18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 3 Nisan 2015 12 Basın özgürlüğünü Kırım’da hatırladılar Dışişleri Bakanlığı’ndan kınama Dışişleri Bakanlığı, Kırım’da faaliyet gösteren Kırım Tatar televizyonu ATR ile diğer bazı Kırım Tatar medya kuruluşlarının lisans yenileme başvurularının reddedilmesini kınadı. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Kırım Özerk Cumhuriyeti’nde faaliyet gösteren Kırım Tatar televizyon kanalı ATR ve diğer bazı Kırım Tatar medya kuruluşlarının yarımadadaki fiili yönetim nezdinde yaptıkları lisans yenileme başvurularının reddedildiği ve bu nedenle 1 Nisan 2015 tarihi itibarıyla yayınlarını durdurmak zorunda kaldıkları hatırlatıldı. “Bu durumu derin bir endişeyle karşılıyor ve kınıyoruz” denilen açıklamada, “Çoğulculuğun ve demokrasinin ayrılmaz bir parçası olan basın hürriyetinin Kırım’ın asli unsurunu teşkil eden ve şimdiye kadar haklarını demokratik ve barışçıl yollarla arayagelmiş Kırım Tatarlarınca kullanılmasının engellenmesi, soydaşlarımıza yönelik baskı politikasının yeni bir örneğini oluşturmaktadır. Türkiye, Kırım Tatarı soydaşlarımızın anavatanlarındaki esenliğinin takipçisi olmaya ve bölgedeki gelişmeleri yakından izlemeye devam edecektir” denildi. lANKARA / Cumhuriyet AdlIyeye CUPpeyle gIrdIler Savcıyı rehin alan Şafak Yayla’nın adliyeye koluna astığı avukat cüppesiyle ve avukat kimliğiyle girişini gösteren görüntüleri yayımlandı CANAN COŞKUN EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 13 Gazeteleri gece yarısı nasıl gördü? Davutoğlu’nun medya takibi Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın cenazesine, bazı gazetelerin rehin alınma anına ilişkin fotoğrafların yayımlanması gerekçesiyle alınmaması ile ilgili olarak “Gece yarısından itibaren baş sayfaları gördüm” sözleri soru işaretlerini gündeme getirdi. Davutoğlu, Kiraz’ın cenazesinde, savcının rehin alındığı fotoğrafları yayımlayan gazetelere getirdiği akreditasyon uygulamasını savunurken “Sabahleyin kalktığımızda, hatta gece yarısından itibaren baş sayfalarını gördüm” demişti. Davutoğlu’nun bu sözlerinin ardından “gece yarısından itibaren gazeteleri nasıl gördüğüne” ilişkin soru işaretleri oluştu. Başbakanlık kaynakları medya takip şirketlerinin yazılımları aracılığı ile tüm medyayı takip edebildiklerini bunun dışında özel bir sistemleri olmadığını iletti. Medya takip şirketlerinin üyelerine bu servisi yapmadan önce de bazı gazetelere ait birinci sayfaların sosyal medyada paylaşıldığını anımsattı. Kamu kuruluşlarına, milletvekillerine ve şirketlere hizmet veren çok sayıda medya takip şirketi bulunuyor. Bu şirketler, gazetelerin taşra baskılarını geceyarısından sonra üyelerine servis ediyor. TBMM Başkanlığı’nın da bu konuda benzer sistemi bulunuyor. l ANKARA / Cumhuriyet ŞAFAK YAYLA Erdoğan ‘aranır’ dedi polis dövdü Avukatlara arama zorunluluğu jet hızıyla uygulamaya konuldu stanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın adliyedeki odasında öldürülmesinin ardından İstanbul Adliyesi’ne girişlerde avukatlar aranmaya başladı. Uygulamaya tepki gösteren avukatlara çevik kuvvet müdahale etti. Müdahalede avukat Refika Korkmaz başını yere çarparak bayıldı. Avukatlar Hüseyin Boğatekin ve Zülfikar Erden de gözaltına alındı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, savcı Kiraz’ı öldüren saldırganların avukat cüppesiyle adliyeye girdiğini ileri sürmüş, cüppeli avukatların aranabileceğini söylemişti. Bu açıklamaların hemen ardından uygulama hızlı bir şekilde hayata geçirildi. Aramaya tepki gösteren avukatlara çevik kuvvet polisleri ve güvenlik görevlileri kalkanlarla müdahalede bulundu. Avukatlar adliyeden yaka paça dışarı atıldı. Avukatlar Hüseyin Boğatekin ve Zülfikar Erden de gözaltına alındı. C kapısı önüne avukatlar için XRay kabini konuldu. Kabinden geçen avukatların üstleri ayrıca el dedektörüyle aranırken, çantaları da arama cihazından geçirildi. Arama uygulaması için ise Başsavcı Hadi Salihoğlu’nun talimatı olduğu belirtildi. Ezilenlerin Hukuk Bürosu ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği üyesi avukatlarında aralarında olduğu bir grup avukat C kapısında XRay cihazlarının bulunduğu noktada aramaya tepki göstererek, nöbet tuttu. Özel güvenlik amiri, aramaya tepki gösteren avukatların dışarı çıkmasını istedi. Güvenlik amirinin, avukatlara “Ben buranın demirbaşıyım” dediği duyuldu. Bir kadın özel güvenlik ise aramaya karşı çıkan kadın avukatı duvara sıkıştırarak “Kimsin sen” diye bağırdı. Sabahtan başlayarak mesai saati Adliyedeki arama yapılmasına tepki gösteren sonuna kadar tartışma ve arbedeler avukat Özlem Özkan uygulamayı üstündekileri sürünce güvenlik görevlileri bu kez çıkararak protesto etti. İ avukat giriş noktasına bariyer çekti. CHP Milletvekili Melda Onur da aramaya tepki gösteren avukatlara destek verdi. Onur, avukatların üzeri aranırken duruşmalara geç kaldıklarını kaydederek “Bu operasyonun başarısızlığını buraya değil kendilerine kessinler. Herkes ölmüş, ne başarısı. Milletvekili kartımı gösterdim. ‘Hala milletvekili misiniz?’ diye sordular” dedi. umhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ı odasında rehin alan DHKPC’lilerin Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne giriş yaptığı ve savcının odasının bulunduğu koridorda bulundukları dakikalara ait fotoğrafları ortaya çıktı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, savcı Kiraz’ın öldürülmesiyle ilgili bir basın açıklaması ve saldırganların adliyedeki görüntülerini yayımladı. Görüntülerde Şafak Yayla’nın saat 11.28’de İstanbul Adliyesi’ne C kapısından giriş yaptığı, 11.29’da da adliyenin C kapısında bulunan avukat girişinden elinde avukat cüppesiyle, kimlik göstererek geçiş yaptığı görüldü. Yayla daha sonra 11.31’de adliyenin 1. bodrum katında güvenlik kamerasına takılıyor. Yayla’nın ardından Bahtiyar Doğruyol da 11.41’de adliyenin 3. katında görülüyor. Ardından 11.46’da Doğruyol ile Yayla zemin kat D Blok’ta buluşup aynı katta bulunan Asliye ceza mahkemelerinin bulunduğu bölümde İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nin önündeki banklarda beklerken görüntüleniyor. Bu bekleyişin ardından saat 12.22’de Yayla ve Doğruyol ellerinde avukat cübbeleriyle 6. kat A2 blokta savcı Kiraz’ın odasına giriş yaparken güvenlik kamerasına takılıyorlar. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu imzasıyla yayımlanan açıklamada ise savcının şehit edilmesiyle ilgili yazılı, görsel ve sosyal medyada savcının polislerle öldürüldüğü, teröristlerin içeriye bombalar C la girdikleri, içeride bomba patlattıkları, savcının otopsisinin yapılmadığı haberlerinin eksik, maksatlı ve yanlı yayınlar olduğu iddia edildi. Açıklamada “İstanbul Baro Başkanı Sayın Ümit Kocasakal, avukat Şükriye Erden ve özellikle Sami Elvan’ın teröristlerle iletişimleri sağlanmış, uzun görüşmelere rağmen teslim olmamışlardır” denildi. Açıklamada, “Teröristlerin görüşmek istediği Avukat Sezgin Tanrıkulu kendisine ilk ulaşıldığında adliyeye geleceğini belirtmesine rağmen adliyeye gelmediği gibi kendisine ulaşılmak istendiğinde telefonlara çıkmamıştır” denildi. Tanrıkulu ise açıklamaya tapki göstererek “Başsavcının sözlerinin aksine ben sadece ‘bir avukat’ değilim ve siyasi bir kimliğe sahibim. Benden bir talep varsa bu konuda muhatabım hükümettir” dedi. Tanrıkulu’ya suçlama Kabin konuldu Avukatların aramaya tabi tutulmasını değerlendiren İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal adliyede bir güvenlik zaafı olduğunu ancak bunun sorumlusunun avukatlar olmadığını söyledi. Kocasakal, “Herkes ayrım yapılmadan aynı şekilde aynı prosedürle adliyeye girmeli. Bu adliye bizim de adliyemiz. Bir parçasıyız yargı camiasının. Avukata farklı bir prosedür uygulayıp diğerlerine ayrı bir prosedür olmaz. Hâkimsavcı cübbesi ne kadar önemliyse avukat cübbesi de o kadar önemli” dedi. Açığın sorumlusu avukatlar değil Ahlaksız demek yakışıksız asın Konseyi, Başbakan’ın, ve bu nedenle de sayısız şeB bazı basın organlarını “ahlak hit veren Türk medyasına karsızlıkla, terbiyesizlikle” suçlaşı, Başbakan’ın kullandığı ifademasını eleştirdi. Açıklama şöyle: “Basına ahlaksız yakıştırmasının talihsiz bir dil sürçmesi olduğunu düşünüyoruz... Basını, terör örgütleriyle ilişkilendirme çabalarını ise kabul etmemiz olanaksızdır. Yıllardan beri, terörle cesurca mücadele eden Ayrı ayrı girdiler AKP, avukatlara üst aramasını tartışıyor EMİNE KAPLAN Adlliyedeki polis müdahalesi sırasında düşerek başını yere çarpan avukat Refika Korkmaz baygınlık geçirdi. Bazı AKP’liler, uygulamaya daha önce karşı çıktıklarını anımsattı umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Cüppeliler de aranacak” açıklamaları üzerine AKP içinde avukatlara adliye girişinde Avukatlık Yasası’na üst araması yapılamayacağına ilişkin yasa hükmünün değiştirilip değiştirilmeyeceği tartışılıyor. Bazı AKP kurmayları, avukatlar için cezaevlerine girişte öngörülen önlemlerin adliyeler için de getirilebileceğini, ancak TBMM’nin seçim nedeniyle tatile gireceğini, yasa değişikliği için zaman olmadığını dile getirdi. Avukatlık Yasası’nın 58. maddesi, “Ağır ceza mahke Şafak Yayla, adliyeye girerken sahte olduğu tahmin edilen avukat kimliğini güvenlik görevlisine gösteriyor. Adliyenin demirbaşı leri haksız ve yakışıksız buluyoruz. Gazetecilik refleksi ile kullanılan fotoğraf üzerinden “suçlu” yaratma gayretlerine yoğunlaşmak yerine, olayların ayrıntılı incelenip, sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılmasını bekliyoruz.” l İSTANBUL / Cumhuriyet Başına bitişik ateş Açıklamada, saldırganların suçta kullandıkları 7.65 mm çaplı Fransız model tabanca ve bu silaha ait çok sayıda boş kovan dolu mermi ile ölü olarak etkisiz hale getirildiği aktarılarak, şöyle denildi: “Şehit cumhuriyet savcımızın 1 Nisan 2015 saat 01.30’da Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsisi sonucu yapılan elde edilen bilgilere göre savcımızın başına bitişik atış olacak şekilde silahla ateş edildiği, ateş edilen silahın ise teröristlerin kullandığı 7.65 çaplı silah olduğu, teröristlerin yanlarındaki çantada bomba olabileceği düşüncesiyle fünye ile kontrollü patlatıldığı, çantada bomba bulunmadığı tespit edilmiştir.” C Anadolu Ajansı’ndan yanlış haber Soruşturma, terör değil basın savcısından Anadolu Ajansı’nın önceki gün duyurduğu 4 gazeteye terör soruşturması açıldığı haberinin doğru olmadığı ortaya çıktı. Gazetelere basın suçları savcılığınca soruşturma açıldığı öğrenildi. Anadolu Ajansı terör soruşturması başlatıldığı iddiasını “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nun, savcı Kiraz’ın şehit edildiği terör saldırısına ilişkin Bugün, Cumhuriyet, Posta ve Hürriyet gazetelerinin bugünkü yayınları nedeniyle resen soruşturma başlattığı öğrenildi” şeklinde duyurmuştu. Konuyla ilgili haberin çıkış kaynağı ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Başsavcı Vekili Orhan Kapıcı. Kapıcı sık sık görüştüğü Yeni Şafak, Star ve Anadolu Ajansı muhabirlerine soruşturma numarası da dahil olmak üzere soruşturmanın detaylarını verdi. Gazetemizin avukatları ve Posta’nın avukatlarının soruşturma numarası ile terör ve örgütlü suçlar bürosu kaleminden sorgulaması sonucu bir soruşturma olmadığı ortaya çıktı. Savcılıktan açıklama Bariyer konuldu mesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz” hükmünü düzenliyor. AKP yöneticileri, avukatların adliye girişinde aranabilmesi için Avukatlık Yasası’nda değişiklik yapılması gerektiğini belirtti. Bir yasa değişikliği için genel seçimler nedeniyle zaman kalmadığına işaret eden AKP yöneticileri, “Meclis tatile girecek, bir yasa değişikliği mümkün gözükmüyor. Ancak Avukatlık Yasası’ndaki hüküm, xray cihazının kullanılmasına engel değil. Alınacak güvenlik önlemleri kapsamında bu tür uygulamalara gidilebilir” dedi. Avukatlık yasası Yasa değişikliği durumun da da cezaevlerine girişle ilgili önlemlerin Avukatlık Yasası’na taşınabileceğini dile getiriliyor. Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük, “Kamu görevlileri ve dış güvenlik görevlileri dahil olmak üzere sıfat ve görevi ne olursa olsun, kurumlara girenler duyarlı kapıdan geçmek zorundadır. Bu kişilerin üstleri metal dedektörle aranır, eşyaları xray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirilir, ayrıca şüphe halinde elle aranır. Bu cihazların bulunmadığı yerlerde arama ve kontrol elle yapılır. Ancak milletvekilleri, mülki amirler, hakim, cumhuriyet savcıları ve bu sınıftan sayılanlar, avukatlar, noterler, ceza infaz kurumları ve tutukevleri kontrolörlerinin üstleri ağır cezayı gerektiren suçüstü halleri dışında elle aranamaz. Duyarlı kapı cihazının ikazının sürmesi halinde bu kişiler ancak, elle aramayı kabul ettikleri takdirde kuruma girebilirler” hükmünü düzenliyor. Bazı hukukçu AKP’li milletvekilleri ise bu konunun daha önce de tartışma konusu olduğunu, kendilerinin karşı çıktığını belirterek “Böyle bir uygulamaya bizler de karşı çıkmıştık. Şimdi bir düzenleme yapılırsa ne kadar doğru olur tartışılır” görüşünü dile getirdi. Karşı çıkmıştık Bahtiyar Doğruyol’la buluşan Şafak Yayla, adliye koridorlarında dolaşıyor ve savcı Kiraz’ın odasına doğru ilerliyor. Muhalif medyada Alevi kadro etkin Anadolu Ajansı Genel Müdürlüğü görevinden ayrıldıktan sonra Yeni Şafak’ta yazmaya başlayan Kemal Öztürk, “Hükümet karşıtı medyada sol ve radikal Alevi ağırlıklı bir haberci kadrosu etkinliğini sürdürüyor. Savcı cinayetinde de bu ekibin domine ettiği medya mensupları, akla hayale gelmeyecek sözlerle terör eylemini meşrulaştırmaya çalıştı” dedi. Öztürk, “Safları Belirleme Zamanı” başlıklı yazısında “Gazeteci ya da yazarın tarafsız olduğunu söyleyerek şiddeti ve teröristi meşrulaştırmak için mesleğini, köşesini kullanması kabul edilir bir durum değildir” dedi. Savcının, Berkin soruşturmasında belirlediği polisin ismini saldırganlara söylediği belirtildi avcı Mehmet Selim Kiraz’ı rehin alan DHKPC’li Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol’la görüşen heyette yer alan avukatlar Şükriye Erden ve Ebru Timtik, saldırganların ilk bomba patlatıldıktan sonra marş söylemeye devam ettiklerini belirtti. Polis kaynakları Kiraz’ın saldırganların silahından çıkan kurşunla öldürüldüğünü iddia etti. “Aydın ve Timtik’in görüşmelere dair notları, Halkın Hukuk Bürosu’nun dünkü açıklamasında yer aldı. Açıklamada, 8 saatlik müzakerede yaşananlar şu şekilde aktarıldı: Eylemciler, rehin alınan savcı ile görüştüklerini, savcının kendilerine bir isim ve iki sicil numarası bildirdiğini, bu isimlerin yayımlanarak suçlarını itiraf etmelerini istediler. Polisler bu talebi mümkün görmeyerek, açıklamayı avukatların yapmasını önerdi. Avukatların yanında bir emniyet müdürünün de olması halinde bu öneriyi kabul edebileceklerini söyleyen eylemciler, bunun dışında bir 6. katta ne oldu? S şey konuşmayacaklarını söylediler. Polisler, açıklamaya emniyet müdürünün katılmasının mümkün olmadığını söyledi. Eylemci telefonu “son görüşme” diyerek açtı, cevabı dinledikten sonra telefon kapandı. Hemen akabinde çok sayıda seri silah sesi duyuldu. İlk bombanın patlamasının ardından kısa süreli bir sessizlik oldu. Sonra içeriden yeniden silah sesi ve marş sesi duyulmaya başladı. Makineli tüfek olarak algıladığımız silahtan atışlar oldu. Ve sonra ikinci bomba patladı. Yaşanan iki taraflı çatışmaydı. Silah sesleri kesildikten sonra son olarak birkaç el silah sesi duyuldu.” Görüşmeleri sürdüren polislerin kendilerine çok sınırlı bir hareket alanı tanıyan siyasi emirlerle hareket ettikleri yolundaki gözlemimizi de sizlerle paylaşıyoruz.” Şafak Yayla’nın cenazesinin götürüldüğü köyünde olaylar çıktı. Yayla’nın dayısı Esat Berberoğlu, “Bu ülkenin asıl teröristi kimse ona lanet olsun. Yeğenim terörist değildir. O savcıya da yazık. O bizim düşmanımız değil ki” dedi AHMET ŞEFİK Asıl ülkeyi soyanlar terörist avcı Mehmet Selim Kiraz’ı rehin alan 2 DHKPC militanından Şafak Yayla’nın cenazesi memleketi Giresun’un Çanakçı ilçesine bağlı Karabörk Köyü’ne götürüldü. Yayla’nın köyde topraga verilmesine karşı çıkan bir grup cenaze evini taşladı. Yayla’nın cenazesi otopsinin ardından Karabörk Köyü’ne götürüldü. Köy girişinde Çanakçı deresi üzerindeki köprüyü kesen protestocular, cenazenin köye girmesine izin verilmeyeceğini söyledi. Grup ceneze aracına yönelerek, “Terörist buraya defnedilmesin, kimsesizler mezarlığına gömülsün” diye bağırdı. Jandarma barikat kurarak aracın geçişini sağladı. Bu sırada kısa bir süre arbede yaşandı. Cenaze evinin bulunduğu böl Son görüşme S Kasıt mı var Doğruyol Ankara’da toprağa verildi Öldürülen DHKPC’lilerden Bahtiyar Doğruyol’un cenazesi önceki gece saatlerinde Ankara’ya getirilerek, Karşıyaka Mezarlığı’na götürüldü. Morgdaki işlemleri yapılan Doğruyol’un cenazesini annesi ve akrabaları aldı. Akrabaları ve yakınlarının kıldığı cenaze namazının ardından Doğruyol, Karşıyaka Mezarlığı’nda defnedildi. Cenaze defnedilirken, bazı kişiler görüntü almak isteyen basın mensuplarına taş attı. geye giden grup evi taş yağmuruna tuttu. Grup jandarmanın müdahalesinin ardından dağıldı. Yayla’nın cenazesi ise yakınlarının katıldığı törenle evinin bahçesinde toprağa verildi. Şafak Yayla’nın dayısı Esat Berberoğlu, yeğeninin tabutuna sarılarak gözyaşı döktü. Berberoğlu, “Şimdi çekiyorsunuz, altına ‘terörist’ diye yazacaksınız. Bu ülkenin asıl teröristi kimse ona lanet olsun. Terörist bu ülkeyi soyanlardır. Buradan ilan ediyorum Şafak Yayla terörist değildir. O savcıya da yazık. O bizim düşmanımız değil ki” dedi. Şafak Yayla’nın ağabeyi olan ve DHKPC üyesi olduğu iddiasıyla tutuklanıp bir süre önce tahliye edildiği öğrenilen Bulut Yayla da kardeşinin cenazesine katıldı Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol, savcı Kiraz’ın odasının bulunduğu koridorda ilerlerken ve savcının odasına girerken görülüyor. Polise ‘siyasi’ emir Ağabeyi de geldi Şafak Yayla’nın cenazesini taşıyan aracı durdurmak isteyen grubu jandarma engelledi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle