapsamında, Türk Telekom’un verdiği 22 Nisan 2015 tarihli teklifin değerlendirilmesiyle imzalanan anlaşma sonrasında pay devri, gerekli yasal izinlerin alınmasının ardından gerçekleştirilecek” denildi. l Ekonomi Servisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle