28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 23 Nisan 2015 haber EDİTÖR: CANER ÖZTÜRK TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 8 ‘Allah’ın garibanı’ Kılıçdaroğlu, CHP’nin vaatlerine ‘Ergen psikolojisi’ diyen Davutoğlu’na ‘Hesabı, kitabı, ne yaptığını bilmez. Sen Başbakan değilsin’ diye yanıt verdi HP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin seçim vaatleriFIRAT ni “ergen psiKOZOK kolojisi” diye yorumlayan ve kaynak soran Başbakan Ahmet Davutoğlu’na “Davutoğlu sen Başbakan değilsin. Başbakanlık koltuğunda oturan Allah’ın garibanı... Hesabı bilmez, kitabı bilmez, ne yaptığını bilmez. Bir yerden talimat alır, onun gereğini yapar” yanıtını verdi. Seçim bildirgesini açıkladıktan sonra il gezilerine dönen Kılıçdaroğlu dün özel uçakla Adana’ya gitti. Mersin’in Tarsus ilçesine geçerek Şişecam Fabrikası’nı ziyaret eden CHP lideri, işçilerle aynı karavanadan yemek yedi, sorunlarını dinledi. Kılıçdaroğlu ardından Mersin’de önce işadamları ve sivil toplum örgütleriyle buluştu, ardından partisinin aday tanıtım toplantısına katıldı. Tüm organizasyonda kadınların etkili olduğu toplantının yapıldığı 2 bin kişilik salonda oturacak yer bulamayan partililer Kılıçdaroğlu’nu ayakta dinledi. Kılıçdaroğlu, Mersin’e gidişte uçağında Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı: Sarayın maliyetini açıklamıyorsun: Bülent Arınç çıktı, herkesin anlayacağı cümleyi kurdu; “İsraf olmasaydı vergi almaya gerek kalmazdı” diyor. Biz israfı önleyeceğiz. Birincisi, ben kaynak C YSK adil değil (YSK’nin Erdoğan’ın AKP propagandasına sessiz kalması konusunda) YSK geçmişte de adil davranmadı, şimdi de adil davranmıyor. Kim olursa olsun, Cumhurbaşkanı dahil yasaların öngördüğü kurallara uymazsa YSK’nin uyarması lazım. Cumhurbaşkanı yarın “AKP’ye oy istiyorum” dediği zaman, ne yapacağını merak ediyorum. Papa’nın İşe Karışmasının Anlamı apa 100. yılda işe karıştı ve sahnede en büyük rolü aldı. Bu bir soykırımdır, dedi. Böylece 1915 olayının değerlendirmesine, siyaset ve hukuk boyutuna bir de dinsel bir bütünlük kazandırdı. Bu dinsel boyut hepsinden önemlidir. Siyaseti tartışırsınız, hukuk için yargı var, şu var bu var... Ama olayın içine dini karıştırdınız mı, hiçbir zaman çözemeyeceğiniz bir kördüğüm eklemiş olursunuz. Siyaseti, parlamentolarda vb tartışırsınız... Hukukta adaleti, yargı ile insafı, biraz doğrusuyla biraz yanlışıyla ayırt etmeye çalışırsınız... Siyaset ve hukuk, yeryüzüne aittir. Hakiki şeylerdir. Yeryüzüne ait olgulardır. İnsanlık şüphesiz ki etkilenir ama en sonunda dünyada yaşanmış büyük katliamların bir parçası der. Şüphesiz ki kayıtsız kalmaz. Hiç Kızılderililer zamanına gitmeye gerek yok. ABD iki atom bombası ile Nagazaki ve Hiroşima’da iki atışta dünyanın en büyük katliamını yapmıştır, iki kente “soykırım” uygulamış mıdır?! Irak’ta 1 milyon Iraklının şu veya bu biçimde öldürülmesinde bir numaralı rolü oynamıştır. Bu bir soykırım mıdır?.. Suriye’den 3 milyon kişi evinden barkından sürülmüş ve 200 bin kişi öldürülmüşse, bu olayı soykırım açısından tartışmalı mıyız?.. Yoksa bunlar dünyanın adi vakalarındandır, olur böyle şeyler deyip geçecek miyiz?.. Bu olayları “dünyevi” ve “siyaset” çerçevesinde görüyoruz. Deşen yok. Bir alçakça düzen sürüp gidiyor. Ama Papa Bey olaya karışınca, işin rengi toptan değişiyor. Ama dinin dünyevi olaylarda tartışılacak bir yönü yoktur. Papa Bey böyledir. Hukuk ve siyaset derken, olayın en üst kabuğunu bir Hıristiyanlık meselesiyle sarıyorsunuz. Bu kabuk, içerideki gerçekleri görülmez kılıyor. Onlara artık kimsenin ulaşabilirliği yoktur, milyarlık Hıristiyan âlemi için mesele adeta kapanmıştır! P CHP lideri Kılıçdaroğlu, Mersin’in Tarsus ilçesindeki Şişecam fabrikasında çalışan işçilerle bir araya geldi. Kılıçdaroğlu işçilerle yemek yedi, sohbet etti. bulurum. İkincisi, yerli yerinde harcarım. Üçüncüsü ise namusuyla bunun hesabını veririm. Davutoğlu’na şunu sormak isterim; sen bütçeyi parlamentodan geçirirken Sayıştay’ın raporu neden gelmedi? Yani harcamaların hesabını bile vermedin sen. Kaynağı bana en son soracak kişi sensin. Köşke ne harcadın: Sarayın maliyetini neden milletin önüne anlatmıyorsun? İstanbul’daki köşke ne kadar harcadın? Kaynak kimin için kullanılacak? AKP yandaşı için kullandı, ben halk için kullanacağım. Şimşek, Böke ile tartışabilir: Davutoğlu bütçe nedir, Sayıştay nedir, biliyor mu? Kaynak nedir, vergi nasıl toplanır biliyor mu? Bir sefer Davutoğlu sen Başbakan değilsin. Birinci sorunumuz orada. Üzerindeki vesayeti atabilmiş mi? Başbakanlık koltuğunda oturan Allah’ın garibanı... Ben ne söyleyim daha? Hesabı, kitabı bilmez, ne yaptığını bilmez. Bir yerden talimat alır. Özgür iradesi olmayan birisinin Başbakanlık koltuğuna oturma hakkı yoktur. Kaynak hakkında Başbakan isterse, hodrimeydan istediği televizyon kanalında tartışmaya hazırım. Maliye Bakanı arzu ederse, Genel Başkan yardımcımız Selin Sayek Böke Hanım’la istediği kanalda tartışabilir. Bildirgeyi nasıl kaybetti, onu anlatsın: Başbakan’sın, seçim bildirgesi hazırlıyorsun, 70 milyona sunuyorsun... “Efendim bazı sayfalar kaybolmuş...” Çocuk mu kandırıyorsun? 1725 Aralık’ın hesabını veremeyen bir Başbakan’ın kaynak sormaya hakkı yoktur. Dış politikanın getireceği artıları söylemedik: Bizim kaynaklarımız arasında CHP’nin dış politikasının getireceği artılar yazılmamıştır. İzleyeceğimiz dış politikayla 50 milyar dolarlık bir kaynak yaratacağız. l MERSİN Berkin semboldür (Berkin Elvan klibi hazırlayan sanatçılara soruşturma açılması konusunda) Berkin Elvan’ı yuhalattılar, anılmasını yasakladılar. Ama Berkin Elvan bir semboldür, istediğiniz kadar yasaklayın. Sanatçılar diktatörlerle beraber olmaz. Sanatçılar baskıyı savunanlarla beraber olmazlar. Diyanet’e de yöneltmeliyiz; kardeşim sen neden dünyevi işlere burnunu sokuyorsun, hadi git işine!) Papa, “Hıristiyanlara katliam sürüyor” diyerek, kendine dünya sahnesinde yeni bir alan açmanın da fırsatı olarak kullanmaktadır, Ermeni meselesini. Sadece o kadar mı? Bir Hıristiyan İslam çatışmasını da körüklemenin kıvılcımını aramaktadır. Din savaşları mı? Bu gizliden gizliye zaten yok mu? “Kültürler Uygarlıklar çatışması”nın bir kesiti de (Huntington’un tezi) iki dini kültüre dayanmıyor muydu?.. Ayıkla pirincin taşını! Papa neydi, sosyalist falan mı?! Papa’nın bu müdahalesinin bizim “sözde sosyalistler”ce, “soykırımcılar”ca da sessiz alkışlarla karşılandığını kestirmek zor değil. Böylece Türkiye, “bu kahrolası, yıkılası, parçalanası” ülkedevlet, biraz daha küresel olarak köşeye sıkışmıştır. Bir “son darbe”nin adeta bekleyişi içine girilmiştir. Yüzlerinde perdelenemeyen nefreti görüyorum. İşadamı, Şükür’den şikâyetçi İşadamı Bekir Savram, bağımsız milletvekili Hakan Şükür’ün sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden mesaj yolu ile de kendisine hakarette bulunduğunu savunarak, söz konusu iletilerin çıktısı ile savcılığa başvurdu. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuran Savram, dilekçesinde, Hakan Şükür’ün kendisine hitaben, “Reza devlet mi öne yatanlara, sıfırlayanlara, hırsızlara yapıldı. Ne zamandan beri mali şubede darbe oluyor. siyaset nire hırsızlık nire, böyle mi siyasetçi olunuyor arsız” diyerek hem kendisine hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan’a hakarette bulunulduğuna dikkat çekti. Savram, Şükür’ün TCK 125’inci maddesi üzerinden cezalandırılmasını talep etti. Savram dilekçesinde ayrıca, “Grup Paralli”, “Babagonya” ve “Tapegonya Bölüm 4” isimli videoları gönderen Şükür’ün kişilik haklarına saldırdığını beyan etti. Savram, “Arsız ise namussuz demektir. Şükür şeref ve saygınlığımı rencide ederek hakaret ederek kişilik ve onuruma saldırmıştır” dedi. Papa öyle dediyse, tamam; din bağnazlıktır, dogmalarla yaşar, tartışılır bir şey değildir. Hıristiyan dininin en üst makamı 1915’i “paketlemiş”, üzerine kalın bir “soykırımdır” damgasını vurmuş ve altına da “İmza: Papa” demiştir. Ermeniler Hıristiyanlığı ilk kabul eden millettir diyerek, üstelik olayı bir Hıristiyanlık meselesine dönüştürmüştür. Sahi Avrupa dini kiliseye hapsetmemiş miydi? Bu adam siyasi ve hukuki konulara neden Vatikan’dan çıkarıp başını sokuyor? Bu bağlamda Papalığın yeniden siyaset ve toplumsal alanda rol alma geri dönüşü isteği de yatıyor. (Tabii aynı soruyu bizim Soykırıma dini çatışma bindirme Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bile 1915’in soykırım olup olmadığının hukuken tartışmalı olduğunu söylemek zorunda kalırken, siyaseten bir “soykırım idamı” ve “diz çöktürme” politikası ile karşı karşıyayız. Büyük Felaket, evet... Birinciİkinci Dünya Savaşı’nda 100 milyon insanın öldürülmesi daha büyük felaket. Tabii, topraklarından büyük ölçüde sökülüp atılan, tehcirde yüz binlerce ölenöldürülen bir etnisite var. Almanya’da Yahudiler durup dururken yok edildi, bir ırk temizliği... Ama Anadolu’da gerçekleşen durup dururken olmadı. Büyük Birinci Dünya Paylaşım Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu’nu paylaşma savaşı, Anadolu’da 1915’e kadar ErmeniTürk iç savaşı... Katliamlar... Anadolu’nun bir yurt edinme savaşına dönüşmesi olayı yaşandı. Bütün bunların etkileriyle yaşanmış bir facia. Şunu derim hep: İkinci Dünya Savaşı’nın Osmanlı’daki serüveni, Türklerin Anadolu’dan sürülmesi ile de sonuçlanabilirdi. Bir Türk diyasporası yaşanırdı. Yurt edinme ve büyük dışiç savaşlarının sonuçları her zaman felaketlerle doludur... HHH Biraz rahat bırakılsa Büyük Felaket, Avrupa Parlamentosu, Papa Bey, ülkeler olayın içine burunlarını böylesine sokmasalar, karıştırıcı boyun eğdirici değil de uzlaştırıcı sorun çözücü yanaşsalar, Türkiye ile Ermenistan ve dünya Ermenilerinin yeniden büyük kucaklaşmaları için kapılar açılırdı. Türkiye de üzerine düşeni fazlasıyla yapardı... Şimdi nereye gidiyor olay? Soykırımcı yaklaşım neyi çözer? Ak trolleri yöneten Soylu mu? CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Twitter’da muhalif partilere yönelik sert sözler sarf V.Ağbaba ederek adını duyuran ve “Ak troller” olarak bilinen grubun kime bağlı olduğunu sordu. Ağbaba, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, “Ak trollerin” AKP Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu’ya bağlı olarak çalıştığı iddiasını gündeme getirdi. Troll ekibinin MİT ile koordineli çalıştığı iddialarının da yanıtlanmasını isteyen Ağbaba, “Troller AKP Genel Başkanlığına mı yoksa Cumhurbaşkanlığına mı bağlı olarak çalışmaktadır” diye sordu. Troll’lere maaş ödenip ödenmediğini de soran Ağbaba, “Bu faaliyetler için örtülü ödenekten pay ayrılmakta mı?” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Erdoğan sevgisini bir ‘tık’la sildi Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Antalya Başmüdürü Osman Serdar, sosyal paylaşım sitesi Twitter’da O. Serdar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “Canımsın ya” diyerek övgüler sıraladığı, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na “Yazık ya” diyerek eleştirdiği mesajları sildi. Osman Serdar, Twitter’da kendisine ait @serdarosman07 hesabından yaptığı paylaşımları temizledi, profil fotoğrafını da yeniledi. Serdar, “Dünyanın 7 harikası var ama Türkiye’nin tek harikası var Recep Tayyip Erdoğan” diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sevgisini ilan ettiği mesajları duvarından kaldırdı. Temizliğin ardından Serdar’ın tweet sayısı 550’den 122’ye düştü. Serdar’ın olay paylaşımları Twitter’da da gündem oldu. l ANTALYA/ DHA C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle