28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 3 Nisan 2015 KULTUR ‘Soytarım Lear’ Yiğit Sertdemir’in uyarlayıp yönettiği Shakespeare’in “Kral Lear” oyunu 1314 Nisan saat 20.30’da Çevre Tiyatrosu’nda sahnelenecek. EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ ‘Kremlin Kuğu Gölü Balesi’ ‘Kuğu Gölü’ Rusya’nın genç bale topluluğu Kremlin Balesi’nin performansıyla sanatseverlerle buluşacak. Çaykovski’nin ünlü şaheseri, 23 Mayıs’ta İstanbul’da Zorlu PSM’de “perde” diyecek. Dehşetengiz ve şoke edici sahneler Ürkünç bir se yir deneyimi Testere fantazisi 19 Marx’a bugünden bakmak Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Felsefe ve Sosyoloji bölümleri tarafından 678 Nisan 2015 tarihlerinde MSGSÜ Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu’nda “Bugün Marx” adlı sempozyum düzenlenecek. İlk gün Ali Akay’ın başkanlığında “Politik Ekonomi Bugün İçin Ne Söyler?” başlıklı oturumda Haldun Gülalp, Ertuğrul Ahmet Tonak ve Ahmet Alpay Dikmen konuşmacı olacak. l Kültür Servisi Festivalin arifesinde bu hafta şehir sinemalarında ‘Teksas Katliamı’ dışında pek önemli bir filme rastlanmıyor. Film, bütün zamanların en iyi korku filmleri arasında anılıyor lin Hardesty (Paul A. Partain) kardeşlerin, yolda rastlaştıkları Deri Surat’la (Gunnar Hansen) yamyam ailesine yakalandıklarında yaşadıkları kâbus oluşturuyor. Yönetmen Tobe Hooper’ın, kurbanlarının derisini yüzüp kendine maskeler yapan, ABD’nin ünlü seriyal katili Ed Gein’den esinlenerek yarattığı Deri Surat’la, insan bedenini sanki tavukpiliç yermişçesine parçalayıp löp löp götüren yamyam aile bireylerini, korku sinemasının en temel kahramanları arasına sokan, cinayet silahı olarak seçilmiş elektrikli testere fantezisiyle de akıllara kazınan bu korku klasiğini, devam filmlerinin hızlanarak süregeldiği günümüzde yeniden seyretmek, sinir bozucu olduğu kadar ilginç bir seyir deneyimi de yaşatabilir meraklısına. Çalıştıkları mezbahanın makinelerle donatılarak modernleştirilip yenilenmesi nedeniyle işsiz kalmış, emekçi ailesinin reisi Deri Surat’ın Güzel Kadın maskesiyle servis yaptığı, seyircide alttan alta bir Amerikan değerleri parodisi izlenimi de yaratan akşam yemeği bölümü gibi unutulmaz sahneler içeren, 80 küsur dakikalık bu öncü klasiği, yıllar sonra yenilenmiş kopyasıyla festival öncesinde beyaz perdede seyretmek, kuşkusuz her sinemaseverin es geçmeyeceği, ürkünç bir seyir deneyimi vaat ediyor meraklısına. B ütün sinemaseverleri yine tatlı heyecanlara kaptırıp 2 haftalık, kaçınılmaz bir maraton koşuşturmacasına (34. kez) sokacak olan İstanbul Film Festivali’nin arifesinde şehir sinemalarında, üçü yabancı, üçü yerli, toplam 6 sıradan film gösterime giriyor bu hafta. Son dönemde nerdeyse gitgide bir furyaya dönüşen, dinsel ağırlıklı, İslami motiflerle örülü, cinlere perilere, hurafelere ve doğaüstü güçlere dayalı, o evlere şenlik yerli korku filmleri salgınının son uzantısı “Münafık” ve sulu komedilerin 2 yeni örneği, “Aşkopat”la “Figüran” haftanın yerli yapımları. Yabancı filmlerse, yönetmen James Wan imzalı “Furious 7 Hızlı ve Öfkeli 7”, 12 yıl öncesinde “The Station Agent”la çıkış yapmış Thomas McCarthy’nin yazıp yönettiği, başrolünü de Adam Sendler’a verdiği ama bu kez eleştirmenlerce hiç beğenilmeyen “The CobbleŞans Ayağıma Geldi” ve sinema tarihinin en korkunç korku filmlerinden biri sayılan, haftanın biricik dikkate değer filmi denebilecek, adı da yönetmeni Tobe Hooper’la öz Seyir Defteri sergisi Beril Anılanmert’in “Seyir Defteri” adını taşıyan sergisi, Frankofoni Festivali kapsamında, 25 Nisan’a kadar Özel Saint Benoît Fransız Lisesi’nin sanat galerisi “La Galerie”de görülebilir. Ziyaretçiler sergide, Uluslararası Seramik Akademisi üyesi Prof. Beril Anılanmert’in sanat yaşamı boyunca ortaya koyduğu birçok eseri görme fırsatı yakalayacak. l Kültür Servisi 40. yılını dolduran film, içerdiği son derece gerçekçi, şoke edici ve dehşetengiz sahneleri nedeniyle bizim gibi çoğu ülkede uzun süre yasaklanmıştı. Yönetmeninin nezaretinde restore edilmiş gıcır gıcır, yeni bir kopyasıyla tüm dünyada gösterime girdi. deşleşmiş olan, 1974 yapımı ünlü klasiği “The Texas Chain Saw Massacre Teksas Katliamı”. Adı bütün zamanların en iyi korku filmleri arasında anılan, sonradan birçok taklidi kopyası da çevrilen, içerdiği son derece gerçekçi, şoke edici ve dehşetengiz sahneleri nedeniyle, bizim gibi çoğu ülkede uzun süre yasaklanan ve bu hafta çevrilmesinin 40. yılı münasebetiyle, yönetmeninin nezaretinde restore edilmiş gıcır gıcır yeni bir kopyasıyla tüm dünyada gösterime giren “Teksas (Elektrikli Testere) Katliamı”nın konusunu, büyükbabalarının mezarını görmek ve ailelerinin eski evine uğramak için arkadaşlarıyla birlikte Teksas’a giden Sally (Marilyn Burns) ile Frank ‘Fosforlu Elma’ çıktı “Türkiye’nin sesli, ilk edebiyat ve sanat dergisi” olarak okurlarının karşısına çıkan Fosforlu Elma, görme engellilerin de edebiyat ile buluşmasını sağlamayı hedefliyor. Abdullah Enes Aydın’ın çekirdek yazısıyla başlayan dergi, Hüseyin Dikmen’in “or a toryum” adlı şiiriyle devam ediyor. Bilal Çağlar, Mehmet Şanlı, Muhsin Kandıralı, Hasan Hüseyin Candemir, Fatih Korkmaz ve Abdullah Enes Aydın ilk sayının şairleri. Deneme, öykü ve eleştirilerin de yer aldığı dergideki metinleri H. Kamil Genç, Muhammed Öztürkci, M. Burak Ötken, Üsame Dönmez, Yavuzhan Çağlayan ve Zübeyir Selman Işık seslendirdi. l Kültür Servisi Selanik’te 21. yüzyılın görüntüleri ASLI SELÇUK Festivale iki usta belgeselci Sauper ile Solomon konuk oldu 7. Selanik Belgesel Film Festivali: 21. Yüzyılın Görüntüleri etkinliği iki usta belgeselcinin toplu gösterimlerini gerçekleştirdi: Avusturyalı Hubert Sauper’le Romanyalı Alexandru Solomon. Konuk ustalar izleyiciye belgesel sinemayla igili düşüncelerini aktardılar. Sauper, belgeselcilerin insani tutkular ve olaylarla dinamik biçemde iletişim kurma ayrıcalığına, halkın sorunlarıyla içten bir bağ kurma özelliğine sahip olduklarını belirtti: “Günümüzde kurgusal olmayan görüntülerin bombardımanı altındayız.” 1 Gaye Su Akyol konseri Türk sanat müziğinin rockla kucaklaştığı albümü “Develerle Yaşıyorum” ile çıkış yapan Gaye Su Akyol, bugün Babylon’da konser verecek. Gaye Su Akyol Türk sanat müziği ile rock’ı buluşturan tarzıyla dikkat çekiyor. Sanatçıya cümbüş ve keman sanatçılarının eşlik edeceği konserin biletleri biletix’ten ve Babylon gişesinden alınabilir. l Kültür Servisi Belgesel özgür düşüncenin son kalesi “TV’de, internette kurgusal olmayan görüntülerin bombardımanı altındayız” diyen Sauper, Afrika ve Avrupa tarihinin iki ayrı yüzü olduğunu, bunun da köle ticareti, sömürgecilik şimdi de küreselleşme evrelerini kapsadığını, bunları da Avrupa’nın, Batı dünyasının yarattığını vurguladı. Tanzanya’daki Victoria Gölü’nün 60’lardan bugüne ekonomik, sosyal, çevresel etkilerini tartıştığı Darwin’s Nightmare’de silah ticaretinin ve balık endüstrisinin ters yönlerde ilerlediğini söyleyen sinemacı, çekimlerde ölüm tehditleri aldığını da ekledi. Güney Sudan’ın yeni sömürgecileri, BM barış askerlerini, Çinli petrol iş Çocuklara tiyatro Sauper, Sudanlı savaş lordlarını anlattığı “We Come as Friends”te “Afrikalıları birbirlerini öldürmekle, uygar olmamakla suçluyor, BM’nin araya girmesini istiyoruz oysa ki bu savaşı başlatanlar petrol şirketleri” diyor. çilerini, Amerikalı Evangelistleri, Sudanlı savaş lordlarını anlattığı We Come as Friends’te kara bir şakanın yinelendiğini belirtiyor. Sauper “Günümüzde yaratıcı belgesel artık özgür düşüncenin en son kalesi. İstediğimi söylemekte özgürüm” dedi. Bilim, ütopya, sonsuz yaşam, insan yaşamını mükemmeleştirmeye dair bir belgesel hazırlayan Solomon “Ütopik tıptaki Rus geleneğini, Darwin kuramına göre insan ırkının kusursuzlaşmasını sunacağım” dedi. Ebeveynlerinin Tyrol’deki evinde kalan savaş pilotlarının içinde büyüyen Sauper, Vietnam Savaşı’nda 12 milyon insana napalm bombası atan pilotlarla ilgili, konulu bir film hazırlıyor. 2008’den bu yana 105 bini aşkın çocuğa ulaşan Bosch Çevre Çocuk Tiyatrosu, çevre bilinci ve doğa sevgisi aşılayan “La Fonten Orman Mahkemesinde”oyununu Kırıkkaleli minik tiyatroseverlerle buluşturuyor. Ücretsiz sergilenecek oyun, 45 Nisan tarihlerinde Kırıkkale İl Kültür Merkezi’nde görülebilecek. l Kültür Servisi Lee’nin romanı kasımda Türkçede Harper Lee’ye Pulitzer Ödülü’nü de kazandıran ve tüm dünyada 40 milyondan fazla satış rakamına ulaşan “Bülbülü Öldürmek” yazarın tek kitabı olarak biliniyordu. Ancak 2014’ün son aylarında, 1950’lerin ortasında yazmış olduğu başka bir romanı daha keşfedildi: “Go Set a Watchman”. Püren Özgören tarafından Türkçeleştirilen roman, 2015 yılı sonlarında Sel Yayıncılık tarafından yayımlanacak. “Bülbülü Öldürmek”in unutulmaz karakteri Jean “Scout” Louise Finch yirmi yıl sonra doğduğu kasabaya, babası avukat Atticus Finc’in yanına dönüyor. 1950’lerin ortasında yaşanan dönüşümlerle çalkalanan bu küçük Alabama kasabasında toplumsal ve bireysel mücadele yine devam ediyor. İngiltere ve Amerika’da aynı anda 14 Temmuz’da 2 milyon kopya ile yayımlanacak olan “Go Set a Watchhman” bu yıl 715 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek olan 34. Tüyap İstanbul Kitap Fuarı’yla aynı anda Püren Özgören çevirisi ve Sel Yayıncılık etiketiyle raflardaki yerini alacak. l Kültür Servisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle